İYİ Parti Grup Başkanvekili Turan Çömez, Yenidoğan Çetesi Davası'na müdahil olma talebinde bulundu. Çömez, çocukların katledildiğine dair belgelerinin olduğunu belirterek, adaletin yerini bulması için çağrıda bulundu.
(İSTANBUL) - Yenidoğan Çetesi Davası'nın görüldüğü Bakırköy Adliyesi önünde bir açıklama yapan İYİ Parti Grup Başkanvekili Turan Çömez, davaya müdahil olmak için başvuruda bulunduklarını açıkladı. Çömez, "Bütün Türkiye'ye feryat ediyorum, isyan ediyorum, haykırıyorum ve yalvarıyorum, kayıtsız kalmayın bu sürece. Çünkü elimde dünya kadar katledilmiş çocukların belgesi var. Diyorum ki TBMM'de beni bu davaya müdahil olarak kabul edin, belgeleri size vereyim. Bugün buraya geldim ve müracaatta bulunduk. Adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun" dedi.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Turan Çömez, Yenidoğan Çetesi Davası'nın görüldüğü Bakırköy Adliyesi önünde akşam saatlerinde bir açıklama yaptı.
hbrlr1.com/ctawdbawkckckl
(İSTANBUL) - Yenidoğan Çetesi Davası'nın görüldüğü Bakırköy Adliyesi önünde bir açıklama yapan İYİ Parti Grup Başkanvekili Turan Çömez, davaya müdahil olmak için başvuruda bulunduklarını açıkladı. Çömez, "Bütün Türkiye'ye feryat ediyorum, isyan ediyorum, haykırıyorum ve yalvarıyorum, kayıtsız kalmayın bu sürece. Çünkü elimde dünya kadar katledilmiş çocukların belgesi var. Diyorum ki TBMM'de beni bu davaya müdahil olarak kabul edin, belgeleri size vereyim. Bugün buraya geldim ve müracaatta bulunduk. Adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun" dedi.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Turan Çömez, Yenidoğan Çetesi Davası'nın görüldüğü Bakırköy Adliyesi önünde akşam saatlerinde bir açıklama yaptı.
hbrlr1.com/ctawdbawkckckl
Category
🗞
HaberlerDöküm
00:00Hazır mıyız arkadaşlar? Hazırız. Hazırız. Saygıdeğer basın
00:12mensupları belki de Türkiye tarihinin en önemli davalarından
00:16bir tanesini izlemek üzere hep beraber buradayız. Sizler de
00:20çok iyi niyetlisiniz, bizler de çok iyi niyetliyiz. Yeter ki
00:24adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun inancıyla
00:27buradayız. Ve maalesef bu davanın görülmesi sürecinde
00:32yaşananlar bizi büyük ölçüde endişeye, kaygıya veya korkuya
00:37sevk etti. Bunun niye olduğunu biraz sonra anlatacağım. Ancak
00:41şunu samimiyetimle ifade ediyorum. Bu dava Türkiye'de
00:45olduğundan çok daha fazla yurt dışında izleniyor ve modern
00:49dünya böyle bir vahşetin, böyle bir alçaklığın, böyle bir
00:53soygunun nasıl olduğunu veya olabileceğini anlamaya
00:55çalışıyor. Ve adım adım takip ediyor. Bakın bugün biz
00:59buzdağının görünen kısmını konuşuyoruz. Şu kadarcık
01:03kısmını konuşuyoruz. Halbuki buzdağ çok büyük. Artı altı son
01:07derece büyük ve derin. Onun için diyorum ki hep beraber bu
01:11ülkeyi seven herkes, çocukları seven, ülkesini, bayrağını,
01:15milletini, toprağını seven ve hukuka bağlı olan herkes bu
01:18davayı takip etsin ve bu davada hukukun tesis edilmesi için
01:23mücadele etsin. Bakın yıl iki bin on altı. Iki bin on altı
01:27yılında Sayın Davutoğlu'nun eşi Sari Hanım benim de meslektaşım
01:31tanıdığım bir doktor arkadaşım saygı duyduğum sevdiğim bir
01:34doktor arkadaşım bir ihbar alıyor. Ve kendisine diyorlar
01:38ki bazı hastanelerde Kanuni Sultan Süleyman Süleymaniye
01:43eğitim hastanelerinde çeteler var. Ve bu çetelerin özel
01:47hastanelerde uzantıları var. Devleti soyuyorlar Sari Hanım
01:50diyor. Ve Sari Hanım zamanın başbakanı Sayın Davutoğlu'na bu
01:54konuyla ilgili bilgi veriyor. Ve Davutoğlu da gereğini yapıyor.
01:58Ve bununla ilgili bir soruşturma başlatılıyor. Ve
02:01soruşturma başlatıldıktan sonra son derece vahim bir tablo
02:05ortaya çıkıyor. Evet bu hastanelerde çeteleşme vardır.
02:09Evet bunların özel hastanelerde uzantıları vardır. Evet SGK
02:13soyuluyor. Rapor elimde. Ve bu raporu Türkiye'ye ilk defa ben
02:17duyurdum. Ilk defa ben paylaştım. Raporun bütün
02:19detayları elimde. Rapor diyor ki rapor açıkça şunu söylüyor.
02:23SGK soyuluyor. Devlet soyuluyor. Bebekler yanlış
02:27tedavi ediliyor. Özel hastanelerde çeteler var. Devlet
02:31hastanelerinde bunların uzantıları var. Ve en son şunu
02:34söylüyor. Bununla ilgili bir soruşturma başlatılsın. Mutlaka
02:37dava açılsın. Işte burada bir el devreye giriyor ve bu rapor
02:41kapatılıyor. Bu soruşturma dosyası kapatılıyor. Ancak bir
02:45şey oluyor. Buradan Sağlık Bakanına açık çağrı yapıyorum.
02:48Elimde raporu yok ama bilgisi var. Elli doktora bu
02:52hastanelerde çalışan elli doktora ceza veriliyor. O
02:56dönemde İstanbul İl Sağlık Müdürü kim? Bugünkü Sağlık
02:59Bakanı. Birkaç kere sordum cevap alamadım. Bir daha sizin
03:02huzurunuzda sormak istiyorum. Sayın bakan sen İstanbul İl
03:05Sağlık Müdürü'yken bu ihbar sana yapılmışken bu teftiş
03:10raporu senin önüne konmuşken ve açıkça çeteler bu soygun düzeni
03:14çocukların katledilmesi sana rapor edilmişken niye bununla
03:18ilgili gereğini yapmadın? Niye bu dosyanın örtülmesine göz
03:21yumdun? Haberin mi yoktu? Yoksa birilerinden korktun mu? Yoksa
03:27işin arkasında başka bir şey mi var? Defalarca sordum cevap
03:31alamadım. Bir daha soracağım. Sayın bakan sizin muhterem
03:35eşiniz hanımefendi bir yeni doğan doktoru mu? Bu
03:39hastanelerde çalıştı mı? O dönemde burada mıydı? Bana
03:42cevap ver. Kamuoyuna cevap ver. Bilmek istiyorum.
03:46Demokraside sorumluluk sahipleri hesap verirler.
03:49Millet hesap sorar. Millet kimin adına hesap sorar? Millet
03:53kendi adına hesap soracak vekilleriyle hesap sorar. Biz
03:57de bunlardan bir tanesiyiz. Iki bin yirmi dört Mayıs ayı. Bir
04:01soru önergesi verdim. Sağlık Bakanı'na. Dedim ki sayın bakan
04:04bakın bu hastanelerde çocuklar öldürülüyor. Hastanenin adını
04:08verdim. Reyhap dedim. Sadece bu kadar da değil. Üç yüz kişilik
04:11bir çeteden bahsediyorum. Rakamı da yazdın. Soru
04:14önergesinde var. Dedim ki SGK soyuluyor. Çocuklar öldürülüyor.
04:17Allah aşkına nedir bu iş? Üstüne gidelim. Bakın benim
04:21şu aziz millet adına sormuş olduğum bu soru önergesine bir
04:25tek satır cevap vermedi. Anayasa diyor ki milletvekilinin
04:28sorduğu soru önergesine iki haftada cevap vermek
04:31zorundasın diyor anayasa. Umurunda değil. Buna cevap
04:34vermedi. Şimdi tekrar geriye gideceğim. Sayın Bakan diyor ki
04:37ben diyor bunu Mayı ııı Mart yirmi üçte diyor CİMER'e yapılan
04:42şikayetle öğrendim. Sayın Bakan yalan söylüyorsun. Kocaman bir
04:45yalan söylüyorsun. Bu milleti kandırma. Çünkü iki bin on
04:49altıdaki raporun yazıldığını biliyordun. O rapor senin
04:52masandaydı ve üstü örtüldü. Gelelim iki bin yirmi üç Ocak
04:55ayına. Ocak ayı şu an tepede. Sağlık Bülbülü'nden teftiş
05:02etti. Bir rapor yazdı. Bu raporda aynı şekilde
05:05katliamların yapıldığını, bebeklerin öldürüldüğünü,
05:08bebeklerin korunamadığını, yanlış tedavi yapıldığını ve
05:12maalesef bu hastanelerin adını da yazarak devlet
05:14hastanelerindeki çetelerin uzantılarından da bahsederek
05:17gereğinin yapılması icap ettiğini yazmış o rapora ve bu
05:21rapor Kemal Memişoğlu İstanbul İl Sağlık Müdürüyken elindeydi.
05:25Soruyorum şimdi Sayın Bakan. Neden buna kayıtsız kaldın? Ne
05:29vardı arkasında? Korktun mu kimseden? Söyleseydin bize. Biz
05:33yanında dururduk, destek olurduk sana. Niye korktun?
05:35Niye bu çocukların ölümüne göz cümdün? Ve ondan sonra gelelim
05:40bu sürecin yaşandığı döneme Rehap Hastanesi'ne gidiyor Sayın
05:43Bakan. Ne zaman? On bir Temmuz iki bin yirmi üçte. Rehap
05:47Hastanesi'nin başhekimi şu anda içeride. Yargılanıyor. Ve onunla
05:51poz poz resimler veriyor böyle. Avukat hanımlar bağışlayın.
05:54Sarılarak resimler veriyor. Diyor ki benim arkadaşım bu.
05:58Allah aşkına çocukların öldürüldüğü bir hastane,
06:01çocukların katledildiği bir hastane, devletin hortumlandığı
06:04bir hastane Sayın Bakan. Sen niye gidiyorsun o hastaneye
06:07poz poz bu resimleri veriyorsun? Hangi cüretle,
06:11hangi gerekçeyle ne var bu işin arkasında? Ve maalesef bakan
06:15bey o dönemde o poz poz resimleri verdiği dönemde ne
06:19oluyor biliyor musunuz? Rehap Hastanesi'nde çocukları
06:22öldürülüyor. Ve ölümlerin önemli bir kısmı Rehap'ta ve
06:26Medilayf Hastanesi'nde gerçekleşiyor. Şimdi birkaç
06:28ayrıntıyı sizinle paylaşacağım. Burası son derece önemli.
06:31Maalesef bu dava dosyasındaki vakaların vakaların son derece
06:36yetersiz olduğunu bilen birisi olarak bütün Türkiye'ye feryat
06:40ediyorum, isyan ediyorum, haykırıyorum ve yalvarıyorum.
06:43Kayıtsız kalmayın bu sürece. Çünkü elimde dünya kadar ihmal
06:48edilmiş, öldürülmüş, katledilmiş çocukların belgesi
06:51var. Daha nasıl söyleyeyim ben bunu? Diyorum ki Türkiye
06:54Büyük Millet Meclisi'nde beni ne olur bu davaya müdahil olarak
06:58kabul edin belgeleri size vereyim. Bugün buraya geldim,
07:01bandırmadan geliyorum ve buraya müracaatta bulunduk Allah
07:04aşkına. Adalet yerini bulsun isterse kıyamet kopsun. Lütfen
07:08müdahil olmamıza izin verin. Bakın belge sunacağım mahkemeye
07:12diyorum. Ne söyleyeyim daha ben size? Hastane içerisindeki
07:15konuşmaları vereceğim. Sağlık Müdürlüğü'nün efendim bu
07:19hastanelere nasıl önceden ihbarlarda bulunup denetlemeye
07:22geleceğiz? Aman tedbirinizi alın dediğinden bahsedeceğim. Ve
07:26hastanelerde nasıl kaçak doktor çalıştırıldığından fefecü
07:29doktorların aranırken nasıl çalıştırıldığından şu anda
07:32yurt dışına nasıl kaçtığından bahsedeceğim. Insanları tecavüz
07:36etmiş, uyuşturucu vererek tecavüz etmiş doktorların nasıl
07:40hastanelerde sahte isimlerle çalıştırıldığından
07:43bahsedeceğim. Yetkisi olmayan insanların kaçak bu hastanelerde
07:47merkezler kurup bebek kanı aldığını, kadın doğum
07:50doktorlarıyla ameliyatlara girip bebek kanı aldığını
07:52bunlarla inanılmaz rantlar elde ettiğini acaba Amerika'ya
07:57veya Ukrayna'ya bu kanlar gönderildi mi? Bunların
07:59soruşturulması gerektiğini tek tek anlatacağım. Niye beni
08:02kabul etmiyorsunuz? Ben iki ülkeden diploması olan
08:05İngiltere'den ve Türkiye'den diploması olan hakikaten
08:08mesleğinde saygın yeri olan bir doktorum belgeyle konuşuyorum.
08:11Ve geldim buraya millet adını adalet arıyorum. Bu çocukların
08:15katline, gözcümanlara hesap sormak için buradayım.
08:18Yapamazsınız bunu. Bakın öylesine vahim olaylar var ki.
08:21Az önce söylediğim ııı o olayların önemli bir kısmı
08:26dosyada yok. Mesela bir tane. Rahatlıkla resmini
08:28paylaşabilirim hepinizle. Çocuğun testislerini küçücük
08:31otuz altı hafta dünyaya gelmiş. Daha iki iki günlük, üç günlük
08:36bu yavru annesi koklamamış daha bu çocuğu. Koklayamamış. Adını
08:40kulağına üfleyememiş. Ezanı okunmamış, sütünü
08:44verememiş annesi. Emanet etmiş bu alçakları. Al demiş. Bu
08:47yavruya bakın. Çünkü onlar demişler ki yoğun bakım
08:50almamız lazım. Para var işin ucunda. Söylemiyor bunu. Ve
08:53bebeklerin sabah gidiyorlar. Hemşire bir görüyor bebeklerin
08:56testisleri çürümüş. Doktor yok. Ve hemşire bunun resmini çekip
09:01doktora atıyor. Diyor ki bu bebeğin testisleri çürümüş
09:03diyor simsiyah. Doktor da diyor ki nereye sıkıştırdınız? Kim
09:06sıkıştırdı bunu? Cevap yazıyor. Ve hemşire de sırıtarak cevap
09:10veriyor. Beni bağışlasın bütün Türkiye. Ama bilinmesi lazım
09:14bütün bunların. Buna benzer onlarca vaka söyleyebilirim.
09:17Mesela bir fotoğraf gösterebilirim size. Hemşireler
09:20yine hastanede doktor yok. Nerede? Medilayf Hastanesi'nde.
09:24Neresi burası? Bakanın gidip ziyaret ettiği hastane. Küçücük
09:27bir bebecik gidiyor oraya. Doktor diyor ki bas entübasyonu.
09:31Entübasyonu hemşire yapmaya çalışıyor ki dokunamaz. Hortumu
09:35boğazından sokamaz. Böyle bir şey yapması mümkün değil.
09:38Hortumu sokarken çocuğun trakiğasını, nefes borusunu
09:41parçalıyor ve akciğerlerini parçalıyor. Hepsinin belgeleri
09:45var, fotoğrafları var. Allah aşkına bütün bunlara nasıl
09:48kayıtsız kalabilirler? Mesela bir tanesi çocuk hastanedeyken
09:52hortumdan kurtuluyor. Iki buçuk dakika, üç dakika sonra
09:55çocuğu o vaziyette buluyorlar ama maalesef beyin ölümü
09:58gerçekleşmiş. Bu çocuk şu anda