• geçen ay

Category

🗞
Haberler
Döküm
00:00Cumhuriyet TV ekranlarından merhaba sevgili izleyenler, bugün akademisyen ve yazar Fatih Yaşçı'yı konuk edeceğiz ve siyasetin gündemindeki konuları konuşacağız.
00:22Hoş geldiniz.
00:23Hoş bulduk, merhabalar.
00:25Efendim aslında çok fazla başlık var o yüzden açılışta da hepsini bir derleyip toparlamak istemedim.
00:30İlerleyen dakikalarda hepsine dair yorumlarınızı alacağım.
00:32Dilerseniz Milliyetin Bakanlığı'nın sözleriyle başlayalım.
00:36Layıklık açıklamasıyla çok gündem oldu ve çok tepki çekti Yusuf Tekin.
00:40Kendince bir layıklık tanımı yapıyor ve şöyle söylüyor.
00:43Sizin layıklıktan anladığınız şey üniversiteye başörtüsüyle gitmek isteyen çocuğu ikna odalarına alıp ikna etmeye çalışmak.
00:50Bunu layıklık gereğiyle yaptınız vs. buna benzer sözler.
00:54Siz de zaten o sözleri gördünüz ve çokça tepki aldı dediğim gibi.
00:57Nasıl değerlendiriyorsunuz milli eğitimin başındaki ismin layıklıkla ilgili böyle bir tanımı var?
01:04Aslında bu içerisinde yaşadığımız Türkiye'yi, nasıl bir konjonktürde bulunduğumuzu, AKP iktidarının doğasını ve AKP'nin inşa ettiği rejimi anlamak açısından son derece önemli.
01:15Yani örneğin 29 Ekim 10 Kasım haftasında hatırlarsınız bütün AKP'liler birdenbire Atatürkçü olmuşlardı.
01:22Erdoğan her sene düzenli olarak Atatürk'ü yeniden keşfediyor ve aslında kendisiyle doğrudan söyleyemese de bir tür kıyas yapmaya çalışıyor.
01:31Hatta en son konuşmasında işte Atatürk 10 sene daha yaşasaydı Türkiye bambaşka bir yerde olurdu gibi bir şey söyledi.
01:38Bu aslında bir tür sibliminal mesaj.
01:40Yani eğer ben de bir 10 sene daha ülkenin başında kalırsam Türkiye'yi başka bir yere götürebilirim şeklinde bir süre istiyor.
01:46Zaten ömrü vefa edene kadar o koltukta oturmaya dair bir niyeti olduğunu biz biliyoruz.
01:52Şimdi bakın Milli Eğitim Bakanı'nın söylediği şeyler aslında Türkiye'de siyasal İslamcı mitolojinin sürekli olarak yıllardır 10 yıllar boyunca dile getirdiği iddialar.
02:02Yani elbette ki 1923'den 46'ya kadar Türkiye'de ciddi seküler reformlar yapıldı.
02:09Radikal adımlar atıldı.
02:11Türkiye'nin laikleşmesi adına ciddi hamleler yapıldı.
02:15Bunları öyle bir anlatıyorlar ki işte camiler ahır yapıldı, Kur'an kursları yasaklandı, şu bu.
02:21Dolayısıyla tarihin yeniden yazımı ile karşı karşıyayız.
02:25Yani Türkiye'de yıllarca hep bir AKP'ye gelene kadar bir resmi tarih vardı.
02:29Bir de İslamcıların gayri resmi tarihi vardı.
02:31İslamcılar iktidar olduktan sonra artık onların yazdığı o alternatif gayri resmi tarih anlatısı resmi tarih anlatısına dönüştü.
02:39Dolayısıyla aslında Türkiye'de laikliğin tamamen bir zulüm politikası olduğu, ceberut devlet anlayışının yansıması olduğu gibi söylenme artık revaçta.
02:48Zaten bunu liberaller de çoğu zaman dile getirmişti.
02:51Şimdi bu kadar belki ön planda değiller ama işte Ergenekon-Balyoz süreçlerinde AKP'ye destek verirken
02:56Türkiye'de bir ceberut devletlerin laiklik politikalarının yanlış uygulanmasından vs. bahsediyorlardı.
03:02Elbette ki 1923'den 46'ya kadar izlenen süreçte ciddi eleştirilecek yanlar olabilir.
03:08Ama o ciddi eleştirilecek yanların İslamcılığın o gayri resmi ve artık resmileşmiş tarih anlatısına bırakılmaması gerekir.
03:15Şimdi de biz zaten bunu bugün Milli Eğitim Bakanı'nın açıklamasıyla görmüş olduk.
03:19Milli Eğitim Bakanı çok klasik İslamcı bir söylem içerisinden laikliği bütünüyle kötüleyen, laikliğin yanlış olduğunu iddia eden bir pozisyon almış durumda.
03:28Daha önce de örneğin Tarikat Cemaatlerle Milli Eğitim Bakanlığının işbirliği ortaya çıktığında onu da kabul etmişti.
03:35Son hayata geçirilen müfredat da aslında işte o Nurettin Topçu'dan esinlenen marif sistemimiz adıyla gündeme getirilen müfredat da büyük ölçüde zaten Türk İslam Sentezi'nin yansımasıydı.
03:51Bu açıdan şaşırtıcı değil.
03:52Belki şunu görmek gerekir. Yani bu iktidar kendi çıkarları gereği, pragmatizm gereği zaman zaman Mustafa Kemal'e yaslandığında bundan hemen memnuniyet duyan, hemen birdenbire yel kendine suya indiren muhalif bir kitle var.
04:07Halbuki bakın işte yani bu iktidarın gerçek yüzü aslında Milli Eğitim Bakanı'nın laiklikle, cumhuriyetle ilgili söylediği şeylerdir.
04:14Doğrudan söyleyemiyorlar. Bütün bir 23-46 arasına yaymak mümkün değil.
04:18Çünkü o zaman Mustafa Kemal'i doğrudan karşınıza almanız gerekir.
04:21Ona cesaret edemedikleri için de sadece sanki 40'lı yıllarda ve İsmet İnönü döneminde böyle politikalar uygulanmış gibi bir tür söylem içerisindeler.
04:28Halbuki Türkiye'de eğitim alanındaki laikliğin öncüsü Mustafa Kemal Atatürk'tür.
04:33Yazdığı kitaplarla, çevirttiği kitaplarla, izlediği milli eğitim politikasıyla ama şu an onu doğrudan hedef tahtasına oturtmanın kendileri açısından çok da olumlu bir süreç yaşatmadığını gördüler deneyimlerle birlikte.
04:48Sanki Mustafa Kemal değil de İnönü dönemi tek partisi tek suçluymuş.
04:52O dönemde yapılanlar sadece suçmuş gibi göstermeye çalışıyorlar.
04:55Bu da yine İslamcı pragmatizmiyle açıklanabilir sanırım.
04:58Peki şimdi aslında bu konuyu geçmeden evvel temelleri ilişkin de konuşmak isterim.
05:03Kılıç çatmaları ve Mustafa Kemal'in askerleri sloganlarıyla güncem olmuştu ve çokça saldırılmıştı da bu temellere.
05:09Şimdi ihraç talebiyle, TSK'dan ihraç talebiyle disipline sevk edildiler.
05:14Sizce TSK'dan ayırma cezası uygulanır mı bu temellere yönelik?
05:19Yani iktidar bunu yapar mı?
05:21Sanıyorum ki yapacaktır.
05:23Yani hepsini yapmayacaktır belki ama işte tırnak içinde işin başını çektiğini düşündükleri figürlere işte o başta...
05:30İki temel var evet.
05:33Evet şimdilik onlar var.
05:34Yemin ettiren kadın temel var.
05:36Onları belki de bir tür tırnak içinde ibreti alem olsun diye oradan uzaklaştıracaklardır.
05:41Ki Erdoğan da zaten doğrudan bununla ilgili bir açıklama yapmıştı.
05:44Erdoğan'ın doğrudan açıklama yaptığı konularda yargının kendi başına inisiyatif almadığını,
05:49doğrudan saray üzerinden talimat aldığını ve ona göre hareket ettiğini biliyoruz.
05:54Bu nedenle de muhtemelen dedim ki orada yüzlerce temel vardı.
05:57Hepsini bir anda oradan atmak belki dengeleri sarsacaktır.
06:02Daha ciddi bir infial yaratacaktır diye.
06:04İşin başını çektiğini düşündükleri, tırnak içinde elebaşı olduğunu düşündükleri isimleri muhtemelen uzaklaştıracaklardır.
06:10Ama şimdi tabii devlet içerisindeki dengelere bakıyor olabilirler.
06:13TSK içerisinden gelebilecek tepkilere bakıyor olabilirler.
06:16Toplumun ve muhalefetin neler söylediğine bakıyor olabilirler.
06:20Ve belki de bir tür işte kınama cezası, disiplin cezasıyla da geçiştirmek isteyebilirler.
06:26Ama daha büyük ihtimal herhalde dediğim gibi birkaçının doğrudan diğerlerine ibret olsun diye oradan uzaklaştırmaları olacaktır.
06:35Evet, bugün de aslında Barış Terkoğlu yazısında bahsetmiş Teğmen Ebru Eroğlu,
06:40bu kılıç çatma meselesinden sonra çok ciddi eleştiriler aldı, çok ciddi hakaretlere doğurdu ama
06:45bir hakarette bir kişi bu kemalist kadına tecavüz edebilirim demiş ve bunu dava etmiş artık kaldıramayarak.
06:53Orada da bir takipsizlik verilmiş.
06:54Burada hukuktaki çifte standart anlatması açısından da önemli bir örnek.
06:58Dilerseniz Özgür Özel'in pazar macerasına geçelim.
07:02Orada biliyorsunuz tezgaha geçti, yurttaşlara lahana sattı ve aslında ekonomiye dair dertlerini dinledi.
07:09Şimdi bu ekranlarda aslında yurttaşın gündemi, ekonomi aslında en fazla bizleri acıtan,
07:15en fazla hayatımızın içini etkileyen şeyin ekonomi olduğunu konuşuyoruz, şimşek programını konuşuyoruz.
07:21Burada muhalefetin buna dair yürüttüğü süreci son olay çerçevesinde de bir değerlendirmenizi isteyeyim.
07:28Nasıl gidiyor?
07:30Elbette ki Özgür Özel'in pazara gitmesi, pazardan görüntü vermesi, halkla iletişim kurması bunlar iyi şeylerdir ama bunlar
07:38tek başına bir anlam ifade edecek, şimşek programına karşı ciddi bir muhalefet sergileniyor dedirtmemizi gerektirecek işler değil.
07:47Türkiye özellikle 1 Ekim'den beri bambaşka gündemlerin içine atıldı, bilinçli bir şekilde atıldı.
07:52Kürt sorunu, çözüm, açılım, Öcalan'ın Meclis'e gelmesi zaten Ekim'den önceki yaklaşık 6 ay boyunca normalleşme,
08:00yumuşama adı altında oturma seçimlerinin sonuçları büyük ölçüde iktidar açısından bertaraf edilmişti, etkisiz hale getirilmişti.
08:071 Ekim'den itibaren de benzer bir gündem kaydırmasıyla başka bir yere yöneltildi, kayyumlarla vesaireyle.
08:15Ve şu anda da aslında Türkiye'nin özellikle Kasım ve Aralık ayında ekonomiye dair önemli iki gündemi var.
08:21Birincisi bütçe görüşmeleri, ikincisi de asgari ücretin belirlenme toplantıları.
08:25Aslında muhalefet açısından her ikisi de bir şans.
08:28Yani çünkü bütçe eninde sonunda iktidarın vergiyi kimden topladığını, o topladığı vergiyi nereye harcadığını gösteriyor.
08:35Bugün Türkiye'de vergi yoksul insanların, çalışanların, ücretlilerin, emekçilerin sırtında dolaylı vergiler üzerinden.
08:41Ve toplanan vergiler de büyük ölçüde nereye gidiyor?
08:45Faiz üzerinden sermayenin cebine gidiyor.
08:47Yani sadece bunu anlatan ve sadece bunun üzerinden yürütülecek bir kampanya dahi son derece etkili olabilir.
08:53Yani siz tasarruf falan yapmıyorsunuz, bizden topladığınız paralar eninde sonunda faiz ödemelerine gidiyor şeklinde.
09:00Vergi yükünde adalet, sosyal devlet talebi, gelir dağılımında adalet gibi taleplerle toplumun önüne çıkılabilir.
09:06Bütçe görüşmeleri bir tür toplumsal kampanyaya dönüştürülebilir.
09:10Bu yapılmıyor.
09:11İkincisi de asgari ücret meselesi.
09:13Asgari ücret şu an 17.000 lira.
09:1522.000 lira mı olacak, 23.000 lira mı olacak komik rakamlar konuşuluyor.
09:19Yani Türkiye'de enflasyonun bu kadar yüksek olduğu bir konjonktürde açlık sınırının ne olduğu belliyken,
09:24yoksulluk sınırının ne olduğu belliyken sanki 17.000 liradan 22.000 liraya çıkarsa böyle büyük bir iyileştirme yapılacakmış gibi anlatılıyor.
09:32Halbuki asgari ücret artık çalışanların önemlice bir bölümünün ya doğrudan aldığı
09:37ya da o etrafında 20.000 liraya 22.000 liraya milyonların çalıştığı bir ücrete standart ücrete dönüşmüş durumda.
09:43Sadece bunun üzerine kurulu bir kampanya dahi yani asgari ücretin açlık sınırının en azından açlık sınırının üzerine yerleştirilmesi üzerine
09:50kurulu bir kampanya dahi toplumda çok büyük ses getirebilir.
09:54Dolayısıyla siyaseti kürsülerden, mailisten, kulislerden, koridorlardan bir şekilde çıkarmak alanlara, meydanlara, sokaklara taşımak lazım.
10:03Ama bu tek başına öyle 90'lar Show TV haber bülteni gibi gitti pazarda sebze meyve lahana sattı diye başarılabilecek iş değil.
10:11Yani o hiç yapılmasın demiyorum ama onu yapıyorsanız onun gerisini de getirmeniz ve meseleyi şovdan ibaret olarak görülmesini,
10:18meselenin şovdan ibaret olarak görülmesini engelleyecek ciddi hamleler yapmanız gerekir.
10:22Muhalefette hala o tür ciddi hamleleri görmekten uzak olduğumuzu düşünüyorum ben.
10:27Şimdi Özgür Özer mesela asgari ücrete ilişkin şunu söylüyor en az 30.000 olmalı diyor.
10:33Temmuz'da bir daha zam yapılmak üzere bir şart koşuyor ve 30'un altındaysa biz yokuz.
10:38Bu biz yokuz cümlesinin altı o bahsettiğiniz hamleler nedir? Nasıl doldurulabilir?
10:43Sokağa davet mi?
10:45Bilemiyoruz çünkü biz yokuz zaten asgari ücret görüşmelerine muhalefet ya da siyasi partiler katılmıyor.
10:51Orada biz yokuzla kast edilen şey eğer biz 30.000 liranın altındaki bir ücrete razı olmayacak işçi sınıfı
11:00ve biz bunun öncülüğünü üstleneceğiz şeklinde bir açıklama ise bunun nereye gideceğini görmek lazım.
11:06Yani keşke öyle bir şey olsa ki 30.000 lira da düşük bir rakam bu arada bakıldığı zaman.
11:11Yani bence kapıyı pazarlık kapısını oradan hiçbir şekilde açmamak gerekirdi.
11:15Zaten en az 30.000 de demiyor keşke en az 30.000 dese işte 30.000 diyor 30.000 istiyoruz diyor.
11:21Ama bakın bir ülkedeki ücretlerin genel düzeyini ortalama ücretleri o ülkede sınıfların birbirlerine göre konumu ve güç mücadeleleri belirler.
11:31Yani Türkiye'de güçlü bir emek hareketi güçlü bir sendikal hareket güçlü bir işçi sınıfı hareketi olsaydı biz bugün 17.000 liraları 20.000 liraları konuşmuyor olurduk.
11:40Çok daha büyük rakamları konuşuyor olurduk.
11:42Çünkü işçiler tarihsel örneklerde görüldüğü üzere güçlü oldukları dönemlerde patronları sermayedarları yüksek zamlara ikna edebiliyorlar üretimden gelen güçlerini kullanarak.
11:52Ama Türkiye'de sendikal hareket artık yok emek hareketi yok doğru dürüst grev vesaire bunları görmediğimiz için patronların eli rahat Mehmet Şimşek'in eli rahat.
12:01Mehmet Şimşek tarihte ancak darbe dönemlerinde görülebilecek bir sessizlik ve muhalefetsizlikle programını uyguluyor.
12:07Patronlar da yine aynı şekilde ancak darbe dönemlerinde görülebilecek rahatlıkta bir ücret politikası sergiliyorlar.
12:13Yani aminane bir tabirle ağlamayan bebeğe meme vermezler.
12:17Dolayısıyla Türkiye'de işçi sınıfı ağlamadıkça ağlamadıkça derken kendi sesini çıkarmadıkça gücünü göstermedikçe üretimden gelen gücünü kullanarak alanları meydanları doldurmadıkça
12:28ücretler yoksulluk seviyesini bırakın açlık seviyesinin de altında kalmaya devam edecek.
12:33Bu nedenle de asgari ücret meselesi politik bir mesele.
12:36Asgari ücret meselesini politize edecek.
12:39Toplumun, halkın, öfkesin, hoşnutsuzluğunu politize edecek bir siyasi stratejiye ihtiyaç var.
12:44Bu şimdi slogan düzeyinde işte 30 bin yoksa biz de yokuz deniliyor ama ne yapılacak?
12:49Örneğin işte Kasım'ın 15'i de geçildi.
12:51Aralık ayına doğru gidiyoruz.
12:53Görüşmeler başlayacak Aralık ayında.
12:55Aralık ayı başlı geldiğinde muhalefet, emek örgütleri, sendikalar asgari ücret üzerinden hangi aksiyon içerisine girecekler de patronlar ve devlet bundan rahatsız olup
13:06dur ya 22 bin lira azmış biraz daha fazla verelim deme ihtiyacı hissedecekler bunu henüz bilmiyoruz.
13:12Ama dediğim gibi eğer ses çıkmazsa 22 bin 23 bin lira civarında öyle bir para kalabilir.
13:18Düzeyde kalabilir.
13:20Zaten bir yıldır zam yapılmadığı için de küçük bir ihtimal Erdoğan da kendisi işte 3 kuruş da benden diyerek o klasik tavrını sergileyebilir onu göreceğiz.
13:30Peki şimdi aslında sizin de söylediğiniz gibi işçi sınıfında güçsüz olduğu belki dönemlerde işte Maliye Bakanı çıkıp asgari ücretten de vergi alırım şeklinde tehditvari konuşabiliyor.
13:40Son kertede aslında şu anda siyaset gündemine baktığımızda da bundan birkaç ay öncesinde olduğu gibi yurttaşın heyecanla takip ettiği gündemler yok.
13:49Bunda elbette ekonomi de etkilidir ama yerel seçimlerden sonra yakalanan o hava işte herkesin yaptığı açıklamaya dair bir görüş belirtmesi vesaire biraz dağıldı.
13:58Kamuoyu araştırmaları da aslında yurttaşın muhalife olsun iktidarı destekleyen kesimler olsun siyasete bir biçimde güvenmediğini gösteriyor.
14:07Bu noktada muhalefette öne çıkan iki figür vardı Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu şu anda da zaten konser paraları vesaire gibi konularda yıpratılmaya çalışılan isimler.
14:17Bir yandan da muhalif kesimlerce bile rekabet ettirilen isimler.
14:20Genel olarak siyasete tabloya baktığınızda ne görüyorsunuz bugün?
14:24Kimsenin siyaseti takip etmek ya da siyasetten bir şey beklemek gibi bir hissiyatı kalmamış gibi gözüküyor sanki.
14:32Evet yani anketlere bakıldığında kararsızların oranı giderek artıyor.
14:37İşte Türkiye'nin sorunlarını kim çözer sorusu sorulduğunda hiç kimse yanıtının oranı artıyor.
14:44Bu da bize şunu gösteriyor Türkiye'de halkın önemli bir bölümü mevcut siyasetten büyük ölçüde umudunu kesmiş durumda.
14:51AKP iktidarı 22 yılın sonunda gelinen noktada artık topluma yeni bir hikaye anlatmaktan, ona yeni vaatlerde bulunmaktan, yeni bir gelecek tasavvuru sunmaktan çok uzak.
15:01Yani ne diyebilirler? Refah mı vaat edecek? Demokratikleşme mi vaat edecek? Avrupa Birliği üyeliği mi vaat edecek?
15:07Vaat edebileceği hiçbir şey kalmadı neredeyse bakıldığı zaman.
15:11Yani enflasyonla mücadele programında dahi aslında enflasyonun öyle kolay kolay düşmeyeceğini kendileri de görüyorlar.
15:17Düşse bile bunun bedelini doğrudan emekçi kesimlere yönelttikleri için bunun bir karşılığı olmadığını görüyorlar.
15:23Ama öte yandan muhalefete baktığımız zaman da muhalefet 31 Mart seçim sonuçlarını böyle bile isteye adeta sabote etti.
15:3131 Mart seçim sonuçları bize şunu söylüyordu 22 yılın sonunda artık AKP Türkiye'de ikinci partidir.
15:37CHP kazanamayacağı iddia edilen bir sürü taşra şehrini ve ilçesini dahi kazanmıştır.
15:42Üstelik kendi başarısıyla vesaire değil toplum gitti 14-28 Mayıs seçimlerinden sonra izlenen şimşek programını cezalandırdı.
15:50Yoksulluğun faturasını AKP'ye iktidara kesti ve muhalefete de bir kredi açtı.
15:55Muhalefet normalleşme palavrası adı altında o krediyi 6-7 ay boyunca heba etti.
16:01Dediğim gibi 1 Ekim'de meclis açıldıktan sonra da gündem tamamıyla başka bir yere yöneltildi.
16:07Oraya da yine muhalefet el yükseltme adı altında hesapsız kitapsız bir şekilde kredi açtı.
16:13O projenin içerisine birdenbire dahil oldu.
16:16Asla eleştirel bir sorgulamaya tabi tutmadı.
16:18Şimdilerde yapmaya çalışıyorlar ama bence iş işten geçti.
16:21Bu nedenle de bakıldığı zaman insanların bir kez daha umutsuzluğa sürüklenmesi yani burada bir şey değişmez demesi anlaşılır.
16:30İktidara sırtını çeviriyor bir toplam ciddi bir toplam.
16:33Yani sırtını yüzünü hiç dönmeyen bir toplam hep vardı.
16:37Ona 31 Març seçimlerinde yenileri eklendi.
16:39Özellikle AKP'nin tabanından ciddi kopuşlar oldu.
16:42Ama o kopan kitle nereye gideceğine doğru dair bir arayış içerisine girdiğinde muhalefette kendisine seslenen hitap eden bir anlayışı bir yaklaşımı göremedi.
16:53Bu nedenle de şu an herhalde Türkiye'de nihilizm umutsuzluk son derece toplum içerisinde yaygın ve siyasetten kaçış siyasetten uzaklaştırma bile isteye kendisini apolitik bir figür haline getirme genel bir tutum olarak görülebiliyor.
17:06Burada dediğiniz üzere iki figür ön plana çıkıyordu Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu.
17:13Önce bu ikili arasındaki gerilim tespit edildi iktidar tarafından.
17:18Sonra özellikle kayyum atamaları üzerinden ikisinin farklı pozisyonlarda olduğu kamuoyunun önüne çıkartılmış oldu.
17:26Yani Ekrem İmamoğlu doğrudan kayyumlara karşı Dem partiyle asla görüntü vermekten çekinmiyor.
17:33En son işte Ahmet Türk'ü ziyaret etti.
17:36Mansur Yavaş ise hukukçu kimliğini öne sürerek siyasi bir tavır almaktan özenle kaçınıyor.
17:42Ve dolayısıyla orada Kürtlerle Kürt hareketiyle yan yana gelmemek gibi bir manzara sergiliyor.
17:47Dolayısıyla zaten bir yarılmanın olduğu anlaşıldı.
17:51Öte yandan iktidar kendisine tanınan zamanla açılan alanla birlikte yeniden savunma yapmaktan hucum yapmaya geçti.
18:01Aslında Türkiye tarihinde kamusal çıkarları bu kadar az gözeten, bu kadar çok yandaş yaratan,
18:08kamu kaynaklarını kendi yandaşlarına bu kadar pervasızca aktarabilen bir iktidar,
18:13üç tane konser üzerinden belediyeleri sıkıştırmayı başardı.
18:16Yani CHP eğer 32 Marş seçimleri sonrasında o normalleşme adı altında izlediği siyaset yerine
18:23hucumu, AKP'nin meşruiyetini zedelemeyi, AKP'nin yönetememe krizini derinleştirmeyi düşünseydi,
18:31bugün başka şeyler konuşuyor olabilirdik.
18:33Ama işte seçimin üzerinden daha 7-8 ay geçmişken,
18:36iktidar muhalefet belediyelerini, kamunun parasını çarçur etmekle suçlayabiliyor.
18:41Akıl alır gibi değil.
18:42Ama siz 2019'dan beri yönettiğiniz belediyelerde geçmiş dönemlerin yolsuzluklarını gündeme getirmezseniz,
18:49bunu kamuoyu ile paylaşmazsanız, onun üzerinden bir siyaset izlemezseniz,
18:53ya da 32 Marş seçimlerinde yeni aldığınız kayyumlardan aldığınız belediyelerdeki yolsuzlukları,
18:58usulsüzlükleri bir siyasete dönüştürmezseniz, halkla buluşturmazsanız,
19:02o zaman ne olur?
19:03Sizin işte üç tane, beş tane konseriniz üzerinden, ki oralarda da ciddi harcamalar var,
19:08onlar sorgulanmamalı demiyorum ben, sorgulanmalı ama sıra ona gelene kadar.
19:12Bu iktidarın yıllar boyu yönettikleri belediyelerde ve devlette yaptıklarının neler olduğunu biliyoruz.
19:18Siz tüm bunlar üzerine bir oyun kurmadığınızda,
19:20karşı taraf bir oyun kuruyor ve bunun üzerinden saldırıya geçiyor ve siz bir kez daha savunma pozisyonunda kalıyorsunuz.
19:26Şu an bir kez daha iktidar Türkiye'de gündemi belirleme gücüne tekrar kavuştu,
19:32muhalefeti o gündemin peşine takma gücüne tekrar kavuştu.
19:35Üstelik muhalefeti aslında beceriksizlikle, yönetememekle,
19:39dolayısıyla bir kez daha kendilerine şans verilmesi yönünde kamuoyunun toplumu ikna edecek bir takım araçlara da
19:46şu an itibariyle tekrar kavuşmuş durumda.
19:48Eğer muhalefet bu pasif tavrını devam ettirirse bu süreç derinleşerek devam edecektir.
19:53Evet, sizin de söylediğiniz gibi siyasette durmadan bir oyun kuruluyor ama bu siyaset hiçbir zaman yurttaşa dokunmuyor.
20:00Çok teşekkür ediyorum katıldığınız için.
20:03Ben de teşekkür ediyorum. Kolay gelsin.
20:05Hoşçakalın.
20:07Sevgili Cumhuriyet TV izleyenleri siyasetin öne çıkan başlıklarını sizler için akademisyen ve yazar Fatih Yaşlı yorumladı.
20:14Şimdi burada aslında konuşacağımız çok konu vardı. Belki de en önemlisi Türkiye'nin Milli Eğitim Bakanı.
20:20Milli Eğitimin başındaki ismin laiklikle yaşadığı çekişmeydi tabiri caizse.
20:25Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in açıklamaları çok tepki çekmişti.
20:28Buna dair yorumları sizler için aktardık.
20:30Bunun yanında yine Mustafa Kemal'in askerleri izleyerek kılıç atan teğmenlere yönelik bir soruşturma var biliyorsunuz son olarak.
20:38TSK'dan ihraç talebiyle disipline sevk edildi iki teğmen.
20:42Sonuç ne olacak göreceğiz. İlerleyen günlerde siyasetin gündemi neyse sizler için burada konuşmaya devam edeceğiz.
20:48Şimdilik noktalayalım. Hoşçakalın.

Önerilen