• 8 saat önce
CHP İstanbul Milletvekili ve Eğitimden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin döneminde okullarda 11 çocuğun hayatını kaybettiğini belirterek Bakan Tekin'e istifa çağrısında bulundu. Özçağdaş, "Temizlik işini başaramamış iktidara 'güvenliği sağlayın' diyoruz. İbrahim Okutgan adlı öğretmen şiddet mağduru olarak hayatını kaybetti, Mehmet Eren Parlak isimli öğrencimiz bir başka öğrenci tarafından öldürüldü. Teknik personel olmadığı için Sibel Turan, Miray Arslan öldü. Sizin Bakanlığınızda 11 çocuk öldü. Ben, sizin koltuğunuzda oturuyor olsaydım bir çocuk iş kazasında öldüğünde istifa etmiştim. Siz ne olursa, ne yaşanırsa istifa edersiniz" diye sordu.


EREN CESUR
(TBMM) - CHP İstanbul Milletvekili ve Eğitimden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin döneminde okullarda 11 çocuğun hayatını kaybettiğini belirterek Bakan Tekin'e istifa çağrısında bulundu.

hbrlr1.com/ctaiwtcykckckl

Category

🗞
Haberler
Döküm
00:00Milli Eğitim Bakanlığı'nın ve ilgili kurumların yöneticileri
00:03Sayın Bakan, hepiniz hoş geldiniz. Cumhuriyet Halk
00:06Partisi grubu adına söz almış bulunuyorum. Sayın Bakan
00:09kapsamlı bir sunuş yaptı. Kitabına da hızla göze baktım.
00:12Tabii istatistikler neyi nasıl kullanmak istiyorsanız işe yarar
00:18halde kullanılıyor. Ben bütçenin detaylarını
00:22girmeyeceğim Sayın Bakan verdi. Toplamda Milli Eğitim
00:26Bakanlığı'nın bir trilyon dört yüz elli bir milyarlık bir
00:28bütçesi var. Ve bu bütçenin yüzde sekseni personel bütçesi
00:33olarak var. Dolayısıyla mal ve hizmet alımlarını yüzde sekiz
00:38sermaye giderlerine yani yatırıma ayrılan pay yüzde on.
00:42Bunun ne anlama geldiğine bakarsak geçen yıl burada
00:46konuştuğumuz ve bağladığımız bütçe bir nokta sıfır dokuzdu.
00:49Bu sene bir virgül dört yüz elli bir. Yani geçen yıla göre
00:54yüzde on üç nokta on beş oranında artmış duruyor. Sayın
00:59Başkan bütçe yüzde on üç nokta on beş arttı ama bir Ocak
01:04sabahı itibariyle bu hükümet bu iktidar yeniden değerleme
01:08oranını yüzde kırk dört olarak tüm vergilere yansıtıyor
01:11olacak. Yetmez Türkiye İstatistik Kurumu'nun şu an
01:16itibariyle enflasyon oranı yüzde kırk sekiz nokta elli
01:19sekiz. En akı saymıyor. O seksen dokuz nokta yetmiş yedi ki
01:22doğru olan o. Sonuçta sadece Türkiye İstatistik Kurumu'nun
01:27pimpon topuyla ölçtüğü vergi oranına bakarsak enflasyon
01:30oranına bakarsak bu bütçenin bir nokta altı milyarları
01:36olması gerekirdi. Bir pardon bir trilyon altı yüz on dokuz
01:40milyar olması gerekirdi. Dolayısıyla sadece yüzde on üç
01:44nokta on beş artmış ve geçen yıla göre sayın bakan yüzde on
01:48virgül otuz sekiz daha az bütçeniz var. Size matematik
01:51üzerinden bir alım gücü meselesini anlatmak istemiyorum.
01:54Peki merkezi yönetim bütçesi içindeki payı adalet ve
01:58kalkınma partisi bir zaman kapsülünde yaşıyor. Kırk yıl
02:02önceden rakamlar yirmi beş yıl önceden rakamlar ya durmuş bir
02:06saat bile günde iki sefer doğruyu gösteriyor. Yani biri
02:09dedi yirmi üç yıl iktidar olunca yirmi üçüncü kez bütçe
02:13getirince otomatikman bazı sayıların artması lazım. E şimdi
02:17artan sayılara bakalım. Mesela merkez yönetim bütçesi
02:20içindeki payına bakalım. Bin dokuz yüz doksan sekizde yüzde
02:23sekiz nokta kırk birmiş. Yani on bir virgül sekiz milyon
02:27öğrenci varken. On sekiz milyon yedi bin yedi yüz on bin
02:31öğrenci olmuş. Bütçeden aldığı pay yüzde dokuz seksen beş.
02:36Şimdi bakın. Aradaki farka bakın. Ya da yatırım bütçesine
02:40bakalım. Hani sürekli kendinizden önceki dönemlerle
02:43karşılaştırıyorsunuz ya. Yatırıma ayrılan pay. Yani ikili
02:48eğitimde çocuklar heba olmasın diye. Yani çalışmalı eğitimde
02:51çocuklar okuldan uzak kalmasın diye. Yani yemek vermediğiniz
02:55çocuklar. Bunlara nasıl para bulacağız? Yatırımdan para
02:58bulacağız. Sizden önce o beğenmediğiniz dönemlerde bin
03:02dokuz yüz doksan sekizde Milli Eğitim Bakanlığı'nın yatırım
03:04bütçesi yüzde otuz virgül altmış üç. Bin dokuz yüz doksan
03:07dokuzda on dokuz on beş. On dokuz dokuz. On dokuz yirmi,
03:10on yedi on sekiz. Sizin gelebildiğiniz rakam yüzde dokuz
03:14virgül yetmiş üç. Siz Milli Eğitim Bakanlığı'nı sadece
03:17yüzde dokuz yetmiş üç yatırıma pay ayırmış durumdasınız. Sizden
03:21önceki en kötü hükümet on yedi nokta on sekizde teslim
03:24ettiğinde bu rakamı. Peki Yüksek Öğretim Kurulları'nın
03:29bütçelerinde durumda. Burada bir yok başkanı var. Tıp
03:33öğrencilerinin sorunlarıyla ilgili defalarca randevu almaya
03:36çalışan milletvekillerine randevu vermemeyi marifet
03:38sayıyor. Sayın Başkan siz milletvekillerine randevu
03:41vermiyorsunuz. Kime randevu veriyorsunuz? Sayın Bey. Tıp
03:43fakültesi öğrencilerinin okuldan atılma durumu var. Dokuz
03:46yıl okumuş çocuklar bir kural nedeniyle atılacaklar. Ikiye
03:50hiçbir yararı yok. Size bunu anlatmak isteyen vekillere siz
03:54bir randevu vermiyorsunuz. Eğitim fakültelerinde verilen
03:57diplomalar elinizden çalınıyor. Doksan yedi eğitim fakültesinin
04:00fakülte dekanı var. FTEK var. Kurul var. Siz ağzınızı açıp
04:04yanınızda oturan Sayın Bakan'a ya siz kimsiniz de bizim
04:07diplomalarımızı saymıyorsunuz? Diyemiyorsunuz. Çok normal.
04:10Sonuç itibariyle bütçenize bakalım Sayın Başkan. Iki bin
04:13iki yılında yüzde sıfır nokta yetmiş birmiş. Gayrı safi
04:17yurtdışı arasında da. Şimdi kaç olmuş? Yüzde sıfır virgül
04:20yetmiş dokuz. Yani sıfır virgül sıfır sekiz altmış. Ama çok
04:24övündüğünüz bir şey var. Takdir ediyorum sizi. Güzel
04:27yapmışsınız. Siz de burayı teslim aldığınızda bu hükümeti
04:31yetmiş altı tane üniversite var. Şimdi bağırırsınız. Biz bu
04:35üniversiteleri arttırdık. İyi yaptınız. Iki yüz sekiz tane
04:38yüksek öğretim okulu var şu anda. Yetmiş altı nereye? Iki
04:41yüz sekiz nereye? Bir nokta sekiz milyon öğrenci yetmiş
04:44beş bin akademisyendi. Dört nokta bir milyon öğrenci yüz
04:47seksen beş bin akademisyen. Kat ve kat artmış. Bütçe ne
04:50olmuş? Bütçe ne olmuş? Öğrenciler gelmiş, öğretmenler
04:54gelmiş, akademisyenler gelmiş, binalar gelmiş, elektrik, su,
04:57doğal gaz. Bütçe ne olmuş? Bütçe yok. Yani ne
05:00yapmışsınız? Var olan bütçeyi yeni yerlere dağıtmaya
05:03başlamışsınız. Yaptığınız bu. Bir bütçe falan vermiş
05:06değilsiniz. Ama sonra efendim yirmi yıl önce şu kadardı da
05:08biz bu kadarı getirdik de yirmi beş yıl önce şöyle olmuştu da
05:11böyle olmuştu. Ben rakamlarla konuşuyorum. Arzu ederseniz
05:14size veririm. Bu rakamlar sizde de vardır herhalde. Peki sonuç
05:17ne? On sekiz milyon öğrencimiz var. On sekiz virgül yedi
05:21milyon öğrenci. Bunların on beş milyonu örgün eğitimde. Bunların
05:26bir nokta altısı özel eğitimde. Özel eğitimde olan öğrencilerin
05:29sayısını arttırmak başlıca marifetlerinizden biri. Çünkü
05:31Türkiye'de nitelikli eğitime ulaşmanın temel yolu artık o
05:36eğitimi satın almak. Yaptığınız iktidarınızın başarılı
05:39olanlardan bir tanesi bu. Siz eğitimi ben sizi kesmedim
05:43Sayın Bakan. Sizi ben ben sizi düzeltmedim. O kadar çok yanlış
05:47şey söylediniz ki ben sizi askeriyet düzeyinde nezakete
05:49dağıtacağım. Size iyilik yapıyorum. Özel eğitim başka
05:51özel eğitim başka. Bilmediğiniz için özel eğitim
05:54diyorsunuz. Başka bir konu. Siz son derece saygısız, son derece
05:57nobran bir insansınız. Sayın Sayın Başkan. Sayın Başkan.
06:01Hangi usta ben kendisini konuşmasını bölmüş müyüm? Sonra
06:06ben kendisini konuşmasını bölmüş mü? Hoş değil. Anladım
06:10anladım. Sayın Bakan bir gün yanlış rakam vardı. Ben onları
06:13kestim mi? Bana niye konuşuyorsun? Bakanınıza
06:15konuşun. Sayın Başkan. Bakana konuşun. Bir saniye. Müsaade
06:19eder misiniz bana? Evet. Değerli arkadaşlar bir sakin
06:22olununca. Aynen. Sayın Erdoğan müsaade edin. Size bir bilgi
06:25ver. Alırsınız almazsınız. Nobransınız. Saygısızsınız.
06:28Kusura bakmayın. Sayın Başkan. Sayın Başkan bana sen bu işleri
06:31bilmiyorsun diyen bir adama en kibar olarak nobran derim ben.
06:34Değerli arkadaşlar. Siz Sayın Bakan'a sen ben de ben de Sayın
06:39Bakan'ı sen bu işi bilmiyorsun demekten. Değerli arkadaşlar.
06:42Bu oradan yasaklarım kendisi. Mevhederim kendisi. İlk bütçeyi
06:45yakmıyor. İlk konuşmada siz değilsiniz. Sayın Başkan siz
06:48niye benimle konuşuyorsunuz? Sayın Bakanınız. Sayın Bakan
06:53bana bu işi bilmiyorsun dedi. Ona bir vereceğiniz cevap var
06:56mı? Bakansın makamına uygun konuş falan diyecek misiniz?
06:58Evet arkadaşlar. Anlıyorum AK Parti milletvekilisiniz de. Bir
07:00de arkadaşınıza konuşur musunuz?
07:04Arkadaşlar. Sakin olun. Arkadaşlar. Bakanınızın
07:08gerçekler karşısında konuşmamı bölmek istediğini anlıyorum. Ama
07:11başka gerçeklerden bahsedeyim Sayın Bakan. O yönetemediğiniz
07:14bakanlığın durumunu. Iki bin on bir iki bin on ikide ilk
07:17okullarda okuma okullaşma oranı doksan sekiz nokta dokuzdu.
07:20Bugün doksan beş nokta sıfır üç. Nasıl yaptınız geriye
07:24getirdiniz birini anlatın bakalım. Ortaokullarda doksan
07:27üç nokta birdi doksan bir nokta kırk beş. Ha iyi bir
07:30gelişme var. Orta öğretimde altmış yedi otuz yediydi. Seksen
07:33yıl doksan yedi. Ama şöyle bir gerçek var. Siz bakan
07:36olduğunuzdan bu yana doksan bir nokta yediden seksen yedi nokta
07:39doksan yediye düştü. Yine bizzat sizin verdiğiniz rakamlara
07:41göre söyleyeyim. Siz Türkiye'deki çocukları yüzde
07:44doksan beş oranında okullaştırabilmiş durumdasınız.
07:46Ama kendi kitabınızda var. Yabancı çocukları yüzde doksan
07:50yedi oranında okullaştırmışsınız. Okumak
07:52isterseniz sayfa elli ikide. Ortaokullarda Türk çocuklar
07:56yüzde doksan bir virgül kırk beş. Yabancı çocuklar yüzde
07:59doksan dört elli dokuz. Dolayısıyla siz Türkiye'deki
08:03çocuklara bir okullaşma bile sağlayamıyorsunuz. Tabii ki otuz
08:06yıl önceye göre ileride olacaksınız. Bir zahmet
08:08olacaksınız. Ülke gelişiyor. Yani sadece satıp saldığınız
08:11kitlerin parasını kullansanız yeter. Peki sonuçta bir
08:14bakışta eğitime bakalım. Bir rapor var değil mi? Ne olmuş?
08:17Dünya bizi kıskanıyor. Dünya liderini kıskanıyor. Türkiye'de
08:20devlet tarafından öğrenci başına yapılan harcama mülkleri üç bin
08:24yüz otuz üç dolar. Peki OECD ortalaması kaç? On bir bin
08:27dokuz yüz on dört dolar. Ama tebrik ederim Meksika ve
08:30Kolombiya'dan daha öndesiniz. Peki ilk öğretimde bu rakam
08:33nedir? Yüzde seksen devlet harcaması. Iki bin on beşte.
08:38Şimdi kaç olmuş iki bin yirmi bir sonucu? Yüzde yetmiş
08:40yediye düşürmüşsünüz. Peki nasıl karşılanmış bu? Hane halkı
08:44harcamaları yani vatandaşın cebinden yaptığı harcamalar on
08:48beşten on dokuza çıkmış. OECD ülkelerinde devletin payı yüzde
08:51doksan üç. Türkiye'de yüzde yetmiş yedi. Dolayısıyla toplamda
08:56baktığınızda yüksek öğretimde de yok başkanımıza da
08:58söyleyelim. Yıllık harcama Türkiye'de dört bin iki yüz on
09:01dokuz dolar. OECD ortalaması on iki bin yedi yüz üç dolar.
09:04Dolayısıyla gayri sarfi yurt dışı hasla sonuç ortada. PİSA
09:10sonuçlarından bahsetti Sayın Bakan. Sayın Bakan Türkiye'yi
09:13Burkina Faso'yla, Nijerya'yla, Mozambik'te falan
09:17karşılaştırmayı seviyorum. Ben size söyleyeyim. Kestirmeden
09:19sonucunu söyleyeyim. Siz iki bin iki de iktidar olduğunuzdan
09:21bu yana. Fende'de, matematikte de okuma alanında da daha
09:24geridesiniz. Iki bin iki bin üç sonuçlarında yirmi sekizinci,
09:28yirmi sekizinci, yirmi sekizinciydik. Bugün itibariyle
09:30yirmi dokuz, otuz iki, otuz. Olduğumuz nokta budur. Siz
09:33kendinizi dünya lideriyiz ya, OECD ülkeleriyle
09:36karşılaştıracaksınız. Siz geriye gittiniz. Siz şu an
09:39bir ileride falan değilsiniz. Sizden önceki iktidarlar sizden
09:42iyi durum belirler. Bunun sonucu ne? Türkiye'deki her beş
09:45öğrenciden biri okuduğunu anlamada ve basit matematik
09:48işlemi yapmakta bilimsel süreç becerileri konusunda sorunlar
09:51yaşıyor. On beş yaş grubu öğrenciler OECD ülkelerindeki
09:54diğerlerine kıyasla bir okul yılı yerde oldukları anlamına
09:58geliyor. Ve

Önerilen