TİP Genel Başkanı Erkan Baş cezaevindeki Hatay Milletvekili Can Atalay ve Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’e ilişkin yaptığı açıklamada, “Bu iktidarın en temel özelliklerinden bir tanesi alıştırmak ve unutturmak. Yani memleketin en büyük şehrinin en büyük ilçesine, pek çok ilden Avrupa'daki ülkelerden büyük bir ilçeye kayyum atıyorlar. Aradan biraz zaman geçtikten sonra meselenin unutulmasını bekliyorlar. Aradan biraz zaman geçtikten sonra bir milletvekilinin anayasaya aykırı biçimde cezaevinde tutulmaya devam ettiklerini unutturmak istiyorlar” dedi.
(ANKARA)- TİP Genel Başkanı Erkan Baş cezaevindeki Hatay Milletvekili Can Atalay ve Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'e ilişkin yaptığı açıklamada, "Bu iktidarın en temel özelliklerinden bir tanesi alıştırmak ve unutturmak. Yani memleketin en büyük şehrinin en büyük ilçesine, pek çok ilden Avrupa'daki ülkelerden büyük bir ilçeye kayyum atıyorlar.
hbrlr1.com/ctaiiccykckckl
(ANKARA)- TİP Genel Başkanı Erkan Baş cezaevindeki Hatay Milletvekili Can Atalay ve Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'e ilişkin yaptığı açıklamada, "Bu iktidarın en temel özelliklerinden bir tanesi alıştırmak ve unutturmak. Yani memleketin en büyük şehrinin en büyük ilçesine, pek çok ilden Avrupa'daki ülkelerden büyük bir ilçeye kayyum atıyorlar.
hbrlr1.com/ctaiiccykckckl
Category
🗞
HaberlerDöküm
00:00Peki. Değerli arkadaşlar hepinize merhaba. Sizlerin
00:09aracılığıyla sesimizin ulaştığı tüm yurttaşlarımızı da sevgiyle
00:11saygıyla selamlıyorum. Şöyle başlayacağım. Beş dakika kadar
00:16önce yani buraya doğru yola çıkmışken eee parti
00:20avukatlarımızdan sevgili Özgür Urfa aradı eee Silivri
00:26Cezaevi'nden çıkıyordu. Hatay Milletvekilimiz Can Atatay'la
00:30eee bir görüşme gerçekleştirdi. Eee görüşmenin içeriğine
00:34ilişkin bilgi verdikten sonra Esenyurt Belediye Başkanı da
00:37buradaydı. Diye söyleyince basın toplantısına bununla başlama
00:43ihtiyacı hissettim. Çünkü bu iktidarın en temel
00:46özelliklerinden bir tanesi alıştırmak ve unutturmak. Yani
00:50memleketin en büyük şehrinin en büyük ilçesine pek çok ilden
00:55belki Avrupa'daki ülkelerden büyük bir ilçeye kayyum
00:59atıyorlar. Aradan biraz zaman geçtikten sonra meselenin
01:03unutulmasını bekliyorlar. Aradan biraz zaman geçtikten
01:07sonra bir milletvekilliğinin anayasaya aykırı biçimde
01:10cezaevinde tutulmaya devam edildiğini unutturmak
01:13istiyorlar. Belki de bizim bu basın toplantılarımızın en
01:17önemli özelliklerinden bir tanesi bu. Bunlar
01:20normalleştirmeye, alıştırmaya, unutturmaya çalıştıkça biz
01:23bunların takipçisi olmaya, bu haksızlıklar karşısında
01:27susmamaya, bu haksızlıklara karşı mücadele etmeye devam
01:31edeceğiz. Çünkü değerli yurttaşlar bakın her gün altını
01:36çizerek söylüyorum. Her gün başka bir yaşık aşılıyor. Şimdi
01:39ben pek çok partili arkadaşımla aynı ruh halindeyim.
01:44Sanıyorum bu ülkedeki milyonlarca, milyonlarca temiz
01:48yürekli insan da aynı hisleri taşıyor. Çok samimi bir şekilde
01:54ifade edeceğim. Artık midem kaldırmıyor, taşıyamıyor.
01:59Gerçekten bu ülkeye yaşatılanları gördükçe kahroluyorum.
02:04Bu pespayeliğin, bu kepazeliğin nasıl sürdürülebildiğine, bu
02:10güzelim ülkeyi nasıl bunlardan hala kurtaramadığımızı düşünüp
02:15öfkeyle doluyorum. Depremde çadır satanlardan, çadır
02:21satanları protesto ettiği için yurttaşlarını yargılayanlardan
02:26günlük sekiz bin lira için bebekleri ölüme gönderenlerden
02:33doğasına sahip çıkmak isteyen insanların üzerine taşla,
02:38tüfekle gidenlerden hakkını arayan emekçiye saldırırken
02:42patronunun selamını götürenlerden halkın gerçek
02:47gündemlerini konuşmamak için ipteki çeşitli cambazları
02:51gösterip bu güzel ülkeyi bu kadar kötü, bu kadar rezil bir
02:57biçimde yönetmeye devam etmelerine engel olamadığımız
03:01için samimiyetle söylüyorum, kahroluyorum. AKP Grup
03:07Başkan Vekili hepimizin bildiği o Selçuk'ta çıkan
03:12yangında beş çocuğun hayatını kaybetmesine dair bir
03:15değerlendirme yaparken şöyle söylemiş, siz dönüyorsunuz,
03:21dolaşıyorsunuz, her şeyi paraya bağlıyorsunuz. Yani bütün
03:24mesele bu problemlerin olmasının sebebi parasal sebepler mi?
03:29Şimdi ben bu utanmazlığa, bu arsızlığa, bu pişkin pişkin
03:34kızarmadan yapılan açıklamalara şaşırmaya devam edeceğim. Çünkü
03:39cidden şaşırıyorum. Beş çocuk yaşamını yitirmiş. Hala tek
03:47dertleri ülkeyi sürükledikleri o yoksulluğun, sefaletin,
03:51açlığın gizlenmesi bunun için ellerinden geleni ardlarına
03:57koymuyorlar. Hem de yarın yapalım falan demiyor. Hemen
04:00olayın üzerine
04:03Bir de anneyi suçluyorlar, aileyi suçluyorlar. Yahu
04:07arkadaş kadın çocukları yalnız bırakmayacak da ne yapacak?
04:12Yalnız bırakmadığında bu çocuklar açlıktan ölecek.
04:17Çocukları götürüp teslim edebileceği bir kreş,
04:20çocuklarını emanet edebileceği bir çocuk evi, yuva yokken
04:26açlıktan ölmemeleri için yapabileceği tek şeyi yapıp
04:31sokakta hurdacılık yapan bir anneden bahsediyoruz. Ama
04:36iktidar onlar bu yoksulluğu, bu sefaleti, bu açlığı, bu halkı
04:41bu hale getirdiklerini göstermemek için nasıl takla
04:46atarız? Nasıl bu işi örtbas ederiz? Ellerinden gelen her
04:50şeyi yapıyorlar. Gerçekten el insaf yani el insaf yani. Bütün
04:56mesele para mıymış? Hayatta paradan daha önemli şeyler
05:01varmış. İzmir Selçuklu'ki evi gördünüz mü bilmiyorum.
05:04Müstakil, tek katlı, kapısında kilidi dahi olmayan bir ev.
05:09Içinde doğal gaz yok. Elektrik sobasıyla çocuklar ısınmaya
05:14çalışıyor. Anneleri hurda işiyle çocuklarının boğazından
05:19bir lokma ekmek geçsin diye muhtemelen sabahtan akşama kadar
05:23uğraşıyor. Kadının çalışma hayatına katılmasının imkanı
05:27yok. Çocuklara bakacak yok. Çocukları gönderebilecek kreş
05:30yok. Kreş bulsa gönderebilecek parası yok. Yani mesela hiç şunu
05:37düşünmüyorlar. Yahu arkadaş iki bin on altı ile iki bin yirmi
05:41üç yılları arasında bu ülkede çocuk evlerinin sayısı bin yüz
05:47seksen beşken iki bin yirmi yedi yılına bin yüz seksen
05:50hedefi koymuşlar. Dört senede bir tane bile çocuk evi
05:54açılmamış. Bir tane bile kreş açılmamış. Bakın mesele para
05:59değil diyorlar ya. Sadece Kaz Dağları'nda İngiltere'deki
06:03firmasına transfer etmesi için Cengiz Holding'e peşkeş
06:07çektikleri madencilik gelirlerini aldığımız anda bu
06:11çocukları yaşatacaktık. Bu çocuklar bambaşka bir hayat
06:14sürebileceklerdi. Sonra dönüyor dolaşıyor meseleyi paraya mı
06:19bağlıyorsunuz diye soruyor. E siz söyleyin peki. Ya
06:22gerçekten siz söyleyin. Mesele ne? Yani sizin bu hayatta
06:25paradan daha fazla değer verdiğiniz ne var ki? Insanların
06:30yoksulluklarından, acılarından rant devşiren bir sistem
06:34kurmuşsunuz. Sonra da insanları para için de suçluyorsunuz.
06:39Bütün mesele paramıymış. Zevki sefa içinde yaşayan kim? Yediği
06:46önünde yemediği arkasında yaşayan kim bu memlekette?
06:49Semirdikçe semirenler kimler? Soruyorum ya Avrupa'da ıslak
06:55özleyenler kim?
06:59Çocuklarını iş insanı dostlarının bursuyla, olmadığı
07:04kamudan aldıkları burslarla Amerika'ya, Avrupa'ya
07:08okutmaya gönderenler kim? Sonra o çocuklar dönmek isterse
07:14geldiklerinde en ballı işleri bulan kamu da onlara en güzel
07:19yerleri ayıran kendi çocuklarını servet içerisinde
07:26mutlu mesut büyüten kim arkadaşlar? Kim?
07:34Sizin yatlarınız, katlarınız, evleriniz, yazlıklarınız, her
07:39şeyiniz var. Sonra kapısında kilidi dahi olmayan evde beş
07:44çocuk ve o çocuklarla birlikte yaşam mücadelesi veren
07:48kadının derdini anlatanlara her şey para mı diyor
07:52soruyorsunuz. Utanmasa paranın ne önemi var? Mühim olan
07:55insanlık diyecek. Gerçekten şu emekçilerin alın terine çökerek
08:02biriktirdiğiniz o parayı hakkı olan emekçiler aldığında
08:05göreceksiniz siz mühim olanın insanlık olduğunu. Merak etmeyin
08:09gerçekten işçi sınıfı layığıyla mühim olanın üç beş kağıt
08:13parçası değil insanlık olduğunu size de öğretecek. Mühim olanın
08:18gündüz sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan ekmek
08:22gül ve hürriyet günleri olduğunu mutlaka
08:24öğreneceksiniz. Utanmazlar. Şimdi Türkiye Yüzyılı. Ağızlarını
08:35açıyorlar, kapatıyorlar, dönüyorlar, dolaşıyorlar,
08:37Türkiye Yüzyılı. Şimdi bu hafta meclise gelen teklif
08:40gösteriyor ki Türkiye Yüzyılı olarak adlandırdıkları şey
08:44Abdülhamit Yüzyılı aslında. Hani Yıldız Sarayı'nda
08:47yönettiği memleketi hafiyelerle dolduran istibdat rejimiyle tüm
08:51halkı eşini dostunu birbirine ihbar ettiren Abdülhamit'ten
08:55farksız biçimde burada Beştepe'deki sarayında bu sefer
08:59tabii ne oldu? O zaman jurnaller vardı, şimdi troller
09:02var. Iletişim aparatları var ama aynı düzeni kuruyorlar. Etki
09:08ajanlığı diye adlandırdıkları şey Abdülhamit'in
09:11jurnalciliğinin yirmi birinci yüzyıla uyarlanmış hali. Adını
09:15koyuyorum. Etki ajanlığı dedikleri şey makbul olmayan
09:18kanaat önderliktir. Makbul olmayan ayının avcılığıdır. Kim
09:23hayatın neresinde ses çıkarıyorsa, itiraz ediyorsa ona
09:26etki ajanı deyip onu cezaevlerine yollamanın kanuni
09:30kılıfını hazırlamaya çalışıyorlar. Ya insan sormadan
09:34edemiyor. Fotoğraf çektirmediği, makamında
09:37ağırlamadığı çete, mafya, tarikat, suç örgütü lideri
09:40olmayan birisinin İçişleri Bakanlığı yaptığı yerde
09:43insanları bir tweet attı diye sokak röportajında iki kelime
09:46söyledi diye cezaevine atacaksınız, tutuklayacaksınız.
09:50Üstelik bunu öyle utanmaz şey yapıyorlar ki yine bir torba
09:54yasanın adı noterlik kanunu olan bir torba yasanın içine bu
09:57tahakküm düzenlemesini getirmişler. Üstelik bunu o
09:59kadar