Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu, Karadeniz'deki iklim değişikliğine dikkati çekip, "Karadeniz, bazı günler 29 dereceyi buldu. Bu buharlaşma, Karadeniz'deki dağlara orografik yağışları getiriyor. Bu da yağışların artmasına sebep oldu. Bu artışlarla bazen 1 aylık yağış birkaç günde yağmaya başladı. 2010 ile şimdiyi kıyaslarsak, atmosferik afetlerin yıkıcı etkisi neredeyse 2,5 kat arttı" dedi.
Category
🗞
HaberlerDöküm
00:00İzlediğiniz için teşekkür ederim.
00:31Şimdi tabi dünyanın başı belada.
00:35Dünya bir ekosistem.
00:37Biz bu ekosistemi alt bölümlere ayırıp inceliyoruz, değerlendiriyoruz.
00:41En büyük problemleri ise bu ekosistemin fragmentasyon dediğimiz parçalanma.
00:49Doğa ne kadar küçük parçalara ayrılıyorsa korunması da o kadar zorlaşıyor.
00:54Daha doğrusu zarar görmesi o denli yüksek oluyor.
01:00Tabi dünyada pek çok sorun var dedik.
01:03Bunlardan bir kere dünyada ekosistemler dönüşüme uğramaya başladı.
01:06Denizel ekosistemlerin %70'i, karasal ekosistemlerin %65'i genel olarak bir dönüşüme uğramış durumda.
01:16Yani bozulmaya başlamış durumda.
01:18Öte yandan tabi burada yaşayan canlıların da varlıkları artık tehlikeye düşmeye başladı.
01:25İşte mesela omurgalılardan yaban hayvanlarının %73'ü popülasyonda ciddi azalmalara, son 50 yılda azalmalar olduğu görüldü.
01:37Denizdeki canlılar için bu daha da fazla, %80'lerin üzerinde.
01:42İşte denizlerin sıcaklığı yükseldi, denizlerin sıcaklığı Karadeniz bile neredeyse bu yıl Akdeniz sıcaklığına erişti.
01:56Hatta bazı günler 29 dereceyi buldu.
01:58Bu buharlaşmayı, buharlaşma da elbette ki Karadeniz'deki orografik yağışları çünkü Karadeniz'e paralel uzanan bu dağlar yağışları getiriyor.
02:10Ve bu yağışların çok artmasına sebep oldu.
02:14Ve bu artışlar bazen bir aylık yağış birkaç günde yağmaya başladı.
02:19İşte o zaman başka sorunlarla karşılaşıyoruz.
02:24Atmosferik felaketlerin, atmosferik olayların çok daha fazla olduğunu, çok daha yıkıcı etkileri olduğunu görmeye başladık.
02:362010 ile şimdiyi kıyaslarsak Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün isteyende bakabilir.
02:42Neredeyse iki buçuk katı atmosferik olaylarda yani yıkıcı etkisi olan mal ve can kayıplarına yol açan,
02:50işte kuraklık ya da sel, taşkınlar gibi olayların, don gibi olayların daha fazla olduğunu görüyoruz.
03:00İklim değişikliğiyle mücadelede en önemli şey doğal çözümlerdir.
03:08Bu doğal çözümlerde doğal alanların korunması ve daha da geliştirilmesiyle mümkün olur.
03:14Unutmayalım, dünya 2030'da %30 korunan alanlara çıkarmayı düşünüyor, korunan alan oranından.
03:22Türkiye'de bu oran %7,5'larda.
03:31Felaket geldi, eşeğe geldi, eşikten de içeri girmiş durumda.
03:39Nereden anlıyoruz bunu? İklim değişikliği, meteorolojik afetlerdeki yükseklikten görüyoruz.
03:452010'larda olan toplam meteorolojik afetlerin sayısıyla şimdiki sayıyı kıyasladığımızda,
03:56şimdi 2,5 kat daha fazla, 2-2,5 kat daha fazla.
04:00Yıllara göre değişiyor ama sonuçta azalmadı, artıyor.
04:04Bizler özellikle meteorolojik felaketleri, sel ve taşkınlarla, donlarla, mühendislik yapılarıyla mücadele etmeye kalkıyoruz.
04:26Biz hakikaten büyük problemlerle karşı karşıya kalacağız.
04:35Eşikten içeri sokmamak için bu felaketi geriye itebilmek için doğal alanlarımızı korumak ve arttırmak zorundayız.
04:45O yüzden de doğal çözümler, o yüzden de doğal kaynak yönetimini önce zonlayarak,
04:51sonra o zonlamalarda, koruma zonlarından sonra planlamalarla kalkılmayı düşünmeliyiz.