• geçen ay
Trabzon'un Ortahisar ilçesinde Kurnaz kardeşler, şehir merkezindeki eğimli arazide kurdukları seralarda organik sebzeler yetiştirerek hem bölgedeki talebe karşılık veriyor hem de çevre illere ürün gönderiyorlar.
Şehir merkezinde apartmanlar arasında organik tarım yapıyorlar
Trabzonlu Kurnaz kardeşler eğimli arazide kurdukları seralarda yetiştirdikleri ürünler ile ülkenin tarımsal üretimine destek oluyorlar
TRABZON - Trabzon'un Ortahisar ilçesi Karşıyaka Vadisi'nde eğimli bir arazide sera kuran Adnan ve İbrahim Kurnaz isimli kardeşler, apartmanlar arasında tarımsal üretim gerçekleştiriyor. Doğup büyüdükleri mahallede emeklilikten sonra tarıma yönelen kardeşlerin seraları çevredeki vatandaşların adeta manavı haline gelirken, ürettikleri ürünler çevre illere de gönderiliyor.
Trabzon'un Ortahisar ilçesindeki Karşıyaka mahallesinde yaşayan Kurnaz kardeşlerin şehir merkezindeki organik yaşamı görenleri şaşırtıyor.

hbrlr1.com/cbddyyytkckckl

Category

🗞
Haberler
Döküm
03:50oluyor. Kapalı yerde ne soğuğu var ne şeysi var işte. Daha
03:54sonra da artırmak istedik. Üç dördüncü sarayda, üç dördüncü
03:59sarayda kurduk işte. Böyle devam ediyorduk. Yazın salatalık,
04:05kışın maydanoz, ııı roka, teröti gibi şeyler de yapsak da
04:13oluyor yani. Yukarıdan özellikle geliyorlar yani
04:16vatandaşlar organik olduğu için talepleri var yani. Şu an
04:23ııı maydanoz var, taze soğan var. Iıı lahana var. Marul gibi
04:31bir şeyler yani. Bunlar şimdi pazarcı arkadaş da var. O gelip
04:35burada alıyor onları yani. Rize'ye, Bayburt'a o tarafları
04:40da gidiyorlar yani. Benim şeyim geçti yani ama çocuklar da
04:43çalışıyorlar. Onlar da pek ilgilenmiyor. Ben bunlarla
04:46ilgilenmezsem bunun hiçbir şey olmaz. Soğanması bana ait,
04:50ekmesi bana ait, otunu kovarmak bana ait. Biçi bağlaması
04:57yetmiş bu da sonra artık buradan gençlere mesaj vermek
05:01isterim tabii yani. Yaptıktan sonra öyle yok, iş yok, gidecek
05:05diye bir şey yok yani. Devlet ödenek veriyor. Gelip sarayını
05:09sana iş değil. Yok. Ben uğraşamam diye. Bu iş işte.
05:15Masa başı da olmam lazım. Ya ben ııı diyelim ki doğma,
05:21büyüme buralıyım. Kendimi bildim bileli bu toprakta
05:27çalışıyorum. Diyelim ki emekli olmadan da yapardık ama bu kadar
05:32detaylı değil tabii. Ne kadar olursa derdik. Nasılsa işimiz
05:37var. Emekli olduktan sonra dedik ya böyle yapsak güzel
05:41olur. La bir de sere yapalım. O daha güzel olur. Yaşımız gitti,
05:46uşurumuz düştü inşallah. Işi gene işlettik. Diyelim ben
05:52çalıştığım zaman iki ton soğan alırdım. Dedik ancak bunu
05:57yaparız. E şimdi alırım bir araba. Bazen diyorum mesela yahu
06:03nasıl yaparsın? Aslında yani üretimi basit. Diğer ııı sahil
06:09kesimine şey değil ki yok. Yani bu kadar yakın yok. Cik
06:14arazinin ııı işçiliği daha kolaydır. Düz arazi zordu. Şimdi
06:19şu düzde diyelim ki şurada misal ııı bellezesin. Beli vurduğun
06:25zaman düz yerde ııı belin sapı böyle öne meyil olması lazım ki
06:31onu atabilirsin. Her belli her yerde belli yemesin. Yani
06:34vurduğun zaman atmadan zorlanırsın. Işte hem şey
06:38çıkarıp ııı şeye oturup çay içmeye bakarım. Selamun aleyküm.
06:43Aleyküm selam işte. Ne haber? Yahu geldim işte. Fasulyem var
06:46mı? Var. Iıı sarı kız mı aşa kadın mı? Ya aşa kadın olsun.
06:52Tamam. Ne kadar? Iki kilo olsun. Domates işte, salatalık
06:55biraz işte yenerim. Fasulye alırım, salata alırım,
06:59tart bakalım, tart artık. Iki kilo bu, iki kilo bu, iki kilo
07:03da bu. Iki kilosu yüz lira, yüz kırk iki yüz kırk lira. Yahu
07:07ne diyorsun kardeşim? Üç yüz kırk lira ya. Fazla mı derdim?
07:12Ya yok ki ben marketten aldım kilosu yüz yirmi lira. Oradan
07:17aldım mı diyeyim. Bu taya altı yüz lira. Dedim ki ya bende
07:21böyle işine al da temiz yaparım yani. Yenmeyecek bir
07:26şeyi ben içine koymamam. Mümkün değil. Alır gider.
07:30Karpuz, kağın, biber, patlıcan ne yaparsan olur.

Önerilen