Van'ın Erciş ilçesindeki kırsal alanlarda yetişen dağ sakızı, çeşitli sağlık sorunlarına şifa kaynağı olarak kabul ediliyor. Toplanma süreci ise zor şartlarda gerçekleşiyor.
Erciş'te şifa kaynağı dağ sakızı zor şartlarda toplanıyor
VAN - Van'ın Erciş ilçesindeki kırsal alanlarda yetişen ve şifa kaynağı olarak bilinen dağ sakızı zor şartlarda toplanıyor.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki dağlık ve kırsal alanlarda yetişen bitkinin kökünden elde edilip zor şartlarda toplanıyor. Erciş ilçesine bağlı Yünören köyü kırsalında yetişen kenger bitkisinden elde edilen dağ sakızı; yüz felci, çürük diş tedavisinde, patlayan kulak zarının düzelmesinde, safra kesesinden taş düşürme, kalp damarlarının gevşemesi, diş etlerini kuvvetlendirme, orta kulak iltihaplanması, mide ağrısı ve şişkinliği, ortopedik rahatsızlıklar, çene gevşemesi gibi birçok soruna şifa oluyor.
hbrlr1.com/cbdwicywkckckl
Erciş'te şifa kaynağı dağ sakızı zor şartlarda toplanıyor
VAN - Van'ın Erciş ilçesindeki kırsal alanlarda yetişen ve şifa kaynağı olarak bilinen dağ sakızı zor şartlarda toplanıyor.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki dağlık ve kırsal alanlarda yetişen bitkinin kökünden elde edilip zor şartlarda toplanıyor. Erciş ilçesine bağlı Yünören köyü kırsalında yetişen kenger bitkisinden elde edilen dağ sakızı; yüz felci, çürük diş tedavisinde, patlayan kulak zarının düzelmesinde, safra kesesinden taş düşürme, kalp damarlarının gevşemesi, diş etlerini kuvvetlendirme, orta kulak iltihaplanması, mide ağrısı ve şişkinliği, ortopedik rahatsızlıklar, çene gevşemesi gibi birçok soruna şifa oluyor.
hbrlr1.com/cbdwicywkckckl
Category
🗞
HaberlerDöküm
00:00Kırmızı ışıklar, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur
00:30yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağışı, yağmur yağ
01:00yağmur yağışı
01:30Tamam da o acı çeker hastalığının iyi geldiği bilinir.
01:40Yeterince elimizden malzeme yoktu fakat sakız çok kıymetli bir malzemedir.
01:46Çok kıymetli bir çöpçü.
01:52Benim adım Yılmaz Şid. 1971 yılında köyünde Dünya'ya geldim.
02:0413-14 yaşına kadar ben bu köyde kaldım.
02:10Buradayken kuzu otlatmaya gelirdik, hayvan otlatmaya gelirdik.
02:14Bizim eğlencemiz dağ sakızı dediğimiz.
02:18Buradaki yöresel deyimiyle kanuk dediğimiz otun sakızını tutuyorduk.
02:23O kanuk yeni yeşerdiği zaman onu mide ağırları için, çeker hastaları için getirip
02:29onu salata gibi yemeğin yanında yerlerdi.
02:32Şimdi biraz o katlaştıktan sonra, sonra onun sakızı oluşuyor.
02:36Gerçi buharın da daha verimli oluyor.
02:39Onu da gelirler, etrafını kazarlar.
02:41Biraz genişletirler etrafını, toprak girmesin, kirlenmesin diye.
02:46O kökten ucunu kestikçe oradan süt akar.
02:50Kiminin sütü kahverengiydi, kiminin sütü beyazdır.
02:53Ama o kahverengi süt amacına daha uygundur.
02:57Bu ortopedik hastalıklara yani işte ayak kırıklığına ya da ne bileyim ayak bükülmelerine falan kullanırlar.
03:04Onu iyi biliyorum, kendim de birçok hastalığa kullandım, faydasını da gördüm.
03:08Bir de bunu yanıklara kullanırlar.
03:11Zaten eskiden şey yapardılar.
03:12Gelirler bunun toprağı diyorlar, yüzünü işte karlar yağmadan.
03:15Biraz tereyağı falan katar, donmasın diye.
03:18Onu saklar diyorlar.
03:20Kışın onu hastalığa, yanık yaralarına kullanırlardı.
03:24Böyle birçok faydası vardı bunun.