• 4 saat önce

Category

🗞
Haberler
Döküm
00:00Sayın Başkan, kıymetli meclis üyeleri, Cumhuriyet Halk
00:04Partisi'nin il başkanımız, hoş geldiniz tekrardan. Şimdi eee
00:09başkanım belki siz bilmiyorsunuzdur. Arkadaşlara
00:11burada defalarca anlattık. Buradan da söz aldık. Eee bunu
00:15açıkladık. Kaç sefer açıkladık. Eee Mutlu Başkanım sağ olsun
00:19devamlı önümüze hani temcit pilavı gibi hep aynı şeyi
00:23getiriyor. Belki de şimdiye kadar demeyelim de ona şöyle
00:27söyleyelim. Yapılmış bir eylemin hatırlatması diyelim.
00:31Eylem. Yani şimdi ııı devamlı buradaki satılan ııı iki tane
00:37arsayı dile getiriyorlar. Nerede elini bir başkan? Olur
00:42olur. Siz Çankaya'daki, Yenimahalle'deki ııı arsaları
00:47niye söylemiyorsunuz? Satılan arsaları niye
00:50söylemiyorsunuz? Bir. Ikincisi buyurun. Olur. Olabilir. Biz
00:56burada iktidarı aldığımız zaman da satılmış bir sürü
00:59arsayı da geri aldık biliyor musunuz? Beş yıldır siz. Geri
01:02alınan bir sürü de arsa var. Bir. Ben ona şikayet olarak
01:07demiyorum. Hayır. Ben ona şikayet olarak demiyorum.
01:12Lütfen. Eee polimik yapmayalım burada. Şikayet olarak
01:15demiyorum. Gerçek bu. Tamam gerçek olanı söylüyorum ben de
01:19bir saniye. Bir saniye. Polimik yapmıyorum. Eee buradaki yani
01:25burada arsa satmaya meraklı bir belediye başkanı görev yapmış
01:29olsaydı şimdi Etimesgut'ta hiçbir şey kalmazdı. Evet zaten
01:32öyle oldu. Nasıl öyle? Başkanım yapmayın Allah. O ay hadi
01:36orada yapmayın Allah aşkına ya. Öyle şey olur mu? Güzelkent'teki
01:40Mutlu Başkanım'ın dediği arsa başkanım bunun büyük hissesi eee
01:45büyükşehirin Ankara Büyükşehir'in arsasıydı. Bu
01:48arsa buradaki eee GİMSA tarafından büyük bir hissesi de
01:54onundu. GİMSA öncelik olarak büyük hisse kimisi arsayı
01:59almak için büyükşehir'e başvurdu. Bu şekilde eee
02:03Mansur Başkan da bunu sattı. Büyük hisseyi sattı. Bizim
02:08Etimesgut'un burada küçük bir hissesi vardı. Yirmi iki bin
02:11metrekare. Bize göre küçük bir hisse. Yirmi iki bin metrekare.
02:15Bize göre küçük. Bize göre küçük bir hisse. Evet. O
02:21yüzden yani burada zaten her şekilde büyük hisse satılmış.
02:25Şahısın şahısın hissesi de var tamam mı? Mahkeme kararı yine
02:30de Enver Başkan burayı mahkeme kararıyla satmak için mahkemeye
02:35başvurmasını istedi. Mahkemede bilirkişiyle eee o zaman bir
02:40fiyat belirledi. Bu şekilde satıldı. Artı bu ilçe iki tane
02:45önemli bir ilçe değil bütün ülke. Bir pandemi geçirdik.
02:49Değil mi? Hep bir ve buradaki bütün gelirler kesildi.
02:53Belediyenin bütün gelirleri kesildi. Iki yıl burada
02:57belediyemiz gelir gelmedi ve burada çalışan bir sürü insan
03:01vardı. Elzen bir durum olduğu zaman tabii ki arsa
03:05satabilirsiniz. Yani bunu niye bu kadar büyütüyorsunuz ve
03:07anlamıyorum. Hayır bu arada İller İller Bankası'nın bütçesi
03:10yok muydu? Hani hiç para yok mu? Çalışan arkadaşlar.
03:14Başkanım bakın İller Bankası'ndan gelen bütçe
03:17maaşlarımıza gidiyor değil mi? Eee müdürünüz de gayet iyi
03:19bilir. Eee İller Bankası'ndan gelen bütçenin yeri bellidir.
03:23Maaşlara gider. Eee tamam insan çalışan insanlara gidiyordu
03:27yani. Tabii ki yani. Eee burada bir de üstüne deprem
03:30geçirdik. Depremden dolayı da bir sürü giderimiz oldu. Yani
03:34burada iki tane arsa için bunu söylememeniz gerekirdi. Halen
03:38daha aynı şeyi söylüyorsunuz. Artı. Borç yoktur'u siz ifade
03:43ettiniz. Siz kendiniz beyan ettiniz. Kendi ağzınızla
03:47dediniz ki. Yalan mı söyleseydik efendim? Hayır tabii
03:51ki yalan söylemeyeceksiniz ama devamlı bu konu burada hani
03:54açılıyor ya ben neden borcu olmadığını sorguluyoruz ya.
03:57Peki ben sizi sorarım. Malsevici arkadaşlara
04:00soruyorum. Borç yoktur olayı nedir arkadaşlar ya? Nedir?
04:04Borç yoktur demek ya borcu yok ya. Yok işte. Borç yok. Illa
04:10borç mu istiyorsunuz? Peki bunu bunu şimdi bütçeyi onayladık
04:16değil mi? Bir yıl sonra bu bütçeyi soracağım size
04:19faaliyeti. Soracağım buradan. E tabii soracaksınız. O yüzden
04:23meclisteyiz biz. Eee o zaman borç çıkarsa hesaplaşacağız.
04:28Altı yüz kırk dokuz. Altı yüz kırk dokuz. Milyonluk arsa
04:33satışını bütçenize koydunuz siz ya. Demek ki satacaksınız
04:38siz de. Öyle mi? Satacağız. Ha işte demek ki satılıyormuş.
04:42Aynen öyle satın. Küçücük. Yalnız şu anda şu anda biz
04:46arsaları arsaları sanırım. Deprem depremden toplamadık mı?
04:51Toplamıyor muyuz şu anda? Biz satın alıyoruz arsaları şu anda.
04:55Ha o şirketler üzerinden de satacaksınız tekrardan. Sayın
05:01başkanım. Eee eti meskuta göre küçük. Ama bizim hayır. Onu bu
05:06şekilde haksızlığı da yapmayalım sayın başkanım.
05:09Yapmayın yani. Efendim çok teşekkür ederiz. Biz hayır bir
05:13saniye başkanım burada on dakika benim söz hakkım var.
05:16Burada benim beş bin üç yüz doksan üç sayılı kanuna göre on
05:20dakika söz hakkım var. Iki. Sekiz dakika. Iki dakikayı
05:24hemen kreşlerle ilgili söylediniz. Kreşler bizim
05:28kreşlerimiz son derece kaliteli. Bu yüzden de Mutlu
05:33başkanım bir dahaki toplantıyı istiyorum sizden. Kreşlerin eee
05:37son beş yıldaki sayılarını istiyorum sizden. Eee sayıları
05:40değil ben size şey verebileceğim. Eee sayı derken.
05:42Eee şey verebiliyorum. Faydalanan öğrenci sayısı. Yok
05:45yok ben onu veririm de. Şunu da vermek isterim size. Eğitim eee
05:50hocalarımızın eee tahsilini de vermek isterim. Iki senelik
05:54hocalarımızın ana öğretmen olarak değerlendirildiği. Öyle
05:58bir dünya yok. Onlar yardımcı öğretmendir. Belki öyledir.
06:01Peki. Eee öyledir. Belki. Hayır hayır. Belki. Belki. Son şunu
06:06söylüyorum. Son şunu söylüyorum. Daha yeni iki gün
06:10önce iki gün önce eee beni arkadaşım kendi arkadaşım dedi
06:15ki yıllardır buraya gönderiyordum. Şu anda
06:19İngilizce eğitimi dediler dedi. Hala hiçbir şey yok dedi.
06:22İngilizce rehberleri ne diyeceksiniz efendim? İngilizce
06:25bilmeyen rehberleri. Başkanım o konuda çok vebale girdiniz.
06:28Onu da söyleyeyim. Türk Tarih Parkı kalmadı. Vallahi orada.
06:32Hala duruyor yani. Hala duruyor. Hani gören arkadaşlar da
06:36duyan arkadaşlar da sanki yıktık diyecekler ama. Başkanım.
06:39İngilizce bilmeyen rehberlerin orada olduğu diyemiyorlardı
06:44efendim. Bir saniye başkanım İngilizce biliyor diye mi alındı
06:47o rehberler oraya? Rehber İngilizce bilen rehber diye
06:51alındı efendim orası. Aşkı hanım ben İtalya'yı. Müze
06:54statüsünde olması gerektiği için. Bir saniye. Hayır ya.
06:58Herkes rehberiyle geliyor. Orası siz insan alıyorsunuz
07:02efendim.
07:07İngilizce, İngilizce, İngilizce ders verildi efendim
07:11bunlara. İngilizce ders verildi. Bir saniye. İngilizce ders
07:17verildi. Tamam. İngilizce kurslarına gitti bu arkadaşlar.
07:20Başkanım. Di size buk diyemediler efendim. Başkanım.
07:25Peki. Peki arkadaşlar. Bir saniye. Hayır bir saniye. Sayın
07:31başkanım. Evet. Sayın başkanım. Evet. Toparlıyorum. Bir saniye.
07:34Ama. Lütfen. Lütfen. Aynur Hanım. Aynur Hanım. Lütfen. Bir
07:38saniye. Lütfen. Şimdi bakın. Türk Tarih Parkı'nda bizim Türk
07:45da vardı. Hala var. Yüksek lisans yapmış. Hala var.
07:48Hocalarımız da var. Hala var. Bir dakika. Hala var. Şu an var
07:53yok ben onu demiyorum. Siz dediniz ya. Ama yok diye iddia
07:56ediyorsunuz. Bakın. Tarih bölümü mezunu bir sürü insan
08:00orada görev yaptı. Şimdi arkadaşlar bir saniye ya bir
08:04şey söyleyeceğim bir dakika. Müze statüsü. Aynur Hanım
08:09lütfen. Şimdi siz peki İngilizce bilmiyor diye mi bu
08:12arkadaşları kod kırk ikiden çıkarttınız. Hiçbir yerde işe
08:16giremiyorlar. Yüz kızartıcı suç diye insanlar etrafındakileri
08:21eee diyorlar ki yani siz ne yaptınız da kod kırk ikiden
08:26çıktınız? Eğitim verildi efendim. Bu hak mı? Hayır.
08:29Eğitim verildi. Çıkarttınız. Kod kırk ikiden çıkartmak ne
08:33demek sayın başkanım? Yazık değil mi? Bu bir vebaldir. O
08:37çocukların hepsi şu anda işe giremiyorlar. Yurttaşların
08:41parasının yurttaşların parasının çarçur edilmesi de
08:44vebal değil midir? Bu iş de çarçur değil. Oradaki insanlar
08:47İngilizce biliyor diye. O zaman ben size hemen müze statüsünü
08:51müze statüsünü anlatayım. Müze statüsünü anlatayım. Müzedeki
08:55eserler eğer müzeyse tek ve biricik olmak zorundadır. Şimdi
09:01o müzemizdeki eserlerin hepsi kalıp dökme. Yani o eserlerden
09:06istersem on tane yapabilirim. Şimdi bir müzede devamlı
09:11fabrikasyon üretilecek bir yapının olması doğru bir
09:14yapımıdır. Yani müze statüsüne haiz olabiliyor mu o zaman?
09:18Yani ben de istersem on tane heykel yapabilirim aynı şekilde
09:22çünkü kalıbımız var. Şimdi siz ııı İngilizce'den olayı
09:27heykellerine çevirdiniz. Müze diyoruz ya. Ama müze diyoruz ya
09:31hani müze diyoruz ya. Tamam. Şimdi siz bakın ben öyle bir
09:37şey demedim yani. Aynen öyle bir şey demedim. O zaman ben
09:40müze vasfından bahsediyorum efendim. Başladım. Sanat
09:43eserlerin olması gereken yerde sanat eseri tek ve biricik
09:48olmak eteköy eteköy müzesi kuracağım diyorsunuz. Burada
09:51sanat eserlerim olacak. Ne olacak burada? Tarih eserler
09:55olacak. Bir dakika. Sanat eseri tarihi eserler olacak. Şimdi
10:00buradaki müzenin, buradaki müzenin yapılış amacı farklı.
10:05Siz burada Türk kültürüne
10:10diyoruz yani. Bakın heykelleri beğenmiyor olabilirsin. Beğenmiyor
10:13değilim. Bakın müze statüsünde değerlendirilecek bir yapısı
10:18yok diyorum. Bir entelasyon merkezidir diyorum. Bir müze
10:22vasfı yoktur diyorum. Kültür Bakanlığı. Çünkü Kültür
10:25Bakanlığı. Başvurulmuş kabul edilmemiş efendim. Onu da
10:27öğrendik biz. Teşekkür ederiz. Çıkarırsınız başkanım.
10:30Teşekkür ederiz. Ama yapılanı eleştirmek değil. Bazı bir
10:34şeyleri de. Yapılanı eleştireceğiz tabii. Yanlışsa
10:36eleştireceğiz efendim. Yanlış bir şey yok. Kime göre neye
10:38göre yanlış? Doğru. Tamam evet. Çok teşekkür ederiz.

Önerilen