CHP İzmir İl Tarım Komisyonu Başkanı Uysal: Yabancı Ülkedeki Çiftçilerin Cebini Dolduruyoruz

  • 8 saat önce
CHP İzmir İl Başkanlığı Tarım Komisyonu, Dünya Gıda Günü kapsamında düzenlediği basın toplantısında, iktidarın tarım ve gıda politikalarını eleştirdi. İl Tarım Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Harun Raşit Uysal, ithalata dayalı sistemi eleştirerek “Biz burada kendi çiftçimizin değil, yabancı ülkedeki çiftçilerin cebini dolduruyoruz” dedi.
(İZMİR) – CHP İzmir İl Başkanlığı Tarım Komisyonu, Dünya Gıda Günü kapsamında düzenlediği basın toplantısında, iktidarın tarım ve gıda politikalarını eleştirdi. İl Tarım Komisyonu Başkanı Harun Raşit Uysal, ithalata dayalı sistemi eleştirerek "Biz burada kendi çiftçimizin değil, yabancı ülkedeki çiftçilerin cebini dolduruyoruz" dedi.
CHP İzmir İl Başkanlığı Tarım Komisyonu, Dünya Gıda Günü kapsamında basın toplantısı düzenledi.

hbrlr1.com/cbdlyyfikckckl

Category

🗞
Haberler
Döküm
00:00Bugünlerde gıda taşışlarının olmadığı, gıda güvenliğimizin
00:04ve gıda egemenliğimizin hiç tartışılmadığı, üreticinin
00:08kazandığı, tüketicinin de her gıdaya ulaşabildiği bir
00:11ortamda dünya gıda gününü kutlamak isterdik. Ancak
00:16insanı aç, toprağı aç, hayvanı aç olan bir ülkede kutlama
00:20yapılmaz, olsa olsa hesaplaşılır. Ne yazık ki ııı
00:25bunca yıldır AKP hükümetlerinin getirdiği tarımın durumu da
00:29çiftçinin durumu da halkımızın durumu da ortada. Ne yazık ki
00:34artık yanlı ve yanlış ııı tarım politikaları bu ülkenin de bu
00:38halkın önünü de tıkamakta. AKP hükümeti iki bin beş yılında
00:44bir ııı tarım kanununu çıkardı. Tarım kanunumuzun tarım
00:49topraklarımızı koruyacağız dedi. Planlı üretime
00:52geçeceğiz diye vaatlerini arka arkasına sıraladı. Sonra da bu
00:56kanuna bir ııı madde ektirdiler ve bir torba yasa
01:00hale getirdiler bunu. Ve istedikleri gibi her şeyi tarım
01:04dışarısına çıkarmaya başladılar. Benzinliğe kamu
01:07yararı kararı çıkardılar. Turistik tesislere kamu yararı
01:11kararı çıkardılar. Tarım olmasa da olur ama bize bina lazım,
01:17yapı lazım dediler. Aynı zamanda kanunla beraber de iki
01:22bin beş yılında ııı arazi kullanım planlaması yapma
01:25görevini de Tarım Bakanlığı'na verdiler. Fakat yıl iki bin
01:30yirmi dört ne bir arazi kullanım planlamamız var. Ne
01:35bir üretim planlamamız var. Kanunla verilen görevi
01:38yapmadılar. Hala daha yapmıyorlar. Ve iki bin beş
01:42yılından beri görev yapan tam dokuz tane Tarım Bakanı görevi
01:47ihmal suçu işliyor. Yargının kılını kıpırdattığı yok. Konuyla
01:53ilgili. Sonra bizim bir planlamamız olmadığı için
01:58domates bu yıl para etti, bu yıl para etmedi dedik. Firmalar
02:03ne istediyse çiftçiye onu ektirdiler. Firmalar kaçtan
02:06dediyse üreticiden onu aldılar. Sonra da kaç para
02:10dedilerse biz tüketici olarak İzmir'de o paradan satın aldık.
02:14Her seferinde tarımın kurtuluşu, çiftçimizin refahı
02:18diye milyonlarca lira para harcadıktan sonra çöpe
02:21attıkları tarım bilgi sistemi TARBİL, dijital tarım
02:26platformu DİTAP su tutmayan barajlardan, elektrikli
02:31traktörden, Sudan'da kiralanan arazilerden bahsetmiyoruz bile.
02:36Geldiğimiz nokta artık ortada. Bu ülkede ne bir gıda güvenliği
02:40kalmıştır ne de bir gıda egemenliği. Artık kendimize
02:44yetemiyoruz. Sırtımızı ithalata dayamış durumdayız. Halbuki bu
02:49ülkenin toprakları da çiftçileri de değil seksen beş
02:53milyonu yüz seksen beş milyonu doyurabilecek potansiyele
02:56sahiptir. Yeter ki yönetilsin. Yeter ki kamu yararı her şeyin
03:00önüne geçirilsin. Artık tarımda emperyalist düzene karşı
03:05kurtuluş savaşının başlama vakti gelmiştir. Bugün dünya gıda
03:10günü ancak ııı dünya geneline baktığımız zaman dokuz milyon
03:16insanın yatağına aç girdiği hatta şu anda savaşların
03:20nedeniyle yatağın bile olmadığı aç olan insanların olduğu ve
03:26yaklaşık iki buçuk milyar insanın da ne gıdaya ne de
03:30temiz suya ulaşabildiği bir ortamda dünya gıda gününü
03:34kutlamak mümkün değil. Türkiye'mize baktığımız zaman
03:37asgari ücretin on yedi bin lira olduğu çok düşük olduğu için de
03:42Türkiye'de maalesef maalesef gıda terörünün olduğu ve bu
03:48hileli gıdalara bir talebin olduğu bir ortamda da gıda
03:53gününü kutlamak mümkün değildir. Dolayısıyla biz daha
03:57çok bunu anma gibi düşünüyoruz. Artık anmaya dönmüştür bu iş.
04:02Eee biz bugün iki konuyu gündemimizde aldık basın
04:06toplantısında. Çünkü birincil üretim dediğimiz tarımsal
04:11üretime ııı biliyorsunuz ııı Çiftçiler üretiyorlar buna.
04:19Dolayısıyla şu anda çiftçilerin iki büyük sorunu var.
04:22Bunlardan bir tanesi tarımsal desteklemelerle ilgili sorun.
04:27Son yıllarda tarım sektörü zor bir süreçten geçiyor. İklim
04:32krizi, kuraklık sorunu, artan girdim aletleriyle mücadele
04:36eden çiftçilerimiz ne yazık ki çaresiz durumdalar. Çiftçimiz
04:41emeğinin karşılığını alamıyor. Üretimini sürdürmekten zorluk
04:44çekiyor. Çiftçinin eline geçen fiyatlar maliyetleri bile
04:48karşılamaya yetmiyor. Değerli basın mensubu arkadaşlarım
04:53üretici tarafında bunlar olur iken OECD ülkeleri arasında
04:58gıda enflasyonda birinci olan ülkemizde halkımız sofrasına
05:04yeterli miktar bir çeşit de gıdayı koyamamakta ve en temel
05:08ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanmaktadır. Ki başta da
05:12söylediğim gibi en temel ihtiyaçlarını maalesef maalesef
05:16hileli gıdalarla karşılamak durumunda. Bakınız bundan o ilk
05:21Tarım Bakanlığı ifşa listelerini açıkladığı ilk
05:25listelere bakın. Ilk listelerle son listeler arasında hiç fark
05:28yok. Ilk listede hangi ürünlere hangi hileler yapılıyorsa son
05:33listede aynı aynı gıdaları aynı hiler yapıyor. Yani diyelim ki
05:36on yıllık süreçte hiçbir şey değişmemiş maalesef. Bu nedenle
05:41tarımsal üretimin desteklenmesi ve desteklemelerin etkin ve
05:46verimli bir şey uygulanmasına en fazla ihtiyaç duyulan bir
05:49dönemdeyiz. Ne yazık ki tarımda kendimize yeterliğimiz giderek
05:54düşüyor. Son yıllarda tarım ürünleri ithalatımız
05:59ihracatımıza oranına iki kat daha fazla olmuştur. Bunu
06:03rakamla ifade edecek olursak ihracat iki bin ııı iki bin
06:07yirmi üç yılları arasında yüzde dört yüz otuz artarken ithalat
06:12yüzde dokuz yüz yirmi artmıştır. Ancak biz şunu çok
06:15iyi biliyoruz ki hükümet sadece tarımsal ihracat rakamlarını
06:21veriyor. Şöyle diyorlar. Diyorlar ki ihracatımız işte bu
06:24sene şu kadar arttı. Ya da şu ay bir önceki aya göre bu kadar
06:27arttı. Ancak hiç tarımsal ithalattan bahsedilmiyor.
06:31Dolayısıyla baktığımız zaman lütfen bunu da ııı önemli ııı
06:35olarak görüyorum ve notlarımızın arasına yazalım.
06:38Maalesef ithalatımız ihracatımızın iki katı bunun
06:43nedeninde tarımda kullandığımız girdilerin hemen tamamına yakın
06:46kısım ithal ediliyor. Beş bin dört yüz seksen sekiz sayılı
06:50tarım kanununun tarımsal desteklerin finansmanıyla
06:54ilgili yirmi birinci maddesinde şöyle diyor değerli basın
06:58mensup arkadaşlarım. Olduğu gibi okuyorum ben. Yani o ııı
07:02şeydeki kanundaki ifadeleri okuyorum. Tarımsal destekleme
07:06programlarının finansmanı bütçe kaynaklarından ve dış
07:11kaynaklardan sağlanır. Bakınız bütçeden ayrılacak kaynağın
07:16gayri safi milli hasılanın yüzde birinden az olamaz
07:20deniyor. Şimdi ancak ne yazık ki bugüne kadar tarıma destek
07:26milli gelir yüzde birine hiçbir zaman ulaşamamıştır. Şimdi
07:30şöyle örneğin iki bin yirmi dört yılında tarıma ayrılan
07:33destek miktarı doksan milyar lira civarında. Ancak biz şunu
07:37çok iyi biliyoruz. Gayri safi yurt içi hasıla ııı bir trilyon
07:41iki yüz milyar civarında açıklandı. Bunun yüzde biri ne
07:45yapar? Işte yüz yirmi milyar dolar. Bunu çarpın ııı şeye ııı
07:49Türk parası da çevirdiğinizde dolayısıyla ııı çok büyük
07:53yapıyor. Yani bu sene sevgili ııı basın mensup arkadaşlarım
07:58çiftçi bu kanuna göre alması gereken paranın ancak dörtte
08:02birini aldı. Bunu iki bin altı yılından itibaren ııı bir
08:07rakama vuracak olursak müthiş alacağı var şu anda
08:09çiftçilerimizin. Ve bu para ödenseydi bugün ithalatçı bir
08:13ülke konumundan ben açıkça söyleyeyim net ihracatçı bir
08:16ülke konumuna geçebilirdik. Diğer yanda iki bin yirmi üç
08:21Türkiye Ziraat Odası Birliği verilerine göre ülkemizdeki
08:24çiftçi sayısının beş milyon yüz altmış iki bin olduğu ve bunun
08:30yüzde otuz dördünde maalesef altmış beş yaş üstü olduğunu
08:33görüyoruz. Yani şunu görüyoruz değerli arkadaşlarım. Çiftçiler
08:38yaşlanıyor. On yıl sonra bu insanlar yetmiş beş yaşında
08:42olacak ve maalesef bu insanların çocukları çiftçilik
08:45yapmak istemiyor. Çünkü neden? Para kazanamıyor. Halbuki bu
08:48destekleri verseniz ııı robotik tarıma geçseniz o
08:52çiftçilerin çocukları bu niye tarım yapmasını kazandıktan
08:56sonra ama ama çoğunluğu mesela şehirde güvenlik görevisi
09:00olmayı tercih ediyor ya da bir telefon şirketinde çalışmayı
09:04tercih ediyor. Son yirmi iki yıldır hükümet tarafından
09:07bilse üretim önlük desteklerin hasat döneminden sonra ödenmesi
09:11bir sonraki yıl desteklerin ekimden sonra açıklanması
09:15çiftçilerin önlerini görmeden üretim yapmalarına neden
09:18olmuştu. Girdi fiyatlarına yükseliş özellikle mazot,
09:22gübre, yem, tohum gibi girdilerden alınan vergi yükü
09:26çiftçinin maliyetlerini yükseltmiş. Yüksek fiyatlar
09:29nedeniyle tüketici fiyatlarını dengelemek için hükümet başta
09:34buğday, canlı hayvan, et, süt tozu, pamuk, yağlı tohumla
09:39ithalatına giderek çiftçimizin üretim isteğini önemli ölçüde
09:44törpülemiştir. Bir örnek verecek olursak geçen hafta
09:49Mısır ithalatındaki yüzde yüz otuzluk gümrük vergisi bir
09:55milyon ton ithalat için yüzde beşe düşürülmüştür.

Önerilen