Medyascope'da Ruşen Çakır'ın konuğu olan Mümtaz'er Türköne, yeni kitabı "Silivri Postası: 15 Temmuz Tanıklığı ve Cezaevi Günlüğü"nde cezaevindeki deneyimlerini paylaştı. Türköne, bir kaymakamla yaptığı dikkat çeken bir sohbeti aktararak, cemaat mensuplarının devlet içinde nasıl bir öncelik anlayışına sahip olduğunu vurguladı.
Category
🗞
HaberlerDöküm
00:00Peki cezaevinde bu 4 yılı aşkın sürede çok sayıda doğrudan Fethullahçı yapılanma
00:07içinden insanlarla da yattın ya da havalandırmalarda karşılaştın vesaire ne görüyorsun onların
00:13büyük bir kısmı hala belki cezaevinde siz çıktınız ama hala kalanlar da vardır.
00:18Ne konuşuyorlar, ne yapıyorlar yani genel eğilimle böyle birlik ve beraberlik ve sadakat
00:24mı yoluna devam ediyor insanlar yoksa bir sorgulama nerede yanlış yaptık vesaire
00:30bu aidiyeti sorgulanması olayını gözledir mi o insanlar?
00:34Yani şeyin tespihin ipi imamesi kopmuş, taneler dağılmış fakat insanlar alışkanlıklarla
00:43ve daha önce alıştıkları o duygusal motor reflekslerle benzer tavırları sergiliyorlar,
00:49benzer iletişimleri kuruyorlar onu görüyorsunuz gözlüyorsunuz cezaevinde ben cemaat mensuplarını
00:58cezaevinde tanıdım yani nasıl düşündüklerini nasıl muhakeme yürüttüklerini neleri önemsediklerini
01:05nelere göre tavır aldıklarını cezaevinde gördüm.
01:09Mesela bir kaymakama şeyi sormuştum İçişleri Vakanlığı'ndan gelen emirle cemaatten gelen
01:15emir birbiriyle çelişirse ne yaparsın diye.
01:18Dedi ki cemaatten gelen emri yerine getiririm dedi yani bu tür örneklerle de karşılaşıyorsunuz.
01:27Şimdi insanlar bu tür evrelerde yani onu da çok doğal buluyorum yani psikolojilerini
01:33anlamaya çalıştım.
01:34Bu tür evrelerde duygusal olarak ayakta kalabilmek için eski alışkanlıklarını sürdürüyorlar.
01:40O yüzden cezaevi şartları aslında cemaate mensubiyetin, bağlılığın devam edeceği
01:46bir muhtamı oluşturuyor.
01:48Fakat dışarıdakiler öyle değil.
01:50Dışarıya çıktıktan sonra görüyorsunuz tespin ipi kopmuş alışkanlıkla herkes bir yerlerde
01:58bir şeylere tutunmaya çalışıyor.