Category
🗞
HaberlerDöküm
00:00MÜZİK
00:14Cumhuriyet TV ekranlarından herkese merhaba sevgili izleyenler.
00:17Bugün 12 Eylül 1980 yılında dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren'in önderliğinde düzenlenen, tertip edilen
00:25gelici faşist ve emperyalist darbenin yıl dönümü.
00:2812 Eylül her bakımdan Türkiye sosyolojisi için, toplumsal hayatı için, ekonomisi ve siyaseti için bir kırılma anı.
00:36Peki 12 Eylül'e giden süreçte Türkiye'de nasıl bir manzara vardı, neler yaşanmıştı?
00:4112 Eylül'den sonra neler yaşandı ve Türkiye'de neler değişti?
00:45Bütün bunları konuşacağız bugün.
00:47Konuğumuz Doçent Doktor Fatih Yaşlı, hoş geldiniz.
00:50Hoş bulduk, merhabalar.
00:53Şimdi şöyle bir film akarasını geriye sarıp 1980 yılına gidelim istiyorum.
00:58Orada darbeye giden süreçte neler yaşanıyordu, Türkiye'de nasıl bir manzara vardı?
01:04Darbeye ilişkin emperyalist dokunuşlardan söz edebilir miyiz?
01:10Aslında tabii 12 Eylül'ü anlamak için belki de ta 60'lara kadar gitmek gerekiyor.
01:15Özellikle 1965 yılından itibaren Türkiye'de ciddi bir toplumsal uyanış başlamıştı.
01:20Önce öğrenci hareketleri, sonrasındaysa ciddi bir işçi hareketiyle birlikte.
01:25Buna köylüleri dahil edebiliriz, memurları dahil edebiliriz.
01:28İnsanların daha eşit, daha adil bir ülkede yaşamaya dair bir mücadelesi başlamıştı.
01:35Fakat daha en başından itibaren bu mücadele boğulmak istendi.
01:38Önce bir 12 Mart darbesi yapıldı.
01:4112 Mart darbesiyle birlikte hem gençlik önderleri tutuklandı,
01:44hem sendikalar üzerinde ciddi baskılar yaratıldı.
01:47Ama bu bir ara dönem olarak geçildi.
01:50Çünkü 1974 yılından itibaren Türkiye'de sol hareketler tekrar yükselmeye başladılar.
01:55Emek hareketi tekrar yükseldi.
01:57Bunun neticesi olarak özellikle Türkiye 1977-80 arasında bir tür iç savaş yaşadı.
02:03Çünkü bu yükselen toplumsal muhalefet dalgasını ve sosyalist solu durdurmak adına
02:09Türkiye'de hem devletin içerisindeki bazı odaklar,
02:13hem de Amerika Birleşik Devletleri ve NATO bir tür operasyon süreci başlattılar.
02:18Bir iç savaş süreci başlattılar.
02:20Kitle katliamları yapıldı.
02:22Aygınlar, gazeteciler, yazarlar katledildiler.
02:251 Mayıs 1977 katliamı yapıldı.
02:28Bu üç yıl son derece karanlık bir dönemdi.
02:31Bu arada tabi solun içerisinde de bazı unsurların giderek daha fazla silah taşımaya başladığını
02:36ve bu saldırılara karşılık verdiğini de görüyoruz.
02:38Dediğim gibi bunun neticesi bir tür iç savaş boğuldu.
02:41Bu yaşanırken bir yandan da aynı zamanda işçiler giderek örgütleniyordu,
02:46daha fazla grev yapılıyordu, daha fazla hak talep ediliyordu
02:49ve Türkiye'de de kapitalizm bir krize girmiş durumdaydı.
02:52Yani kar oranlarının giderek düşmeye başladığı bir süreç vardı.
02:55Ve bu süreçte özellikle 78-79'dan itibaren Türkiye'de sermaye sınıfı,
03:00yani TÜSİAD'ın temsil ettiği sınıf,
03:02mevcut birikim rejiminin, mevcut ekonomik modelin bu şekilde sürdürülemeyeceğini öne sürmeye
03:08ve bununla ilgili bir kamuoyu yaratmaya başladı.
03:11İstedikleri şey tıpkı, işte dün 11 Eylül'dü, 11 Eylül 1973'te Şili'deki darbenin ardından
03:17nasıl ki Şili, neoliberalizm dediğimiz ekonomi modeline açıldıysa,
03:22yani her şeyin piyasalaştırıldığı bir modele açıldıysa,
03:24aynısı 12 Eylül 1980 Türkiye'si için de isteniyordu.
03:28Yani darbenin en önemli nedenlerinden biri aslında darbeden 8-9 ay önce alınan 24 Ocak kararları.
03:3524 Ocak kararlarının mimarı Turgut Özal'dır ama talepkarı esas olarak TÜSİAD ve İMF'dir.
03:41Onlar talep etmişlerdir.
03:4224 Ocak kararlarıyla birlikte aslında Türkiye ekonomisi,
03:46İtalikameci denilen birikim modelinden ihracata dayalı neoliberal bir modele geçecekti.
03:51Fakat bu tür programlar, bu tür kararlar halkı yoksullaştırıcı kararlar olduğu için,
03:57kemer sıkma politikalarına dayandığı için bu tür kararlar kolay uygulanamazlar.
04:02Hele hele örgütlü bir toplumda, emek hareketinin yoğun olduğu, güçlü olduğu bir toplumda,
04:06solun güçlü olduğu bir toplumda bunları uygulamak mümkün değildir.
04:09Zaten 24 Ocak kararlarını aldıktan sonra dönemin demirel iktidarı,
04:13muhalefetten çıkan en önemli ses şu olmuştu.
04:16Siz bu kararları normal bir düzende uygulayamazsınız,
04:19adeta askeri darbeyi çağırıyorsunuz şeklinde eleştiriler yapılmıştı.
04:23Gerçekten de 24 Ocak kararlarının üzerinden 7-8 ay geçmişken 12 Eylül darbesi yapıldı.
04:2912 Eylül darbesi kendisini akan kardeş kanını durdurmak,
04:33anarşiyi bitirmek diye meşrulaştırmaya çalışsa da aslında bir sermaye darbesidir.
04:38Türkiye'de sistem, düzen tıkanmıştı, çoklu bir kriz yaşanıyordu.
04:42Ekonomik kriz vardı, siyasi kriz vardı, toplumsal kriz vardı.
04:45Ve düzen, sistem bu krizden normal yollarla çıkamayacağını gördüğünde
04:51uygun bir zemin bekledi, bilinçli bir şekilde akan kanın daha fazla akmasını istedi, müdahale etmedi.
04:58Yani toplumu da aslında psikolojik olarak darbeye hazırladı ve toplum 12 Eylül darbesi gerçekleştiğinde
05:04gerçekten de oh deyip bir derin nefes aldı.
05:07Çünkü o tarihe kadar yapmaları gereken şeyleri yapmadılar.
05:10İnsanlar canlarının, mallarının güvenliğinden son derece endişelenir hale gelmişlerdi.
05:15Çoluğunun, çocuğunun sağda solda öldürülebilme ihtimali son derece yüksekti.
05:19Bu nedenle de adeta toplumu darbeyi sevinçle karşılar bir psikolojiye adım adım götürdüler.
05:25Darbe gerçekleştikten sonra yaptıkları şey nedir?
05:28Örneğin ilk alınan karar şu olmuştur.
05:31Bütün sendikalar süresiz olarak kapatılmıştır.
05:34Bütün grevler süresiz olarak durdurulmuştur.
05:37Dolayısıyla dediğim gibi bu bir sermaye darbesiydi.
05:39Normal şartlarda işçilerin greve gidebildiği, sendikalı olduğu, örgütlü olduğu bir ülkede bu neoliberal program uygulanamaz.
05:47Yaptıkları başka bir şey de şudur.
05:49Bu programı hayata geçiren Demirel'i belki iktidardan uzaklaştırdılar.
05:54Ama Demirel'in müsteşarı olan Turgut Özal'ı da getirip 24 Ocak kararlarının mimarı olan Turgut Özal'ı getirip ekonominin başına koydular.
06:03Dolayısıyla 12 Eylül çok net bir şekilde Türkiye'de 1960'lı yıllardan itibaren devam eden toplumsal uyanışa karşı düzenin kendi krizini normal yollardan çözemeyeceğini anladığında uygulamaya koyduğu bir sermaye darbesidir.
06:18İşin ekonomik boyutunda bu varken bir de toplumsal boyutu var, ideolojik boyutu var.
06:23O da şudur. 12 Eylül darbecileri kendilerine Atatürkçü vs. diyorlardı ama çok net bir şekilde Türk İslam sentezini darbenin ideolojisi yaptılar.
06:34Yani o güne kadar Milliyetçi Muhafazakar Aydınlar'ın ürettiği bir ideoloji olan Aydınlar Ocağı'nda üretilmiş olan Türk İslam sentezi,
06:42solla mücadelenin sadece silahla verilmeyeceğini bildikleri için topluma adeta tepeden bir devlet ideolojisi olarak dayatıldı.
06:50Yani toplum sağ çekilsin, toplum giderek sağcılaşsın, sol fikirlerden uzak dursun diye bir müdahaleydi bu.
06:57O Türk İslam sentezinin mimarı olan akademisyenler örneğin üniversitelere vektör yapıldılar, ders kitaplarında müfettaf değişti,
07:05örneğin zorunlu din dersi ilkokullarda anayasaya konuldu ve böylece istendi ki 12 Eylülden bir gün öncesine dönmesin bu ülke.
07:14Yani toplumsal uyanışın olduğu, sendikaların güçlü olduğu, emek örgütlerinin güçlü olduğu bir ülkenin yerine biat eden,
07:22sessiz, talana razı, herhangi bir şekilde örgütlü olmayan bir toplum istendi ve bugün gelinen noktada biz şunu görüyoruz aslında son derece başarılı olmuş.
07:31Evet Sayın Hocam, şimdi siz de aslında çok daha uzun anlatırsınız biliyorum ama şöyle bir tespit istiyorum sizden.
07:39Aslında 12 Eylül'ün çok ciddi çok önemli sonuçları var. Belki bugün yaşadığımız pek çok sorunu ya da acının köklerini bile orada arayabiliriz.
07:47Başta da söyledim ekonomik açıdan bakabiliriz, bugün eğitimin dinserleşmesi açısından bakabiliriz, tarikatlardan söz edebiliriz.
07:54Sizin açınızdan 12 Eylül'ün en önemli sonuçları neydi?
07:5812 Eylül'ün en önemli sonucu aslında az önce söylediğim üzere iki sonuç onlar çok önemlidir.
08:04Birisi ülke ekonomisinin bütünüyle ihracata açılmasıdır, ihracata dayalı bir modelin benimsenmesidir. Bunun sonuçları şu olmuştur.
08:12Türkiye gibi ülkeler uluslararası sistemde rekabet edebilmek için uluslararası piyasalarda eğer ihracat yapıyorsanız,
08:19teknolojiyi fazla kullanamadığınız için maliyetleri düşürürsünüz. Bu da emek maliyetlerinin aşağı çekilmesi anlamındadır.
08:26Yani Türkiye Kapitalizmi 24 Ocak kararları ve 12 Eylül ile birlikte asgari ücretle çalışmaya mahkum edilmiş milyonlar yarattı
08:33ve bunu bugün AKP devam ettiriyor. En önemli sonucu Türkiye'nin sosyal devletinin aşındırılması,
08:39sanayileşme politikalarından vazgeçilmesi, kamuculuğun tasfiye edilmesi, planlı ekonomiden vazgeçilmesi ve özelleştirmelerdir.
08:48Dolayısıyla 24 Ocak'tan 12 Eylül'den beri aslında Türkiye ekonomisi talan ediliyor, gelir dağılımı giderek sürekli bozuluyor.
08:55Yani zenginin daha zengin, yoksulun daha yoksul olduğu bir sistem 44 yıldır varlığını devam ettiriyor.
09:00En önemli sonuç budur. Yani Türkiye çok daha gelişmiş, kalkınmış, gelir dağılımının daha adil olduğu,
09:06vergi yükünün daha adil dağıtıldığı, sosyal devletin güçlü olduğu bir ülke olabilirdi.
09:10Ama 12 Eylül'ün neoliberalizmi bunların hepsini ortadan kaldırmıştır maalesef. En önemli sonucu budur.
09:16Buna eklenen diğer sonuç ise bu sistemin bu şekilde ilerleyebilmesi için tevekkül eden bir topluma, isyan etmeyen bir topluma ihtiyaç vardı.
09:25İşte onun için de dinselleşmeyi ve milliyetçiliği, Türk İslam sentezini toplumun önüne koydular.
09:30Toplumu adeta böyle sağcılaştıran bir toplumsal mühendislik projesi uyguladılar.
09:35İlkokullara din derslerini koydular, tarikatların, cemaatlerin önünü açtılar.
09:39Bunun yanı sıra örneğin köşe dönmecilik felsefesini topluma yerleştirip toplumu ahlaksızlaştırmaya çalıştılar.
09:44Yani rüşvetin sıradanlaştığı, benim memurum işini bilir sözünün politikacılar tarafından söylendiği,
09:50anayasayı bir kere delmekle bir şey olmaz denildiği.
09:53Yani genel bir yandan dinselleşme yükselirken bir yandan toplumsal çürümenin, toplumsal ahlaksızlaşmanın ivme yaptığı bir dönemdi 12 Eylül.
10:03İşte o günlerden bugünlere gelindi.
10:05Dolayısıyla 12 Eylül'ün bu iki sonucu aynı zamanda bugün 22 yıldır bizi yöneten iktidarın da iş başına gelmesidir.
10:12Yani bugün AKP 12 Eylül'ün uzantısıdır dediğimizde aslında bir slogan atmıyoruz.
10:17Şunu söylüyoruz AKP 12 Eylül'ün neoliberal modelini mantıksal sınırlarına taşımıştır.
10:2370 milyar dolarlık özelleştirme yapmıştır.
10:25İşte şimdilerde esnek istihdamı getirmeye çalışıyorlar.
10:28Tamamlayıcı emekliliği getirmeye çalışıyorlar.
10:30Ve her şeyin piyasaya açıldığı bir ekonomik modelle karşı karşıyayız.
10:34Ve öte yandan aynı şekilde 12 Eylül'ün Türk İslam sentezi bugün AKP MHP Cumhur İttifakı ile yoluna devam ediyor.
10:42Bu iki mesele yani ülke ekonomisinin neoliberalizmi açılmasıyla toplumun dinselleştirilmesi sağcılaştırılması 12 Eylül'ün en büyük iki hedefiydi.
10:51Bu iki hedefte başarıldı.
10:54Üstelik o başarı bundan işte 22 yıl önce iş başına gelen piyasacı ve İslamcı bir iktidarın 22 yıldır yoluna devam etmesi.
11:02Şimdi siz de söz ettiniz aslında 12 Eylül'den sonra son olarak 25 yıllık AKP iktidarına gelene dek her daim sağcı iktidarlar tarafından yönetildiğimizi biliyoruz.
11:12Türkiye aslında kendilerine Atatürkçü diyorlardı ama bir Türk İslam sentezini desteklediler de dediniz.
11:18Burada o dönem öldürülen aydınları göz önüne aldığımızda aslında bu emperyalist kitlenin düşman olarak gördüğü o isimleri o anlayışı göz önüne aldığımızda
11:28Yalçın Hoca'ya sorulan sorunun aynısını size de sormuş olayım.
11:32Neden emperyalistler Kemalistlere komünist muamelesi yaptılar?
11:39Şöyle yani Türkiye'de 1960'lı yıllarda bahsettiğim toplumsal uyanış başladığında aslında Kemalistlerle Sosyalistler büyük ölçüde aynı saflardaydılar.
11:51İkinci milli mücadeleden İkinci Kurtuluş Savaşı'ndan bahsediliyordu.
11:55Emperyalizme karşı tam bağımsız Türkiye savunusu yapılıyordu.
11:58Bu nedenle de Türkiye'de genel olarak Kemalist aydınlarla Sosyalist aydınlar arasında her zaman bir ilişki olmuştu.
12:05Hatta Sosyalizmin kitlelerde karşılık bulmasını sağlayan referanslardan biri Mustafa Kemal Atatürk, diğeri de Cumhuriyet'ti.
12:13Yani bu ikisi bir proje olarak benimsenmişti, bir bağımsızlık sembolü olarak benimsenmişti Sosyalist sol tarafından ve kitlelerle solun buluşması açısından da bir işlev görmüştü.
12:24Özellikle bu sonradan değişti elbette.
12:2712 Eylül darbesi dediğim gibi bir yandan kendisini Atatürkçü olarak sundu ama öte yandan özellikle sol Kemalist aydınları bir şekilde etkisizleştiren, onları da hapse atan.
12:3812 Mart'ta da yapıldı, bu 12 Eylül'de de yapıldı.
12:40Yani İlhan Selçuklar, şunlar bunlar hepsi bir şekilde gözaltına alındılar.
12:44İşte sürgünlere gönderilenler oldu, cezaevlerinde yaşamını yitirenler oldu.
12:48Amaç dediğim gibi o toplumsal uyanışı, kitleselleşmeyi bir şekilde durdurmaktı.
12:54Amerikan emperyalizminin de zaten 12 Eylül'ün gerisinde bir parmağı olduğunu biliyoruz.
12:59Yani belki doğrudan yapın demediler ama darbe gerçekleştiğinde işte bizim çocuklar başardı diyorlar ve ülke ekonomisinin neoliberalizme açılacağının, Özal'ın bu işi yapacağının zaten farkındalar.
13:11Netice itibariyle bugünün ele gelindiğinde biz şunu görüyoruz.
13:15Türkiye'de bir kere yani herkes Atatürk'ü seviyor, herkes kendisinin cumhuriyetçi olduğunu söylüyor.
13:20Ama bir dünya görüşü, bir ideoloji olarak artık Kemalizm'den söz etmek çok mümkün değil.
13:25Çünkü artık Kemalist aydınlar da yok.
13:27Yani hem 12 Eylül'ün etkisi bu hem de 90'lı yıllardaki suikastlerin, saldırıların etkisi.
13:33Yani işte Uğur Mumcu'dan Ahmet Taner Kışlalılara uzanan bir çizgide aydın katliamları bunda son derece büyük rol oynadı.
13:40Yani kendisine Cumhuriyetçi Atatürk'ü diyen kitlelerin şu an maalesef kendilerini aydınlatabilecek yazarları, çizerleri vesaire doğru düzgün bir kimse kalmadı.
13:49Bu da Türkiye'de bir tür düşünce çoraklığına, düşünsel iklimin de aynı zamanda çoraklaşmasına yol açtı maalesef.
13:57Peki şimdi aslında iktidarın her daim söylediği bir şey var.
14:02Özellikle anayasa değişikliği için örneğin diyorlar ki darbe anayasasından kurtulacağız.
14:07Bu yüzden şöyle soralım.
14:09Güncelde mevcut da Türkiye ekonomisinde, Türkiye'nin hukuk sisteminde, demokratik yaşamında, toplumsal yaşamında, eğitiminde hala 12 Eylül'ün izlerini görmek mümkün mü?
14:21Elbette yani dediğim gibi 12 Eylül AKP ile devam ediyor.
14:25Üstelik AKP onu zirve noktasına taşımış durumda.
14:28Yani AKP'nin yapacağı bir anayasa aslında 12 Eylül anayasasının 1982 anayasasının bir devamı olabilir.
14:35Çünkü o anayasa dahi bir takım kurumlara ve kanunlara riayet edilmesi gerektiğini söylerken bugün aslında fiilen Türkiye'de anayasa askıya alınmış durumda.
14:47Anayasa mahkemesinin kararlarının iktidar tarafından tanınmadığı bir dönemden geçiyoruz.
14:52Anayasal yargının olmadığı bir dönemden geçiyoruz.
14:55Anayasa hukukçuları yaşadığımız sürece anayasasızlaşma adını veriyorlar.
14:59Yani bir yandan anayasayı fiilen askıya alan bir iktidar var.
15:02Öte yandan yeni anayasa yapmaktan söz eden bir iktidar var.
15:05Üstelik bunu da darbeyle hesaplaşmak adı altında yapıyor.
15:09Halbuki biz şunu hatırlıyoruz yani 2010 referandumu da 12 Eylül anayasasıyla hesaplaşma adına yapılmıştı.
15:15Yetmez ama evet denilmişti.
15:17Ülke demokratikleşecekti.
15:19Ama neyi gördük biz?
15:20O anayasal düzenlemelerin de aslında AKP iktidarını daha da güçlendirmek için yapıldığını.
15:25Yani mevcut tek parti iktidarını adeta anayasal bir zırha almak, korumaya almak için yapıldığını gördük.
15:31Bu saatten sonra da dediğim gibi AKP 12 Eylül'ün uzantısı bir parti olarak
15:3512 Eylül'e alternatif, 12 Eylül'ün zıttı temel hak ve özgürlükleri ön plana alan,
15:41sosyal devleti ön plana alan, devlet karşısında bileği yurttaşı koruyan, yurttaş haklarını önemseyen bir anayasa yapamaz.
15:48Bu AKP'nin tabiatına aykırı.
15:50Eğer bundan sonra bir anayasa yapılacak olursa, o yapılacak olan anayasa 12 Eylül rejiminden çok daha katı,
15:56çok daha sert bir rejimin anayasası olarak gelecektir.
15:59Evet son olarak aslında ben de onu soracaktım.
16:02Siz de değindiniz.
16:0312 Eylül aynı zamanda 2010 referandumunun da yıl dönümü.
16:07Orada işte referandumun sonucunun eve çıkmasının ardından da tam bir tek adam rejimini yaşamaya başladık.
16:13Şöyle soracaktım.
16:141980'de 12 Eylül ile başlayan, 2010'da 12 Eylül ile tamamlandı mı?
16:18Yoksa ilerleyen günlerde hedeflenen başka bir nokta da var mı?
16:21Bildiğiniz üzere çünkü yıllardır da tartıştığımız şeyler var.
16:25İşte BOP eşbaşkanlığı meselesi var.
16:27İşte şeriat gelecek mi tartışmaları var.
16:29Şimdi 12 Eylül'den başlayan bu süreç sizce bu süreci başlatanların hayalinde nereye uzanıyor?
16:38Bu sürekli kendileri açısından ilerleyen, yani sistemin, düzenin bekası adına sürekli yeni bir şeyler yapılması gerekiyor.
16:45Yani AKP yeni bir anayasayı deneyecektir ama çok kolay olacağını zannetmiyorum.
16:49Hem 31 Mart seçimlerinde ciddi oy kaybettiler hem toplumdaki bu ekonomik kriz nedeniyle ciddi bir öfke var.
16:54Kimsenin bir anayasa gündemi yok.
16:56Bir anayasa yapacak olsalar dahi ben oraya resmi olarak işte Türkiye şeriatla yönetilen bir ülkedir vesaire yazacaklarını düşünmüyorum.
17:03Çünkü her şeye rağmen Türkiye'nin sosyolojisi buna izin vermiyor.
17:06Bu çok net.
17:07AKP şu an olabildiğince günü kurtaran, bir şekilde yola devam eden,
17:11işte Şimşek programı önümüzdeki sene enflasyonu düşürürse, hasbelkader belli bir noktaya kadar düşürürse,
17:17Erdoğan'ın yeni oyun planlarıyla bir kez daha seçilmek isteyeceği bir sürecin içerisinde anayasa toplumun önüne konuşulsun diye atılacaktır,
17:25anayasa tartışmaları yaptırılacaktır.
17:27Ama bugünün Türkiye'sinin bir anayasa tartışması yok gündeminde, toplumun böyle bir gündemi yok.
17:34Siyasetin böyle bir gündemi olmaması gerekir.
17:36Yani muhalefetin daha en baştan bu topa girmeyi reddedip,
17:39mevcut anayasaya uymayan bir iktidarla anayasa görüşmeleri dahi yapılmaz deyip,
17:44başka meseleleri var bu ülkenin, siz önce ekonomik krizi çözün, siz önce gelir dağılımında adaleti sağlayın vesaire deyip,
17:50meseleyi gerçek meselelere yani esas olarak ekonomik krize ve buradan nasıl çıkacağımıza yönlendirmeli.
17:56Eğer AKP'nin oyun sahasında kabul edilirse bu oyun,
17:59AKP bunu her seferinde karşı kaleye gol atarak sonuçlandırıyor.
18:03Bu nedenle de onun kurallarının belirlemesine izin vermemek ve yeni bir oyun kurmak, yeni bir siyaset strateji kurmak lazım esas olarak.
18:11Peki. Sayın Yaşlı çok teşekkür ediyorum vakit ayırdığınız için.
18:15Ben de teşekkür ediyorum. İyi yayınlar.
18:17Hoşçakalın.
18:20Sevgili Cumhuriyet TV izleyenleri,
18:22bugün 12 Eylül 1980 yılında dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren önderliğinde gerçekleştirilen faşist-emperyalist darbenin yıl dönümü.
18:31O günden bugüne Türkiye'de çok şey değişti. O değişimin önünü açan da çok büyük oranda 80 darbesiydi.
18:38Türkiye'nin toplumsal hayatı, ekonomik yaşamı, siyasi yaşamı çok büyük ölçüde dönüşüme uğradı diyebiliriz.
18:45Ekonomide neoliberal politikalar uygulanmaya başlandı.
18:48Bunun yanında siyasette sürekli sağ iktidarlar başa geldiler ve aslında her geçen gün bir dinselleşme,
18:55tarikatların, cemaatlerin Türkiye'de artması ve siyasetin içine girmesi, eğitimin içine girmesi.
19:01Bütün bunları izledik.
19:02Sayın Yaşlı'nın da aktardığına göre aslında AKP'nin iktidara gelişi ve iktidar derken yaptığı pek çok uygulamanın da aslında taşları o dönemde döşenmişti diyebiliriz.
19:11Bugün 12 Eylül'ü konuştuk.
19:13Dünden bugüne neler oldu, neler yapılmaya çalışılıyor?
19:16Sizler için aktarmaya çalıştık.
19:18Şimdilik noktalıyorum.
19:19Yeniden görüşmek üzere.