Mansur Yavaş, konuşma yapacağı bilgisinin kendisine 1 saat önce verildiği konusunda partisine sitem etti. Ekrem İmamoğlu ile Özgür Özel de söz alarak, konuya açıklık getirdi.
Category
🗞
HaberlerDöküm
00:00Evet, politik falan çıkartmak istemiyorum ama ben de Ekrem
00:05Başkanımızın güzel konuşması gibi sizlere bir konuşma yapmak
00:10isterdim. Hazır bir şekilde Türkiye'nin tüm sorunlarına
00:14değinen değinen ve bu konulardaki fikirlerimi de
00:18açıklamak isterdim. Ama maalesef bir saat önce bana
00:24telefon açıp siz de konuşun derdi. Yani değerli arkadaşlar
00:28bir kasıt aramıyorum ama kurumsal bir partide eğer iki
00:37belediye başkanı konuşturuluyorsa şöyle bir sorun
00:40vardır. Aylardır yapılan fitne ateşine yani Ekrem'i, Mansur'u
00:47ki şiddetli bir şekilde karşı çıkıyor. Bu konuda Sayın
00:51Genel Başkanımızın görüşü belli. Açıklamaları belli. Biz
00:56on dört tane büyükşehir belediye başkanıyız. Sadece
01:00ikisini konuşturursanız maalesef buradan fitne ateşine
01:05biz de odun atmış oluyoruz. Yani ben isterdim ki bütün
01:10arkadaşlarımız bu konuda görüşlerini açıklasın. Ya da
01:14eğer ileriye matuk bir şey düşünülüyorsa iki
01:19arkadaşımıza da ikimiz de farklı fikirlerde değiliz. Aynı
01:23şeyleri anlatacağız. Aynı duygulara sahibiz. Ama
01:27en azından bir gece öncesinden promptörde hazırlayarak biz ya
01:33da promptörsü bir konuşma hazırlayabilirdik. Ve Türkiye'nin
01:36tamamına biz de bir mesaj verebilirdik. Sevgili Mansur
01:41Başkanımın konuşmasıyla birlikte sakın ha sakın basın
01:46sanar ki iki gözümüzden bir tanesi kurumuş birisi
01:51yaşarmış ikisini de iki gözümden başka birbirinden
01:55ayırmam iki tarafımdaki kimseyi de birbirinden ayırmam. Ne
02:01olduysa şu yüzden oldu. Bugün program yapılırken dün ben
02:07konuşacağım. Sonra Selin Hoca konuşacak, bırakılacak. Bugün
02:12de oturumlar yapılacaktı. Bundan birkaç gün önce Ekrem Başkan
02:18planlanan marjda bir söz istemişti. O sözler dün uzayıp
02:24da bugünlere kalınca ben bu sabah yani toplantıdan bir buçuk
02:30saat önce Selin Hoca'ya dedim ki ne yapıyoruz? O da dedi ki
02:35böyle bir akışımız var. Dedim ki böyle bir akış varsa Mansur
02:39Başkan'a da soralım. Arzusu varsa ona da bir söz hakkı
02:43Burada bütün sorumluluk genel başkan olarak bana aittir. Ne
02:49Selin Hoca'nın ne Ekrem Başkan'ın ne divan
02:54başkanının değil tüm sorumluluk bana aittir. Eğer bir kişinin
03:00hakkı birine geçtiyse o hakkı helal etsin. Sorumluluk benim,
03:05benim de kusurumu affetsinler. Bu aile bugünden birlik ve
03:11beraberlik içinde ayrılacak bir ailedir. Belki Ekrem
03:16Başkan'ın da bir cümle kurması lazım çünkü onu da töhmet
03:21altında bırakmak istemeyiz. Ama birisi sağ kolumuz sağ,
03:26öbürümüz sol kolumuz. Birisi sağ gözümüzse öbürümüz sağ
03:32gözümüz bu ikisinden birlikte bu iki yanımdakilerin hepsi
03:38iktidarımızın anahtarlarını ellerinde taşıyan göz
03:43bebeklerimizdir. Onları yürekten alkışlamanızı
03:46istiyorum. Çok özür dilerim. Şimdi eee eksik tarafı şöyle
03:55genel başkanım. Çünkü eksik tarafı benim ruhumu bilmiyor
03:57kimse. Şimdi Sayın Başkanımız buraya çıkıp bu sitemi yaptığı
04:04an itibariyle eee bir kere şunu izah etmem lazım. Sayın
04:09genel sekreterimize dedim ki bir bu bir program kurultayı
04:15aynı zamanda benim bir belediye başkanı olarak yerel
04:18yöneticileri adına beklentilerimi, düşüncelerimi
04:21ifade etmek istediğim bir konuşma yapmak istiyorum ama
04:23ilavesinde hukuki süreçle ilgili de duygularımı
04:27paylaşmak istiyorum. Çarşamba günü görüştük. Öyle değil mi
04:30Sayın Genel Sekreterim? Evet. Çarşamba günü konuştuk.
04:34Başkanım bir ayarlayalım bakalım haber verelim. Bak bu
04:38kadar şeffaf kameraların çekmesinde hiçbir mahsur yok.
04:41Artı cuma günü için konuştuğumuz bu mesele eee cuma
04:47günü buradaki programın uzaması ben hatta çok gerildim. Hatta
04:51başkanlarıma dedim ki yukarıda inelim aşağıya bu iş onda
04:54başlamayacaksa kaçta başlayacak? On bir kırkta
04:57başlayabildi. Odada da beraberdik başkanımıza.
05:01Beraber indik burada saat on buçukta oturduk. Millet gelsin
05:04diye. Bir saatte burada oturduk. O gün olmayınca bu
05:07program bu konuşmanın bugüne kaydırılacağını Selin Hanım bana
05:10söyledi. Peki dedim. Teşekkür ettim. Dün öğretti ama hayır
05:15başkanım başka anlaşılır yani. Ben ben dün öğrendim. Ben
05:19sizin ben sizin konuşacağınızdan bile haberdar
05:22değilim. Hatta hatta Sayın Genel Başkanımız burada iki
05:27belediye başkanı konuşacak deyince siz de yanımdasınız.
05:31Ben kim konuşacak onu da bilmiyorum. Açık söyleyeyim.
05:35Sorun değil. Selin Hanım kendi konuşmasında hocadan
05:39bahsedince Yılmaz Büyükerşen Akademi falan dedim acaba o mu
05:43konuşacak? Bu kadar da derin içimden düşündüm. Çünkü
05:47konuşmama son notları sizin kaleminizle yazdım orada. Yani
05:50defterimi yazdım. Bu kadar açık ve şeffaf. Sonra çıktım
05:54konuşmamı yaptım. Başkanım size hem Mansur Başkanım derim. Hem
06:00Mansur abi derim. Hem Ankara'ya gelir seni ararım. Bak iki gün
06:04önce aradım. Cuma namazını beraber kılalım mı diye
06:07sekreterine not bıraktım ama nasip olmadı yetişemedik. O da
06:11yetişemedik. O da senin suçun başkanım. Onu söyleyeyim uzadı.
06:14Bu kadar açık ve şeffaf yetişemedik. Ben bu kadar
06:17aşığım. Sen de bu kadar açıksın. Onun için bizim
06:20aramızda bir sorun olmaz. Ama olan biten budur. Senin rahatsız
06:25olacağın bir yerde onu duysam, bilsem rahatsız olacağını
06:28konuşmamı yere atar, konuşmam yerimde otururum başkanım. Hiç
06:32endişen olmasın yani.