• 3 ay önce

Category

🗞
Haberler
Döküm
00:00Sayın basın mensupları sizleri Demokrat Parti Genel Başkanı
00:04Gültekin Uysal ve şahsım adına saygıyla selamlıyorum. Bu
00:09kürsüye geldiğimde bugün memleketin meseleleriyle
00:11alakalı ne söyleyeyim dediğimde o kadar çok şey gözümün önünden
00:16geçiyor ki ama bugün şunu söylemek istiyorum. Ülkemiz
00:21tarihinin hiçbir döneminde görülmemiş derin bir krizin
00:24içerisinde kıvranıyor. Bu krizin bugünkü tarifi her ne
00:28kadar bir ekonomik kriz olarak tarif edilmiş olsa bile bu
00:32ekonomik krizi geçen süre içerisinde meydana getiren
00:36yapısal hadiselere baktığımızda bunun başında gelen temel olayın
00:40eğitim olduğu kanaatindeyim. Bir ülkede eğitim ülkenin
00:47geleceğiyle alakalı gençleri yetiştirmek noktasında tefessü
00:51etmiş çökmüşse o ülkede krizin her çeşidi ülkenin üzerine
00:55çökmek durumundadır. Bizim tarihsel geçmişten boyuna
01:00Demokrat Parti olarak temel önceliğimiz ülkedeki cehaleti
01:05ve sefaleti yönüne gelmektir. Bugün Türkiye'de cehalet o kadar
01:12ileri bir noktaya gitmiştir ki beraberinde getirdiği temel
01:16problemlerden bir tanesi de sefalet olmuştur. Cehalet ve
01:20sefalet ikilisinin birlikte bir toplumun bütün milli ve manevi
01:25değerlerini ve ekonomik değerlerini kemirerek yok
01:28ettiği durum bir kanser hastalığından daha vahim bir
01:33vaziyettedir. Dolayısıyla bu işin temel sebeplerini
01:37araştırarak bu ülkedeki krizi ortadan kaldırıp insanlarımızı
01:41geleceği güven içerisinde bakıp huzur ve devlilik içerisinde
01:44yaşamalarını temin edebilmenin temel şartlarından bir tanesi
01:48cehaleti ortadan kaldırmaktır. Ancak ne yazık ki AKP iktidarı
01:54geldiği günden bu yana el yordamına yaptığı bir takım
01:58değişikliklerle ülkenin her çeşit kurumunu ters yüz ederek
02:02çalışamaz hale getirmiştir. Ve bu ters yüz etme hadisesinde de
02:06kendi kafalarına göre, günün ihtiyaçlarına göre
02:09tespit ettikleri her çeşit olayı sel önünden kütük kapar
02:14gibi tüzük yönetmelik ve kanun değiştirerek yapmışlardır.
02:17Türkiye'de gerileyen ve fonksiyonunu yerine getiremeyen
02:24temel kurumların başında maliyeden daha önce olarak
02:27Milli Eğitim Bakanlığı gelmektedir. Milli Eğitim
02:30Bakanlığı geldiği günden bu yana değiştirdiği dokuz bakanla
02:33birlikte özellikle son iki bin on dört yılında çıkardığı
02:40taşımalı eğitim kararnamesinin üzerinde de o günden bu yana
02:44dokuz değişiklik yapılarak bu kararnameyle Türkiye eğitiminin
02:48çöküşü resmen ilan edilmiştir. Türkiye'de köy okullarının üçte
02:55ikisinden fazlası kapatılmaz suretiyle köyler neden boş
02:58alıyor sorusunun temel hadisesini orada aramak
03:01gerekirken bu okulları kapatıp hatta hatta bazılarını da
03:05milli emlak yoluyla fazla arsa ve arazi olarak değerlendirerek
03:09satmak büyük bir faciadır. Ama bu faciayı hiç çekinmeden AKP
03:14hükümetlerindeki Milli Eğitim Bakanlıkları icra etmekten
03:19geriye durmamışlardır. Bugün taşımalı eğitimle alakalı
03:23meselede son Ağustos ayında yapılan bir kararnameyle ortaya
03:28konulan değişikliğin bir tanesinden size söz etmek
03:31istiyorum. Geçmiş yıllarda sayı daha yüksekti ama şu anda
03:36yapılan tespitlere göre Türkiye'de taşımalı eğitim
03:39yoluyla öğretim görme durumunda olan öğrenci sayısı yedi yüz
03:43elli bin kişidir. Bu yedi yüz elli bin kişilik öğrenci
03:47kitlesinin bulundukları yerlerden taşımalı okul
03:52merkezlerine getirilmesi esnasında son yapılan
03:55değişiklikle özellikle orta öğretimde eğitim gören
03:58öğrencilerin otuz kilometreden ötedeki yerleşik yerlerde
04:02taşımalı eğitimin yapılmayacağı ve buralarının maliyetinin
04:07yüksek olduğu iddiasıyla yenidene getirilen hadise
04:10eğitim hakkını kullanmak ve eğitime ulaşmak gibi en tabii
04:15haklardan birisi olan hakkı çocuklarımızın elinden almış
04:19durumdadır. Bunu da size ayrıca izah etmek durumundayım. Şimdi
04:27bu çocukların yatılı bölge okullarına ve pansiyonlara
04:32yerleştirilmesiyle birlikte taşımalı eğitim hakkını
04:36taşımayan öğrencilere bedava yemek de verilmemektedir. Bugün
04:40milletin en büyük problemi geçinmek ve çocuklarını
04:44okutmaktır. Vazgeçtik üniversitelerde okutmaya
04:47taşımalı eğitimden istifade edemeyerek belirli bölge
04:51okullarına yatılı olarak yerleştirilmek istenilen
04:54çocukların tasarruf gerekçesiyle öğle yemeği
04:58verilmemesi kabul edilebilir bir değer asla değildir. Bunu
05:03mutlak surette değiştirilmesi eğitime yapılacak olan
05:06harcamaların özellikle bu çocukların yiyeceği yemekle
05:10vesairele ölçülmemesi gerekmektedir. Bunun ötesinde
05:17yerleştirildikleri okullarda, pansiyonlarda yeteri kadar yer
05:22olmadığı gerekçesiyle gene Sayın Milli Eğitim Bakanı'nın
05:26Büyük Millet Meclisi'nde bütçe görüşmeleri esnasında yaptığı
05:30bir konuşmada sizin tarikat ve cemaat dediğiniz kurumlara bir
05:35STK diyoruz. Onlarla sözleşme yaparak onlardan her çeşit
05:40hizmeti alacağı cümlesini burada hatırlatırsam bu
05:43çocukların barınma ve yeme ihtiyaçları acaba o STK'lara
05:48mensup olan kitlelere ve cemaatlere havale edilmek
05:52durumundadır. Bütün bunlar yeniden göz önüne alınarak
05:57değerlendirilmeli ve ülkemizin bu yolla cehaletten
06:02kurtulamayacağını cehaletten kurtulamayan bir toplumun
06:05da sefaletten çıkamayacağının altını çizmek zorundayız.
06:11Bunları politika olsun diye söylemiyorum. Sağda gezip
06:16gördüğüm yerlerde bu tür öğrencilerin velileriyle
06:19yaptığım konuşmalarda çocuklarını herhangi bir yerde
06:22barındırmak için her çeşit cemaat ve tarikat yurdunun bu
06:27ailelerle çocuklarınızı barındırmak için sıkıntı
06:29çekmeyin. Gelin bizlerle temas kurun diye yaptıkları
06:35faaliyetler ayan beyan halk tarafından görülmekte ve bizim
06:39teşkilatlarımızın da son iki günden beri bana ilettikleri en
06:42önemli hadiselerden birisi budur. Bunun önüne geçilerek
06:46fikri hür, vicdanı hür, muasır medeniyeti yakalamış nesiller
06:52yaratmak ve bu nesillerin omuzunda ülkemizi geleceğe
06:56hazırlayarak geleceğimizi karartmadan onların bu ülkede
07:00yaşama hakkını, eğitim hakkını vermek suretiyle yolumuza
07:03devam etmenin doğru olacağı kanaatindeyim. Bu yanlışlıklar
07:07da mutlak ve mutlak surette vazgeçilmelidir. Son cümle
07:12olarak şunu söylemek istiyorum ki devleti yönetenler
07:16özellikle iktidarlar aynı ana baba gibidir. Yönettikleri
07:20toplumu etkilerler. Bu toplumu etkileme esnasında toplumun
07:24özellikle gençlerine gösterilecek hedef kendi
07:28ülkesine kendi milli ve manevi değerlerine sahip olmak ancak
07:31muhasır medeniye seviyesinde bir eğitimle onları eğitmek ve
07:36bu milletin hizmetine sunmaktır. Aksi takdirde
07:39ülkemizde meydana gelen ekonomik krizlerin çözüm
07:42şansı daha da ortadan kalkarak memleketi ciddi bir kaosun
07:48içerisine doğru sürükleyebileceği kaçınılmaz
07:50olarak göz gözükmektedir. Ekonomik krizle alakalı ve
07:55tedbirlerle alakalı pek çok eleştiri getirebiliriz. Ancak
07:58benim kanaatime göre bu eleştirilerin temelinde kökten
08:02çözülmesi gereken bir şey Türk milli eğitiminin iktidarların
08:06ihtiyaçlarına ve emellerine göre değiştirilmeden eğitimin
08:10temel kaideleri üstünde bu milletin gençlerini ve
08:14çocuklarını yetiştirmek birinci asli ve temel görevimizdir.
08:18Bunun dışında yapılan her hareket faydadan ziyade zarar
08:22getireceği ve toplumumuzun geleceğini ve özellikle
08:25gençlerimizin geleceğini karartacaktır diyorum. Hepinize
08:29saygılar sunuyorum.

Önerilen