CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, Gezi Parkı davası tutuklularını ziyaret etti

  • geçen ay
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, Gezi Parkı davası tutukluları Osman Kavala, Can Atalay ile Tayfun Kahraman'ı Silivri'deki Marmara Kapalı Cezaevi'nde ziyaret etti. Gökçen, ziyaret sonrasında hukukun ve anayasanın uygulanmasını talep etti. Ayrıca, ziyaret edilen isimler de memleketin bu cendereden çıkacağına inandıklarını ve hukuksuzluğa son verilmesi gerektiğini belirttiler.
Haber: OKTAY YILDIRIM - Kamera: UMUT EMRE GÖKBULUT
(İSTANBUL) -CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, Gezi Parkı davası tutukluları Osman Kavala, Can Atalay ile Tayfun Kahraman'ı Silivri'deki Marmara Kapalı Cezaevi'nde ziyaret etti. Gökçen, ziyaret sonrasında "Hukukun, anayasanın uygulanması hepimizin sadece siyasetçiler, CHP olarak değil ama bu ülkenin hukuka, demokrasiye, insan haklarına inanan bütün yurttaşlarının ortak talebidir. Hukuka uyulmasını bekliyoruz" açıklamasını yaptı.

hbrlr1.com/cbbyalbtkckckl

Category

🗞
News
Transcript
00:00Evet, öncelikle bütün basın mensupları sizlere çok teşekkür
00:03ediyoruz. Çünkü ııı bugün önemli bir görüşme
00:06gerçekleştirdik ve uzun bir görüşmeydi bu. Iıı milletvekili
00:09Can Atalay'la, Osman Kavala'yla ve Tayfun Kahraman'la görüşme
00:13gerçekleştirdik cezaevinde. Şu anda yanımda açıklamada bana
00:17eşlik eden ııı Silivri ııı kadın kolu ve gençlik kolu
00:21başkanlarımız ve aynı şekilde parti meclisi üyemiz Berke
00:24Resen'le birlikteyiz. Kendisi de Silivri'den çıkmış olan bir
00:28siyasetçi. Burada hep beraber değerlendirme de yaptık ve
00:31yapmaya devam edeceğiz kurullarımızda. Eee fakat
00:34öncelikle sizlerle bazı bilgiler paylaşmak istiyorum.
00:37Bu görüşme öncesinde selam göndermek istediğimiz bazı
00:41yerler var. Öncelikle birincisi şu an Silivri'deyiz. Buradan
00:45İzmir'e bir selam göndermek istiyoruz. Çünkü İzmir'de bir
00:49yurttaşımız Dilruba Hanım sokak röportajında dile getirdiği
00:53düşüncelerden dolayı şu anda cezaevinde tutuluyor. Ve bugün
00:56doğum günü kendisinin doğum gününü kutluyoruz. Keşke hiçbir
01:00vatandaşımızın söylediği sözlerden ortaya koyduğu
01:03fikirlerden dolayı tutuklanmadığı hiçbir şekilde
01:06baskıya uğramadığı ve iktidarı eleştirdiği için hedef
01:10alınmadığı bir günde doğum gününü yaşıyor olsaydı bizler
01:13bugün buradan Silivri'den İzmir'e Dilruba Hanım'a eee
01:17dayanışma duygularımızı iletiyoruz. Ikincisi Silivri'den
01:22Diyarbakır'a selam gönderiyoruz. Diyarbakır'da
01:25geçtiğimiz günlerde hepimizi endişeye sürükleyen bir olay
01:29yaşandı. Geçtiğimiz ay Temmuz ayında Türkan elçinin İstanbul
01:33milletvekilimiz Türkan elçinin ailesine ait olan bir işletmeye
01:37ses bombalı ve silahlı bir saldırı gerçekleştirilmişti. Bu
01:41saldırı sırasında saldırganlar kadınların etek boylarından
01:45bahsetmişlerdi ve kadınların bu şekilde giyinerek Diyarbakır'da
01:49kafelerde dolaşmaması gerektiğini söylemişlerdi. Bu
01:52saldırganlar ilk başta tutuklandılar. Fakat hemen
01:55ardından bir ay sonra serbest bırakıldılar. Yani
01:58yurttaşlarımız fikirlerini söyledikleri zaman cezaevinde
02:01tutulurlarken bir mekana, bir kafeye silahlı saldırı
02:06gerçekleştirdikten hemen sonra serbest bırakılıyorlar ve hemen
02:10ardından komşu kafeye bir saldırı düzenliyorlar. Yine aynı
02:13sözleri söyleyerek Diyarbakır'da gerçekleşmiş olan ve
02:17tekrarlanan bu saldırıyı sadece kadınlara yönelik değil aynı
02:21zamanda toplumsal barışımıza yönelik bir saldırı olarak da
02:24görüyoruz. Türkiye vekilimiz başta olmak üzere tüm
02:27Diyarbakır halkına da dayanışma duygularımızı buradan
02:30Silivri'den iletiyoruz. Ve üçüncü olarak buradan Bakırköy'e
02:34selam gönderiyoruz. Bakırköy'de biliyorsunuz gezi tutukluları
02:39çiğden mater ve minözerden hala içerideler. Hala haksız yere
02:44içerideler. Ve tamamen içi boş bir iddianame ve yargılama
02:48süreci sonucunda siyasi bir kararla tutsak tutuluyorlar.
02:52Kendilerine buradan selam gönderiyoruz. Bugünkü
02:55görüşmede tabii ki öncelikle gezi davasının temeline dair
03:00bazı değerlendirmelerde bulunduk. Gezi davası
03:04hatırlayalım. Bundan on bir yıl önce Türkiye'de özgürlüğünü
03:08savunmak isteyen, haklarını savunmak isteyen gençlerin
03:12sokağa çıktığı hakkı olan toplu gösteri yapma hakkını
03:16kullandıkları ve sokağa çıkarken de Türkiye'nin
03:20geleceği için sokağa çıktıkları ve dile getirdikleri
03:22düşünceleriyle barışçıl bir eylem olma özelliğiyle tüm
03:26dünyayı örnek olmuştu. Ve gezi direnişi sırasında hayatını
03:31kaybedenler bunu hatırlatma ihtiyacı hissediyoruz. Berkin
03:34Elvan, Ahmet Atakan, Ali İsmail Korkmaz, Abdullah Cömert ve
03:39kaybettiğimiz bütün gezi şehitlerimizin katilleri ne
03:42yazık ki ya yargılanmadılar ya öldürülen çocukların annelere
03:47hedef gösterildi, meydanlarda yuhalatıldılar ve katiller ne
03:52yazık ki hesap vermediler. Ya çok az cezalarla ya çok
03:56kısıtlı cezalarla serbest kaldılar. Fakat hem devlet
04:00içinde hem emniyet içinde bu olayların büyümesini isteyen ve
04:05bu olaylar sonucunda da hakkını kullanmak isteyen
04:09vatandaşlarımızın cezalandırılmasını isteyenlerin
04:12hiçbir sorumluluğu gündeme getirilmedi. Bundan birkaç yıl
04:16önce tam da bu konumdaydık. Silivri'deydik. Arkamızda da
04:19duruşma salonu var. Ve burada yapılan bir yargılama sonucunda
04:23insanların yüzü gülüyordu. Insanların neden yüzü
04:27gülüyordu? Çünkü buradan bir beraat kararı çıkmıştı
04:29arkadaşlar. Beraat kararı çıktıktan sonra şu mesaj
04:34verilmişti. Evet anayasada bir hakkınız varsa bu hakkınızı
04:38kullanabilirsiniz. Barışçıl bir şekilde protesto hakkınız
04:42varsa bunu kullanabilirsiniz. Iktidarı eleştirmek suç
04:46değildir. Çünkü ifade özgürlüğü hepimizin bir gün
04:50ihtiyaç duyacağı bir haktır. Fakat aynı suçlardan aradan
04:54yıllar geçtikten sonra aynı fiillerden ve kesinlikle suç
04:58teşkil etmeyen fiillerden bambaşka iddianameler
05:01oluşturuldu. Heyetler değiştirildi. Davalar
05:05değiştirildi. Hatta suç tanımları değiştirildi. Ve işin
05:09sonunda bugün bu noktaya geldik. Ve yargının içinde
05:12bulunduğu vahim tabloyu ortaya koyan bugünkü duruma geldik.
05:17Bugün yaptığımız görüşmeler aslında sadece Osman Kavala'yla
05:22ilgili değil. Aslında sadece Canat Hala'yla ilgili değil.
05:26Aslında sadece Tayfun Kahraman'la ilgili değil. Ama
05:29bu ülkede sesini çıkarmak isteyen milyonların hakkını
05:33kullanıp kullanamayacağıyla ilgili vahim bir tabloyu
05:37göstermek açısından önemlidir. Aynı şekilde birazdan
05:41ayrıntılarına gireceğim ama Anayasa Mahkemesi kararlarının
05:44uygulanması ve Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen
05:48hareket etmemekte bu konuda gerekli adımları atmamakta
05:53direten bütün yetkili organların da alması gereken bir uyarıya
05:57işarettir burada yaşananlar. Ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
06:01kararlarının uygulanması Türkiye'nin hem ulusal düzeyde
06:06hem uluslararası düzeyde bağlı olduğu uluslararası
06:10sözleşmeler konusunda ne düşündüğünü de açıkça
06:14gösterecektir. Dolayısıyla hukukun uygulanması,
06:18anayasanın uygulanması hepimizin sadece siyasetçiler
06:22olarak değil, sadece Cumhuriyet Halk Partisi olarak değil ama
06:25bu ülkenin hukuka inanan demokrasiye, insan haklarına
06:29inanan bütün yurttaşlarının ortak talebidir. Hukuka
06:33uyulmasını bekliyoruz ve bu konuda atacağımız bütün adımlar
06:38hukukun uyulmasına yönelik olacak Hatay halkının seçtiği
06:43milletvekilinin mecliste temsil edilmesine, mecliste Hatay
06:47halkını temsil etmesine yönelik olacak ve bundan sonra hiç
06:51kimsenin bu ülkenin yargı kararlarına karşı beğenmeye
06:55bilirsiniz, eleştirebilirsiniz ama bu yargı kararlarına karşı
06:59ben bunları tanımıyorum deme lüksünün olmadığını gösterecek
07:03hamleler olacaktır. Can Atalay'la görüştük. Kendisi
07:07Hatay milletvekili, benim de mevkidaşım. Hatay halkı
07:11depremzede bir halk. Depremde on binlerce yurttaşını kaybetmiş
07:15bir halk ve bir seçim sonucunda iradesini ortaya koydu. Ne
07:20söyledi? Can Atalay benim milletvekilimdir dedi Hatay
07:24halkı. Ve depremden sonra hem yaralarını sarmaya çalışan bir
07:28halk hem şehrini ayakta tutmaya çalışan bir halk ama şu anda çok
07:35daha büyük bir zorlukla karşı karşıya kendi sorunlarını
07:38gündeme getirmesi gereken meclisin kürsüsünde ve bir
07:42ortaklaşa seçilmiş bir insan hakları komisyonu üyesi olarak
07:46mecliste Hatay halkının sorunlarını gündeme getirecek
07:50olan milletvekili şu an anayasa mahkemesi kararına rağmen ceza
07:55evinde tutuluyor. Bu sadece Can Atalay'ın sadece
07:58yurttaşların değil ama bütün Türkiye'de oy kullanmış olan
08:02seçimlerde iradesini göstermiş olan bütün yurttaşlarımızın
08:06ortak bir meselesi haline gelmiştir. Sizlerle Can Atalay'ın
08:12bir mesajını paylaşacağım. Can Atalay şöyle söyledi biraz
08:16önceki görüşmemizde. Bütün saldırılara karşı sözünü ısrarla
08:21söyleyen bütün siyasi parti temsilcilerine teşekkür ederim.
08:24Adalet ve Kalkınma Partisi sözcülerinin aklımızla ve
08:28hukukla dalga geçer gibi gerçek dışı beyanlarına karşı tek tek
08:32gerçeği anlatan arkadaşlara teşekkür ederim. Ve Can Atalay
08:36şöyle ekledi, memleket bu cendereden çıkacak, herkes
08:40bundan emin olsun. Ikinci olarak Tayfun Kahraman'la görüştük.
08:46Tayfun Kahraman kendisi çok saygın bir şehir plancısı. Genç
08:51ve mesleğinde çok iyi bir arkadaşımız aynı zamanda. Ve
08:55gezi direnişi sırasında sadece anayasanın meslek örgütlerine
09:00vermiş olduğu görevi yapan bir arkadaşımız. Ve kendisi o
09:04sürede o süreçte dönemin başbakanı olan Erdoğan'la
09:08görüşme yapanlar arasında bu heyetler içinde olan bir
09:12arkadaşımız. Ve o sıralarda bu eylemler konusunda ne düşündüğü
09:17konusunda çok açıkça fikirlerini ifade etmiş bir
09:19arkadaşımız. Ve fikirlerini hep barışçıl ııı düşünceden yana
09:24ifade ettiği için hatta bazıları tarafından da fazla
09:29yumuşak bulunduğu için dönemde eleştirilmiş olan
09:33arkadaşlarımızdan bir tanesi. Ve biliyorsunuz kendisinin
09:36küçük bir kızı var. Ismi Vera. Ve Vera okula başladı. Hatta
09:41dün oryantasyon gerçekleşti. Vera'nın büyüdüğünü bu
09:46cezaevi kapılarındaki fotoğraflarından görüyoruz. Ve
09:49Vera'nın artık babasına kavuşmasını istiyoruz. Vera'nın
09:54babasız büyümesini istemiyoruz. Bu sadece siyasi bir talep
09:59değil. Bu sadece

Önerilen