İsrail saldırısında bacağını kaybeden gazeteci CNN TÜRK’e konuştu: Adalete inanmıyorum

  • geçen ay
İsrail’in Ekim ayında Lübnan sınırındaki gazetecilere yönelik saldırısında bacağını kaybeden AFP muhabiri Christina Assi, görevini yaparken hayatını kaybeden ve yaralanan gazeteciler adına Paris’te Olimpiyat meşalesi taşıdı. Assi, yaşadıklarını CNN TÜRK’ten Serdar Korucu’ya anlattı, "Bunu bize kimin yaptığını hâlâ bilmiyoruz. İsrail'den net bir yanıt yok" dedi.

Category

🗞
News
Transcript
00:00İntro
00:14Ne oldu ? Ne oldu ?
00:15Ne oldu ?
00:17Ne oldu ? Ne oldu ?
00:19Ne oldu ?
00:20Ayaklarımı duyabiliyorum
00:21Ayaklarımı duyabiliyorum
00:23İsrail'in saldırılarının ilk günlerinde yaralananlardan birisiniz.
00:3113 Ekim 2023'teki saldırıda gazeteci İslam Abdullah hayatını kaybetti ve sizin de arasında olduğunuz 6 gazeteci yaralandı.
00:39Türk medyasında ilk röportajı bize verdiğiniz için teşekkür ederim.
00:43Sizin için zor ama o gün neler yaşandı?
00:48Beni konuk ettiğiniz için teşekkürler.
00:5213 Ekim'de İsrail-Lübnan sınırında Birleşmiş Milletlerin sınır boyunca yaptığı devriye ile ilgili bir haber yapıyorduk.
00:59Sakin bir gündü, hiçbir gerginlik yoktu.
01:02Sabah bölgeye gitmiştik. Öğleden sonra 4'e kadar oradaydık.
01:064.30'da yakındaki bir köyde bombardıman sesi duyduk.
01:20AFP, Reuters ve El Cezire muhabirleri olarak olan biteni haberleştirebileceğimiz güvenli bir yere gittik.
01:26Sonrasında hayatımızın değiştiği sahneleri yaşadık.
01:36İlk başta gerçekten ne olduğunu anlayamadık. Yerdeydim. Bacaklarımda his kaybı yaşadım. Gerçekten ne olduğunu bilmiyordum.
01:56Yardım için çığlık atarken meslektaşım Dylan Collins bana yardım etmek için koştu. İkinci bir saldırı oldu ve o anda herkes ortadan kayboldu.
02:15İkinci saldırı El Cezire'nin arabasını vurdu. Bu da onu ters çevirdi ve yanmaya başladı. Yakınımda alev aldı. Kendimi kurtarmak zorundaydım çünkü yanarak ölmek istemiyordum. Ve olay yerinden sürünerek uzaklaşmaya başladım. Bacaklarımda ciddi yaralarla.
02:42Hiçbir şey duymadık. Tank mermisi ya da buna benzer bir şey görmedik. Hatırladığım son şey anneme göndermek için gün batımında bir fotoğraf çektiğim ve ona iyi olduğumuzu söylemek için kendisine gönderdiğimdi. Onu güvende olduğumuz konusunda bilgilendirmek istemiştim. Ve saniyeler içinde, dakikalar sonra her şey değişti ve artık güvende değildik.
03:11Önceki saldırıdan sonra 12-13 gün komada kaldım ve uyandıktan sonra doktorların bana dizüstü bilgisayar veya telefonumu ya da başka bir şey vermemeleri konusunda özel talimatları vardı. O yüzden uyandığında Reuters'tan meslektaşım ve yakın arkadaşım İsam Abdullah'ı kaybettiğimizden haberim yoktu.
03:39Uyandıktan yaklaşık 2 hafta sonra telefonumu ve dizüstü bilgisayarımı aldım. Hemşirelere işimi ve o gün çektiğim fotoğrafları gösterdiğimi hatırlıyorum. Sonra hemşirelerden biri bana kimin öldüğünü sordu. O ana kadar bununla ilgili hiçbir fikrim yoktu. Bu yüzden internette aramak zorunda kaldım.
03:57Ve İsam'ın resmini gösteren bir haber çıktı. Şok oldum. İlk başta inanamadım. Bu kez Arapça olarak internette arama yaptım ve onun cenazesinin videosunu gördüm.
04:18Çok korkunç bir andı. Sinir krizi geçirdim, ağlamaya başladım. O zaman sesim de çıkmadığı için öfkemi ve hayal kırıklığımı bile tam olarak ifade edemiyordum. Sosyal medyada dolaşan tüm videoları ve resimleri gördüm.
04:40Başımıza gelenleri hak etmediğimiz için içimde çok fazla öfke ve hayal kırıklığı var. Biz sadece işimizi yapıyorduk. Uluslararası hukuka göre korunmamız gerekirdi.
04:53Kesinlikle öyle. Tüm önlemleri almıştık. Basın kartımızı takıyorduk. Kasklarımız vardı. Basın aracı olduğu belliydi. Tüm gazetecilerin aldığı tüm tedbirleri almıştık. Dronla bizi izliyorlardı. Kim olduğumuzu biliyorlardı. Buna rağmen bir bile değil, tam iki kez saldırıya uğradık.
05:23Hizbullah yoktu. Hamas yoktu. Biz sadece bir grup gazeteciydik. Hepimiz kameralarımızı tripotlarımızda tutuyor ve işimizi yapıyorduk.
05:44Birleşmiş Milletler soruşturma başlattı. İnsan Hakları İzleme Örgütü bunu bir savaş suçu olarak nitelendirdi. O düğmeye kim bastı?
05:51Bunu bize kimin yaptığını hala bilmiyoruz. İsrail'den net bir isim veya yanıt alamadık. Ancak farklı medya kuruluşları, İnsan Hakları İzleme Örgütü ya da Uluslararası Af Örgütü gibi kurumlar bunun hedefli bir saldırı olduğunu gösterdi. Bu bir hata değildi.
06:11Hizbullah, AYP ve diğer tüm medya kuruluşları gibi bizim için adaletin sağlanması amacıyla çalışıyor.
06:21Bildiğimiz tek şey bu tür suçları ne cezalandırabileceğimiz ne de affedebileceğimizdir. Size şunu sormak istiyorum, hala adalete inanıyor musunuz?
06:30Ben şahsen şu anda adalete inanmıyorum. Bir Lübnanlı olarak yaşananların sonucunda adaletin gerçekleşeceğini düşünmüyorum. Ama umut olduğuna inanıyor muyum? Evet, umut var.
07:01Olimpiyat meşalesi
07:16Görevlerini yaparken yaralanan veya hayatını kaybeden gazeteciler için Paris'te olimpiyat meşalesini taşımak size nasıl hissettirdi?
07:24Gerçekten olağanüstü bir deneyimdi. Başımıza gelenleri ve Filistin'de meslektaşlarımızın neler yaşadığını göstermek için bir fırsattı bu. Genel olarak harika bir deneyimdi ve mesajımızı dünyaya aktarmayı başardığımızı düşünüyorum.
07:54Hayatımda her şey değişti. Artık aynı kişi değilim. Fiziksel olarak değil sadece. Zihinsel olarak da her şey değişti. İyileşmem tamamlandığında eski Christina ile tekrar bağlantı kurabileceğim. Ama şu an o kişiden çok kopuk hissediyorum.
08:24Katiller kamera önünde gülerek ve dans ederek işledikleri cinayetleri anlatırken rahat görünürler. Cezasızlık olduğu sürece diye yazıyor Klaus Tewleit, Failin Kahkası kitabında. O gün tank mermisini ateşleyen kişi de emri veren kişi için de cezasızlık sürüyor. Siz de bu alıntıya katılıyor musunuz?
08:43Elbette. Son 10 aydır tanık olduğumuz şey, dünya genelinde bir cezasızlık kültürü. Yani işlenen tüm savaş suçlarını görüyoruz. Ancak kimse bununla ilgili bir şey yapmadı, üstlenmedi ve kimse sorumlu tutulmadı. En azından şimdilik durum böyle. Umarım cezasızlığın bittiğini görürüz.

Önerilen