O mazlumların fedaisiydi

  • 3 hafta önce
Transcript
00:00Mustafa Bey ile başlayalım mı?
00:02Akit'in sürmanşetinde arkadaşlar ekrana da verebilirlerse seviniriz.
00:07Mustafa ağabeyimiz Hakk'a yürüyeli iki yıl oldu.
00:11Bugün kabri başında dua edeceğiz diyor Akit.
00:14Vefatını ikinci seneyi devriyesinde Edirnekapı şehitliğinde
00:18bugün saat 14'te kabri başında Mustafa ağabeyimizi
00:22Kur'an tilavetiyle anacağız, dualarla iade edeceğiz.
00:29Evet rahmetli Mustafa Karasanoğlu ağabeyim benim.
00:3314 yaş benden büyük ve kendisi sürekli ben kendimi bildim bileli
00:40sürekli çalışan, sürekli sabah erken saatte gidip
00:44gece geç saatlerde eve gelen benim ortaokul ve lise hayatımda
00:49hatırladığımı söylüyorum.
00:51Sürekli çalışan bir insan gündüz görmeniz hiç mümkün değil.
00:57Cumartesi pazarı yok.
00:59O tarihlerde Milli Nizam Partisi kuruluyor ve Beyoğlu Gençlik
01:04Kulları Başkanlığı yapıyor.
01:06O tarihlerde Milli Nizam Partisi kapatılınca yerine kurulan
01:11Milli Selamet Partisi'nde hemen orada da partiye intisap ediyor
01:17ve sürekli çalışma sürekli çalışma ve bu çalışma karşılığında
01:22belki son yıllarda hep eleştiriliyor.
01:25Özellikle AK Parti karşılıkları eleştiriyorlar.
01:28Ya menfaat için, dünyalık şeyler için, şan için, şöhret için
01:33veya lüks için veya kendi hayatlarında görüyoruz işte
01:37bilmem Rolex saat, efendim istakoz yemek, efendim bilmem
01:41Maldivler'de tatil vs. diyerek de AK Partililerin bir kısmını
01:46eleştiriyorlar.
01:48Ama Mustafa Karahasanoğlu'nun hayatında ne Maldivler tatili
01:52görebilirsiniz, ne Rolex saat görebilirsiniz.
01:55Ne görebilirsiniz?
01:57Milli Gazete'de genel müdürlük yapıyor.
01:591979 yılında Necmettin Erbakan Hoca rahmetli Milli Gazete'yi
02:06ayağa kaldırması için çünkü partinin de yayın organı
02:10Milli Gazete, o tarihte Milli Selamet Partisi'nin yayın organı
02:16olarak partiyi bir şekilde ayakta tutmak ve seçmen kitlesi
02:22çekmek zorunda ve Milli Selamet Partisi'ne sürekli sol cenahtan
02:27saldırılar oluyor.
02:29Onlara da cevap vermek zorunda Milli Gazete.
02:32O tarihlerde öyle bir çalışıyor ki rahmetli ağabeyim.
02:36O Milli Gazete'de merdivenlere geldiği zaman yani erken saatte
02:40gidiyor diyorsunuz, erken saatte gidersiniz gelsin bana bir
02:44kahve, bir kahvemizi yudumlayalım sonra bakarız gazetelere dese
02:49veyahut da işte bir misafirler gelsinler bir sabah kahvaltısı
02:54yapalım şurada güzel, tam teşekküllü ondan sonra bakarız
02:59gazetelere falan demiş olsa erken gelmesinin çok fazla bir
03:03önemi yok deriz.
03:05Öyle bir geliyor ki merdivenleri ikişer ikişer çıkıyor.
03:08Bir an önce gazeteye bakacağız, bir an önce yayın kurulu
03:13toplantısını yapmak zorundayız vesaire şeklinde.
03:17Öyle dinç, çalışkan bir insan ve merdivenleri ikişer ikişer
03:23çıktığı için de orada gören biraz da işte bugünkü o AK Parti'nin
03:28sosyetesi diyebileceğimiz kesimden kişiler ya bu adamdan
03:33genel müdür falan olmaz.
03:35Merdiven ikişer ikişer çıkılır mı?
03:37Biraz kendini ağırdan satacaksın ki otoriten olsun gazetede
03:42ki o tarihte matbaayla da eş güdümlü olarak gazete aynı
03:47binada hizmet veriyor.
03:49Bir otoriten olması lazım.
03:51Onun için de otoriteyi sağlaman için de merdivenleri teker teker
03:56ağır ağır çıkacaksın diye eleştirilere tabi tutuluyor.
04:00Ama rahmetli Mustafa Karasanoğlu hiçbir şekilde tevazudan
04:05ödün vermezdi.
04:07Müslümanların, dindar insanların, solculara karşı,
04:11Kemalistlere karşı hiçbir şekilde eziklik yaşamasına da
04:15asla asla kabullenemezdi.
04:19Ve karşısındaki insanların, o solcuların, Kemalistlerin,
04:24sosyetenin, o yıllardır Türkiye'nin üzerine çökmüş ailelerin,
04:32diplomatlar, şunlar bunlar, monşerler, bakıyorsunuz şu kim?
04:38Robert Kolej'den mezun bilmem kim.
04:40Şu bakan kim? Eski yıllar için söylüyorum.
04:43İşte Robert Kolej'den mezun olan şu kişinin yeğeni.
04:47Öbürü iş adamına bakıyorsunuz bu kim?
04:50Bu işte o iş adamının, o bakanın bilmem kuzeni.
04:55Böyle böyle çöken, Türkiye'ye çöken bir burcuva vardı.
05:00Ve bunların büyük çoğunu da Kemalist zihniyete kendilerine
05:04adapte etmişlerdi.
05:06Bunlara karşı rahmetli abim belki de biraz fazla abartılı olarak,
05:12ya bunların hepsinin içi boş, saman dolu çuvallar bunlar.
05:16Bunlara karşı hiçbir eziklik kompleksine filan dindar insanların
05:21girmemesi lazım. İnanıyorsanız üstünsünüz ilkesini
05:26hayata tam anlamıyla geçirmiş bir insandı.
05:30Hakkıyla işini yapmak isterdi ve yapılamayacak bir iş yoktur hayatta.
05:38Yapamayacak adamlar vardır derdi.
05:41Bazen bize de takılmak için, yani ben kendi öz kardeşi olduğum halde
05:46bana da dahil olmak üzere, belki sizlere de çalıştığınız dönemde
05:51yapılamayacak iş yoktur ama yapamayacak sizin gibi kof adamlar vardır.
05:55Bana da söylediği için ben o rahatlıkla söylüyorum.
05:59Yoksa kimseye hakaret etmek için değil, belki insanları, dindar insanları,
06:05o solcu kemalistlerin yüz yıl önce medyaya girmiş olmanın,
06:10o rahatlığıyla dindar insanları karalamalarının önüne geçmek için
06:16biraz daha bizi hırslandırmak istiyordu.
06:20Dolayısıyla bu noktada rahmetli Mustafa Kararsanoğlu,
06:24gerçekten inanılmaz işleri başarmış bir insandı.
06:28Milli gazetede bakın, tarihinde ilk defa ve son defa diyebiliriz,
06:34yüz bin trajinin üzerine Milli Gazete'yi çıkartmıştı.
06:38Neyle çıkartmıştı? Belki şimdi bizi izleyen,
06:4260 yaşın üzerindeki birçok izleyicilerimiz hatırlarlar,
06:47bir halı seccade verilmişti o tarihlerde.
06:50Yani 1980'lerden bahsediyoruz, bir halı seccade,
06:54işte 30 kupon toplayana diyelim Milli Gazete'de,
06:58tam şeyini bilemiyorum, 30 muydu, 50 kupon muydu?
07:01Ama o halı seccade verildikten sonra, o halı seccade,
07:0540 yıldır, 50 yıldır insanlarımızın evinde o kadar kalıcı bir seccade ki,
07:11o kadar iyi kalite bir mal ürettirilmiş ki.
07:15Çünkü seccadeyi de kendisi seçti.
07:17Kendisine talimat vermedi.
07:19Şöyle bunu da ayarlayın getirin demedi,
07:21bu fiyatı ne kadardır, aman şöyle olsun demedi,
07:24gitti bu fiyata bunu yapın, Allah rızası için yapıyorsunuz,
07:27çünkü bu işi dedi.
07:29Evet, ve o tarihlerde ben hatırlıyorum,
07:33yeni yeni başlayan, piyasaya giren ne varsa,
07:37onların Milli Gazete'ye gelir getirme amacıyla,
07:41hemen pazarlamasına vesaiye girerdi.
07:44O tarihlerde kurban satışı bile, yani gazete değil,
07:50bu partinin gazetesi Milli Gazete,
07:53ve dolayısıyla öyle bir canlı durması gerekir ki,
07:58her alanda dindar insanlar birlikteliklerini göstermek durumunda der.
08:04Ve kurban satışı için Anadolu'dan kurban,
08:07ki onların da büyük çoğunluğu da Milli Selamet Partisi tabanından insanlar,
08:13Milli Gazete okuru insanlar,
08:15onlardan kurbanlık hayvanları alıp toplayıp,
08:18Topkapı'daki, Çayhane Sokak eski Milli Gazete'nin,
08:22o biraz daha geniş bir arsası vardı,
08:25orada kurbanlık satışı bile yapan ve gazeteye gelir getirme.
08:30Ama aslında sadece gelir getirilmiş olmuyor,
08:33aynı zamanda okurla da bir bütünleşme de sağlanmış oluyorsunuz.
08:38Okur şu pozisyonda oluyor,
08:41benim gazetem benim her türlü ihtiyacımı da gözetip,
08:46onu hem ucuza getirme hem de o siyonistlerin eliyle bana hizmet gelmektense,
08:54benim dindar kardeşlerimin eliyle bana hizmetin gelmesi şeklinde,
09:00o farkındalığı oluşturuyordu.
09:03Dolayısıyla bu noktada gerçekten gazetecilik hayatında dindar insanların,
09:09belki diyebilirsiniz ki,
09:11üç tane dört tane önde gelen isimleri sayın derseniz,
09:15mutlaka ve mutlaka Mustafa Kara Hasanoğlu onların en başında gelir.
09:19Siz programa girerken, her gün girerken,
09:23programa Bismillah diyerek başlıyoruz diyorsunuz.
09:28Ama o kadar rahat söylüyoruz ki bunu,
09:31kimse ne rütük, ne şu ne bu,
09:34hatta o solcular, hatta o layıkçılar,
09:36şimdi biraz sonra gireriz,
09:38layıklık hareketi Temmuz ayında mı, Ağustos ayında mı,
09:44kaç tane, bilmem kaç tane layıklık ihlali tespitinde bulunmuş.
09:49Şimdi o layıklık hareketine baktığınız zaman,
09:53Bismillah diyerek başlamak programa,
09:56başlı başına bir layıklık ihlali aslında.
10:00Öyle kafadan sallamıyorum, uydurmuyorum.
10:03Tarih, 1970, Milli Nizam Partisi'ne kapatma davası açılıyor.
10:09Kapatma davasının gerekçelerinden birisi,
10:13başsavcı yazıyor iddianamede.
10:15Diyor ki, Necmettin Erbakan,
10:18Anadolu'nun değişik illerinde yaptığı konuşmalara,
10:22Bismillahirrahmanirrahim diyerek başlamıştır.
10:26O tabii böyle telaffuz edemez de,
10:28veyahut da söylemiyor, yazıyor,
10:30Bismillahirrahmanirrahim diye başlamıştır diyor.
10:34Ve bunu kapatma gerekçesi olarak sunuyor.
10:38Ama biz elhamdülillah bugün itibariyle,
10:40işte Erbakan hocamızın sayesinde,
10:43onun gibi bu konuda emek sarf etmiş insanlarımızın sayesinde,
10:48rahmetli Mustafa Kararsanoğlu ağabeyimizin o cesareti sayesinde,
10:52bugün rahat rahat programlara,
10:55Bismillah diyerek başlıyoruz, diyebiliyoruz.
10:59Yani hiç mübalağa değil,
11:01şu yargılandığımız Bakırköy'deki,
11:03o da sene 2007-2008,
11:06küstahlığa hadsizliğe bakın,
11:08yargılandığımız duruşmaya gidiyoruz.
11:11Dosyadan akiti çıkarıyor, vakiti.
11:13Diyor ki, bakalım diyor,
11:16o suç vasfı taşıyan manşet hangisiymiş?
11:20Şöyle bakıyor diyor ki,
11:21bu köşede ne ya, 9 Safer 1446.
11:26Şimdi ben 1446'yı o dönemin tarihini söylüyorum.
11:29Bu ne ya diyor.
11:31Dedik ki hicri takvim,
11:33laik kemanist Türkiye Cumhuriyeti'nde hicri takvim neydi?
11:38Ben dedim ki,
11:40laik kemanist Türkiye Cumhuriyeti'nde Atatürk mü icat etti miladi takvimi ki,
11:44biz buna bağlı kalmak zorundayız?
11:46Şöyle yüzüme baktı.
11:48İt çekti.
11:50Cevap verebilecek olsa verecek.
11:53Ne desin şimdi,
11:55Hristiyanların takvimini almışız, bizimdir o diyecek hali yok.
11:59İçinden ne dediğini tahmin edebiliyorum.
12:01Sen dua et ki,
12:03AK Parti'nin 6. 7. yılındasın.
12:06Sen 2001'de olsaydın, 2000'de olsaydın,
12:08bak ben seni nasıl hemen şimdi kolundan tutup,
12:11polis eşliğinde cezaevine gönderiyordum,
12:14dedi yani.
12:15Onu hani o hissettirdi bize.
12:17Dolayısıyla,
12:19belki cesareti noktasında da bazı şeyler söylememiz gerekir.
12:24Cesaret noktasında,
12:26Milli Selamet Partisi'nin ilk yılları,
12:291973-74 gibi,
12:33o tarihler itibariyle,
12:35Süleyman Demirel,
12:37genel olarak Milli Selamet Partisi'ni,
12:39yani savcıların oylarını bölüyor.
12:41Büyük partiye oy verin.
12:43Onu da hatırlatalım.
12:44Nurcular da,
12:45Adalet Partisi'ne Süleyman Demirel'e oy verirken,
12:48yani Milli Selamet Partisi, Adalet Partisi'nin şu an,
12:51dörtte biri kadar oy alıyor.
12:53Halbuki, Adalet Partisi desteklenirse,
12:56dindarlar tarafından,
12:58Cumhuriyet Halk Partisi'ne karşı,
13:00dindarların desteklediği parti iktidara gelmiş olur.
13:04Çoğunluk kimdeyse,
13:06küçük küçük kusurlarına bakmadan,
13:08onu desteklemek lazım diyorlardı.
13:10Bugün aynı şeyi AK Parti için niye söylemiyorlar da,
13:14Cumhuriyet Halk Partisi ile ittifak yapan,
13:17AK Parti'nin onda biri olan partilerin peşine takılıyorlar.
13:21Onu da hatırlatmamız lazım.
13:23O tarihlerde, Süleyman Demirel'i öven,
13:26bir tepe başında, biz de kule dibinde,
13:29Galata Kulesi'nin hemen karşısında oturuyoruz,
13:31Beyoğlu'nda oturuyoruz.
13:33Abim de,
13:35Beyoğlu,
13:37gençlik kollarında görevli.
13:39O tarihte gidiyor, Süleyman Demirel'i övecek olan,
13:43Adalet Partisi,
13:45Milletvekili'nin toplantısına,
13:47Adalet Partililer doldurmuşlar,
13:49tepe başı gazinosunu,
13:51yani gazino ama gündüzleri de siyasi çalışmalar için kullanılan bir salon.
13:56Orada,
13:58rahmetli abim,
14:00konuşmacıyı dinliyor.
14:02Dinlerken konuşmacı, milletvekili,
14:04ya birisi çıkmış diyor,
14:06Erbakan bilmiş neymiş ismi,
14:08işte fabrika yapan fabrikalar yapacağız diyormuş,
14:13tank yapacağız, 100 bin motor üreteceğiz falan filan.
14:17Ya buna inanan bir kişi varsa çıksın söylesin ya,
14:20savunsun vesaire diyor.
14:22Bunu söyleyince, rahmetli abim,
14:24bakın, Adalet Partisi'nin bir etkinliği,
14:26bir toplantısı, kapalı bir salon.
14:28Adalet Partililer orada,
14:30dinliyorlar.
14:32Karşısındaki kişi,
14:34korumaları da olan bir milletvekili,
14:36hemen çıkıyor külsüye,
14:38alıyor elinden bir oldu bittiyle,
14:40mikrofonu milletvekilinin.
14:42Ben anlatayım diyor.
14:44Hemen bir cümle, iki cümle kurdu,
14:46kuruyor Erbakan'ın anlattığı o,
14:48100 bin tank, 100 bin motor vesaire,
14:50anlatımlarından.
14:52Bir cümle sarf etti, sarf etmedi.
14:54Hemen saldırıyorlar.
14:56O saldırıdan,
14:58rahmetli abim,
15:00yani iki kişi veya üç kişi olarak gitmişler.
15:02Orada bir,
15:04kargaşa vesaire çıkıyor.
15:06Ama oradan da,
15:08hatta anlatıma göre,
15:10arkadaşlarının anlatımına göre,
15:12büyük camları var,
15:14o salonun.
15:16O camları vurarak,
15:18eliyle parçalayarak dışarı çıkıyor,
15:20onların linç etme girişimine karşı.
15:22Ve eli de,
15:24yarılmış vaziyette,
15:26gelmişti eve.
15:28Rahmetli babam da,
15:30ya nedir bu vesaire diye abime sorduğu zaman,
15:32ben daha o tarihlerde,
15:34ortaokula ya başlamışım,
15:36o yaşlardayım,
15:3812-11 yaşlarındayım.
15:40Hayal meyal hatırlıyorum tabii.
15:42Ya işte bir kaza oldu,
15:44vesaire diye geçiştirmişti.
15:46Dolayısıyla böyle cesur,
15:48yani kalabalıklar içerisinde,
15:50beni döverler, şöyle yaparlar, böyle yaparlar,
15:52şeklinde hiçbir çekincesi olmaksızın,
15:54inanıyorsanız,
15:56üstünsünüzdür.
15:58İlkesine tam olarak inanmış,
16:00bir insandı, bir muahhitti.
16:02Ve,
16:04ben gazetecilikte örneğin,
16:06bir konuyu bir kere dile getirdik mi,
16:08onun yeterli olduğu,
16:10şeklinde kafamda bir,
16:12şartlanmışlık vardır,
16:14önyargı vardır, bu benim kusurum.
16:16Rahmetli ağabeyim, her seferinde,
16:18hayır, tekrar,
16:20tekrar, gerçeği tekrar haykıracaksınız.
16:22Sivas mazlumları,
16:24her yıl mutlaka anılacak.
16:26Mutlaka Sivas'tan dolayı,
16:28haksız yere,
16:30cezaevinde olan insanların dertlerini,
16:32tekrar tekrar, ya ağabey,
16:34ilk yıllar için tabii,
16:36daha öğrenene kadar, ben itiraz ediyorum.
16:38Ya, iki ay önce yazdık biz bunu,
16:40veya geçtiğimiz yıl yazdık,
16:42hiç kimsenin tınladığı yok,
16:44şimdi tekrar tekrar niye yazıyoruz bunu,
16:46dediğim zaman,
16:48hayır, tekrar, gerçeği haykıracağız.
16:50Onlar yalanları elli kere,
16:52yüz kere söylüyorlar.
16:54Biz gerçeği niye, yüz defa,
16:56iki yüz defa,
16:58gerçek, ortaya çıkana
17:00kadar tekrarlamayalım diye.
17:02O noktada da,
17:04belki bizlere de öncülük etmiş,
17:06bir ağabeydi,
17:08bir baba gibi bir insandı.
17:10Çalışanlarıyla
17:12hemhaldi,
17:14yani düşünebiliyor musunuz,
17:16Akit Gazetesi ilk çıktığı yıllarda,
17:18rahmetli Hasan Karakaya,
17:20Allah rahmet eylesin ona da,
17:22o zamanlar Fındıkzade'de
17:24oturuyor, daha yeni,
17:26Beylikdüzü'ne taşınacak, taşınmak üzere.
17:28Akşamları geç vakit tabii,
17:30saat on iki, sıfır bir gibi
17:32işlerimiz bitiyor.
17:34Onu alıp evine götürüyor.
17:36Gazetenin güya, sözüm ona,
17:38patronu sun.
17:40Patron bırakır mı,
17:42yazar da olsa, yok mu bizde
17:44bir şoför vs. şeklinde,
17:46bazı kişiler akıl vermeye
17:48kalkıyorlar. Hiç onların
17:50yaptıkları o akıl vermelere falan
17:52tınlamadan, gerekiyorsa
17:54şoförlük de yaparız. Biz bu davaya
17:56inanmış insanlarız
17:58diyen bir ağabeydi.
18:00Tekrar tekrar Allah'tan rahmet diliyorum.
18:02Allah mekanını cennet etsin.