72 yıl aradan sonra savaştığı Kore topraklarını yeniden gören gazi o anları anlattı

  • geçen ay
Burdur'da yaşayan 92 yaşındaki Kore Gazisi Mustafa Gök, Güney Kore Cumhuriyeti'nin daveti üzerine savaştığı toprakları yeniden gidip gördü. 1952 yılında gemi ile 48 günlük yolculuğun ardından ulaştığı limanı tekrar görünce çok duygulandığını söyledi.
Burdur'un Bucak ilçesine bağlı Anbahan'da doğup çobanlık yapıp tarlalarda çalışırken askerlik görevi için İstanbul'a giden Mustafa Gök(92) burada Kore birliğine seçilerek aldığı eğitimler sonrasında Kore Savaşı'na katılıp 10 ay cephede kaldıktan sonra yurda dönmüştü.
Köyünde “Koreli” olarak bilinen Mustafa Gök burada sürekli savaş zamanında yaşadıklarını çocuklarına ve komşularına anlatıp dururken oraları tekrar görmenin hayaliyle yaşıyordu.
Kore Cumhuriyeti tarafından Kore Savaşı'na katılmış olan Birleşmiş Milletler Gücü'ne ait gaziler için Yeniden Ziyaret Programı düzenlendiği duyan Gazi Mustafa Gök'ün torunu Prof. Dr. Yaşar Gök'te dedesinin Kore özlemini gidermek için bu programa başvuru yaptı. Yaklaşık 3 yıl sonra yaptıkları başvuru kabul olan Gazi Mustafa Gök ve torunu Yaşar Gök, Birleşmiş Milletler Gücüne ait farklı ülkelerden gelen 15 gazi ile birlikte Kore'yi ziyaret ettiler.
Kore'de geçirdikleri süre zarfında Koreli vatandaşlar tarafından büyük ilgi gördüklerini söyleyen Gazi Mustafa Gök savaştığı yerleri tekrar görmenin sevincini yaşıyor. Kore'de bulundukları 6 günlük süre zarfında Panmunjom Ateşkesi'nin imzalandığı Panmunjom'u, Kore Savaşı BM Gazileri Günü Ulusal Töreni'ni, Kore Savaş Hatıra Müzesi'ni, savaş anıtını, Busan'daki Birleşmiş Milletler Anı Mezarlığı'nı ziyaret eden Mustafa Gök ve torunu Yaşar Gök o anları duyguyla anlattılar.
Evinin camına astığı Türk ve Güney Kore Bayrağı'na baktıkça savaş zamanını hatırlayan Gazi Mustafa Gök askerliğe başlangıç ve Kore'ye gidiş dönemini; “1952'nin Kasım ayında şube duhulüm vardı. Burdur'a giderek işlemlerimi tamamladım ve trenle İstanbul'da bulunan Selimiye Kışlası'na vardım. Selimiye Kışlası'nda Kore birliğine seçtiler bizi. Burada yapılan yemin töreninin ardından bize rütbe verdiler, Kore rütbesi. Daha sonra bize verdikleri 20 gün izinde Burdur'a geldim. 80 yaşında annem vardı, bir de abim. Garibandık o zamanlar annem Kore'ye gideceğimi duyunca ağlıyordu sürekli. Bende anneme “Ana ne ağlıyorsun ağlama, nasıl olsa bu göreve gidilecek.” dedim. İznin ardından İzmir Seferihisar‘a gittik. Orada 3 ay eğitim gördük. Eğitimin ardından dönemim Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Başbakanı Adnan Menderes geldi bizi uğurlamaya. Orada bize “Evlatlarım Kore‘ye gidiyoruz Allah'ın izni ile, burnunuz kanamadan geri dönersiniz İnşallah” dedi. Törenin ardından İzmir'e geçerek Alsancak limanında gemiye bindik. Limanda subaylar, generaller, rütbeliler, çocukları, hep sarılıp ağlaşıyorlardı. Bende kendi kendime dedim ki “ Mustafa dedim kimin var da kim gelecek de seni soracak” diye içimden geçirerek sırt çantamı alıp yukarı çıktım ve güverteye oturup onları seyrettim.

Category

🗞
News
Transcript
00:00Şimdi 52'nin 11. ayında şube duhulüm vardır benim.
00:14Uzunca kaydım, Burdur'a.
00:16Orada şey ettim, trenle İstanbul Selimiye Kışlası'na vardık.
00:21Selimiye Kışlası'nda Kora Birliği'ne seçtiler bizi.
00:26Bize bir yemin merasını verdik.
00:29Terbiye taktılar, kora terbiyesi.
00:3220 gün izin verdiler.
00:34Buraya geldim.
00:3680 yaşında annem vardı.
00:38Tabii ağabeyim var ya, garibanlık o zamanlarda.
00:42Ağlıyor boyuna.
00:44Ben de dedim ki, ana ne ağlıyorsun?
00:47Ağlama nasıl olsa bu gidilecek.
00:50İzmir Seferi Hisar'a gittik bak.
00:53Orada eğitimi gördük, 3 ay.
00:55Menderes'le Celal Bayer geldi bizi.
00:58Urlu'ma geldi.
01:00İşte evlatlarım, Kore'ye gidiyoruz.
01:03Allah'ın izniyle burnumuz kanamadan girsin girip dönersiniz diye.
01:08Tabii bize nesat ettiler.
01:10İzmir'in Alsancak'ta bindik.
01:14Gemiye yanaştı gemi.
01:16O subaylar, ondan sonra çocukları.
01:21Millet ağlaşıyorlar yani.
01:23O subaylar bile ağlaşıyor ya.
01:25Generaller, as subayı, çavuşu.
01:29Ben de dedim ki, gariban.
01:31Ulan Mustafa, kimin var da kim gelecek de seni soracaklar.
01:36Çantamı aldım, yukarı çıktım, güverdiye oturdum.
01:41Onları seyrettim.
01:43Sabahtan ikindin sonuna kadar böyle gemimiz doldu.
01:49Gemi dolduktan sonra, üç sefer bir kurna vurdu ama işte o zaman koydu gari.
01:56Tabii ağladım.
01:59Süveyş kanalına geçtik.
02:02Süveyş kanalına geçince orada bir su iknalı yaptı.
02:06Su iknalını yaptıktan sonra hiç durmadık gari.
02:09Bu denizler birbirine karışmıyor.
02:12Kızıldeniz, Küllüdeniz, okyanus böyle.
02:15Gidiyoruz, okyanus da beni bir dalga tuttu.
02:19Koğuşumu beş gün bulamadım, yattığım yeri.
02:22Güverdi de orada, oraya varıyorsun yabancı.
02:25Oraya varıyorsun yattım.
02:27Amerikalı geldi ki bana öyle bir dur dedim ben ölüyor.
02:31Beni almış hastaneye indirmiş, hastanesi hepsi içinde.
02:36Bir uyandım.
02:38Pislik olmuş, batmış, çıkmış.
02:42O döşek yatırdı döşek.
02:44Tamamına batmış, beni aldı yemekhaneye götürdü.
02:48Yemekhanede de karne var.
02:51Sabahla bir numarayı deliyorsun, bir lokma.
02:54Öğlen deliyorsun, bir lokma.
02:56Akşam deliyorsun, bir lokma.
02:59Gemide ölmeyeceklerini etmemizi verdiler.
03:0248 gün, geceli gündüz yol yoradık biz gemide.
03:0748 gündendik.
03:09Böyle pusana indik, yatsın namazından sonra.
03:13Şöyle doğuya doğru yanaştı gemi.
03:16Önünü de gördüm, gittim.
03:18Adam akıllı seyrettim.
03:20O yada ağladım da.
03:23Orada.
03:25Amerikan bayrağı birinci, Türk bayrağı ikinci.
03:29O bayrağı görünce 3.700 kişi varız bir gemide.
03:33Kaldırdık da koyuyorduk kendimizi ağlamakla.
03:37Bizi aldılar orada, indirdiler.
03:40Yemekhaneye götürdüler.
03:43Bir yandan giriyor, bir yandan çıkıyor, bir yandan giriyor, bir yandan çıkıyor.
03:477 sefer girdim.
03:497 lokma ekmek yedim.
03:51Cenab-ı Allah'ım dedim.
03:53Düşmanın kurşunu iyiyse de ben öldüremezdim kardeşim.
03:57Allah'ım. Kıble nerde olduğunu bilmiyorum.
03:59Bir dua ettim, ellerimi çaldım.
04:01Böylelikle cephe gerisine el attılar. Silah yok.
04:05Sonra Kore Birliği geldi, bizi boyuna tefrikata götürüyorlar cepheye.
04:10Cepheye varıyoruz, bizi oraya gösteriyorlar.
04:13Cephenin çeldiğinde, buraya bakalım, gizlenin bakalım.
04:17Nasıl gizleneceksiniz?
04:19Bizim elimizde portakal, çadır, çapa, kürek.
04:23Gazıyorsun, oraya giriyorsun, oraya gizleniyorsun.
04:27Akşam namazı oldu mu, hadi bakalım yeme.
04:30Öyle hepimiz de birden çok gelemiyoruz.
04:3210'ar kişi, 20'ar kişi.
04:34Nöbet yerini boş koymuyoruz.
04:36Böylelikle geliyoruz, yemeğimizi yedik.
04:38Bize silahı verdiler.
04:40Teslim ettiler.
04:42Teslim ettikten sonra bizi bir trene bindiriverdiler.
04:46Cepheye.
04:47Cepheye vardık, bizi yerleştirdiler.
04:50O cephede gari, biz gari silah olduktan sonra anan da silah, baban da silah.
04:57Hiç korku morku gelmedi gari bize.
05:00Geziyoruz o mevzuları, o mühidi.
05:04O mevzuların içinde sandık dolu mermiler.
05:07İçinde tabii cesetler ölmüştür efendim.
05:10Onları topluşturuyoruz.
05:12Böylelikle 10 ay cephede kaldım.
06:39Gittiğimde o çalıştığım yerleri bilemedim.
06:42Fakat çalıştığım yerlere, ilerli karakolde de, gumbale derlerdi.
06:47Oraya vardık.
06:48Amarkan üstü oradaymış.
06:50Amarkan üstüne vardık.
06:52Benim o şey ettiğim yerler 20 şer katlı, 30 şer katlı dağralmış.
06:57Yaşar'a tercüman olarak gitti.
07:00Sormuşlar tabii, sizi de sabahla nedir?
07:03Günaydın.
07:04Kore'nin dedesi olduk.
07:06Günaydın dede.
07:08Günaydın.
07:10Yani uğurlarken ben dedim ki,
07:13burada dedim ben geri çekildiğimizde,
07:17bu çocuklara dedim, şöyle şöyle çocuklar geldi.
07:21Anası var, babası var.
07:23Dedim ki, beniyle bir fotoğraf çektirebilir miyim?
07:27Çekilir çekilir.
07:28Hayır dediler.
07:29Tabii anlamıyor da ben şey ettim, Yaşar da anlattı.
07:32O çocuklarla fotoğraf çekendik.
07:34Dedim ben böyle çocuklara, o kadınlara çok yemek verdim, ekmek verdim dedim.
07:40Bir de dedi ki, değil mi kızım, bizim annemizdir, ona verdiğin yemekler dedi.
07:46Yani çocuğumuz onlardır dedi.
07:50Seni yine bekliyoruz, 3 sene sonra.
07:533 sene gidemeyeceğim şimdi.
07:553 sene sonra beni bir daha götürecekler.
07:59Ömrümüz varsa bir daha götürecekler.
08:0172 sene sonra bir şey ettiler.
08:04Allah'ın izniyle böylelikle Pusan'a kadar vardık.
08:09İleri karakola da vardık, Amarkan üstüne de vardık.
08:14O gezdiğim yerler, pirinç tarlaları ayna durup durur.
08:18Şimdi pirinç tarlaları tefrikata gidersin, su içirmezler.
08:23Bir mataram var, ne yetecek sana aşamada? Yetmezdi.
08:28Böyle yürüyüş geliriz, yoldan gelirken, sapıverirdik o pirinç tarlaların.
08:33Domuz boklu sularını falan çok içtik.
08:35Böyle, böylelikle döndük geldik.
08:40Şehitliğe gittik, şehitlikten.
08:43Oraya bize gül verdiler.
08:46Mustafa'ymış onun ismi de.
08:48Tabii cahil olunca, cenaze Mustafa'ymış.
08:52Onun ismine bir gül söyledik, soktuk.
08:55Bizi öyle gezdirdiler.
08:57Orada türen ettiler.
09:00Oradan sonra savaş müzesine gittik.
09:03Çocuklarla fotoğraf çekindik gari orada.
09:07Amarkan günü görürdüler.
09:10Yani bir daha gelmeni istiyoruz seni.
09:13Üç sene sonra diye bize şeyler yaptılar.
09:16Böylelikle gezdik.
09:18Zaten ben o şehitliği oradan buraya dönmeden çok ziyaret ettim.
09:23Orada kadın binbaşı vardı.
09:25Bir takım asker vardı.
09:27Fakat böyle şehir değildi.
09:29Tahta dikiliydi.
09:31Tahta da künye numaranın, ondan sonra ismin, genel olduğunu yazar oraya.
09:37Ondandır.
09:39Fakat şimdi o kadar bir güzelleşmiş ki.
09:41Çayırlar, o çiçekler dikilmiş.
09:45Bizim orada da başka devletin toprağı yokmuş.
09:49Bizim toprağımız varmış.
09:51Yarbay dedim onu.
09:53Yarbay dedi.
09:55Böyle toprağımız olduğunu biliyordum.
09:57Ben Türkiye'den toprak götürüyordum oraya şehitliğimize.
10:00Yani böylelikle gezdik geldik.
10:04Şehitliği varınca ne hissetmişsin?
10:07İnsan bir gülüyor, ağlıyor yani.
10:10Gerçi bizim Togay'ımızda ölüp duran şehitler konmadı da.
10:15Fakat ilkinde gezdiğim şehitler, o arkadaşlar, bizimle giden arkadaşlar.
10:21Dayısını, kardeşini, amcasını buluyorlar.
10:25Amca çocuklarını, hala çocuklarını buluyorlar.
10:27Tabi ağlaşıyorlar.
10:29Türk askeri orada düşmanın eline geçmesin diye kendi topçularımız mevzularımızı silahla vurdular.
10:39Çünkü eline geçerse gözünü uyuyorlar.
10:42Kulağını kesiyorlar, kolunu kesiyorlar.
10:45Geçmesin diye.
10:47Böyle kendi kendimizi de şehit yaptık yani.
10:50Öyle oldu.
10:52Kuzey Korelilere bakın dedim.
10:54Ben bunu 72 sene evvel geldim.
10:56Buradan şey ettim dedim.
10:58Bak yine geldim dedim.
11:00Sakın öyle şey yaparsanız.
11:02Bak başın değil.
11:05Neyse.
11:09Böylelikle döndük geldik.
11:11Biz aslında 2 yıldır bu Gazler Derneği aracılığıyla Kore'yi yeniden ziyaret kapsamında başvurular yaptık.
11:19Burdur'daki Gazler Derneği Başkanımız Hasan Bey var.
11:23O da bize bu konuda çok büyük destek oldu.
11:262 yıldır yaptık ama 3. yılımızda olumu sonuçlandı.
11:31Dedemin Kore'yi yeniden ziyaret kapsamında davet edildiğine dair belgeleri aldık.
11:37Tabi işlemler bu kadar kısa sürmedi.
11:40Çok uzun süreçten geçti bunlar.
11:42Kore Cumhuriyeti elçiliğiyle görüşmeler, ekstra dedemin yaşından dolayı sağlık raporları artı pasaportları derken süreç tamamladık güzel bir şekilde.
11:53Kore'yi yeniden ziyaret kapsamında Kore Cumhuriyeti'nin bu daveti bizim için çok büyük bir mutluluk.
11:59Özellikle benim için büyük bir mutluluk.
12:01Çünkü çocukluk yıllarımda dedemden çok fazla Kore insanlarını, Kore topraklarını dinlemiştim.
12:06Tabi 72 yıl sonra bana da nasip olması güzel oldu.
12:09Dedemle birlikte, dedemin 2. kez, benim ilk kez olmak üzere Kore'ye gittik.
12:16Aslında biz havaalanına indiğimiz zaman gaziler, şöyle diyeyim vatanseverler ve gaziler bakanlığı var Kore'de.
12:23O bakanlığın görevlileri bizi havaalanında karşıladılar.
12:26Tabi bizim Türk olduğumuzu öğrenince daha büyük bir ilgi gördüm ben.
12:30Çünkü orada Kanadalı da vardı örneğin.
12:33Bir de Filipinli vardı yanlış hatırlamıyorsam gazi.
12:37Onların yanında dedeme ilgi daha fazlaydı.
12:41Onu ben çok rahat görebildim.
12:43Çünkü hemen dedemle konuşmaya çalıştılar.
12:46Tabi ben aradaki tercüme işlemlerini ben yaptım.
12:49Dedeme sordular.
12:51Hatta bir video çekimi yaptılar.
12:53Dedemle neler hissediyor, nedir düşünceleri diye.
12:56O anlamda çok büyük ilgi vardı.

Önerilen