Çiftçi eylemleri yayılırken tüketici de çıkmazda... Bursa'da ürettiği biberleri satamayınca keçilerinin önüne döken bir çiftçi ile İstanbul'da akşam pazarında tezgahlardaki ürünleri toplamaya çalışan bir kadının görüntüleri, tarımdaki 'kaybet-kaybet'in en net fotoğrafı oldu.
Category
🗞
HaberlerDöküm
00:00Emekliyim. Ne kadar aylık alıyorsunuz? On iki buçuk.
00:03Yetiyor mu? Yetmiyor. Biz hayatımızın her alanına
00:07kısacık. Bizim hiçbir sosyal hayatımız yok. Biz evden
00:10dışarı çıkamıyoruz. Biz et alamıyoruz. Ekmek alamıyoruz.
00:14Zepse alamıyoruz. Biz açız, aç.
00:21Onu da bilmiyoruz. Yaşıyor muyuz, yaşamıyoruz. Onu da eğer
00:24bu ayakta durmak yaşamaksa yaşamak budur. Ben yi otuz
00:29sene bu ülkeye şirket kurmuşum. Otuz sene ben bu ülkeye en az
00:36iki trilyon vergi ödemişim. En sonunda geldiğim yerde
00:40pandemide ben şirketimi kapatmak zorunda kaldım. Ben
00:45emekli maaşımla şimdi şu anda vergilerimi ödemek durumundayım.
00:48Ben çalışan insanların şeylerini ödedim. Kıdem
00:53tezminatlarını ödedim. Ben devlet olan vergimi de ödedim.
00:55Ama ben şimdi şu anda on iki buçuk milyon liraya yaşamak
01:00zorundayım. Yaşamaya çalışıyorum. Yaşayamıyorum.
01:03Eee çalışıyorum ama bu ülkede asgari ücret düzeyinde çalışan
01:08ya da o kadar gelir olmayan milyonlarca insanlar var. Eee
01:12ve bir an önce buna ilişkin tedbirlerin alınması
01:15gerektiğini düşünüyorum. Tabii hayal etmek başka ama
01:17fiiliyatta uygulama çok farklı. Ne yazık ki fiyatlar çok yüksek.
01:21Eee alışveriş yapan bütün eee vatandaşlarımız eee bakıyorlar,
01:28inceliyorlar ve bırakmak zorunda kalıyorlar. Çok çok
01:31fiyatlar yüksek. Eee bu enflasyonla yaşamın böyle
01:35sürmesi eee sürdülebiliyor olması mümkün değil. Çok
01:39üzgünüm. Çocukların, halkın yiyebileceği en önemli şeyler,
01:45sebzeler, hepsi çok pahalı. Ne kadar mesela fiyatlar? Mesela
01:49kırk lira ıspanak. Bir meyve elli lira. Yetmiş lira. Yüz
01:54lira. Çok pahalı. Her şey çok pahalı. Eee ben şimdi neler
01:58alacaktım? Her şey gönül istiyor ki tabii ki alalım
02:01yani. Ama alamıyoruz her şeyi. Bin lira tuttu burası.
02:05Peynirlerle, yumurtayla, yeşillikler iki tane meyve
02:10aldım. Bir kilo üzümle bir kilo da şey ne erik aldım
02:16pardon. Emekli maaşıyla zor. Hele bir kişinin emekli maaşıyla
02:21çok zor. Nereye kadar böyle? Nereye kadar bilemiyorum artık
02:26ama halkın uyanması lazımdı. Ben erken seçim istiyorum. Hep
02:30beraber. Hep birlikte. Vatandaş olarak erken seçim
02:35istiyoruz. Buna gücümüz yetmiyor. Bak abla da beş yüz
02:39bin lirayla geldim, bir şey alamadım, bir daha geldim, para
02:41aldım, geldim. Hiçbir şey alamayayım. Terkiye geldim
02:45vallahi ya. Hiçbir şey alamıyorum. Fiyatlar şu anda
02:49düşmüş de halk yine alamıyor. Yani halk alın gücü bitmiyor.
02:51Sıfır. Bir daire kirası olursa yirmi milyar, yirmi beş milyar
02:54sonu ne olacak? Bu milletin. Yabancılar da olmuş. Millete
02:59ev kalmadı, yer kalmadı, bar kalmadı. Ülkenin yarısı
03:02satılmış. Hayat böyle gidiyor işte. Yapacak bir şey yok yani.
03:06On beş lira biber satamıyor. Bak görüyorsun. Bu saatte pazar
03:09tıklım tıklım olması gerekirken iş yok. Yani millet perişan. Ne
03:13olacak böyle giderse? Vallahi böyle giderse batacak yani.
03:15Batmış yani. Batacağı kadar. Evde eee babam emekli. Eee
03:19emekli olmasına rağmen günlük işlere gidiyor. Eee ben de şu
03:22anda mesela gencim ama işsizim. Iş arıyorum hala. Eee günde
03:26mesela işin olsun, uygulaması olsun veya farklı uygulamalar
03:29olsun. Kırk ya da elli tane eee yere başvuru yapmak zorunda
03:32kalıyorum. Artık oradan da ne kadar cevap gelirse. Eee
03:35açıkçası alabildiğim sadece salata, domates ve birkaç
03:39parça meyve ııı geri kalanı zaten normal olarak ııı gücü
03:43yetmiyor insanın yani şöyle. Önceden ııı çocukluğum zamanında
03:47daha doğrusu alabildiğim şeyleri şu anda tabii ki de
03:49hani canımız tabii ki de çekiyor ama ne kadar canımız
03:52çekse de istesek de alamıyoruz artık. Sadece üç parça bir şey
03:56ııı üç parça iki yüz iki yüz seksen lira falan tuttu. Neler
04:01var? Bir muz gördüm. Bir şey var değil mi? Muz, muz, nektari
04:04ve domates. Şöyle. O kadar yani. Başka da hiçbir şey yok.
04:08Ne kadar bütçe ayırabilmişsiniz buraya? Ne kadar bütçe
04:11ayırabildik? Açıkçası asgari ücret sürecinde ııı ne kadar
04:13ayırabiliyoruz? En fazla ayırabildiğimiz ya dört yüz lira
04:17ya beş yüz lira ama dört yüz beş liraya da hiçbir şey
04:19gelmiyor artık. Abicim şu anda Türkiye'de en pahalı pazar bu
04:23pazar. Niçin? Neden? Şöyle bir bak burası gariban domates
04:30olmuş elli lira. Fasulye olmuş seksen lira. Nasıl geçiriyoruz
04:35abi ya? Yapma abi. Otuz beş liraya yufka satıyor. Öbürü
04:40tatlı yetmiş liraya satıyor. Nasıl olacak bu iş abi? Söyleyelim
04:45biz de bilelim. Emeklilerin halleri görüyorsun. Gençlik
04:49bütçemize göre alışveriş yaptık ama fiyatlar çok yüksek. Neler
04:53alacaksınız, neler alabildiniz? Şimdi insan istediğini
04:58alabiliyor mu? Bugünün şartlarında istediğinizi
05:00yapabiliyor musunuz? Alabiliyor musunuz? Bir şey
05:03alıyorsanız bir şey eksik kalıyor yani.