• geçen yıl
İstanbul’un 2036 Olimpiyat Oyunları’na ev sahipliği yapması için tanıtım amacıyla Paris’in ünlü moda müzesinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Milli Olimpiyat Komitesi iş birliğiyle oluşturulan İstanbul Evi'nin kapıları ziyaretçilere açıldı. "Yüzyıllık Hayal" sergisinin küratörü olan İzzeddin Çalışlar, sergiyi ANKA Haber Ajansı'na değerlendirdi. Çalışlar, "İstanbul’la olimpiyatlar arasında hep böyle canlı tutulan karşılıklı saygı ve önem verme ilişkisi var... İstanbul, 2036 Olimpiyatlarına ev sahipliği yapma yeterliliğini ve bunu yapabileceğini daha önce kanıtladı" dedi.

Haber: Duygu Güvenç Kameraman: Aziz Metin Turan
(PARİS) -  İstanbul'un 2036 Olimpiyat Oyunları'na ev sahipliği yapması için tanıtım amacıyla Paris'in ünlü moda müzesinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Milli Olimpiyat Komitesi iş birliğiyle oluşturulan İstanbul Evi'nin kapıları ziyaretçilere açıldı.

hbrlr1.com/cbydybiwkckckl

Category

🗞
Haberler
Döküm
00:00Sizi sergimizdeyiz. 100 yıllık Türkiye'nin olimpiyat tarihinin dijital olarak aktarıldığı bir sergide.
00:06Bize biraz detayını anlatır mısınız? Burada çok tarihi fotoğraflar da var.
00:11Şimdi bu 2024 Paris Olimpiyatları Türkiye için bir başka anlam daha ifade ediyor.
00:18Bu da işte 1924'te yine Paris'te düzenlenmiş olan olimpiyatların aslında Türkiye'nin katıldığı ilk olimpiyatlar olması.
00:26Bunu tercüme edersek iletişim diline olimpiyatlara katılışımızın 100. yılını kutluyoruz.
00:33Bu fırsat bilerek hem yani bu kutlamayı bir fiziksel alan ayırmış olduk hem de neyi kutluyoruz, neden kutlamaya değer bu kadar ona biraz bakmaya çalıştık.
00:481923 yılında yani cumhuriyetin kurulur kurulmaz alınan sadece spor alanında değil genel olarak alınan ilk kararlardan birinin olimpiyatlara katılmak olması.
01:02Aslında kurucu kadronun ve işte Atatürk'ün bu işi ne kadar önemsediğini ve bundan neler beklediğini gösteriyor.
01:11Bu tabii o yılların şartlarına gidersek bir siyasi anlamı da olan bir karar.
01:18Çünkü yeni kurulan cumhuriyet öyle kolay kolay hemen bir iki yıl içinde hatta beş yıl içinde ilk on yıl içinde çok zor dünya tarafından kabullenilmiş, tanınmış resmen.
01:31Ve işte resmi temsilciliklerin açılması çok uzun sürmüş bir vakaydı.
01:38Muhtemelen tabii bu da bu çabanın ilk adımlarından biri.
01:45Yani sporun birleştirici, görünür kılıcı ve kitleleri etkileyici gücü kuşkusuz 100 yıl önce bugünkü kadar büyük değildi.
01:58Olimpiyatlar da bugünkü kadar etkili ve büyük bir organizasyon değildi.
02:05Ama oraya katılan, 1924 yılında katılan o 40 ülke içinde yer almak genç Türkiye Cumhuriyeti için çok önemliydi.
02:14Ve bu birçok fedakarlık sayesinde yapılabildi.
02:18Çünkü tahmin edersiniz ki buna ayrılmış bir bütçe, devlet kaynakları ve o zamanlar onu da baktık ki İstanbul'dan kalkıp da Paris'e gitmek yaklaşık 10 gün sürüyor.
02:32Bu yaklaşık 40 kadar kişinin oraya gönderilmesi falan Ankara'da maliye için ciddi bir yükmüş.
02:42Hatta gereken bütçe de tam olarak sağlanamamış.
02:46Bu yüzden yolda biraz açlık çektiğini bile söyleyip şikayet eden sporcu da anılarına rastlanıyor.
02:53Ama her şeyden öte yani herkesin gurur duyduğu bir olay olmuş.
02:57Ve Türk bayrağının da diğer ülke bayraklarının da burada bulunması, herhangi bir spor tip başarı kazanılamamasına rağmen olaya küsülmeyip 28'de yine aynı şekle Amsterdam oyunlarına katılması.
03:12Olimpiyat yöneticileriyle yani kafile başkanlarındaki iki tanesine özellikle yer verdik Selim Sırrı Tarcan ve Ali Samiyen.
03:25Onların başarılı olamayacaklarını biliyor olarak hükümeti uyarmaları ama buna devam etmek gerekliliği.
03:35Bir sporda daimi başarının ancak 10 yıllar boyu süren yatırımlar, disiplin, eğitim ve bir niyetle ancak gerçekleşebileceği inatla devam etmek gerektiğini söylemeleri ve hükümet yöneticilerinin de aynı fikirde olup giderek daha çok kaynak aktarmaları bu hikayenin başlangıcı.
03:5924'te hiç altını dönüş modalyamız var mı?
04:02Hayır hiçbir elemeyi dahi geçiremiyoruz. Aslında 1924 koşullarına baktığımızda birçok branşın kuralları bile bilinmiyor. Yeni yeni oluşuyor. Oluşanların iletilmesinde büyük sorunlar var.
04:17Mesela bizim 24'te giden ekibimizde 3 bisikletçimiz bisikletleri yetişemediği için katılamıyor. Farklı sebeplerle katılamayanlar var. Ailesi izin vermeyen var. Okulu izin vermeyen var. Çalıştığı devlet kurumu izin vermeyen var.
04:35Her şeyin çok farklı olduğu bir dönem. 36'daki katılımda sonuçta o madalyalara ulaşılıyor ilk defa. İlk madalya 36'da güreşte bronz ve altın.
04:53Ama tabi o arada da şey var. Amerika'daki bir olimpiyatı atlıyoruz. Katılar arası seyahat hiç mümkün olmadığından. Ama arada şu strateji değişikliğine geliyor. Bizden çok daha ileride ve uzun yıllardır bu işlerle uğraşan ülkelerle yarışmaya devam edelim.
05:16Ama asıl kendi gücümüzü gösterebileceğimiz bir bran seçen bu da nedir? Meydanlarda, çayırlarda yapılmakta olan hala geleneksel yağlı güreş. Yağlı güreşin moderniz edilerek olimpik standartlarda kurallarla buluşması, krekor alan ve serbest dilde sporcuların o yönde yetiştirilmesiyle hemen sonuç alınıyor.
05:41Ve 1936'daki o iki güreşçi gerçek birer ulusal kahraman olarak Türkiye'ye dönüyorlar. On binlerce kişi tarafından karşılanıyorlar. Çok büyük bir olay oluyor. Bütün basında aylarca geçiyor. İsimleri ölümsüzleşiyor. Ondan sonra da zaten olimpiyatlar tarihimizde bizim hep en iddialı olduğumuz ve en çok madalya kazandığımız branş güreş oluyor.
06:08Biz de bu sergide şimdiye kadar güreşte madalya kazanmış olan bütün sporcularımızın adını anmaya dikkat ettik. Ondan sonra diğer branşlarda sıra dışı başarılar var yine olimpiyat tarihinde onları da atlamadık.
06:24Sonra da artık günümüze yaklaştıkça ilk 50 yılı devirdikçe değil. Bir de şey var o da enteresan. 1974'te bu ilk olimpiyatlara katılışımızın 50. yılı kutlanıyor. Burada da halen hayatta olan, 1974'te hayatta olan ilk kadro onurlandırılıyor. Onlara plaketler veriliyor, törenler yapılıyor.
06:51İstanbul'da. Dolayısıyla böyle İstanbul'da olimpiyatlar arasında hep böyle bir canlı tutulan bir karşılıklı saygı ve önem verme ilişkisi var. Ondan sonra şey...
07:08Şöyle sorayım. Evet İstanbul'un uzun sürede devam eden ve olimpiyatlara ev sahipliği yapma isteği var. Evet şimdi 2036 için adayız ama bu ilk değil. 2000'li yıllardan bu yana İstanbul hep bu hevesi dile getirdi lakin seçilemedi. Sizce niye seçilemedi? 2036'ın olma ihtimali sizce nedir?
07:35Şimdi ben hatırlıyorum çünkü 90'ların ortalarının biraz sonra, 96-97 gibi ama onun öncesi var tabi. Çok çalışma gerektiren bir konu bu. Sinan Erdem'in ortaya koyduğu yeni bir vizyon vardı.
07:50İşte bizim Atatürk Olimpiyat Stadı'nın inşası da o sebepleydi. Sonuçta burada bu konuda tabi çok dedikodu üretiliyor her alanda olduğu gibi ama olimpiyat düzenlemek demek aslında dünyada her şehir ister, her şehrin hayalinde vardır.
08:12Hayır ancak bazı şehirler, bazı seviyedeki şehirler bu hayali kurmaya layık bulunabiliyor bir kere. Her yer isteyemez, her yer yapamaz diye bir durum var.
08:23Bunu yapabilmek ve ne kadar zor ve kapsamlı ve pahalı bir iş olduğunu anlamak için işte bir olimpiyat kentinde birkaç saat geçirip hayatın nerelerine kadar dokunduğunu görmek gerek anlamak için biraz o şart.
08:42Ama şöyle söyleyeyim, bir şehir ben olimpiyat yapmak istiyorum diyorsa sonunda yapıyor. İsteyip isteyip isteyip de yapamayan yok olmayacak. İstanbul'da yapacak bir gün.
08:54Bunun ne gün olduğu birkaç başka dissal parametreye de bağlı. İstanbul yeterliliğini ve bunu yapabileceğini daha önce kanıtladı. Nereden biliyoruz?
09:04Çünkü en son 2021'de gerçekleşen 2020 Tokyo Olimpiyatları'nın iki aday şehrinden biriydi. O iki adaya kaç adaya elenerek gelindi? Yani short listede, kısa listede ya bu, ya bu olacak durumuna gelmişken olamadıysa artık orada yapılabilir demektir.
09:25Orada Tokyo'nun tercih edilmesinin kim bilir parametre, kriterleri nelerdi?
09:31Siyasi parametreler rol oynuyor galiba.
09:33Bana sorarsanız bütün bu sürecin tamamı siyasidir. Çünkü kentlerin olimpiyat yapılabilir hale getirilmesi siyasi kararlarla olur. O kaynaklar siyasi kararlarla ayrılır. Bu politikalar siyasetle düzenlenişe yapılır.
09:53Ekrem İmamoğlu'nun resmini koyar mısınız?
09:57Ekrem İmamoğlu da gördüğümüz kadarıyla tabii şimdi yakın.
10:03Çeviri ve Altyazı M.K.

Önerilen