Özel, Eğitim Sendikalarıyla Buluştu

  • geçen ay
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin genel merkezinde eğitim sendikalarının temsilcileriyle bir araya geldi.

Category

🗞
News
Transcript
00:00Merhabalar, günaydınlar. Hoş geldiniz. Sizleri Cumhuriyet
00:06Halk Partisi Genel Merkezi'nde yeni bir haftanın ilk gününde
00:10erken saatlerinde misafir etmekten büyük bir memnuniyet
00:14duyuyoruz. Bugün eğitim sendikalarının değerli genel
00:18başkanları, yöneticileri onların beklentilerini
00:22dinlemek, birlikte geçirdiğimiz eğitim gündeminin çok yoğun,
00:27çok karmaşık, çok endişe verici olduğu geçtiğimiz süreci
00:31değerlendirmek, Ekim ayına kadar ııı zaman kaybetmek
00:36yerine kazanılan birlikte verilen mücadele sonucunda
00:40kazanılan zamanı doğru değerlendirmek ve Ekim ayında
00:44eğitim gündeminde ortak yol haritamızı doğru verilerle
00:50doğru bilgilerle ve kamuoyunu doğru bilgilendirerek
00:55belirleyebilmek üzere böyle bir toplantı yaptık. Her bir
00:59ııı sendikamızdan ııı görüşme talepleri, bilgi notları
01:04geliyordu. Her birisi çok kıymetli. Iıı Gölge
01:09kabinemizdeki Milliyetim Bakanımız Suat Özçağdaş ve
01:12değerli yardımcıları ııı konuyla ilgili sizlerle hep
01:16temas halinde bize sizlerin değerlendirmelerini,
01:20çalışmalarını, bilgi notlarını, raporlarını ııı endişelerini,
01:24önerilerini iletiyorlar. Ama bugün hem bir toplu halde bir
01:29araya gelmek ııı sizin kendi ağzınızdan değerlendirmelerinizi
01:33dinlemek hem de bizim yaz dönemi çalışmalarına ilişkin bilgi
01:37vermek üzere sizleri burada ağırlamaktan büyük bir
01:41memnuniyet duyuyorum. Hepiniz hoş geldiniz. Iıı tabii
01:45aramızda toplantıda eğitim sendikalarının başkanları,
01:49yöneticileri var. Aynı zamanda emekli öğretmenlerin
01:53örgütlerinin temsilcileri var. Ben iki emekli öğretmenin
01:57çocuğu olarak ııı doğduğu günden itibaren okulda ertesi
02:01günkü derse ııı plan hazırlayan ııı ders notlarını
02:07hazırlayan iki öğretmenin ııı evladı olarak nöbetlerde
02:12öğretmen odalarında ııı kendi dersini yapmış, ödevlerini
02:17yapmış ııı bir öğretmen çocuğu olarak bugün burada sizlerle
02:22olmaktan ayrıca büyük bir memnuniyet duyuyorum. Iıı bu
02:29yaptığımız toplantıda genel başkan yardımcısı Suat
02:32Hocaadaş'ın yönetiminde gerçekleştirdiğimiz eğitim
02:36maratonundaki çıktıları da değerlendirebilmeyi ve bunun
02:41üzerinde ııı konuşmayı ümit ediyoruz. Biz eğitimi bir bütün
02:47olarak ele alıyoruz. Ortaya çıkan akut sorunlara pansuman
02:51tedbirlerle ya da ortaya çıkan ııı belli rahatsızlıklara tepki
02:56vererek devam etmek yerine Cumhuriyet Halk Partisi'nin ki
03:01bundan sonraki seçimlerde iktidar partisi olmayı, Milli
03:05Eğitim Bakanlığı'nı yönetmeyi ve Türkiye'deki eğitim
03:09politikalarını bir bütün olarak ele alıp bir geniş ulusal
03:14mütabakatla yıllarca iktidarlar değişse de eğitimin ana
03:19gövdesinin değişmeyeceği doğru hedeflerin belirlenebileceği bir
03:23çalışmayı sürdürmeyi umuyoruz. Tabii iktidara gelince ne
03:26yapacağımızı biliyoruz. Ancak bunu muhalefetteyken
03:30netleştirmek ııı toplumla paylaşmak ve bir gölge
03:35bakanlık çerçevesi içinde biz olsaydık ne yapardık, ne
03:39öneriyoruz? Ve geldiğimizde ne yapacağız? Bunu açık olarak
03:43kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz. Tüm bakanlık paydaşlarla
03:47birlikte yönetilmesi zorunlu olan bakanlıklar, tüm
03:51bakanlıklar için bu geçerli. Ama hangisi için olmazsa olmaz
03:56derseniz herhalde birinci sıraya Milli Eğitim
03:58Bakanlığı'nı yazmak lazım. Çünkü Milli Eğitim ülkenin
04:03bugününü, yarınını değil geleceğini belirleyecek
04:06politikaların belirlendiği ve her gelen iktidarın kendine
04:11göre değiştirdiği takdirde her gelen bakanın kendine göre
04:15değiştirdiği takdirde bakan yardımcısı bakan olduğunda
04:18bile önceki bakan sonraki bakan çelişkilerinin bile
04:22uygulamalara yansıdığı takdirde ülkenin belini doğrultmasının
04:26mümkün olmadığı bir alan kısa orta uzun vadeli ııı planların
04:32programların yapılması ve bunun üzerinde bir ulusal mütabakat
04:36aranması gerekiyor. Bugün için dünyanın en gelişmiş ülkelerine
04:41bakarsanız başarılarının altındaki temel faktör
04:45üzerlerinde mütabakata varmış oldukları bir ulusal eğitim
04:49programlarının olması. Almanya'da Hristiyan
04:53demokratlar gidince sosyal demokratlar gelince eğitim
04:57anlayışı ve orta uzun vadedeki hedefleri hiç değişmiyor. Ve
05:02orada hiç kimse şu iktidarı değiştireyim de çocuğumun
05:05aldığı eğitimin kalitesi artsın ya da iktidar değişti,
05:10eğitim böyle oldu diye bir endişe ııı ııı kapılmıyor.
05:14Bunun için bir genel mütabakata ihtiyaç var ve bunun için
05:19paydaşlarla birlikte çalışmaya ve biz geldik bildiğimizi
05:25yaparız demek yerine bunun doğrusu nedir? Bunu hep
05:28birlikte aramaya ihtiyaç var. Aslında bu zorunluluk Türkiye'de
05:34çok büyük fırsatları da beraberinde getiriyor. Çünkü
05:38alan eğitimcilerin söz söylediği alan olunca kimse
05:42zaten boşa konuşmuyor. Herkes veriyle konuşuyor, analizle
05:46konuşuyor. Herkes örgütlü olduğu sendikanın ııı sahadan
05:52aldığı bilgileriyle konuşuyor ve konunun taraflarının hemen
05:57hepsi belki ııı en yukarıdakilere hariç bu konuda
06:01son derece iyi niyetli, son derece birikimli, son derece
06:05deneyimli ve aynı dili konuşmaya müsait taraflar.
06:09Burada hepimizin dikkat etmesi gereken siyasi görüş
06:13farklılıkları olabilir. Sendikaların, üye yapılarının
06:16farklılıkları olabilir. Ama bilimsellikten uzaklaşmamak
06:20çünkü ııı bunun başka alanlarda da sorun yaratıyor
06:25ama eee milli eğitim alanında bilimsellikten ayrılmak ııı çok
06:29paradoksal bir durum olarak meseleyi baştan aşağıya
06:33zededeyebiliyor. Iıı bizim Cumhuriyet Halk Partisi olarak
06:37müfredat yapmayı anayasa yapmak kadar önemli gördüğümüz
06:42değerlendirmemizin bir kez daha altını çizmek isterim. Anayasa
06:47yapma konusunda ülkede sürekli bir iddia, bir çağrı, bir talep
06:53var ve ııı işin özüne girene kadar söylenen ııı pırıltılı
06:58lafların hepsine katılıyoruz. Anayasalar aşkın zamanlı
07:02metinlerdir, kuşatıcı metinlerdir, zaman geçtikçe
07:06yıpranmayan, güçlenen metinlerdir ve tam bir
07:09mütabakatla yapılması gerekir deniyor ama bunu yapmak için
07:13gerekli irade gösterilmiyor. Göstermek için önce bir mevcut
07:18anayasaya uymak, anayasa mahkemesi kararlarına saygı
07:22duymak ve anayasal düzenin devamı için anayasaya ııı
07:28saygının toplumsal mütabakat netline saygının olmazsa olmaz
07:33olduğunu kabul etmek lazım. Maalesef bundan mahrumuz.
07:36Ülkeyi yönetme yetkisini ele alanlar beğenmedikleri
07:40kararlarda mahkeme kapatmaya kadar gidecek iddialarda
07:44bulunuyorlar veya mevcut anayasaya uymuyorlar ama
07:47pırıltılı sözlerle gelin yenisini birlikte yapalım
07:51diyorlar. Biz müfredat meselesini o pırıltılı sözler
07:56anayası için söylenen sözlerin hepsini müfredat içinde duymak
08:00istiyoruz. Müfredat yapmak ulusal bir meseledir. Hep
08:04birlikte olunması gereken bir meseledir. Iıı gittikçe
08:08yıpranan değil birlikte yapıldığı için gittikçe
08:11güçlenen ııı metinlerin ortaya çıkması gerekmektedir. Üzerinde
08:17bir mütabakatın olması gerekmektedir sözlerini müfredat
08:22için duymak isteriz. Ama buradaki temel hedef kendine
08:27göre bir nesil yetiştirmek olunca işte sıkıntılar orada
08:31başlıyor. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin bugüne kadar en çok
08:36değiştirdiği iki bakanlık Kültür Bakanlığı'yla
08:39Milliyetim Bakanlığı herhalde Milli Eğitim son değişiklikle
08:43bir öne geçerek en çok değişen bakanlık haline geldi.
08:48Her gelen bakan bir reform yapıyor. Yani aslında bir
08:52öncekinin reforma, reform yapmaya muhtaç bir enkaz
08:57devrettiğini ifade ediyor. AK Parti'nin Milli Eğitim
09:01Bakanlarını dinlediğimde her seferinde son seçimlerde iktidar
09:07muhalefet yer değiştirmiş, yılların muhalefet partisi
09:10gelmiş iktidar olmuş onun bakanını dinliyor gibi
09:13hissediyoruz. AK Partili bakanların ııı kendinden
09:18önceki dönemle ilgili yaptıkları değerlendirmeler öz
09:22eleştiri olarak kabul edilse her seferinde bu kadar sık öz
09:27eleştiri yapıp bunlardan hiç ders almamak nasıl mümkün oluyor
09:30diye düşünüyor insan. O yüzden ııı milli eğitim
09:34politikalarının oluşturulması sürecinde Adalet ve Kalkınma
09:38Partisi'nin meseleye son derece sığ bir yerden dar bir
09:43açıdan ve ııı parti faydasını gözeterek kaçınılmaz olarak da
09:48ülkenin faydasını gözetmeyerek bir tutum sergilediğini
09:52görüyoruz. Iıı tabii meseleyi biraz detaylarıyla ele alacak
09:57olursak ııı geçtiğimiz günlerde eğitim maratonunda yüze yıkan
10:04konuşmacı yirmi dört saat boyunca konunun bütün
10:07dilimlerini konuştular. Iıı o çıktılar gerçekten çok
10:11kıymetli. Buradan sonra Suat Öz Çağdaş ve ııı milli eğitim
10:16politikalarıyla ilgili ekibimiz bugün herhalde bir Adana
10:20seyahatiyle başlayıp yarın ilk ııı resmi çalışmayı Hatay'da
10:26başlatacaklar ve önce deprem bölgesini dolaşacaklar. Yaz
10:30boyunca otuz ili dolaşmayı deprem bölgesinin tamamını
10:34dolaşmayı ve bu otuz ilde eğitim maratonunun çıktılarını
10:38paylaşmayı ııı sendikaları öğretmenlerin birlikteliklerini
10:44velileri mümkün olduğu kadar öğrencileri ııı ziyaret etmeyi
10:50ardından mümkün olan yerlerde halk buluşmaları yapmayı ve
10:55eğitimi Anadolu'da ve Trakya'da yaz boyunca gündemde tutmayı bu
11:00meseleyi pozitif bir gündemle yapıcı bir anlayışla ama
11:05dirayetli, kararlı ve enerjik bir ııı takvimle ııı yaz
11:10boyunca gündemde tutmayı düşünüyoruz. Iıı ben eğitim
11:15maratonunun ilk açılış konuşmasını yapmıştım.
11:18Kendilerinin takvimi doğrultusunda benim programım
11:22doğrultusunda mümkün olan bazı illerde ben de kısa katkılar
11:27vermeyi ve bu çalışmaları görünür kılmayı hedefliyorum.
11:31Tabii ııı öğretmenlik meslek kanunu müfredat gibi yıllardır
11:37çalışıyoruz getirdik yedi günde görüş verin demişlerdi müfredata.
11:41Yahu yedi günde görüş mü olur dedik. Yüzde elli zam yaptım
11:46hadi on günde verin deyip o müfredatı yayınladılar. Bu
11:49yazın sonunda eğitim öğretim sezonu başladığında elbette
11:53sendikalar gibi bizim de müfredata dair ve öğretmenlere
11:57ve velilere doğru söyleyecek çok sözümüz olacak. Iıı önceki
12:02eleştirilerimizi daha somut çağrılara dönüştüreceğiz.
12:05Öğretmenlik meslek kanunu da yine birden meclisin gündemine
12:10getirildi. Yeterince tartışılmadan ııı ve dayatmacı
12:15bir anlayışla geçirilmeye çalışıldı. Ciddi eleştiriler
12:19aldı ve ııı hem Milliyet Komisyonu üyelerimizin hem
12:24diğer komisyonlardaki üyelerimizin hem tüm
12:27milletvekillerimizin hem sendikaların, sivil toplumun
12:31haklı tepkileriyle meclisteki direnişle grup başkan
12:35vekillerimizin meclisi ııı tıkaması ve orada yaptıkları
12:40ııı yasalaşmaya karşı engelleyici iç tüzükten gelen
12:47bütün hakların etkin kullanımıyla Ekim'e bırakıldı.
12:50Ekim'e kadar bir zaman var. Başta söylediğim gibi bu
12:54zamanı iyi kullanmamız gerekiyor. Iıı kimseye
12:58danışmadan getirdikleri öğretmenlik mesleği kanun
13:01teklifinin ııı genel kuruldaki görüşmelerinin yarıda kesilmiş
13:05olmasını önemli bir başarı olarak görüyoruz. Bizlere ve
13:09sizlere düşen yapıcı öneriler ve katkılarla bu teklifi
13:13Milli Eğitim Bakanı'nın şahsi ihtiraslarına kurban etmeden
13:18iyi bir kamuoyu oluşturmak çünkü bu teklif bu haliyle bir
13:22meslek kanunu olmaktan çok uzak. Bu teklif atanmayan
13:27öğretmenlerin diplomalarını çalma projesidir. Ilk günden
13:31beri bunu böyle nitelendirdik, nitelendirmeye devam ediyoruz.
13:35Türkiye'de iktidar partisi atanmayan öğretmenlere
13:40atanamayan öğretmenler diyor ve maalesef bu tanımlamayı ııı
13:46yaygın olarak herkesin ııı terminolojisine sokmuş
13:50durumdaydılar. Biz uzun süredir buna itiraz ediyoruz.
13:53Atanamayan öğretmen kelimesinde bir kendisine bir iyi niyet
13:59atfetme var. Aslında atayacaktık da çok zorluklarımız var
14:03atayamadık. Bir de karşısındakine kusur atmetme var.
14:06Atanamamışsın sen. Yani demek ki sende bir eksik var ki
14:10atanamayan öğretmensin diye. Burada önce şunu hatırlatmak
14:15lazım. Salon tabii bu bilgiyi ııı benden iyi bilenlerle dolu.
14:20Ama televizyonları başındakiler için Sayın Recep Tayyip
14:25Erdoğan iktidara gelmezden birkaç ay önce devrim
14:29başbakanını altmış sekiz bin atanmayan öğretmen var. Madem
14:35atamayacaktın niye okuttun diye eleştiriyordu. Ve diyordu ki
14:40gelir gelmez bu sorunu kökünden çözeceğiz. Geldi yirmi
14:45iki yıldır iktidarda ve sonunda atanmayan öğretmen
14:50sayısı bir milyonu geçmiş durumda. Işte şimdi öğretmenlik
14:55meslek kanunuyla bu bir milyon mezun edip atamadığı öğretmene
15:02atanamayan öğretmen diye bir eksiklik bir kusur atfediyordu.
15:07Işte onu şimdi şeytani bir projeyle kanun teklifi
15:13yasalaşırsa eğer gerçekten kusuru olan bir milyon öğretmene
15:18dönüştürecek. Diplomalarını çalacak. Diyor ki evet siz
15:25eğitim fakültelerine girdiniz. Önce lisede çalıştınız.
15:28Öğretmenliği gönlünüze koydunuz. Sınava girdiniz,
15:32kazandınız, yerleştirildiniz. Okulunuzu bütün güçlülüklere
15:38rağmen, ailelerinizin ekonomik güçlülüklerine rağmen barınma
15:42sorunlarına rağmen Türkiye'de üniversite öğrencisi olmanın
15:46maddi ve manevi sorunlarına rağmen başardınız. Biz size
15:52diploma verdik. Öğretmen unvanı aldınız. Ama bu yasa çıkınca
15:57hepinizi ben öğretmen adayı statüsüne döndürüyorum. Ve
16:02içinizden bazılarını alıp onları Milliyetim Akademisi'nde iki yıl
16:09eğitime tabi tutup ondan sonra atacağım. Peki kaçımızı
16:14yapacaksın? Ihtiyaç kadarını bu sene için bu rakam yirmi dört
16:19bin mesela. Ne kadar emekli olduysa o kadar alacakmış.
16:22Eğitim fakültelerini kapatsak öğretmenliği işte formasyon
16:27almayla geçişleri falan durdursak bu hesabı uygulasak
16:31bir milyon atanmayan öğretmenin hepsinin bu imtihana kavuşması
16:37için kırk sekiz yıla ihtiyaç var. Kırk sekiz yıla en iyimser
16:42yaklaşımla kırk yıla ihtiyaç var. Yani bir milyon
16:46öğretmenden şanslı yirmi binini bu şanslıya da bir soru işareti
16:51koymak lazım parantez içinde Milliyetim Akademisi'ni alıp
16:55oradaki ııı hem de geçen Mayıs ayında yani iki Mayıs önce son
17:02seçimlerin yapıldığı Mayıs ayında Nisan'da mülakatı
17:05kaldırma sözü verenler şimdi mülakatın daniskasını
17:10yapıyorlar. Bu bakanın deyimiyle mülakatı
17:14kaldıracaktınız, söz vermiştiniz deyince şöyle
17:16diyor. Mülakatı kaldırmayacağız. Mülakat gibi
17:20mülakat yapacak. Mülakatın daniskasını yapacak.
17:24Mülakatları subjektif olarak değerlendiriyorduk.
17:28Subjektivitenin öznerliğin daniskasını yapacak. Belli
17:34sayılı öğretmeni alacak. Akademiye getirecek. Iki yıl
17:38boyunca güya eğitecek. Iki yıl boyunca değerlendirmeye tabi
17:43tutacak. Subjektif kriterlerle, yaşam biçimiyle, siyasi
17:49görüşüyle ve iki yıllık mülakatın sonunda mezun
17:53olabilen kendisine uygun yapıda olanları atayacak, geri
17:58kalanları da dışlayacak. Bu herhalde cumhuriyet tarihinde
18:03devletin millete, milletin evladına öğretmen olarak bir
18:10grup, bir milyon gence kurmuş olduğu en büyük kumpastır. Altı
18:16yıl önce gönlünde öğretmen olmayı geçiren gencecik
18:20çocuklara hiçbir engel yok dediler. Tercih et girersen
18:24okursun dediler. Girdi bitirirsen mezunsun dediler.
18:28Diplomayı verdiler. Önce kura çekeceğiz dediler. Sonra
18:32mülakat dediler. Şimdi diyor ki iki yıl bir gözümün önüne
18:35gel. Benim tedrisatımdan bir geç. Olursa atarız. Olmazsa
18:41ağaç kavuğu yersin diyorlar. Biz buna itirazı bu süreçte
18:46yaptığımızdan çok daha net ve çok daha sert bir şekilde önce
18:51bütün Anadolu ve Trakya'da yükselteceğiz. Sonra da meclis
18:55semininde bunu uzun uzun ifade edeceğiz. Bu yan kesiciliktir.
18:59Bu diploma hırsızlığıdır. Bu insanların geleceğini çalmaktır.
19:04Umutlarıyla oynamaktır. Ayrıca kanun eliyle kazanılmış hakların
19:11devlet tarafından vatandaşın elinden alınmasıdır ki görülmüş
19:17iş kabul edilecek bir iş değildir. Bu yüzden bu meseleyi
19:21son derece önemsediğimizi ifade etmek isterim. Tabii en
19:26önemli sorunlardan bir tanesi istihdam biçimleri. Bugüne kadar
19:30öğretmenler benim babam emekli bir öğretmen seksen yaşın
19:35üzerinde. Babam bir gün sokakta oynayan çocuklara müdahale
19:42ediyordu. Topunuz kaçarsa hemen fırlamayın. Durun. Sağınıza
19:46solunuza bakın. Yanınızdaki arkadaşınız da baksın. O bakmaya
19:51devam etsin. Sen topu almaya git. Aman çocuğum falan deyince
19:55ben de biraz acelemiz de vardı. Babama dedim ki ya baba bırak
20:00Allah aşkına ne yapıyorsun dedim. Oğlum ben öğretmenim
20:03dedi. Benim sorumluluğum var dedi. Baba sen artık öğretmen
20:07değilsin, sen emekli öğretmensin. Öğretmenler yapar
20:10bu işleri dedim. Dedi ki öğretmenlikten emekli olunmaz.
20:13Sadece okula gitmezsin. Öğretmenlik ömür boyu süren
20:18bir şeydir. Bu benim sorumluluğum çocuğum. Bir
20:20yanlış varsa bir eksik varsa onu düzelteceğim. Eskiden
20:26öğretmen vardı ve bütün öğretmenler öğretmen
20:30olduklarıyla gurur duyarlar, bütün toplumdan saygı görürler
20:34ve bunu yaşamları boyunca sürdürürlerdi. Bunun böyle
20:38yapılmasının önüne öğretmenleri istihdam biçimleri üzerinden
20:44kategorize eden anlayış mesleğin her alanına saldırdığı
20:49gibi ruhuna da saldırıyor. Öğretmen odasında ücretli
20:53öğretmen, sözleşmeli öğretmen, normal öğretmen, uzman öğretmen
20:58ve baş öğretmeni birlikte oturtuyor. Öğrenciye karşı
21:03veliye karşı beş ayrı kategori var. Eğer öğretmenlik meslek
21:08kanununu geçirebilseydi altıncısı da gelecekti. Aday
21:12öğretmen olacaktı. Ve altı farklı kategoride öğretmenler
21:17sınıflandırılmış olacaktı. Bu çalışma şekli topyekun iş
21:23barışına aykırı zaten. Ücretli öğretmenlere asgari ücretin
21:27altına denk gelecek maaş ödemesi yapılıyor. Yani devlet
21:32herhangi birine bir kuaföre, berbere, markete asgari ücretin
21:39altında eleman çalıştırırsa teftiş yapıyor, ağır cezalar
21:44kesiyor, ısrar ederse iş yerinin kapanmasıyla
21:48sonuçlanacak cezalar var. Ama öğretmenlik gibi bir kutsal
21:52mesleğin mümessillerini asgari ücretin altında çalıştıracak
21:56düzenlemeleri içine sindirebiliyor. Hele hele bir de
22:00özel sektör öğretmenlerinin durumu var ki o tam bir felaket.
22:05Iki bin on dört yılında bir gece yarısı bir torba yasa içinde
22:11özel okul öğretmenlerinin taban maaşını ellerinden
22:15aldılar. Neydi taban maaş? Kanun şöyle diyordu. Özel okulda
22:20öğretmen çalıştırıyorsan kamudaki emselinden düşük maaş
22:24veremezsin. Öztürkçesi buydu. Bu özel okulda çalışan
22:28öğretmenler açısından kamuyla kıyaslı bir ücretlendirme
22:34politikası olduğu için son derece güvenli bir alandı.
22:38Elbette kamudaki yetmeyen maaş özel okuldaki öğretmene de
22:43yetmezdi ama hiç olmazsa kamu kadar maaş alıyorlardı. Iki bin
22:47on dörtte bir takım lobicilik faaliyetlerine teslim olan daha
22:52doğrusu lobicilik faaliyetlerinin temsilcisi olan
22:56bazı milletvekilleri iktidardaki ııı bakanı ve
23:04Cumhurbaşkanı'na ikna ettiler. Bir gece yarısı önergesiyle
23:08taban maaşı öğretmenlerin elinden aldılar. Bugün genel
23:13maaş özel okullarda asgari ücrettir ve asgari ücret
23:18sınırında altında maaşlarla çalıştırılan öğretmenler
23:23vardır. Taban maaş düzenlemesine derhal geri
23:27dönülmelidir. Tabii kamudaki öğretmen maaşı deyince aklaşı
23:33geliyor. Biz hep emeklilerle ilgili bunu konuşuyoruz. Ki
23:37konuşmaya devam edeceğiz. Asgari ücretle ilgili
23:40karşılaştırıyoruz. Peki öğretmen maaşında durum nedir
23:45diye baktığımızda orada çok çarpıcı bir şey gördük. Iki
23:49bin iki yılında Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarında
23:54alınan ilk öğretmen maaşlarında en düşük öğretmen maaşı altı
23:59yüz otuz beş liraydı. Ve o günkü parayla on dokuz buçuk
24:05yirmi çeyrek altın satın alıyordu. En düşük öğretmen
24:09maaşını çeken kuyumcuya gidip yirmi çeyrek altın alabiliyordu.
24:14Bugün en düşük öğretmen maaşı kırk bir bin lira ve dokuz buçuk
24:20çeyrek altın alabiliyor. Yani Adalet ve Kalkınma Partisi
24:25iktidarı boyunca öğretmene verilen en düşük maaş ayda on
24:30çeyrek altın kaybetmiş durumda. On çeyrek altın. Hesap ortada
24:36bütün öğretmenlerimize ve bütün velilerimize bütün öğrencilerimize
24:42bunu dikkatle düşünmeleri için bu bilgiyi emanet ediyorum.
24:48Öğretmen aynı öğretmen hayat şartları çok daha zor, hayat çok
24:53daha pahalı ama öğretmenin maaşından on çeyrek altını
24:58almışlar. Basit bir hesapla bugün kırk bir bin lira alan
25:02öğretmen Ecevit'in emanet ettiği gibi maaşı muhafaza
25:07edilseydi doksan bin lira maaş alacaktı. Kırk bin bin liraya
25:12geçirmeye çalışan bütün öğretmenlere evlatlarını mutlu
25:17geçim sıkıntısı çekmeyen kendini yetiştiren sosyal
25:21hayata katılabilen gazete, dergik, takip eden, kitap
25:25okuyan, sinemaya, tiyatroya giden öğrencilerinin
25:29entelektüel kapasiteye katkı sağlayacak bir öğretmene Adalet
25:34ve Kalkınma Partisi'nin reva gördüğü maaş budur. Kendinden
25:38önce beğenmediği ve krizden çıkmış Türkiye hatta krizin en
25:44zor günlerini yaşayan acı reçeteyi içen ve iktidar
25:48partisine bu iktidar imkanını yaratan o ekonomik koşullarda
25:53Ecevit hükümeti beğenmedikleri koalisyon hükümeti bugünkü
25:57parayla doksan üç bin lira maaş ödüyordu. Bugün kırk bir bin
26:01lira maaşla çalışmaya zorluyorsunuz. Ve öğretmenlerle
26:06ilgili yapılan eğitim sendikalarının yaptığı
26:10araştırmalardan bir not var önümde. Öğretmenlerin yüzde
26:15doksan biri maaşıyla geçinemediğini söylüyor.
26:18Öğretmenlerin yüzde altmış üçü başka kişilere borçlu
26:22olduklarını söylüyorlar. Öğretmenlerin yüzde seksen üçü
26:25toplumdaki saygınlıklarının azaldığını hissettiklerini
26:29söylüyorlar. Yüzde ellisi ise daha fazla para kazanacağı bir
26:35iş bulması halinde mesleği bırakabileceğini söylüyor. Iki
26:39öğretmenden bir tanesi ki öğretmenlik mesleği diğer
26:44mesleklerden farklı olarak çocukken en çok idealize
26:49edilen büyüyünce ne olacaksın sorusuna doktorla birlikte en
26:54çok verilen cevapken çocukluk hayalleri gerçekleşmiş mezun
27:00olmuş ve bir şekilde geçmişte atanmış ya da kura sayesinde
27:05atanabilmiş öğretmenlerden iki öğretmenden birisi başka iş
27:11bulursam bırakırım bu mesleği diyecek duruma getirmiş tercihe
27:17getirilmiş zorlanmış durumdalar. Yeni müfredat eğitiminin tüm
27:23tarafların katılımıyla yeniden ele alınması, çalışılması ve
27:30eğitim dönemi başlamadan önce bu yanlıştan mutlaka dönülmesi
27:36gerekiyor. Müfredat konusunu çok konuştuk, konuşmaya devam
27:40ediyoruz, yargıya taşıdık, yargıya taşındı, bu konuyu en
27:44yakından takip etmeye devam edeceğiz. Tabii öğretmenlerin
27:49ekonomik durumları konuşulurken bir de öğrencilerin ailelerinin
27:54ekonomik farklılıklarını Türkiye'yi ne duruma
27:57getirdiğinin de bir altını çizmek gerekiyor. Nitelikli
28:01eğitimin sınıfsal bir sorun haline geldiği ortada. Bugün
28:05Türkiye'de nitelikli eğitime ulaşmak için sınıfsal
28:09bir farklılık var ve çocuğun sınıfı yok bazı coğrafyalarda
28:15ama sınıfların çocukları var ve farklı eğitim alıyorlar.
28:20Bakanlık bile sınav başarılarında ailelerin
28:24sosyoekonomik durumlarının etkili olduğunu rapor ediyor.
28:28Devlet okullarındaki eğitimin kalitesine güven gitgide
28:33azalıyor. Özel okul ücretleri ise karşılanamayacak bir
28:37durumda. Nitelikli bilimsel iyi eğitim çok varlıklı ailelerin
28:42çocuklarının erişebildiği bir ayrıcalıkken yoksul ailelerin
28:47çocuklarının aldığı eğitimin kalitesi her geçen gün düştüğü
28:51gibi bir tür okula zorlama, okul içinde belli ııı zorunlu
28:57hale getirilmiş fiilen seçmeli derslere zorlama gibi çocuklar
29:03arasında farklılıklar var. Eğitim sistemi yazboz
29:06tatlısına dönüşmüş ve siyaset buna tedbir almıyorsa yeni bir
29:11siyasetin harekete geçmesi yeni bir siyasetin bu konuyla
29:16ilgili sözünü söylemesi bu ülkenin önüne kendi reçetesini
29:20koyması gerekiyor. Bugün Cumhuriyet Halk Partisi
29:24ekonomik olarak da bu ülkeye yeni bir hikaye vadederken
29:30eğitim alanında da çok önemli iddialarda bulunmak çok önemli
29:36hedefler koymak durumunda. Bunu önümüzdeki dört dokuz Eylül
29:42arasında yapacağımız Cumhuriyet Halk Partisi'nin ikinci
29:46yüzyılının değişim kurultayında ilk gün Sivas'ta başlayacağız
29:51sembolik olarak. Ikinci ve üçüncü gün beşinde ve
29:55altısında Ankara'da tüzüğümüzü değiştireceğiz. Tüzük
29:59komisyonunun ve kurultayımızın çalışmalarıyla. Sonrasındaki
30:03üç günde ise Cumhuriyet Halk Partisi'nin program kurultayının
30:08ilk üç gününü yerli yabancı katılımcılarla akademisyenlerle
30:14zenginleştireceğimiz gündemle tüm icraat alanları için ayrı
30:19ayrı çalışacağımız ve altıyla sekiz aylık bir vadede yeniden
30:24toplayacağımız program kurultayıyla Cumhuriyet Halk
30:27Partisi'nin programını bir iktidar programı olarak hep
30:32birlikte sizlerle birlikte toplumun tüm bileşenleriyle
30:35birlikte çalışıp iki bin yirmi beş yılının bahar aylarında
30:41Cumhuriyet Halk Partisi'nin yeni programı için program
30:45kurultayımızı son bir kez toplayarak onu somut son haline
30:49getireceğiz. Şüphesiz o programın en önemli
30:53kısımlarından bir tanesi nasıl bir milli eğitim, nasıl bir
30:58müfredat, nasıl bir meslek kanunu, nasıl bir yüksek
31:02öğretim ve burada öğretmenlerin örgütlülüğünün önündeki
31:07engellerin nasıl kaldırılacağı yüksek öğretim kurumu yapısının
31:11nasıl tamamen yüksek öğrenimin koordinasyona çekileceği nasıl
31:17üniversitelerin demokratikleştirileceği rektör
31:21seçimlerinin nasıl seçim şeklinde yapılıp atamanın
31:25sadece üniversitenin öğretim görevlerinin öğrencilerinin
31:30emekçilerinin ve okulla bağını koparmamış mezunlarının
31:35kullanacakları oylarla rektör seçiminin ne şekilde yapılacağına
31:40kadar son derece çağdaş geleceği kucaklayan bugünün hatalarından
31:46arınan bir programı milli eğitim alanında da ortaya koyacağız.
31:52Suat Özçağdaş'ın, Gölge Bakanlığımızın yaz koşusu
31:56bugüne dair yaptıklarımız, yapacaklarımız ve Ekim'de
32:02yapacağımız birlikte çalışma ve mücadeleyi kapsayacağı gibi
32:06Eylül ayında startını vereceğimiz program
32:10kurultayımızın içindeki milli eğitim konusunda, milli eğitim
32:14politikaları konusunda sizlerle ortaklaşmamıza dair irademizi
32:19de kapsamaktadır. Hiçbir şeyi biz böyle istiyoruz, böyle
32:24yapıyoruz diyerek değil doğrusu nedir? Hep birlikte yapalım
32:29diyerek ııı ele almayı planlıyoruz. Son paylaşacağım
32:33bilgi veri şudur ki yapılan anketlerde Adalet ve Kalkınma
32:38Partisi'nin en yüksek oy aldığı illerde dahi geçmişte en yüksek
32:45oy aldığı kesim olan ev hanımlarının dahi evladının
32:49aldığı eğitimden memnuniyeti yüzde on dokuzdur. Yani Adalet
32:55ve Kalkınma Partisi'nin bizce tüm karnesi kırıktır ama en
33:00güçlü olduğu seçmen grubunda bile milli eğitim karnesi
33:04kırıktır. Yüz üzerinden on dokuzdur. Ilkokuldaki bizim
33:10zamanımızdaki karne tanımlamasıyla başarısızdır.
33:14Soruyorlar AK Parti'ye karne verirsen milli eğitimde ne
33:19not verirsin? AK Partili seçmen bile başarısız diyor. Ne
33:23geçer diyor, ne orta diyor, ne iyi diyor, pek iyi diyen iyi
33:27diyen zaten yok. O yüzden bu mesele bir parti politikasının
33:32ilerisinde partimiz için diğer partilerin seçmenlerinin de
33:38taleplerini duymaya ve sesimizi onlara duyurmaya olanak
33:42yaratacak bir geniş açılım sergilerken bizi de bir parti
33:47politikası ortaya koymanın ötesinde ulusal bir politikanın
33:51nasıl olacağının tartışıldığı bir zemine davet ediyor.
33:55Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında biz Türkiye'yi
33:59ortalama geliri dört bin beş yüz dolar olan Şangay İşbirliği
34:04Örgütü yerine bugünkü ortalama geliri dört kırk beş bin dolar
34:08olan yeni katılmış birkaç üyeden arındırıldığında elli
34:12beş bin milli dolara sahip olan Avrupa Birliği hedefimiz
34:16vardır. Bu hedefe kavuşulduğunda on kat satın
34:20alma gücünde artış olacağını kestirmek güç değildir. Bu
34:26hedefe ulaşmak için beş yıllık bir kısa vade ve on yıllık
34:31Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında kırk beş bin
34:34dolarlık bir milli geliri hedeflediğimizi çok net olarak
34:38söylüyoruz. Bu taraftaki dört bin beş yüz dolarlık kabus
34:41senaryosuna göre on kat daha müreffeh bir ülke vaat
34:46ediyoruz. Bu yolu yürürken Cumhuriyet Halk Partisi
34:49iktidarında pek çok yetkinliğin yanında en az bir yabancı dilin
34:54en iyi seviyede okunduğu, konuşulduğu ve yazılabildiği ve
34:59yine teknolojik yetkinlik açısından en üst düzeyde mezun
35:05edilmiş lise öğrencilerini öngörüyoruz ve üniversiteye
35:09giderken ya da üniversite dışında bir alana yönelirken
35:14bu yetkinlikte olmalarını öngörüyoruz. Ben haftanın ilk
35:18gününde en kıymetli saatlerini haftanın planlanması açısından
35:23bize ayıran çok değerli eğitimcilerimize yürekten
35:28teşekkür ediyorum. Iıı Suat Özçadaş'a çok teşekkür ediyorum.
35:33Bugüne kadar verdiği emekler ve bugünden itibaren Anadolu ve
35:36Trakya'da başlatacağı yerel koşullar için maratondan
35:41ayrılıp oraya dönüyor. Sayın Gamze Taşçıer ııı bir başka
35:46bakanımız o ııı sendikal anlamdaki ııı paylaşımlar için
35:52burada bulunuyor. Kendisi çalışma ve sosyal güvenlik
35:55bakanımız Gölge Kabinemiz'de. Iıı Milli Eğitim Bakan
35:59Yardımcılarımıza teşekkür ediyorum. Iıı bu süreçte ııı
36:03yaz boyunca eğitimi ne kadar gündemde tutabilirsek bu bu
36:09ülke için bir kazanımdır. Sizler çok zor coğrafyada çok zor
36:14şartlarda çok zor bir iş yapıyorsunuz. Hak arama
36:17mücadelesi veriyorsunuz. Hem üyeleriniz için bu mücadeleyi
36:21veriyorsunuz. Hem de üyelerinizin yetiştirdiği
36:24öğrencilerin alacağı eğitimin ııı kalitesi, standartları
36:29sorunlarının ortadan kaldırılması için ııı
36:32veriyorsunuz. Bir kez daha bir öğretmen çocuğu olarak ve
36:36endişeli bütün emekli öğretmenlerin gözünü dönüp
36:41gözünün içine baktığı partinin genel başkanı olarak hepinize
36:45katılımlarınız için çok teşekkür ediyorum. Sevgiler,
36:48saygılar sunuyorum. Sağ olun, var olun.

Önerilen