Sürgünden ölüme: Kırım Tatar Türkleri

  • 3 ay önce

Category

🗞
Haberler
Döküm
00:00Türklerin tarihini, dilini, kültürünü, edebiyatını anlattığımız Türkün Dünyası'nda
00:19Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi öğretim üyesi, doçent doktor Sayın Işılay
00:24Sava ile Kırım Tatar Türklerini konuşacağız.
00:26Hocam hoş geldiniz.
00:28Hoş bulduk.
00:29Hocam Kırım Tatar Türkleri kimdir, nerede yaşarlar, bize biraz bahsedebilir misiniz?
00:33Tabii.
00:34Kırım Tatarları Altın Orda'nın mirasçısı olan Hanlıklardan en uzun süre ayakta
00:39kalanı Kırım Hanlı'nın kurucuları olan Türklerdendir.
00:42Uzun yıllar boyunca tarihte Hanlıklarıyla gündeme gelmişlerdir.
00:47Daha sonra 1783 yılında Kırım'ın Ruslar tarafından işgaliyle karanlık bir sürecin
00:52içerisine girmişlerdir.
00:55Daha sonra 1905'te, 1917'de, 1944'te tarihin dönüm noktalarında hep önemli roller
01:02üstlenmişlerdir.
01:03Bu işgalden sonra, 1783'teki işgalden sonra tam 100 yıl sonra İsmail Bey Gazpral'ın
01:10çıkarttığı tercüman gazetesiyle birlikte de Türk Dünyası'nın rönesansını icra
01:16etmiş bir Türk topluluğudur.
01:19Bugün de günümüzde baktığımız zaman 1944'e kadar Kırım'da yaşayan Kırım Tatarları
01:25ne yazık ki 18 Mayıs 1944 sürgünüyle beraber Kırım'da bir tane bile Türk Tatar
01:31kalmayıncaya kadar sürgüne uğramıştır.
01:34Topyekun bir sürgüne uğramış Türk boyudur.
01:38Sürgünle beraber Kırım Tatarları Özbekistan'ın içlerine, Kazakistan'ın içlerine, Sibirya'nın
01:44içlerine dağılmışlardır.
01:471980'lerden sonra vatana avdet Kırım, vatan Kırım'a avdet dönemi dediğimiz, dönüş
01:52dönemi dediğimiz süreç başlamıştır.
01:54Ama bundan öncesinde 1783'te kırmanlığının işgaliyle birlikte Osmanlı topraklarını
02:01hak topraklar, ak topraklar diyerek benimsemiş olan kardeş topluluğu olan, dini dili
02:07bir olan, ırkı bir olan o kardeş topraklarına da göç hikayeleri başlamış ve uzun yıllar
02:14boyunca bu göçler yaşanmıştır.
02:17Bu da edebiyata hicret yılları, muaceret yılları gibi edebiyat türü olarak da yansımıştır.
02:22Nereye gitmiştir Kırım Tatarları baktığımız zaman?
02:25O dönemde ilk işgale uğradığında 1783'te o günkü Osmanlı topraklarına dahil olan
02:34bugün ise bağımsız devletler olan Romanya'nın içlerine onlar bağımsızlığını kaybettiğinde
02:40yani Osmanlı toprakları olmaktan çıktığında tekrar Osmanlı toprağı dahilinde olan
02:45Rumeli topraklarına ve Anadolu topraklarının büyük bir kısmına göç edip gelmişlerdir
02:50ve bugün de Türkiye'de çok büyük bir nüfusa sahiptirler.
02:54Kalanlar da 1783'ten sonra az önce bahsettiğim gibi 1944'te ne yazık ki sürgüne tabi tutulmuşlar
03:02ve 1980'lerden sonra vatana dönüş mücadelesini başlatmış ve bu yolda da ilerleyip vatan
03:10Kırım'a geri dönebilmeye çalışmışlardır.
03:13Bu itibariyle baktığımızda da Kırım Tatarları Kıpçak Türkçesinin bir kolu olan Kırım Tatarcası'nı konuşmaktadır.
03:20Hanlığın kurulması 1450'li yıllar yani 30'lu 40'lu yıllardan itibaren Kırım Tatarcası
03:27kendi dilini yansıtmaya başlamış.
03:30Osmanlı devletiyle olan münasebetleri sebebiyle de hem Kıpçak Türkçesinin özelliklerini
03:36hem de Oğuz Türkçesinin özelliklerini bünyesinde yansıtan bir edebi dil kavramıyla
03:43bir çatı altında birleşmiş ve çeşitli eserler vermiştir.
03:46Edebi şahsiyetlerine ve dönemlerine bakacak olursak da
03:50az önce bahsettiğim tarih ve dil bir arada yürüdüğü için
03:54milletlerin tarihiyle dilin tarihi, edebiyatın tarihi de bir yürümektedir.
03:59Bu bahsettiğimiz ilk işgale kadar Hanlık döneminde Hanlık dönemi edebiyatı gözümüze çarpmaktadır.
04:06Bu dönemde de hem edebi dil anlamında okur yazarları, medrese eğitimi almışları
04:13özellikle de şairlerimizin büyük bir kısmının da Han olması bakımıyla
04:17Osmanlı'yı da münasebetlerden dolayı dil olarak biraz daha
04:21Osmanlı Türkçesine yakın bir dille edebi eserlerin verildiğini görmekteyiz.
04:26Ama halk edebiyatı unsurlarında bizim Kedaylar dediğimiz halk ozanları da
04:32Kırım Tatarcısının örneklerini o dönem içerisinde icra etmekteydi.
04:37Ne yazık ki 1783'teki işgalden 1883'te tercüman gazetesinin çıktığı döneme kadar
04:44tam 100 yıl Kırım'da hiçbir edebi eser basılmadı.
04:48Basılan sadece iki tane kitap vardı. Bunlar da Kırım Tatarcı Rusça sözlük ve konuşma kalavuzlarıydı.
04:54100 yıl boyunca karanlık bir dönem yaşandı.
04:57Düşünün biz bugün Cumhuriyetimizin 100. yılını kutluyoruz
05:00ve ne kadar fazla eser basılıyor ediliyor.
05:03Tabii ki dönem itibariyle belki bu kadar basılması imkan olmayabilir.
05:07Ama burada belirtmek gerekir ki 100 yıllık gibi bir süreç içerisinde
05:11sadece ve sadece iki tane eserin basılması bu toplu bir dil sürgünü,
05:17edebiyatın da kırgına uğraması demektir.
05:19İsmail Bey Gazpıralı'nın başlattığı o tercüman dönemiyle beraber
05:23aydınlanma dediğimiz süreç, ceditçilik hareketi dediğimiz süreç
05:27elbette usulü cedit hareketinin başlaması ve eğitimdeki reformların,
05:32dini reformlarla beraber eğitimdeki reformların da aydınlanması
05:36ve usulü cedit okullarının açılmasıyla bu karanlık kırılmaya
05:40ve cehaletin yerini aydınlığa bırakmaya doğru bir manifesto olmuştur.
05:44İsmail Bey Gazpıralı vefat ettiğinde 5000'e yakın bütün Türk dünyasında
05:49usulü cedit mektebi bulunmaktaydı ama bunu kurması hiç kolay olmamıştı.
05:54Uzun bir süreç aldı bu.
05:56O dönemde tercüman dönemi edebiyatı diyoruz biz.
06:001883'te tam da Kırım'ın işgalinin 100. yılında Gazpıralı İsmail Bey
06:06bunu özellikle o dönemde çıkartıyor ve o süreç 40 yıllık bir tercüman edebiyatını oluşturuyor.
06:14Araya 1905'teki Rusya-Japonya Savaşı, onun getirdiği arkasından
06:20Şürtiyet'in ilanıyla beraber Çarlık Rusya'sının kendisini, mecliste yönetimini paylaşmaya doğru gitmesi,
06:28Rusya hakimiyetinde yaşayan, o günün Çarlık Rusya'sı hakimiyetinde yaşayan Türklere
06:33bir takım imtiyazlar vermek zorunda kalmasıyla birlikte edebi dilde de hareketlenmeler başlıyor
06:39ve gazetecilik, dergicilik faaliyetleri tercümandan yaklaşık 20-30 yıl sonra
06:44tekrar daha da artmaya ve çeşitlenmeye başlıyor.
06:481917'ye kadar bunlar aşağı yukarı devam ediyor.
06:51İsmail Bey Gazpıralı vefat ettiğinde de bir yıl sonrasında da bu gazete ve dergisi devam ediyor.
06:57Ancak 1917'de Çarlık'ın yıkılmasıyla beraber ortaya çıkan Türk Cumhuriyetleri,
07:04biliyorsunuz ki bütün halkların eşit olduğu ve kendi devletlerinin yönetme hakkına sahip olduğu
07:11şiarıyla ortaya çıkan o kurulan devletlerden bir tanesi de,
07:16ilklerinden bir tanesi de Kırım Tatar Demokratik Halk Cumhuriyeti'ydi.
07:201917 yılında kurulmuştu.
07:22Başkanı da seçilmiş olan, demokratik yolla adı üzerinde,
07:26ilk defa kadınlara da seçme ve seçilme hakkının verildiği 1917 yılında
07:31Kırım Tatar Halk Cumhuriyeti olmuştu.
07:33Onun cumhurbaşkanı da bütün Kırım Tatarlarının müftüsü olan,
07:37bugün Kırım Tatar Milli Marşı'nın yazarı olan Numan Çelebi Cihan'dı.
07:41Ve seçildikten sonra ne yazık ki henüz 6-7 ay geçmeden,
07:45tabii ki bütün diğer Türk devletlerine olduğu gibi,
07:48rejim karşıtı olmak, rejime uymamak ve Sovyet rejimlerine karşı bulunmak gibi
07:53bir sürü Burjuva milliyetçisi olmak gibi suçlarla suçlanarak,
07:58bunlar itham edilerek hem Numan Çelebi Cihan hem yönetimi tutuklanıyor
08:04ve çeşitli cezalara çarptırılıyor.
08:06Hatta Numan Çelebi Cihan kurşuna dizilerek öldürülüyor.
08:10Mezarı bile bulunmamakta ve Karadeniz'in sularına atılmış bir şekilde tarihe
08:15onu gömmek istemiştir Ruslar.
08:17Ve 44'te biliyorsunuz 2. Dünya Savaşı bittiği zaman,
08:22Kırım'ın Rusya'ya, o günkü Sovyet Rusya'sında askerleri bulunmasına,
08:28onlar adına savaşmalarına rağmen Almanlarla işbirliği yaptıkları gerekçesiyle
08:33Kırım Tatarları topyekün sürgüne mahkum ediliyorlar.
08:37Kimler sürgün ediliyor dediğiniz zaman, asker olanlar zaten ordudalar.
08:42Kalanlar yaşlılar, kadınlar, çocuklar ve küçük çocukların olduğu bir topluluktan bahsediyoruz.
08:52Yüzlerce insan, yüzbinlerce insan ama bunları, bu suçlamayla bir gece yarısı
08:58ne yazık ki Ruslar kapılarını çalarak 10 dakika müsaade ederek eşya almalarını topluyorlar
09:05ve hayvan vagonlarına bunları doldurarak yaklaşık 2-3 hafta süren,
09:09yani 20 gün 21 gün gibi süren bir süreçte ayakta düşünün,
09:14yiyecek içecek olmadan, insani şartlardan çok uzakta bir yolculuk demiyoruz,
09:21sürgün diyoruz biz buna, katliam diyoruz, hatta soykırım diyoruz.
09:25Çünkü ölmesi için yapılmış bir, bu planlı bir sürgündü.
09:29Hatta bir Arabat köyü var Kırım'da, onun kaldığını fark ediyorlar
09:33ve o köydeki bütün insanları bir gemiye topluyorlar Stalin'in emriyle
09:38ve o gemiyi yakarak Azak denizinde batırıyorlar.
09:42Yani katliamın boyutunu anlamanız için bunu ifade etmek istedim.
09:46Tabii ki 44'te bu sürgünle beraber dil de ne yazık ki katliama uğramış oluyor.
09:54Gittikleri yerlerde yaşam mücadelesi veren Kırım Tatarları ancak 60'lı yıllarda
10:00yavaş yavaş 57'den sonra açıklık politikalarına geçirmeye başlandıktan sonra
10:05işte bir özürle biz yanlış yapmışız denilen bir politikayla
10:09değişen siyasi yüzler, toplum baskısı vs. gibi çeşitli hadiselerle birlikte
10:16Kırım Tatarlarının da hayatı değişmeye yeniden başlıyor.
10:19Çünkü o güne kadar Kırım Tatarlarının kendi adını, denizin adını, Kırım'ın adını bile anması
10:25yasak olan, sansüre uğrayan, baskıya uğrayan, okullara alınmayan, eğitim görmeyen,
10:31zorla eğitime farklı yerlerde görmek zorunda kalan bir Türk dünyasının bir parçasından bahsediyoruz burada.
10:39Kırım Tatar türkülerinde şarkılarında Vatanıma Hasret Kaldım Ey Güzel Kırım sözleri geçiyor
10:44ama Türkiye Türk dünyasına Kırım Tatarlarına kucak açan bir ülke.
10:48Aslında Türkiye Vatan oldu.
10:50Biraz Türkiye ve Kırım Tatar Türkleri arasındaki ilişkiden kısaca bahsedebilir misiniz?
10:54Tabii aslında bu ilişkilere bugün gözüyle bakmamak gerekiyor.
10:58Az önce de bahsettiğim gibi daha Osmanlı döneminde, Osmanlı Devleti döneminde,
11:031400'lü yılların ortalarından itibaren Kırım Hanlığı ile Osmanlı Devleti arasındaki bu ittifaktan dolayı
11:10Kırım'dan Osmanlı'ya, o günkü başkent olan İstanbul'a özellikle medrese eğitimi almaya gelen Kırım Hanları,
11:16Kırım Hanları ile ilgili ve Osmanlı'nın da politika olarak başka diğer Osmanlı'nın Kırım'da tahta olan hanlardan hariç
11:25yeniden tahta çıkabilecek olan han adaylarının da Osmanlı topraklarında tuttuğunu, onlara destek verdiğini,
11:32politika olarak onlarla işbirliği içerisinde olduğunu biliyoruz.
11:35Yine Sayın Prof. Dr. Hakan Kırımlı hocamızın çıkartmış olduğu Kırım Tatar Hanları ve Osmanlı dönemiyle ilgili
11:43Geraylar ve Kırım Hanlığı kitabına bakılabilir ya da Türkiye'deki Kırım Tatar ve Nogay yerleşim, köy yerleşim yerleri kitabına bakılabilir.
11:51O Osmanlı ile münasebetlerden dolayı göç edip gelmiş olan Kırım Tatarlarının nerelere yerleştiklerini, hangi köyleri kurduklarını
11:59hocamız sicillerden bunları yola çıkarak tek tek hepsini inceleyip kitap halinde okuyuculara sunmuştu.
12:07Hanlarla ilgili de diğer kitabı Geraylarla ilgili Kırım'ın Osmanlı'da toprağında var olan o hanlarla ilgili tarihçelerinin de gözler önüne serildiğini biliyoruz.
12:17Bu tarihi kısmı sonraki dönemlerde de bu göçler ve geliş hikayeleri devam etti.
12:23Elbette ki en büyük göç dalgası 1783'den sonra, işgale uğramasından sonra önce az önce de söylediğim gibi
12:31Romanya'daki Dobruca'daki topraklara sonra tekrar Balkanlar üzerinden bugünkü Anadolu'da birçok yerleşim yerine Kırım Tatarları gelmiş oldu.
12:41Bu sadece bir geliş gidiş değil.
12:43Milli hareketlerin içerisinde de Yaş Tatarlar Cemiyeti'nin İstanbul Üniversitesi'ndeki o günkü darifünün de gelip eğitim almalarıyla uzun bir süreçten bahsediyoruz biz burada.
12:55Bu süreçlerde son dönemde Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına da baktığımız zaman Kırım Tatarlarının hem devlet anlamında saymaz onları bir protokolde yer verme anlamında
13:09hem de yardımlaşma ve kültürel destek anlamında çok fazla yardımının olduğunu biliyoruz.
13:15Türkiye'de kurulmuş olan Kırım Tatar Kültür ve Yardımlaşma Derneği, bunların yaptığı faaliyetler, yurt dışı akraba ve topluluklarının yapmış olduğu faaliyetler
13:25sadece sosyal ve kültürel anlamda değil eğitim anlamında oradan buraya gelen öğrencilere, buradan oraya gitmek isteyen öğrencilere
13:34tabii 2014'ten sonra biraz süreçler farklı bir boyuta vardı ama nihayetinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti,
13:41geçmişte de Osmanlı ile olan münasebetlerden bugüne kadar gelen o temelin üstüne inşa edilmiş bir ilişkiyi sürdürdü ve üzerine daha da fazla tuğla koydu.
13:52İlişkiler çok kuvvetli. İlişkiler birbirini destekler boyutta. Mustafa Abdülcemi Kırımoğlu Türkiye'ye çok fazla gelip gidiyor.
14:02Burada onun adına fahri doktoralar veriliyor. Kırım'dan Türkiye'ye gelmiş olan herkese kucak açmış durumda Türkiye Cumhuriyeti Devleti.
14:11Bu bağlamda bu ilişkiler her zaman çok güzel bir noktada ilerlemektedir diyebiliriz.
14:17Hocam verdiğiniz bilgiler için biz teşekkür ediyoruz.
14:20Ben teşekkür ederim bize yer verdiğiniz için.
14:23Teşekkür ediyorum.

Önerilen