TİP Genel Başkanı Erkan Baş, Ankara'da Pazarı Ziyaret Etti

Haberler.com

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, Ankara'da 100. Yıl Pazarı'nı ziyaret etti. Baş, pazarcı esnafının sorunlarını dinledi ve ülkenin ekonomik durumunu eleştirdi. Yurttaşlar da pazardaki fiyatların yüksekliği ve geçim sıkıntılarından şikayet etti. <br>(ANKARA) -Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, Ankara'da 100. Yıl Pazarı'nı ziyaret etti. Bir pazarcının "Adam kiraz alıyor, kayısı alamıyor. Kayısı alıyor, karpuz alamıyor. Vatandaş karanlık bir gelecek görüyor" demesi üzerine Baş, "Önce emekçinin hakkını vereceksin. Ama onların derdi bir avuç zengin insanı daha da zengin etmek" karşılığını verdi.<br>TİP Genel Başkanı Erkan Baş, Ankara'da ziyaret ettiği 100. Yıl Pazarı'nda yurttaşlarla pazarcı esnafının sorunlarını dinledi, partisinin politikalarını anlattı.  hbrlr1.com/cbwlyayckckckl

Transcript

00:00Konuşacak bir pazar, pazar alınırdı bak. Sanki. Gelmesi

00:07lazım. Alamıyor. Adam kiraz alıyor, kayısı alamıyor, kayısı

00:12alamıyor, havuz alamıyor. Havun alıyor. Diyor bu hafta

00:14havuna gidereydin. E yok. Onun için uğraşıyoruz işte. Yani

00:17sen şimdi sözde maaş yapıyor. Iki bin beş yüz liraya adamı

00:20yok. Bak milletvekili maaşına bir gecede zam yapıyorlar.

00:25Milletvekili de yapıyor. Bakana yapıyor. Bakana yapıyor.

00:27Demek ki maaşına dayanıyor. Adamlar bir tırlı maaş alıyor.

00:30Aynen öyle. E zaten zenginlere var, yoksula yok. Kolay gelsin

00:34kardeşim. Millet şikayetçi. Hı. Iş yapamıyoruz. Alacak durum

00:39yok. Bak öyle bir şey. Üretici, üretici kazanamıyor.

00:42Üretici kazanamıyor. Kazanamıyor. Eee şikayetçi

00:47şu kadar sarımsak elli lira dediğimiz zaman şikayetçi

00:51oluyor. Almıyor. Yüz lira yarım kilo almıyor. O seni de

00:54kurtarmıyor. Baksana pazarın haline. Pazar bu saatte böyle

00:58poşet yetti. Seksen milyon lira olunca. Ne yapacaksın? Valla

01:03biz şunu söylüyoruz. Diyoruz ki sen eğer vatandaşı

01:06düşünüyorsan, vatandaşı düşünüyorsan önce yoksulun

01:09hakkını vereceksin. Önce emekçinin hakkını vereceksin.

01:11Onların derdi ne? Yavuç zengini daha zengin etmek üzere bir

01:14mekanizma kurdu. Vallahi biz zor durumdayız. Kanka esnaf

01:17zor durumdayız. Şu anda alım gücü gerçi çok pahalı. E üretici

01:21de zarar diyor elinde kalıyor. Maliyet yüksek. Millet

01:24üretmekten vazgeçti zaten. Vatandaş iyi değil. Ne görüyor?

01:27Vatandaş karanlık bir gelecek görüyor. Başka bir şey yok.

01:30Valla ben de şaşırdım. Bak akşam dedim içtik biz pazara

01:33gidelim ama bomboş ya. Yok ya. Yani zenginleşiyorduk. Avrupa

01:38bizi kıskanıyordu. Çok çok kıskanıyor. Açlığımızı

01:42kıskanıyor. Açlığımızı bir de yoksulluğumuzu bir de

01:45fırsatçılığımızı her şeyimiz. Vallahi biz elimizde elimizi

01:49kıskanıyoruz. Yok ya öyle tat yok ya. Insanlara yüksek geliyor.

01:51Haksız mı insanlar? Yok haklı insanlar yani. Şimdi sen de

01:55haklısın. Evet. Üretici de haklı. İnsanlar da haklı. Ne

01:58yapacağız? Değiştireceğiz. Hadi bakalım. Eyvallah. Sağ olun.

02:01Artık Ağustos'a girdik. Artık küçüklükler hazırlanacak. Hiçbir

02:05şeyin yanına yaklaşılmıyor. Verildik. Vereceklerine

02:08kekçeyle alacağız. Ucuz almak. İnan var ya kazandığım beş yüz

02:12lira. Beş yüz lira o yatakta kalkmam ama açız. Beş yıl

02:15kalkacak. Ben zengin bir memleket göremiyorum. Bir

02:18insanı zengin ya. Bir insanımız kalmıyor. Bizim

02:20kalbimiz zengin ama ııı sosyal ekonomik durumlarımız berbat.

02:24Yerlerde sürünüyor. Bakın bugün pazarın haline. Görüyorum. Onu

02:28soruyorum. Pazar bomboş. Şuradaki evin kirası yirmi beş

02:32bin lira. Asgari ücreti iki bin beş yüz lira yapan ııı

02:36tepedeki var ya sarayda kaçak sarayda yaşayan büyük önder

02:42Mustafa Kemal Atatürk'ün beğenmeyip de ona hakaret

02:47orada oturanlar var ya. Onlar gelsin görsün buranın halini.

02:51Görüyorlar, biliyorlar da sabrımızı sunuyorlar bence. Ne

02:54kadar? Sabır mı kaldı? Işte onu ona bakıyorlar. Yoksa

02:57bilmediklerinden değil ki ben ona katılmıyorum bak. Bunlar

03:00beceriksiz değil. Bunlar bilmiyor değil. Bunlar bilerek

03:02isteyerek tepedeki bir avuç zengin daha zengin olsun. Altta

03:06kalan insanı sunuyorlar yani. Ne olacak? Eee ülke gerçekten çok

03:09zor bir dönem geçiriyor. Ben altmış kişi yaşındayım. Bugün

03:14pazarda gözleme yapıyorum. Çocuk okuduyorum. Evin kirası.

03:17Bize verdi iki bin beş yüz lira alsın onu doya doya harcasın.

03:21Benim hakkım daha fazlası ama benim bu yaşta bu bu şekilde

03:25çalışmam doğru değil. Eee biliyorsunuz eee meşhur

03:31çetelerimiz var. Onlara vergi indirimi, borçlarını silmeye

03:36benim de vergi borcum var. Ödemeyi de düşünmüyorum. Zaten

03:40ödeyecek gücüm de yok. Üzülerek ifade edeceğim hiç değişmiyor.

03:44Son bir aydır gezdiğimiz bütün pazarlarda her seferinde başka

03:50gerekçeler yanına eklenebiliyor. Hava sıcak

03:55diyoruz, saat geç diyoruz, hafta içi diyoruz, hafta sonu

03:58diyoruz, daha erken diyoruz. Her saatte aşağı yukarı aynı tablo

04:03var arkadaşlar. Pazarda şu anda alışveriş yapmaya gelen insan

04:08sayısı pazar esnafından daha az. Yurttaşlar artık pazara

04:14alışveriş yapmaya gitmekten bile vazgeçmiş durumdalar.

04:18Geldiklerinde acıları, geldiklerinde öfkeleri artıyor.

04:23Emin olun her gelen yurttaş gelirken düşündüğünün yarısını

04:28bile alamadan pazardan ayrılmak zorunda kalıyor. Şimdi ülkenin

04:33ekonomik durumunu çeşitli rakamlar söyleyerek, çeşitli

04:38tabloları açıklayarak, çeşitli manipülasyonlarla iyiye gidiyor

04:43diye göstermeye çalışan iktidara verebileceğimiz en

04:47net, en gerçek yanıt bu memlekette çarşının, pazarın

04:52halidir. Bakın açık ifade etmek istiyorum. Pazar tezgahının

04:57başındaki arkadaşlarımız da fiyatların pahalılığından

05:02şikayet ediyor. Ama o da diyor ki üretici ürettiğinin

05:07karşılığını alamıyor ki. Şimdi her yerde Türkiye'nin neresinde

05:12pazara giderseniz gidin. Tam aynı. Geçen gün açıklanan

05:16rakamlar bize çok acı bir gerçeği gösteriyor. Türkiye

05:20dünyada zenginlerin servetinin artış oranında dünya biricisi

05:26olmuş durumda. Yani buradan sesimizin ulaştığı bütün

05:29yurttaşlara söylemek istiyorum ki şu pazarda alışveriş

05:34yapamayan bütün yurttaşlara söylemek istiyorum ki tezgahın

05:38başında evine ekmek götürmek için çırpınan pazarcıya

05:41söylemek istiyorum ki bizlerin yoksulluğunun nedeni

05:46birilerinin iktidarın desteğiyle hak etmedikleri

05:50halde çok ama çok zengin olmasıdır. Bizim yoksulluğumuzun

05:55nedeni hırsızlıklardır. Bizim yolsuzluğumuzun nedeni

05:59yolsuzluklardır. Bizim yoksulluğumuzun nedeni

06:02zenginlerin doymak bilmeyen hırsıdır. Zenginlerin

06:06hak etmedikleri ölçüde çok daha zengin olmasıdır.

06:10Memlekette üç kişi beş kişi elli kişi zenginleşsin diye

06:14milyonlarca insan yoksulluğa mahkum ediliyordu. Şimdi

06:19milyonlarca insan açık söylüyorum açlığa mahkum

06:22ediliyor. Türkiye'de artık bir yoksullaşma tehlikesinden söz

06:26edemiyoruz. Zaten hepimiz her gün her saat yoksullaşıyoruz.

06:30Türkiye'de artık gerçek anlamıyla bir açlık tehlikesi

06:34vardır. Insanlar karınlarını doyurabilecek durumda değiller.

06:38Şurada yıllarca çalışmış, didinmiş, devlete vergisini

06:44ödemiş, devlete sigorta primlerini ödemiş, altmış

06:48yaşında, altmış beş yaşında insanlar o verilen emekli

06:52maaşıyla geçinemeyecekleri için çalışmak zorunda. Bizim

06:56sırtımızdan, bizim emeğimizden, bizim alın terimizden

07:00birilerinin zengin olmasını ama biz çocuğumuzu okuna nasıl

07:05göndereceğiz diye kaygıdan uykusuz kalmayı kabul

07:07etmiyoruz. Bu ülkede bizi çeşitli biçimlerde birbirimize

07:12düşman etmeye çalışan bir iktidar var. Sesimin ulaştığı

07:16bütün yurttaşlarımıza şunu söylemek istiyorum. Bu iktidar

07:19bizi birbirimize düşürerek, bizi birbirimizle kavga

07:23ettirerek, bizi birbirimize rakip yaparak, bizi

07:26birbirimizle düşmanlaştırarak kendi iktidarını sürdürmek

07:31istiyor. Ben tüm yurttaşlardan bir tek şey istiyorum.

07:34Hepimizin çeşitli farklılıkları olabilir. Rengimiz farklı,

07:38inancımız farklı, kültürümüz farklı, dilimiz farklı

07:42olabilir. Ama unutmayalım arkadaşlar. Dünyada iki şeyin

07:47rengi yoktur. Bunlardan bir tanesi alın teridir, diğeri de

07:51gözyaşıdır. Alın teri ve gözyaşında birleşmemiz

07:55gerekiyor.

Category

Transcript

Önerilen