DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, 19 Temmuz'da Mardin'in Kızıltepe ilçesinden 'Ekmek ve Adalet' kampanyasını başlatacaklarını belirterek, 'Herkesi kampanyamıza katılmaya bu mücadeleyi birlikte yürütmeye davet ediyoruz' dedi.
(ANKARA) - DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, 19 Temmuz'da Mardin'in Kızıltepe ilçesinden "Ekmek ve Adalet" kampanyasını başlatacaklarını belirterek, "Herkesi kampanyamıza katılmaya bu mücadeleyi birlikte yürütmeye davet ediyoruz" dedi.
DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, Parti Genel Merkezi'nde güncel gelişmelere ilişkin basın toplantısı düzenledi. "Kayseri'den başlayarak ülkede birçok noktaya yayılan saldırıların uzun zamandır işlenen göçmen düşmanlığı propagangasının sonucu olduğunu" ileri süren Doğan, şöyle konuştu:
"Türkiye siyaset tarihi açısından aslında korkunç olaylarla dolu hem bizi geçmişe götüren hem bugüne dair çok önemli ipuçları içeren hem de maalesef yarınla ilgili emarelerle dolu bir haftayı geride bırakıyoruz.
hbrlr1.com/cbidcfltkckckl
(ANKARA) - DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, 19 Temmuz'da Mardin'in Kızıltepe ilçesinden "Ekmek ve Adalet" kampanyasını başlatacaklarını belirterek, "Herkesi kampanyamıza katılmaya bu mücadeleyi birlikte yürütmeye davet ediyoruz" dedi.
DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, Parti Genel Merkezi'nde güncel gelişmelere ilişkin basın toplantısı düzenledi. "Kayseri'den başlayarak ülkede birçok noktaya yayılan saldırıların uzun zamandır işlenen göçmen düşmanlığı propagangasının sonucu olduğunu" ileri süren Doğan, şöyle konuştu:
"Türkiye siyaset tarihi açısından aslında korkunç olaylarla dolu hem bizi geçmişe götüren hem bugüne dair çok önemli ipuçları içeren hem de maalesef yarınla ilgili emarelerle dolu bir haftayı geride bırakıyoruz.
hbrlr1.com/cbidcfltkckckl
Category
🗞
HaberlerDöküm
00:00Hepinizi DEM Parti adına sevgi, saygı ve dostlukla
00:04selamlıyorum. Türkiye siyaset tarihi açısından aslında
00:09korkunç olaylarla dolu hem bizi geçmişe götüren hem bugüne
00:16dair çok önemli ipuçları içeren hem de maalesef yarınla
00:20ilgili emarelerle dolu bir haftayı geride bırakıyoruz. Hem
00:26siyaset tarihi açısından hem yargı hem hukuk hem özgürlük
00:29hem de demokrasi açısından baktığımızda tam da böyle bir
00:34haftayla karşı karşıyayız. Gelin birlikte bakalım ve otuz
00:38Haziran'dan başlamayı sizlere teklif ediyorum. Otuz Haziran'dan
00:43bu yana Türkiye'de birçok kentte mültecilere hedef olan
00:47ırkçı saldırılar var. Nasıl başladı bu? Kayseri'de yedi
00:53yaşında bir kız çocuğuna taciz iddiası üzerinden
00:57alevlendirildi. Taciz mağduru Türk değil, Türkiye'li değil,
01:02Suriyeli diyerek bu Kayseri Emniyet Müdürlüğü'nün
01:05açıklaması yatıştırılmaya çalışılan ııı bir utanmazlık
01:10silsilesi ardı ardına söyleme ve eyleme döküldü ve bir dizi
01:15olay çıktı ortaya. Önce Kayseri'de başladı, ardından
01:19Konya, Antep, Hatay, Bursa, Antalya ve Urfa'ya yayıldı ve
01:23bu saldırıların ardında yatan gerçeğin ne yazık ki
01:27taciz olmadığını biz tarihten çok iyi biliyoruz. Hangi
01:31tarihten biliyoruz? Altı yedi Eylül'den biliyoruz, Maraş'tan
01:35biliyoruz, Çorum'dan biliyoruz, Sivas'tan biliyoruz. Ve dahi bu
01:41tür taciz ve istismar ve tecavüz karşısında kıllarını dahi
01:46kıpırdatmayanlardan biliyoruz. Çocuk istismarına tepki diye
01:51sokağa çıkanlar Antalya'da Suriyeli bir çocuğu henüz on
01:55yedi yaşında Ahmet Handan El Naif isimli bir çocuğu sokak
02:00ortasında öldürdü. Peki nedir bu? Yaşananları nasıl
02:04tanımlamak gerekiyor? Şunu hatırlatarak bakmak ve
02:08tanımlamak gerekiyor. O yüzden dünü, bugünü ve yarını
02:13ilgilendiren bir durum olarak da tanımlıyoruz biz bunu. Uzun
02:18zamandır iktidarından muhalefetine medya
02:21kuruluşlarından sosyal medyaya kadar yoğun bir şekilde işlenen
02:26mülteci, göçmen karşıtlığı ve hatta düşmanlığı ve bununla
02:31ilgili yapılan propaganda bir sonucunu gördük. Öyle ki sosyal
02:36medyada bununla ilgili capstar görseller yapıldı. Türkiye'de
02:40Suriyelilerin ne işi var diyenlere Türkiye'nin Suriye'de
02:45ne işi var? Ne işi vardı? Neden böyle bir politika yürüttü diye
02:49soran yurttaşlar var. Biz de buradan bu soruyu tekrar Dem
02:54Parti olarak yüksek sesle hatırlatalım. Kayseri neresi?
02:59Kayseri Türkiye'de en fazla mülteci nüfusuna sahip on bir
03:03şehirden biri ve Türkiye Mülteci Konseyi'nin hazırladığı
03:07rapora göre o gün başlayan ve gece boyunca devam eden
03:11neşlerin ardından yüz yedi dükkan yağmalandı, tahrip edildi,
03:15yabancı plakalı araçlar saldırıya uğradı, bazıları
03:18ateşe verildi, ifadelere göre bölge adeta bir savaş alanına
03:23benziyordu. Konseyim başkanların ııı başkanı doktor
03:27Hekmat yöneticilere sesleniyor. Biz de buradan bunu bir kez
03:31daha ifade edelim. Biz mültecilerin güvenliğini
03:34sağlamak için iktidar gerekli politikaları üretmeli diyor ve
03:38sorumluları, sorumluluk taşıyanları göreve davet
03:41ediyor. Hem Türkiye'de yaratılan bu iklimin hem de
03:44Suriye politikasından filizlenen bu kin ve nefretin
03:49sorumlusu bugün hükümet edenlerdir. Kendilerini bu
03:53sorumluluğa karşı duyarlı hissetmeye ve acilen önlem ve
03:59tedbir almaya bir daha davet ediyoruz. Bu sorumlulukla
04:02yüzleşmeye, mültecilere yönelik organize saldırılar karşısında
04:06toplumsal barışın zaten mahrum olduğumuz bu toplumsal barışın
04:12daha fazla yara almaması için acil tedbirler geliştirmeye de
04:17davet ediyoruz. Sevgili arkadaşlar bir haftaya bakalım
04:22dedik. Hadi otuz Haziran'dan başladık. Ve bizi düne götüren
04:27bir takım tarihsel olayları da hatırlatan tesadüf olmadığını
04:31bir kez daha gözlerimizin önüne seren ve Kayseri'de yaşayıp
04:38pek çok yere yayılan bu linçsiz süresinin ardından gelin bir
04:42Temmuz'a bağlanalım. Bir Temmuz Türkiye'nin çok kıymetli
04:48çabalarla hazırladığı imzayı açtığı hatta ilk imzacısı
04:54olduğu ve bir Temmuz iki bin yirmi bir itibariyle mecliste
04:59oy birliğiyle onayladığı İstanbul Sözleşmesi'nden bir
05:03gece yarısı Cumhurbaşkanı kararıyla çekilen ilk ve tek
05:08ülke olduğunun da yıl dönümü. Üzerinden üç yıl geçti. Kadın
05:14cinayetlerini durduracağız platformunun verilerine göre
05:17sözleşmeden çıkılmasından bu yana en az dokuz yüz altmış üç
05:21kadın öldürüldü. Yine Biyanet Çeteler'in daha dün açıkladığı
05:26ve tespit edilebilen verilere göre son altı ayda on dokuz
05:31kadın erkek şiddetiyle öldürüldü. Peki bu hafta başka
05:36ne oldu? Basın ve ifade özgürlüğüne de bakalım. Sekiz
05:40gazeteciye daha hapis cezası verildi. Yalnızca gazetecilik
05:45yaptıkları için yalnızca gazetecilik faaliyetleri altı
05:50yıl üç ayla cezalandırıldı. Elbette gazetecilerin yanındayız
05:56ama yalnızca gazetecilerin yanında değiliz. Onların da
05:59savunduğu halkın haber alma hakkının yanındayız ve bunu
06:04sonuna kadar savunmaya parti olarak da devam edeceğiz. Peki
06:09ne oldu başka? Açık radyonun belli ki epeydir fırsat
06:14kullanıyor. Iıı yayın lisansı iptal edildi Rütük tarafından.
06:18Müthiş bir fırsatçılıkla. Peki açık radyo nasıl bir
06:23yayıncılık yapıyor? Bakalım ne diyor? Kainatın tüm seslerine,
06:29renklerine ve titreşimlerine açık bir radyo ve yayıncılık
06:34anlayışından bahsediliyor. Sizce böyle bir yayıncılık
06:37anlayışı kapatılabilir mi? Ya da herhangi bir lisans iptali
06:42bu yayıncılık anlayışının devam etmesini engelleyebilir mi?
06:46Engelleyemez. Açık radyo hepimizin radyosu olmaya devam
06:51edecek ve kainatın tüm seslerine, renklerine ve
06:56titreşimlerine açık yayıncılıkla yapacak bunu. Iki Temmuz. Iki
07:03Temmuz Sivas katliamının otuz birinci yıl dönümüydü. Devlet
07:08ve akıl verenleri ilk günden itibaren Madımak'ta yakanlara
07:13yakın durdu. Ne yazık ki. Cezasızlıkla sırtsıvazladığı
07:17zaman aşımı kararına ilk tepki hayırlı olsun oldu. Birlikte
07:21hatırlayalım. Yine bu hafta olanlarla devam ediyorum. Ve
07:26iki Temmuz'da otuz birinci yıl dönümünde halen bununla
07:32yüzleşilmemiş ve cezasızlık politikalarıyla sırtları
07:34sıvazlananların sayıları artmış olmasına rağmen bu mücadeleden
07:39vazgeçmeyeceğimizi bunlarla yüzleşilene kadar adalet
07:43sağlanana kadar da bu mücadelenin devam edeceğini o
07:47gün yakılanlar şahsında o canlar şahsında bir kez daha
07:53ifade ediyor ve onları da saygıyla anıyoruz. Yine bu
07:57hafta olanlarla devam edelim. Bir kez daha on Ekim Ankara
08:02Gar Katliam davasında karar açıklandı. Tıpkı Kobani
08:06davasında olduğu gibi on Ekim Ankara Gar Katliam davasında da
08:11tabiri caizse işi de beraat kararı çıktı. Nasıl oldu?
08:17Savunma Komisyonu'ndan alıntıyla ifade etmek
08:21istiyorum. Bu son kararla diyor avukatlar ııı on Ekim
08:26Ankara Gar Katliamıyla ilgili yargı bir daha dosya kapağını
08:31yüzümüze kapattı. Oysa yıllardır kaldırdığımız her dosya
08:36kapağının altından devletin yüzünü görüyoruz. Gerçekler
08:40aydınlatılmadı, suç tanımı yapılmadı ve bütün sorumlular
08:44cezalandırılmadı. Mahkeme zabıtlarında ne yazarsa yazsın
08:49herkes gerçeği biliyor ancak bilmekle değil yargılamakla
08:53adalet gelecek. Demek ki mücadeleyi büyütmek ve adalet
08:59sağlanana kadar on Ekim'e Ankara Gar Katliamı otuz bir
09:04yıl geçmiş olmasına rağmen Sivas, Madımak tüm bunların
09:08birbiriyle bağlantılı ve aynı akıl verenlerin eliyle çıktığını
09:14bilerek hatırlayarak mücadele etmek gerekiyor. Sevgili
09:19arkadaşlar, ekranları başında bizi izleyen değerli Türkiye
09:22halkları maalesef bu toprakların örtbas edilmiş
09:27katliamlarla yüklü geçmişini yeniden hatırlıyoruz. Her güne
09:32neredeyse bir katliam düşüyor. Toplu mezar fışkırıyor.
09:36Binlerce kayıp insan, faili belli ama meçhul kabul
09:41ettirmek istenen insan gömülü bu coğrafyada. Bugün beş Temmuz
09:46geçen beş güne şöyle hızlıca birlikte baktık ve Türkiye'de
09:50yaşananları hem siyaset hem yargı hem tarih hem toplum
09:54bağlamında hem de bellek tabii ki ve elbette mücadele
09:59bağlamında da