• 6 ay önce
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, sebze üreticilerinin yaşadığı sorunları dinledi. Bir kadın çiftçi, toprakla uğraşmalarına rağmen hala oturacak bir evleri olmadığını söyledi. Gürer, üreticilerin maliyetlerini ve kazançlarını sorguladı.
(ANKARA) - CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, sebze üreticilerinin sorunlarını dinledi. Bir kadın çiftçi, "Doğduğumuzdan beri toprakla uğraşıyoruz. 40 senemi verdim, hala oturacak evim yok" dedi.
CHP'li Ömer Fethi Gürer, fasulye, kabak, soğan gibi çeşitli sebze ürünlerini yetiştiren üreticiyi çalıştıkları tarlada ziyaret etti. Gürer, üreticilere yaptıkları masrafların karşılığında sattıkları üründe kazanç sağlayıp sağlayamadığını sordu.
Kadın üretici, "Karnımızı zor doyuruyoruz, çalışıyoruz; çoluk çocuk, karı koca burada işçi gibi çalışıyoruz ama anca ekmeğimize yetiyor. İşçi ücretleri arttı, mazot arttı, gübre ve ilaç fiyatları arttı. Ayrıca bu tohumlar bir kısmı ithal tohum mu bilmiyorum ama hep ilaca bağımlı.

hbrlr1.com/cbiwfctdkckckl

Category

🗞
Haberler
Döküm
00:00Siz burada sebze yetiştiriyorsunuz. Fasülyesi,
00:04kabağı, soğanı. Sonra pazarlık yaparsanız satıyorsunuz.
00:07Aynen öyle. Yaptığınız masraf, aldığınız ürün kendini
00:12kurtarıyor mu? Vallahi karnımızın koyduğu ne? Sadece
00:17kendi çalıştığımız. Çoluk çocuk, karı koca ve burada işçi
00:21gibi çalıştığımız anca ekmeğimiz o yiyip. Iş cücretleri
00:24arttı. Iş cücretleri arttı, mazot arttı, dubre, ilaç. Bir de
00:29bunlar şimdi İsrail tohumu neyse hep ilaca endeksli. Hep
00:34ilaca. Hatta şimdiden hatta biberi varıyorsunuz. Şu
00:39kadarcık. Yeşil yeşil. Biz önce bunları hiç bilmezdik. Ilaçlar
00:45pahalı. Birini alsan birini alamıyor. Şimdi fasulye kaç
00:50liraya mal oluyor? Biz size yetiştireceğiz. Vallahi aşağıya
00:53ben bunu bir tane bir çay veriyorum. Bir çayda bir
00:57parana bakalım. Ha birini ha birini ha birini kaç liradan
01:02satsak bu tarzı mı satsak? Ya en az tane altmış, üçmüş o
01:05arada. Yerliyorum. Vallahi öyle. Şimdi bunu var ya biz
01:08nasıl işler yapacağız yani birbirinde? Yedi yüz lira
01:11yövmeyi veriyoruz. Işçi yövmesi. Yeme, içme, yeşil bana
01:14ait. Sadece yövmelerin yedi yüz lirası. Ne yapalım? Kalla var
01:19diyorsun. Başka işimiz yok. Elimizden gelen yok. Adam
01:21başka bir şey bilecek olmuyor. Elinden gelmiyor. Eee ta bu
01:24anadan doğduğumdan bu günaha bakıp toplamaya uğraşır. Eee
01:28ben de geldim işte aile oldum. Ben de mecbur onunla beraber
01:31peşine düştüm. Dört senemi verdim. Daha bir oturacağım
01:34evim yok. Yemin ediyorum. Dört senedir sebze yetiştirici
01:40yapılıyor. Ama bir oturacak evim dahi yok diyor. Çünkü
01:44kendi işçiliğini, emeğini dahi katmadan üretmeye devam ediyor.
01:48Eli öpülecek insan bunlar. Bazen kemplerde ürün alırken
01:52fiyatı değerlendiriliyor ama o fiyatın yükselmesi bu
01:56üreticinin suçu değil. Çünkü güldü maliyetleri artıyor.
02:00Bunların aldığı filiydi, ilaçtı, cübreydi, tohumdu. Bu
02:07fiyatlar artıyor. Mazot artıyor. Onun için maliyet
02:11artıyor. Maliyet artınca kurtarabildikleri fiyata ürünü
02:15satmak durumunda kalıyorlar. Bunlar da mutlu değil. Ama
02:19bunlar fedakar insanlar. Bayramları yok, seyranları yok.
02:22Tüm emekleri, çabaları, ürettikleri ürünün değer
02:26bulması, zarar etmemesi. Çünkü borçlanıyorlar. Sıkıntı
02:30yaşıyorlar. Çocuklarını okutuyorlar. Tavlada
02:34çalıştıramıyorlar. Ama bu sebeple okulu bitiren çocuklar
02:37iş sahibi olamıyor çünkü üniversite mezunu diplomalı ama
02:42iş bulamıyor. Işte çocuğum da şahanesiz benim dediğim kadar
02:45ile. Üniversite mezunu çocuğu var. Iş bulamıyor. Ama haklı
02:50olarak Tavla'da da çocuklar çalışmak istemiyor gençler.
02:53Onlar da istikbalini farklı yerden alıyor. Anneler,
02:57babalar üretiminin içinde üretimi sürdürmelerine rağmen
03:01mutlu değildi. Aynen öyle. Aynen öyle. Ben o çocuğumla
03:05okutmak için buralarda bir türlü çalıştım. Erkek işi de
03:08boğdum, kadın işi de boğdum. O çocuğumla okutuyordum. Altı
03:11senedir çocuğum bir şeye sahip olamadı. Yok, sahip
03:15olamadı. Özellere gidiyor. Beş saati yüz liraya şey diyor,
03:20ödeme yapıyor. Yani otuz yaşına gelmiş bir adama aylık on lira
03:25maaş, yedi buçuk lira maaş olur mu ya? Hangi çağda yaşlı?
03:28Şimdi tabii bunlar o maaşla da pazara geldim. Bu sefer ürünü
03:31de alamıyorlar. Aynen. Ha bak otuz yaşında. Evi yok, hanımı
03:35yok, çocuğu yok. Hadi ben yarın öldüm. Kozum korken
03:39ne vereyim? Yirmi beşsin. Yani sen şimdi diyorsun ki bu
03:43sebzacılık artık para kazandırmıyor. Kazanmıyor.
03:46Biri birini batırıyor. Işte bir sefer birlercik satın
03:48yiyecekler, öte bir öbür hastalık oluyor. Bir şey
03:51görmüyor. Endeksli çocuğu, ilaca endeksli. Ithal tohum
03:55kullanıldığı zaman ithal tohumda da mutlaka ilacın bir
03:59etkisi, olumsuz etkisini de üreticisi söylüyor. Tabii bunu
04:02uzmana söylesen yok böyle bir şey diyor ama yaşayanlar
04:05Aynen. Aynen. Aynen. Daha dün biz bilmezdik, bir şey
04:08bilmedik. Şimdi
04:15Kuru fasulyede iki bin iki yılında iki yüz yetmiş bin ton
04:20bu ülkede kuru fasulye yetişiyordu. Geçen yıl iki yüz
04:23kırk üç bin tona düştü. Onda bile doksan yedi bin ton ithal
04:27getirmişler. Bunların kafası ithal et çalıştığı kadar sana
04:30destek versene. Seni destek versene. Yeter aslında. Tabii
04:34desteğe. Yeter bol bol. Sebze üretene, talla bitkisi
04:38üretene destek verirse onların sorunlarıyla ilgilenirse
04:42ülkenin geleceğe kurtarılmış olur.