Trabzon'da, “Laik eğitim, laik yaşam, karanlığa karşı aydınlık, eşit, özgür, demokratik bir ülke için ayaktayız" şiarıyla eylem yapıldı.
Trabzon Emek ve Demokrasi Platformu, “Laik eğitim, laik yaşam, karanlığa karşı aydınlık, eşit, özgür, demokratik bir ülke için ayaktayız” pankartı açarak yürüyüş düzenledi. Kahramanmaraş Caddesi’nde başlayan ve Atatürk Alanı’nda son bulan yürüyüşün ardından basın açıklaması yapıldı.
Platform adına konuşan Muhammet İkinci, "Bu karanlık, despotik düzenin üstünü, tarikat ve cemaat ağlarıyla kapatarak amaçladıkları halkımızı sindirmekten, susturmaktan başka bir şey değil. İstiyorlar ki boyun eğelim, bu gerici karanlığa teslim olalım. Oysa bu karanlık düzen asla bizim düzenimiz olamaz" dedi.
''İnsanlık dışı bir düzeni kalıcılaştırmak istiyorlar''
Trabzon Emek ve Demokrasi Platformu adına konuşan Muhammet İkinci, şunları söyledi:
"100 yıl sonra bugün bir avuç azınlık tarafından memleketimizin sokaklarında şeriat yürüyüşleri yapılıyor, hilafet talepleri yükseltiliyor. Bağımsızlık, laiklik ve aydınlanma değerler üzerinde yükselen Cumhuriyet’in ilerici birikimleri ve tarihsel kazanımları, emperyalizm ve yerli işbirlikçileri tarafından geri döndürülerek, tamamen yok edilmek isteniyor. Yokluğun, yoksulluğun, yolsuzluğun kol gezdiği, sömürünün, eşitsizliğin, adaletsizliğin derinleştiği, başta eğitim ve sağlık olmak üzere kamusal hizmetlerin paralı hale getirildiği, kamusal varlıkların özelleştirildiği, ülkenin tüm zenginliklerinin sermayeye adeta peşkeş çekildiği, korkunun, baskının, hukuksuzluğun hüküm sürdüğü, uluslararası uyuşturucu baronlarının şehirlerimizde cirit attığı, çocuğun, kadının, emekçinin, emeklinin, gençlerin esamesinin okunmadığı, kültürün, sanatın, estetiğin, edebiyatın olmadığı insanlık dışı bir düzeni kalıcılaştırmak istiyorlar.
''Bu karanlık bizim düzenimiz olamaz''
Bu karanlık, despotik düzenin üstünü, tarikat ve cemaat ağlarıyla kapatarak amaçladıkları; halkımızı sindirmekten, susturmaktan başka bir şey değil. İstiyorlar ki boyun eğelim, bu gerici karanlığa teslim olalım. Oysa bu karanlık düzen asla bizim düzenimiz olamaz. Bu düzen; yoksulun daha fazla yoksullaştığı, zenginin daha fazla zenginleştiği bir düzendir. Ay sonunu getiremediğimiz, eğitimden, sağlığa, barınmadan, en temel gıda ürünlerine dahi ulaşamadığımız; alttakilere din, iman, üsttekilere han, hamam diyen halk düşmanı bir düzendir. Bu düzen; tarikatlara ve cemaatlere eğitimin, sağlığın, yargının tüm kamunun teslim edildiği bir düzendir. Kamu varlıklarının şirketleşen tarikatlara peşkeş çekildiği; ÇEDES ile birlikte okullara imamların sokulduğu; tarikat ve cemaatlerle protokollerin yapıldığı; Aladağ'da, Karaman'da, Hiranur Vakfı'nda memleketi bir örümcek ağı gibi kuşatan, çocuklarımızın yaşamlarını, umutlarını çalan karanlık bir düzendir."
Trabzon Emek ve Demokrasi Platformu, “Laik eğitim, laik yaşam, karanlığa karşı aydınlık, eşit, özgür, demokratik bir ülke için ayaktayız” pankartı açarak yürüyüş düzenledi. Kahramanmaraş Caddesi’nde başlayan ve Atatürk Alanı’nda son bulan yürüyüşün ardından basın açıklaması yapıldı.
Platform adına konuşan Muhammet İkinci, "Bu karanlık, despotik düzenin üstünü, tarikat ve cemaat ağlarıyla kapatarak amaçladıkları halkımızı sindirmekten, susturmaktan başka bir şey değil. İstiyorlar ki boyun eğelim, bu gerici karanlığa teslim olalım. Oysa bu karanlık düzen asla bizim düzenimiz olamaz" dedi.
''İnsanlık dışı bir düzeni kalıcılaştırmak istiyorlar''
Trabzon Emek ve Demokrasi Platformu adına konuşan Muhammet İkinci, şunları söyledi:
"100 yıl sonra bugün bir avuç azınlık tarafından memleketimizin sokaklarında şeriat yürüyüşleri yapılıyor, hilafet talepleri yükseltiliyor. Bağımsızlık, laiklik ve aydınlanma değerler üzerinde yükselen Cumhuriyet’in ilerici birikimleri ve tarihsel kazanımları, emperyalizm ve yerli işbirlikçileri tarafından geri döndürülerek, tamamen yok edilmek isteniyor. Yokluğun, yoksulluğun, yolsuzluğun kol gezdiği, sömürünün, eşitsizliğin, adaletsizliğin derinleştiği, başta eğitim ve sağlık olmak üzere kamusal hizmetlerin paralı hale getirildiği, kamusal varlıkların özelleştirildiği, ülkenin tüm zenginliklerinin sermayeye adeta peşkeş çekildiği, korkunun, baskının, hukuksuzluğun hüküm sürdüğü, uluslararası uyuşturucu baronlarının şehirlerimizde cirit attığı, çocuğun, kadının, emekçinin, emeklinin, gençlerin esamesinin okunmadığı, kültürün, sanatın, estetiğin, edebiyatın olmadığı insanlık dışı bir düzeni kalıcılaştırmak istiyorlar.
''Bu karanlık bizim düzenimiz olamaz''
Bu karanlık, despotik düzenin üstünü, tarikat ve cemaat ağlarıyla kapatarak amaçladıkları; halkımızı sindirmekten, susturmaktan başka bir şey değil. İstiyorlar ki boyun eğelim, bu gerici karanlığa teslim olalım. Oysa bu karanlık düzen asla bizim düzenimiz olamaz. Bu düzen; yoksulun daha fazla yoksullaştığı, zenginin daha fazla zenginleştiği bir düzendir. Ay sonunu getiremediğimiz, eğitimden, sağlığa, barınmadan, en temel gıda ürünlerine dahi ulaşamadığımız; alttakilere din, iman, üsttekilere han, hamam diyen halk düşmanı bir düzendir. Bu düzen; tarikatlara ve cemaatlere eğitimin, sağlığın, yargının tüm kamunun teslim edildiği bir düzendir. Kamu varlıklarının şirketleşen tarikatlara peşkeş çekildiği; ÇEDES ile birlikte okullara imamların sokulduğu; tarikat ve cemaatlerle protokollerin yapıldığı; Aladağ'da, Karaman'da, Hiranur Vakfı'nda memleketi bir örümcek ağı gibi kuşatan, çocuklarımızın yaşamlarını, umutlarını çalan karanlık bir düzendir."
Category
🗞
Haberler