Hayvanlar Padişahı 3. Murad döneminde yayınlanan beyanname ile koruma altına alındı

  • geçen yıl
İSTANBUL (İHA) - Dünyada hayvan hakları için ilk beyanname 1600’lü yıllarda Osmanlı Padişahı 3. Murad döneminde hazırlanarak yürürlüğe girdi. Osmanlı Dönemi'nde inşa edilen yapılarda kuş köşklerinden, sarnıçların yalak olarak kullanılmasına kadar hayvanlar için özel alanlar oluşturuldu. Osmanlı Devleti'nin hayvanları korumak için dünyaya örnek olduğunu anlatan Tarihçi Zafer Bilgi, “Osmanlı Devleti 1600’lü yıllarda dünyada hayvan hakları beyannamesini yayınlayan bir medeniyet. İslam medeniyetinin yansıması olan Osmanlı’nın son döneminde hayvanlara verilen hakları görüyoruz. Bir nevi insan hakları beyannamesi gibi hayvanların beyannamesiyle onların hakkı ehliyet altına alınmış” dedi.
Dünyada ilk hayvanları hakları beyannamesi Osmanlı Padişahı 3. Murad döneminde hazırlandı. Tarihçi Zafer Bilgi, hayvanları koruma altına alan beyannameyi anlattı. Kedilere duyulan sevginin “Kedilerin Babası” olarak bilinen sahabe Ebu Hureyre’den geldiğini söyleyen Bilgi, hayvanlara Allah’ın emaneti gözüyle bakıldığını dile getirdi. Eski dönemlerde insanların ulaşım aracı olan atlar, eşekler ve katırlar için camilerin avlularına hayvan yalağı yaptırıldığını anlatan Bilgi, namazın ardından cemaatin kedi paryası olarak bilinen ciğer satın alarak kedileri beslediklerini söyledi. Osmanlı döneminde camilerin gelirlerinden hayvanlar için bütçe ayrıldığını da ifade eden Bilgi, konakların ve köşklerin çatılarındaki saçakların altına kuşlar için özel yalı ve köşk adı verilen bölümlerin yapıldığını söyledi. Kedili Kütüphane olarak bilinen Beyazıt Devlet Kütüphanesi hakkında da bilgi veren Bilgi, “İsmail Sencer Hoca Efendi Arap Dili Edebiyatı profesörü, hukukta da dersler verirdi. Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nin de müdürü oluyor. Bu müdürlüğü esnasında oraya gelen kedilere sahip çıkıyor” ifadelerini kullandı.

“Osmanlı Devleti'nde hayvan hakları aslında asrı saadetten aldığı dokuyu bugüne taşıyan bir ufukla gelmiş”
Osmanlı devletinin hayvana duyduğu merhameti anlatan Tarihçi Zafer Bilgi, “Osmanlı Devleti'nde hayvan hakları aslında asrı saadetten aldığı dokuyu bugüne taşıyan bir ufukla gelmiş. Çok nakil yapan ve hadisleri taşıyan Ebu Hureyre’nin, kedilerin babası olarak anılan sahabenin hırkasına gelen bir kedinin orada uyuyup daha sonra hırkasını kesme hikayesi herkesin malumudur. Onunla beraber kedinin temiz olduğu, mescitlerde bulunabileceği kültürümüze asrı saadetten yer edinmiş. Osmanlı devleti bunu bütün hayvanlarda gösterirken bilhassa kedilerde de medreselerde, camilerde, cami avlularında daha fazla hassasiyet göstererek bu kültürü yaşatmış. Kediler hayatın içinde Osmanlı’nın son döneminde elçilerin dikkatini çelecek şekilde her yerde vardı. Kedilerin bir arada bu kadar yoğun olduğu başka sokak görmemiştik, başka tarihi mekan görmemiştik şeklinde yabancı sefirlerin seyahatnamelerinde bilhassa yer edinmiş. Kediler, Osmanlı’da aslında şu bakış açısıyla kıymet buluyor; canlılar bize hakkın emaneti, biz aynı insana verdiğimiz değeri o da canlı kediye, köpeğe, kuşa ve hayvanlara

Önerilen