Eylülden, Ali Asaf'a ağır cümle. SEVEN SEVDİĞİNE KIYAMAZ
Yılbaşı yemeğinde yaşanan olay sonrası doktorların korkusu iyice artar. Ali Asaf’ın hastanedeki varlığının devamı üzerinden başlayan cepheleşme ise en çok Sinan’ın hoşuna gitmektedir. Bu durumdan yararlanarak Ali Asaf ve Eylül’ü hastaneden uzaklaştırmak için yönetim kurulunu toplama kararı alan Sinan’ı ise Sultan’ın sinsi planı durdurur. Ali Asaf bir anda ortaya çıkan Sultan’dan şüphelenmeye başlamıştır. Ama bu şüpheleri Selim’in telkinleri ve ortaya çıkan sürpriz şüpheli ile biraz da olsa dağılır. Samo ve Alp ise hastaneye gelen bir pop yıldızının aşk hayatını organize etme telaşına düşerler. Eylül trafik kazası sonucu gelen bir ailenin sırlarla dolu hayatlarına dokunmaya çalışıp; öfkeli olduğu babasına karaciğerinden bir parça vermesi için ailenin oğlunu ikna etmeye uğraşır. Ancak Eylül’ün asıl büyük sınavı annesinin intiharından önce yazdığı mektubun İpek tarafından kendisine verilmesiyle başlar.
Dünya ne kadar berbat bir yer olsa da, iyilerin mutlaka kazanacağını kanıtlayan birileri her zaman vardır. Belki de O size hiç adil davranmayan kaderin sunduğu İlk ve Tek şanstır. Henüz on sekiz yaşındaki lise öğrencisi Eylül’ ün de kaderini değiştirecek o şansın adı “Ali Asaf Denizoğlu” dur. Hikayenin başladığı yer Ege’de bir kasabanın lisesi… İkilinin yollarının ayrılıp yıllar sonra tekrar kesiştikleri yer ise İstanbul’un en iyi hastanesinin çatısıdır!
Genç beyin cerrahı Eylül; hastane acilini basan bir grup zorbaya iyi bir dayak çekerken bize de yıllar önce başlayan hikayesini anlatır. Defalarca okul değiştirmiş, öğretmenlerin uğraşmak istemediği, asi bir genç kızdır o. Babası son kovulduğu okuldan onu alıp, canını acıtana kadar dövdüğünde dahi tek göz yaşı dökmez. Oysa ki o gün tüm hayatı değişecek, ona evini açan, Marmaris’de ufak bir pansiyon işleten babaannesinin duası bir mucizeyi getirecektir. “Keşke sana yol gösterecek iyi bir öğretmenin olsa…” Olur da! Ali Asaf Denizoğlu , başarılı bir doktorken İstanbul’dan taşradaki bir okula öğretmen olarak neden geldiği bilinmez. Oysa o insanların hayatına bir kez dokunup her şeyi değiştirecek olağanüstü bir insandır. Bu yeteneği Eylül’ü de uçurumun kenarından kurtarıp, başarılı bir cerrah yapacaktır. Ancak Eylül’le arasındaki o özel duygunun çok geç farkına varır ve gitmesine izin verir. İki aşık evet ne kadar inkar etse de Eylül de aşık olmuştur Ali Asaf’a ayrılmış ve yıllar sonra iki doktor olarak tekrar karşılaşacaklardır.
Hayata yenik başlayan, öfkesi dışında hiçbir şeyi olmayan bir kızın bir cerrah olarak hayata meydan okuma hikayesidir bu. Aynı zamanda ona bu cesareti verecek olan bir erkeğin! Elini tutan ve başarabilirsin diyen bir yol göstericinin. Hepimizin tüm kalbimizle hayatımızda olmasını istediğimiz o kişi Eylül gibi bizim de hayata olan umutlarımızı hep ayakta tutacaktır … Elbette aşkla beraber…
Yılbaşı yemeğinde yaşanan olay sonrası doktorların korkusu iyice artar. Ali Asaf’ın hastanedeki varlığının devamı üzerinden başlayan cepheleşme ise en çok Sinan’ın hoşuna gitmektedir. Bu durumdan yararlanarak Ali Asaf ve Eylül’ü hastaneden uzaklaştırmak için yönetim kurulunu toplama kararı alan Sinan’ı ise Sultan’ın sinsi planı durdurur. Ali Asaf bir anda ortaya çıkan Sultan’dan şüphelenmeye başlamıştır. Ama bu şüpheleri Selim’in telkinleri ve ortaya çıkan sürpriz şüpheli ile biraz da olsa dağılır. Samo ve Alp ise hastaneye gelen bir pop yıldızının aşk hayatını organize etme telaşına düşerler. Eylül trafik kazası sonucu gelen bir ailenin sırlarla dolu hayatlarına dokunmaya çalışıp; öfkeli olduğu babasına karaciğerinden bir parça vermesi için ailenin oğlunu ikna etmeye uğraşır. Ancak Eylül’ün asıl büyük sınavı annesinin intiharından önce yazdığı mektubun İpek tarafından kendisine verilmesiyle başlar.
Dünya ne kadar berbat bir yer olsa da, iyilerin mutlaka kazanacağını kanıtlayan birileri her zaman vardır. Belki de O size hiç adil davranmayan kaderin sunduğu İlk ve Tek şanstır. Henüz on sekiz yaşındaki lise öğrencisi Eylül’ ün de kaderini değiştirecek o şansın adı “Ali Asaf Denizoğlu” dur. Hikayenin başladığı yer Ege’de bir kasabanın lisesi… İkilinin yollarının ayrılıp yıllar sonra tekrar kesiştikleri yer ise İstanbul’un en iyi hastanesinin çatısıdır!
Genç beyin cerrahı Eylül; hastane acilini basan bir grup zorbaya iyi bir dayak çekerken bize de yıllar önce başlayan hikayesini anlatır. Defalarca okul değiştirmiş, öğretmenlerin uğraşmak istemediği, asi bir genç kızdır o. Babası son kovulduğu okuldan onu alıp, canını acıtana kadar dövdüğünde dahi tek göz yaşı dökmez. Oysa ki o gün tüm hayatı değişecek, ona evini açan, Marmaris’de ufak bir pansiyon işleten babaannesinin duası bir mucizeyi getirecektir. “Keşke sana yol gösterecek iyi bir öğretmenin olsa…” Olur da! Ali Asaf Denizoğlu , başarılı bir doktorken İstanbul’dan taşradaki bir okula öğretmen olarak neden geldiği bilinmez. Oysa o insanların hayatına bir kez dokunup her şeyi değiştirecek olağanüstü bir insandır. Bu yeteneği Eylül’ü de uçurumun kenarından kurtarıp, başarılı bir cerrah yapacaktır. Ancak Eylül’le arasındaki o özel duygunun çok geç farkına varır ve gitmesine izin verir. İki aşık evet ne kadar inkar etse de Eylül de aşık olmuştur Ali Asaf’a ayrılmış ve yıllar sonra iki doktor olarak tekrar karşılaşacaklardır.
Hayata yenik başlayan, öfkesi dışında hiçbir şeyi olmayan bir kızın bir cerrah olarak hayata meydan okuma hikayesidir bu. Aynı zamanda ona bu cesareti verecek olan bir erkeğin! Elini tutan ve başarabilirsin diyen bir yol göstericinin. Hepimizin tüm kalbimizle hayatımızda olmasını istediğimiz o kişi Eylül gibi bizim de hayata olan umutlarımızı hep ayakta tutacaktır … Elbette aşkla beraber…
Category
📺
TV ve Dizi