• 3 yıl önce
Kuzey’le Yıldız; bir köprünün üstündeki iki inatçı keçi, aynı denizin iki hırçın dalgasıdır. Yıldız, Kuzey’i, kendini bildi bileli sevmektedir. Ondan başkasını gözü görmemiştir. Aileler de birbirinin can dostu olduğundan Kuzey’le Yıldız’a ivedilikle birer söz yüzüğü takılır. Amma ve lakin, Kuzey, üniversite okumak için İstanbul’a gittiğinde tüm sözlerini unutur, yeni aşklara yelken açar.

Bu durum, ailesi ve Yıldız tarafından öğrenildiğinde ise Kuzey, kendi ailesi dahil köydeki herkes tarafından aforoz edilir. Artık Kuzey’in ne bir memleketi, ne de bir ailesi vardır. Yıldız, Kuzey’ini, göğünü ayakta tutan direğini, bildiği tek yönünü kaybetmiş, kalbine çakılan bir kazıkla öylece kalakalmış, bunun acısını, bir an olsun unutmamıştır.

Kuzey, aşık olduğu kadınla evlenmiş, üç çocuk sahibi olmuştur ama Yıldız’a yaşattığını tam yirmi sene sonra yaşamış, terk edilmiş; üstelik dolandırılıp sıfır noktasına gelmiştir. Kuzey, yıllar önce binbir umutla geldiği ve hayallerini, en güzel günlerini yaşadığı şehri, üç kızıyla birlikte terk edip memleketine dönmeye karar verir.

Kızlarıyla birlikte kendisini doğduğu topraklara kabul ettirecek, ettiremese de gitmeyecek, orda kalacaktır. Ama Yıldız, onu geldiği yere göndermeye, onu döndüğüne pişman etmeye yeminlidir. İşin içine bir de biri genç kadınlığın eşiğinde, biri ergenliğin doruklarında, diğeri de çocuk yaşta üç tane kız çocuğu ve Kuzey yüzünden birbirine düşman olmuş iki aile eklenince olaylar kontrol edilemez bir hal alır.

Kuzey gitmemeye, Yıldız affetmemeye, aileler de barışmamaya yeminlidir. Bu inat hikayesinden en çok inat eden, pes etmeyen galip çıkacaktır. Şimdilik kimsenin pes etmeye niyeti yoktur.

Önerilen