Milli Gazete yazarı İbrahim Halil Er, Osmanlı Devleti'nin Ruslarla yaptığı kritik 93 Harbi'nde Plevne Müdafaası'nda yaşanan Şipka Geçidi olayını yazdı. Er, "Şipka Geçidi olayı tarihimizde birçok tarihçinin bile bilmediği çok detay ve ayrıntılı bir tarihi olaydır." yorumunda bulundu.
İşte İbrahim Halil Er'in o yazısı:
Yeni Zelanda katilinin silahının üzerinde Şipka Geçidi ismi yazılıydı. Şipka Geçidi olayı tarihimizde birçok tarihçinin bile bilmediği çok detay ve ayrıntılı bir tarihi olaydır. Bizim bilmediğimiz ve hatta unuttuğumuz, unutturulduğumuz ve unutmaya terk edildiğimiz bu olayı dünyanın öbür ucundaki katil biliyordu ve bu ne demek oluyordu?
Bu tür stratejik soruları istihbaratçılar araştırsın, biz Şipka Geçidi olayının ne olduğunu kısaca anlatalım: 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı’nın Plevne Savunması hattında gerçekleşen önemli stratejik savaşlarımızdan birisidir. Şipka Geçidi, Bulgaristan’ın tam ortasında Balkan dağları üzerinde, 1329 metre rakımlı ve askeri açıdan stratejik bir geçittir.
General Jozef Vladimiroviç Gurko komutasındaki Rus ordusu, Balkanları aşmak için Şipka Geçidi’ni aşması gerekiyordu fakat burada 4000 kişilik bir Osmanlı Ordusu beklenmedik şekilde direniş gösterdi. Uzun mücadelelere rağmen Osmanlı Ordusu’nu yerinden kıpırdatamayan Ruslar, bir sabah uyandıklarında Osmanlı Ordusu’nun mevzilerini terk edip geri çekildiğini hayretle görerek geçitleri ele geçirdiler.
Osmanlı Ordusu’nun neden geri çekildiği ve geri çekilme emrini kimin verdiği anlaşılmadı. Böylece çok stratejik bir mevki düşmana teslim edildi. Bu mevkiinin düşmesi Edirne yolunu açmış oluyordu. Eğer Osmanlı kurmayları bilmeden geri çekilmişlerse 500 yıl yönettikleri Balkanları tanımadıklarını ve bölgenin topografyasını bilmediklerini göstermektedir.
Şipka Geçidi’nin düşman eline geçtiği haberi alınınca hemen alelacele Süleyman Hüsnü Bey komutasında bir ordu gönderildi. Her ne kadar Şipka Geçidi stratejik olarak önemli olsa da bu sırada Plevne’de kuşatılmış olan Osman Paşa’ya yardıma gitmek daha önemliydi. Çünkü Osman Paşa’nın kurtarılması bölgedeki askeri kurtaracağı gibi o askerle Şipka tekrar alınabilirdi. Fakat Süleyman Hüsnü Paşa (Kendisi aynı zamanda iyi bir yazardır. Dönemin harp okulu kitaplarını yazmıştır.) Şipka Geçidi’ni almayı tercih etti ve 30 bin askerini boşu boşuna 4 ay burada oyaladı ve bu süre zarfında Osman Paşa yenilerek teslim oldu. Bu durum onu da saldırıya açık hale getirdi.
Osman Paşa’yı yenen Rus ordusu tamamen serbest kaldığından 60 bin kişilik orduyla Süleyman Hüsnü Paşa’yı da yenip Sofya’ya girerler. Tüm Osmanlı Ordusu yenilmiş ve İstanbul yolu açılmıştır. 19 Temmuz 1877 yılındaki Şipka Geçidi tahliyemiz büyük bir stratejik hatadır. Fakat bu kararı veren komutan veya Şipka’yı yöneten komutan bilgisine ulaşamadık. Büyük olasılıkla yerel kuvvetlerden olup bölgenin stratejik öneminin çok farkında olmayan alt rütbeden birisidir. Sadece askerlerin çok olumsuz koşullarda olduğu ve bu nedenle tahliye edildiği bilgisi var. Halbuki tahliye edilmek yerine takviye edilseydi Rusları orada durdurabilirdik. Bunun temel nedeni savaşı idare eden savaşı ve bölgeyi bilen genel bir komutanımızın olmaması ve savaşı başkentten yönetmeyi tercih etmemiz etkili oldu. Sonra bölgeye tam yetkili olarak Süleyman Paşa’yı gönderdik fakat Şipka gibi önemli bir mevzi artık kaybedilmişti. Süleyman Paşa’nın Şipka yerine Plevne’ye takviye yapması gerekirken Şipka’nın stratejik öneminden dolayı buraya yüklenmesi Plevne’yi de düşürdü ve bu düşüş, Şipka’yı kuşatan Süleyman Paşa’nın kuşatılmasına ve yenilmesine neden oldu. Bence 93 harbi tüm yönleriyle araştırılması gereken önemli bir savaş.
Osmanlı - Rus savaşındaki yenilginin müsebbibi olarak görülen Süleyman Hüsnü Paşa divan-ı harpte yargılanıp idama mahkum edildi. Fakat II. Abdulhamid onu Bağdat’a sürgüne gönderdi ve orada vefat etti. Kaderin cilvesine bakın ki Mithat Paşa’nın ekibinden olan paşamız Kanuni Esasi hazırlanırken Sultan II. Abulhamid’den sürgün cezalarının kaldırılmasını talep etmiş ve bu talebi red edilmişti. Eğer Sultan onun talebini kabul etmiş olsaydı kendisi sürgün edilemediği için belki de idam edilecekti...
İşte İbrahim Halil Er'in o yazısı:
Yeni Zelanda katilinin silahının üzerinde Şipka Geçidi ismi yazılıydı. Şipka Geçidi olayı tarihimizde birçok tarihçinin bile bilmediği çok detay ve ayrıntılı bir tarihi olaydır. Bizim bilmediğimiz ve hatta unuttuğumuz, unutturulduğumuz ve unutmaya terk edildiğimiz bu olayı dünyanın öbür ucundaki katil biliyordu ve bu ne demek oluyordu?
Bu tür stratejik soruları istihbaratçılar araştırsın, biz Şipka Geçidi olayının ne olduğunu kısaca anlatalım: 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı’nın Plevne Savunması hattında gerçekleşen önemli stratejik savaşlarımızdan birisidir. Şipka Geçidi, Bulgaristan’ın tam ortasında Balkan dağları üzerinde, 1329 metre rakımlı ve askeri açıdan stratejik bir geçittir.
General Jozef Vladimiroviç Gurko komutasındaki Rus ordusu, Balkanları aşmak için Şipka Geçidi’ni aşması gerekiyordu fakat burada 4000 kişilik bir Osmanlı Ordusu beklenmedik şekilde direniş gösterdi. Uzun mücadelelere rağmen Osmanlı Ordusu’nu yerinden kıpırdatamayan Ruslar, bir sabah uyandıklarında Osmanlı Ordusu’nun mevzilerini terk edip geri çekildiğini hayretle görerek geçitleri ele geçirdiler.
Osmanlı Ordusu’nun neden geri çekildiği ve geri çekilme emrini kimin verdiği anlaşılmadı. Böylece çok stratejik bir mevki düşmana teslim edildi. Bu mevkiinin düşmesi Edirne yolunu açmış oluyordu. Eğer Osmanlı kurmayları bilmeden geri çekilmişlerse 500 yıl yönettikleri Balkanları tanımadıklarını ve bölgenin topografyasını bilmediklerini göstermektedir.
Şipka Geçidi’nin düşman eline geçtiği haberi alınınca hemen alelacele Süleyman Hüsnü Bey komutasında bir ordu gönderildi. Her ne kadar Şipka Geçidi stratejik olarak önemli olsa da bu sırada Plevne’de kuşatılmış olan Osman Paşa’ya yardıma gitmek daha önemliydi. Çünkü Osman Paşa’nın kurtarılması bölgedeki askeri kurtaracağı gibi o askerle Şipka tekrar alınabilirdi. Fakat Süleyman Hüsnü Paşa (Kendisi aynı zamanda iyi bir yazardır. Dönemin harp okulu kitaplarını yazmıştır.) Şipka Geçidi’ni almayı tercih etti ve 30 bin askerini boşu boşuna 4 ay burada oyaladı ve bu süre zarfında Osman Paşa yenilerek teslim oldu. Bu durum onu da saldırıya açık hale getirdi.
Osman Paşa’yı yenen Rus ordusu tamamen serbest kaldığından 60 bin kişilik orduyla Süleyman Hüsnü Paşa’yı da yenip Sofya’ya girerler. Tüm Osmanlı Ordusu yenilmiş ve İstanbul yolu açılmıştır. 19 Temmuz 1877 yılındaki Şipka Geçidi tahliyemiz büyük bir stratejik hatadır. Fakat bu kararı veren komutan veya Şipka’yı yöneten komutan bilgisine ulaşamadık. Büyük olasılıkla yerel kuvvetlerden olup bölgenin stratejik öneminin çok farkında olmayan alt rütbeden birisidir. Sadece askerlerin çok olumsuz koşullarda olduğu ve bu nedenle tahliye edildiği bilgisi var. Halbuki tahliye edilmek yerine takviye edilseydi Rusları orada durdurabilirdik. Bunun temel nedeni savaşı idare eden savaşı ve bölgeyi bilen genel bir komutanımızın olmaması ve savaşı başkentten yönetmeyi tercih etmemiz etkili oldu. Sonra bölgeye tam yetkili olarak Süleyman Paşa’yı gönderdik fakat Şipka gibi önemli bir mevzi artık kaybedilmişti. Süleyman Paşa’nın Şipka yerine Plevne’ye takviye yapması gerekirken Şipka’nın stratejik öneminden dolayı buraya yüklenmesi Plevne’yi de düşürdü ve bu düşüş, Şipka’yı kuşatan Süleyman Paşa’nın kuşatılmasına ve yenilmesine neden oldu. Bence 93 harbi tüm yönleriyle araştırılması gereken önemli bir savaş.
Osmanlı - Rus savaşındaki yenilginin müsebbibi olarak görülen Süleyman Hüsnü Paşa divan-ı harpte yargılanıp idama mahkum edildi. Fakat II. Abdulhamid onu Bağdat’a sürgüne gönderdi ve orada vefat etti. Kaderin cilvesine bakın ki Mithat Paşa’nın ekibinden olan paşamız Kanuni Esasi hazırlanırken Sultan II. Abulhamid’den sürgün cezalarının kaldırılmasını talep etmiş ve bu talebi red edilmişti. Eğer Sultan onun talebini kabul etmiş olsaydı kendisi sürgün edilemediği için belki de idam edilecekti...
Category
🗞
Haberler