Ardahan'ın Çıldır ilçesine bağlı Kurtkale köyünün muhtarı eski imam Hüryaşa Söğüt, köye hizmet ederken kendisini yalnız bıraktığını iddia ettiği köy halkına cami hoparlöründen sitem etti.
Beş vakit ezan okunan mikrofondan köylülere seslenen Söğüt, "Her şeye tek başıma koşuyorum. Manyak olduğum için mi yapıyorum? Deli olduğum için mi? Ben ne manyağım, ne de deliyim. Bir görev verilmiş madem 'Bu insanlar nasıl daha rahat yaşayabilirler' diye koşturuyorum. Canımı yakmasanız bildiklerimi bilmemezlikten geleceğim ama canımı yakıyorsunuz. Bunu Allah kabul etmez" dedi.
Kurtkale köyünün eski imam olan muhtarı Hüryaşa Söğüt, köyün yol ve su gibi temel ihtiyaçlarını gidermek için girişimlerde bulunarak sorunları çözmeye çalıştı. Köyde yapılan tüm hizmetlerde köylülerin kendisini yalnız bıraktığını, her işe tek başına koştuğunu iddia eden muhtar Söğüt, son olarak köyün içme suyu hattı ve su deposunu yeniletmek istedi. Özel İdare'den boru temin eden ve iş makinesini köye getiren Söğüt, 15 gündür devam eden çalışmalara köy halkının duyarsız kalması dolayısıyla çileden çıktı.
Bir anlık sinirle yıllarca görev yaptığı köy camisinin mikrofonuna geçen Söğüt, hep ezan okuduğu mikrofondan bu kez köy halkına serzenişte bulundu. Seçildiği dönemden itibaren yaptığı hizmetleri tek tek anlatarak, bu hizmetleri yaparken hep yalnız kaldığını dile getiren Söğüt, kendisine yapılan bu haksızlığın canını yaktığını söyledi.
"Canımı yakmasanız, tüm bunları bilmemezlikten geleceğim ama canımı yakıyorsunuz" diye feryat eden köy muhtarı Söğüt, köy halkına yönelik konuşmasını cep telefonu ile de kaydetti. Yaklaşık 10 dakika süren konuşmasının görüntülerini sosyal medya hesabından paylaşan Söğüt, siteminde şu sözleri dile getirdi:
"Sayın komşular, sayın Kurtkale halkı, yıllarca bu Allah'ın camisinden, bu hoparlörden sizlere Allahu Ekber, Allah büyüktür, Allah birdir dedim mi? Muhammed Allah'ın resulüdür dedim mi? Yoksa haşa yalan mı söyledim. Siz şahit değil misiniz yıllarca Allahuekber demedim mi? Muhammet resuldür demedim mi? Ebubekir Sıddık demedim mi? Sizin çeşmeniz akmıyordu, yapmadık mı, altına kürün koymadık mı? Orada şimdi hayvanlarınız su içiyor, kendiniz su götürüyorsunuz. Bir kimseye buradan su götürme diyen var mı? Köylü her sene susuz kalmıyor muydu? Peki bu sene bin tane hayvanınız yaylada su içmedi mi? Köydekiler susuz mu kaldı? Bahçelerinizi sulamadınız mı? Şimdi istedik ki kışında bol bol su kullanasınız. Köyün en üstündeki eve de, en altındaki eve de su çıksın istedik. Kışın suyumuz kesilmesin istedik. Bunları niye yaptık? Çünkü Muhammedül Emin'i örnek aldık, onun için yaptık. Deli olduğumuz için yapmadık, manyak olduğumuzdan yapmadık bunları. Hadi biriniz diyin bu adam camide yalan konuşuyor. Hadi. Bakın, 15 gün önce köye kepçe geldi. Su hattı için çalışıyor. 15 gün içerisinde sizlerden biriniz o çalışanlara bir çay, bir yemek götürdünüz mü? ‘Hep muhtar götürüyor, bunu da ben getirdim' dediniz mi? Peki biz 15 gündür araziye gidip geliyoruz, inip çıkıyoruz. Oldu ki bir gün ben gitmedim. Bu iş nasıl yürüyecek. Şimdi bunu ben sizin vicdanınıza soruyorum, Allah kabul eder mi bunu? Siz kendi kendiniz bir vicdan terazisinde tarın kendinizi. Diyin ki konuştuklarında yalan konuşuyor, biz haklıyız diyin. Bunları biz niye yapıyoruz. Manyak olduğumuz için mi, deli olduğumuz için mi. Ama elhamdülillah biz ne manyağız, ne de deliyiz. Allah'ın rızası için yapıyoruz. Hani Hazreti Ömer demiş ya, ‘Fırat'ın kenarında bir kuzuya kurt düşerse o da Ömer'den sorulur. İşte biz bu felsefeyle iş yapıyoruz. Size bir şey hatırlatayım bu Allah'ın camisinden. Adaletle iş yapan bir devlet adamına, devletin bir bekçisine dahi karşı gelmek, ona isyan etmek zina kadar, adam öldürmek kadar büyük günahtır. Gidin müftüye sorun. 15 gündür benim traktörüm su mu yakıyor? Sürekli gidip, geliyor. Peki bütçe veriyor musunuz köye. Kimse sizden bir kuruş istedi mi? Yani bunları canımı yakmasanız konuşmayacağım, bilmezlikten geleceğim ama canımı yakıyorsunuz. Olmaz, Allah bunu kabul etmez. Ben sen susuz kalma diye koşturuyorum. Sen rahat yaşayasın diye ama sen kılını kıpırdatmıyorsun. Benim bu sözlerimi hanımlarda dinlesinler. Çünkü vicdanın kimde olduğunu ancak Allah bilir. Dün yine tek başıma gittim. Kanal açılmış, su borusu gelmiş, bugün de kar yağdı. Yarın iyice yağacak. Sorunca ‘ben bir gün gittim' diyorsunuz. Peki ben 15 gündür gidiyorum. Niye gidiyorum. Bunu yapmayın. Daha söyleyecek çok söz var ama ne yapim bu kadar anlayana bu kadar yeter."
Beş vakit ezan okunan mikrofondan köylülere seslenen Söğüt, "Her şeye tek başıma koşuyorum. Manyak olduğum için mi yapıyorum? Deli olduğum için mi? Ben ne manyağım, ne de deliyim. Bir görev verilmiş madem 'Bu insanlar nasıl daha rahat yaşayabilirler' diye koşturuyorum. Canımı yakmasanız bildiklerimi bilmemezlikten geleceğim ama canımı yakıyorsunuz. Bunu Allah kabul etmez" dedi.
Kurtkale köyünün eski imam olan muhtarı Hüryaşa Söğüt, köyün yol ve su gibi temel ihtiyaçlarını gidermek için girişimlerde bulunarak sorunları çözmeye çalıştı. Köyde yapılan tüm hizmetlerde köylülerin kendisini yalnız bıraktığını, her işe tek başına koştuğunu iddia eden muhtar Söğüt, son olarak köyün içme suyu hattı ve su deposunu yeniletmek istedi. Özel İdare'den boru temin eden ve iş makinesini köye getiren Söğüt, 15 gündür devam eden çalışmalara köy halkının duyarsız kalması dolayısıyla çileden çıktı.
Bir anlık sinirle yıllarca görev yaptığı köy camisinin mikrofonuna geçen Söğüt, hep ezan okuduğu mikrofondan bu kez köy halkına serzenişte bulundu. Seçildiği dönemden itibaren yaptığı hizmetleri tek tek anlatarak, bu hizmetleri yaparken hep yalnız kaldığını dile getiren Söğüt, kendisine yapılan bu haksızlığın canını yaktığını söyledi.
"Canımı yakmasanız, tüm bunları bilmemezlikten geleceğim ama canımı yakıyorsunuz" diye feryat eden köy muhtarı Söğüt, köy halkına yönelik konuşmasını cep telefonu ile de kaydetti. Yaklaşık 10 dakika süren konuşmasının görüntülerini sosyal medya hesabından paylaşan Söğüt, siteminde şu sözleri dile getirdi:
"Sayın komşular, sayın Kurtkale halkı, yıllarca bu Allah'ın camisinden, bu hoparlörden sizlere Allahu Ekber, Allah büyüktür, Allah birdir dedim mi? Muhammed Allah'ın resulüdür dedim mi? Yoksa haşa yalan mı söyledim. Siz şahit değil misiniz yıllarca Allahuekber demedim mi? Muhammet resuldür demedim mi? Ebubekir Sıddık demedim mi? Sizin çeşmeniz akmıyordu, yapmadık mı, altına kürün koymadık mı? Orada şimdi hayvanlarınız su içiyor, kendiniz su götürüyorsunuz. Bir kimseye buradan su götürme diyen var mı? Köylü her sene susuz kalmıyor muydu? Peki bu sene bin tane hayvanınız yaylada su içmedi mi? Köydekiler susuz mu kaldı? Bahçelerinizi sulamadınız mı? Şimdi istedik ki kışında bol bol su kullanasınız. Köyün en üstündeki eve de, en altındaki eve de su çıksın istedik. Kışın suyumuz kesilmesin istedik. Bunları niye yaptık? Çünkü Muhammedül Emin'i örnek aldık, onun için yaptık. Deli olduğumuz için yapmadık, manyak olduğumuzdan yapmadık bunları. Hadi biriniz diyin bu adam camide yalan konuşuyor. Hadi. Bakın, 15 gün önce köye kepçe geldi. Su hattı için çalışıyor. 15 gün içerisinde sizlerden biriniz o çalışanlara bir çay, bir yemek götürdünüz mü? ‘Hep muhtar götürüyor, bunu da ben getirdim' dediniz mi? Peki biz 15 gündür araziye gidip geliyoruz, inip çıkıyoruz. Oldu ki bir gün ben gitmedim. Bu iş nasıl yürüyecek. Şimdi bunu ben sizin vicdanınıza soruyorum, Allah kabul eder mi bunu? Siz kendi kendiniz bir vicdan terazisinde tarın kendinizi. Diyin ki konuştuklarında yalan konuşuyor, biz haklıyız diyin. Bunları biz niye yapıyoruz. Manyak olduğumuz için mi, deli olduğumuz için mi. Ama elhamdülillah biz ne manyağız, ne de deliyiz. Allah'ın rızası için yapıyoruz. Hani Hazreti Ömer demiş ya, ‘Fırat'ın kenarında bir kuzuya kurt düşerse o da Ömer'den sorulur. İşte biz bu felsefeyle iş yapıyoruz. Size bir şey hatırlatayım bu Allah'ın camisinden. Adaletle iş yapan bir devlet adamına, devletin bir bekçisine dahi karşı gelmek, ona isyan etmek zina kadar, adam öldürmek kadar büyük günahtır. Gidin müftüye sorun. 15 gündür benim traktörüm su mu yakıyor? Sürekli gidip, geliyor. Peki bütçe veriyor musunuz köye. Kimse sizden bir kuruş istedi mi? Yani bunları canımı yakmasanız konuşmayacağım, bilmezlikten geleceğim ama canımı yakıyorsunuz. Olmaz, Allah bunu kabul etmez. Ben sen susuz kalma diye koşturuyorum. Sen rahat yaşayasın diye ama sen kılını kıpırdatmıyorsun. Benim bu sözlerimi hanımlarda dinlesinler. Çünkü vicdanın kimde olduğunu ancak Allah bilir. Dün yine tek başıma gittim. Kanal açılmış, su borusu gelmiş, bugün de kar yağdı. Yarın iyice yağacak. Sorunca ‘ben bir gün gittim' diyorsunuz. Peki ben 15 gündür gidiyorum. Niye gidiyorum. Bunu yapmayın. Daha söyleyecek çok söz var ama ne yapim bu kadar anlayana bu kadar yeter."
Category
🗞
Haberler