-Mısır yaprağının örülmesi
--80 yaşındaki ninenin tezgahta işlemesi
--Sırasıyla röp ve detaylar
( BİLECİK )- Mısır kabuğundan yaptığı hasırları 70 yıldır tek tek işliyor- Hasır ustası Bedriye Yaramaz: "Bunu biz küçük yaşta anamızdan, babamızdan gördük, öğrendik"- "Bunu yaparken türkü söylüyorduk, mani söylüyorduk, mısır pişiriyorduk"- "Şimdi artık yapılmıyor ama gençliğimizde çok yapıyorduk"- Bilecik Yaşayan Şehir Müzesi Müdüresi Yurdanur Kırlı:""Yok ettiğimiz kültürümüzü, mesleğimizi, gelenek göreneklerimizi gün yüzüne çıkartmak" BİLECİK
- Bilecik'te mısırın kabuğunu sanata dönüştüren 80 yaşındaki Bedriye nine, eskiden köylerde her akşam yaptıkları hasır örgünün artık yapılmadığını söyledi.
Bilecik Yaşayan Şehir Müzesi'nde “Geleneklerimizi Yaşatıyoruz" projesi Ehl-i Sanat etkinlikleri kapsamında ziyaretçiler hasırcılığı öğrendi. Hasırın hangi malzemelerden nasıl yapıldığını öğrenen vatandaşlar örgülerin nerelerde kullanıldığı konusunda bilgiler aldı. 80 yaşındaki Bedriye Yaramaza tarafından, daha önceden mısır koçanlarından ayrılan mısırın kabuklarını bir gün önceden hazırlamasıyla başlayan serüven dokuma tezgahında dokunması ile son buldu. 20 yıl önce köyde kadınlarla her akşam toplanılarak büyük bir zevkle bu işi yaptıklarını ve şimdi bu mesleğin kalmadığını anlatan İHA muhabirine anlatan Bedriye Yaramaza, "Ben 80 yaşındayım. Bunu biz küçük yaşta anamızdan, babamızdan gördük, öğrendik. Şimdi artık yapılmıyor ama gençliğimizde çok yapıyorduk. Bunu yaparken türkü söylüyorduk, mani söylüyorduk, mısır pişiriyorduk ondan sonra bunları örüyorduk. Küçük yaştan beri biliyoruz bunu. İlk olarak bu mısırları kırıyoruz. Ondan sonra bunları kabuklarını alıyoruz, kurutuyoruz, koyuyoruz bir yere orada duruyor bunlar. Lazım olunca alıyoruz böyle hasır yapıyoruz, namazlık yapıyoruz. Sedir üstüne hasır yapıyoruz. Daha yani kimimizde böyle çocuklar okula giderken çanta örüyor, sepet yapıyorlar yumurta koymak için" dedi.
"Amacımız yok ettiğimiz kültürümüzü, mesleğimizi, gelenek göreneklerimizi gün yüzüne çıkartmak" Bilecik Yaşayan Şehir Müzesi Müdüresi Yurdanur Kırlı ise; bu tür unutulmaya yüz tutmuş ehli sanatları müzede her ay yer verdiklerini anlatarak, "Bilecik Belediyesi Yaşayan Şehir Müzesi olarak 'Geleneklerimizi Yaşatıyoruz' projesi kapsamında düzenlemiş olduğumuz ehli sanat etkinliklerimizden bu hafta da hasır örmesini müzeye gelen ziyaretçilere göstermeye çalışacağız. Bizim bunu yapmamızdaki maksadımız yok ettiğimiz kültürümüzü, mesleğimizi, gelenek göreneklerimizi gün yüzüne çıkartmak. Özellikle çocuklara, yeni nesillere bunu anlatmak" ifadelerini kullandı.
http://beyazgazete.com/video/webtv/guncel-1/misir-kabugu-sanata-donusuyor-579112.html
--80 yaşındaki ninenin tezgahta işlemesi
--Sırasıyla röp ve detaylar
( BİLECİK )- Mısır kabuğundan yaptığı hasırları 70 yıldır tek tek işliyor- Hasır ustası Bedriye Yaramaz: "Bunu biz küçük yaşta anamızdan, babamızdan gördük, öğrendik"- "Bunu yaparken türkü söylüyorduk, mani söylüyorduk, mısır pişiriyorduk"- "Şimdi artık yapılmıyor ama gençliğimizde çok yapıyorduk"- Bilecik Yaşayan Şehir Müzesi Müdüresi Yurdanur Kırlı:""Yok ettiğimiz kültürümüzü, mesleğimizi, gelenek göreneklerimizi gün yüzüne çıkartmak" BİLECİK
- Bilecik'te mısırın kabuğunu sanata dönüştüren 80 yaşındaki Bedriye nine, eskiden köylerde her akşam yaptıkları hasır örgünün artık yapılmadığını söyledi.
Bilecik Yaşayan Şehir Müzesi'nde “Geleneklerimizi Yaşatıyoruz" projesi Ehl-i Sanat etkinlikleri kapsamında ziyaretçiler hasırcılığı öğrendi. Hasırın hangi malzemelerden nasıl yapıldığını öğrenen vatandaşlar örgülerin nerelerde kullanıldığı konusunda bilgiler aldı. 80 yaşındaki Bedriye Yaramaza tarafından, daha önceden mısır koçanlarından ayrılan mısırın kabuklarını bir gün önceden hazırlamasıyla başlayan serüven dokuma tezgahında dokunması ile son buldu. 20 yıl önce köyde kadınlarla her akşam toplanılarak büyük bir zevkle bu işi yaptıklarını ve şimdi bu mesleğin kalmadığını anlatan İHA muhabirine anlatan Bedriye Yaramaza, "Ben 80 yaşındayım. Bunu biz küçük yaşta anamızdan, babamızdan gördük, öğrendik. Şimdi artık yapılmıyor ama gençliğimizde çok yapıyorduk. Bunu yaparken türkü söylüyorduk, mani söylüyorduk, mısır pişiriyorduk ondan sonra bunları örüyorduk. Küçük yaştan beri biliyoruz bunu. İlk olarak bu mısırları kırıyoruz. Ondan sonra bunları kabuklarını alıyoruz, kurutuyoruz, koyuyoruz bir yere orada duruyor bunlar. Lazım olunca alıyoruz böyle hasır yapıyoruz, namazlık yapıyoruz. Sedir üstüne hasır yapıyoruz. Daha yani kimimizde böyle çocuklar okula giderken çanta örüyor, sepet yapıyorlar yumurta koymak için" dedi.
"Amacımız yok ettiğimiz kültürümüzü, mesleğimizi, gelenek göreneklerimizi gün yüzüne çıkartmak" Bilecik Yaşayan Şehir Müzesi Müdüresi Yurdanur Kırlı ise; bu tür unutulmaya yüz tutmuş ehli sanatları müzede her ay yer verdiklerini anlatarak, "Bilecik Belediyesi Yaşayan Şehir Müzesi olarak 'Geleneklerimizi Yaşatıyoruz' projesi kapsamında düzenlemiş olduğumuz ehli sanat etkinliklerimizden bu hafta da hasır örmesini müzeye gelen ziyaretçilere göstermeye çalışacağız. Bizim bunu yapmamızdaki maksadımız yok ettiğimiz kültürümüzü, mesleğimizi, gelenek göreneklerimizi gün yüzüne çıkartmak. Özellikle çocuklara, yeni nesillere bunu anlatmak" ifadelerini kullandı.
http://beyazgazete.com/video/webtv/guncel-1/misir-kabugu-sanata-donusuyor-579112.html
Category
🗞
Haberler