'Damat Koğuşu’ filminin yönetmeni İlker Savaşkurt, "Bizi filmi yapmaya tetikleyen şey cinsel istismarın, tecavüz vakalarının artışı oldu" dedi.
Cezaevlerinde tecavüzcülerin ve tacizcilerin yattığı koğuşu anlatan ‘Damat Koğuşu’ filminin yönetmeni İlker Savaşkurt ile başrol oyuncusu Musa Can Pekcan, iHA'dan Güneş Coşkun’un sorularını cevapladı.
Sofya, İstanbul, Harlem, TheEuropean Film Festivalleri'nden bir çok ödülle dönen filmin bu başarısında bir çok kişinin emeği olduğunu belirten İlker Savaşkurt; “O yüzden bize başlangıçta inanan arkadaşlarımıza ve destek çıkan herkese teşekkür etmek istiyorum. Bizim bir fikrimiz vardı. İnsanlar ve arkadaşlarımız bize inandılar. Hep beraber bu fikrin peşine düştük bunu oluşturmaya çalıştık. Daha iyilerini yakında yapmayı umuyoruz.” dedi.
''İNSANLAR YİNE KENDİ CEZA YA DA ADALET SİSTEMİNİ GETİRME İHTİYACI DUYACAK''
“Film cezaevlerinde cinsel istismarcı mahkumların konulduğu koğuşlardaki uyguladıkları kendi adaletlerini anlatıyor. Sistem her ne kadar devletin koyduğu yasalar çerçevesinde işlese de insanlar yine kendi ceza ya da adalet sistemini getirme ihtiyacı duyacak” diyen yönetmen Savaşkurt, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Devletin ya da devletlerin koyduğu kurallar coğrafi ya da bölgesel olarak sürekli şekil değiştirir. Şu an 50 km ötede konulmuş aynı kural yaptırımları kesinlikle çalışmaz. Bu biraz insani bir şeydir. Bu yüzden kurallar ne kadar iyi ya da ne kadar kötü olursa olsun insanlar yine kendi ceza ya da adalet sistemini getirme ihtiyacı duyacaktır. Bu da tam sormak istediğimiz sorulardan birisi, yani gerçek adaletin, ya da gerçek suçlunun kim olduğunu soruyoruz biz de.”
“ÇOK BÜYÜK BİR TECRÜBE AMA AYNI ZAMANDA ÇOK BÜYÜK BİR KAOS”
İlk uzun metrajlı film deneyiminin, filmde başrol oynamanın ve bu kadar zor bir role gelmenin çok büyük bir tecrübe ama aynı zamanda çok büyük bir kaos olduğunu belirten Pekcan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İlk uzun metraj ve başrol oynamanın dışında Damat Koğuşun’da Yusuf Şengül gibi birini oynamak bir oyuncu için çok büyük bir iş çok büyük bir tecrübe ama aynı zamanda çok büyük bir kaos çünkü tecrübesizlik olduğu için sette bir yerden sonra Yusuf’a dönmeye başladım, rolden çıkamadım diye düşünen bir biri değilim. Öyle bir oyunculuk anlayışım yok ama 14 gün boyunca Yusuf’ u oynamak, o şeyleri yaşamak bende bir süre sonra deformasyon yaşatmaya başladı. Bir gün İlker, Yusuf gibi uyuyorsun git başka yerde uyu demişti çünkü biz çok yoğun çalışıyorduk ve koğuşta gördüğünüz o ranzalarda uyuyorduk. Çok zordu ama çok keyifliydi.”
“İTİRAF ETMEK ÇOK ZOR BİR YERE DÖNÜŞEBİLİR”
“Yusuf Şengül rolü için için masum diyemeyiz, itiraf edebilecekken neden susuyor” sorusuna Pekcan, şu yanıtı verdi:
“İtiraf edebilir mi bilmiyorum çünkü içeride onca şey yaşadıktan sonra bir şeyleri itiraf etmek çok zor bir hale gelebilir. Daha koğuşa girer girmez, hatta koğuştan önce karakola girer girmez bir suçlu damgasıyla içeriye giriyorsunuz ve siz suçsuz olduğunuzu söylediğiniz anda kimse suçsuz olduğunuzu düşünmeyecek. Dolayısıyla Yusuf koğuşa gelene kadar belki yirmi, otuz kere suçsuz olduğunu söyledi, işe yaramadığını gördü. Koğuşun içindeki diğer adamlar da suçlu olduğu ve artık koğuşun içinde olduğu için bunu tekrar tekrar söylemesinin bir manası olmadığını düşünüyor. Yusuf bu nedenle sessiz, bu nedenle izliyor ve hayatta kalmaya çalışıyor.”
29 Eylül itibariyle vizyona giren ’Damat Koğuşu’ filmi yönetmen İlker Savaşkurt ‘un ilk uzun metrajlı filmi özelliğini taşıyor.
=========================================
İhlas Haber Ajansı YouTube Kanalına Abone Olmak İçin:
►
İhlas Haber Ajansı Resmi Web Sitesi
►
İhlas Haber Ajansı Sosyal Medya Adresleri
►
►
►
►
İhlas Haber Ajansı hakkında
İhlas Haber Ajansı’na ulaşmak için
►
Cezaevlerinde tecavüzcülerin ve tacizcilerin yattığı koğuşu anlatan ‘Damat Koğuşu’ filminin yönetmeni İlker Savaşkurt ile başrol oyuncusu Musa Can Pekcan, iHA'dan Güneş Coşkun’un sorularını cevapladı.
Sofya, İstanbul, Harlem, TheEuropean Film Festivalleri'nden bir çok ödülle dönen filmin bu başarısında bir çok kişinin emeği olduğunu belirten İlker Savaşkurt; “O yüzden bize başlangıçta inanan arkadaşlarımıza ve destek çıkan herkese teşekkür etmek istiyorum. Bizim bir fikrimiz vardı. İnsanlar ve arkadaşlarımız bize inandılar. Hep beraber bu fikrin peşine düştük bunu oluşturmaya çalıştık. Daha iyilerini yakında yapmayı umuyoruz.” dedi.
''İNSANLAR YİNE KENDİ CEZA YA DA ADALET SİSTEMİNİ GETİRME İHTİYACI DUYACAK''
“Film cezaevlerinde cinsel istismarcı mahkumların konulduğu koğuşlardaki uyguladıkları kendi adaletlerini anlatıyor. Sistem her ne kadar devletin koyduğu yasalar çerçevesinde işlese de insanlar yine kendi ceza ya da adalet sistemini getirme ihtiyacı duyacak” diyen yönetmen Savaşkurt, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Devletin ya da devletlerin koyduğu kurallar coğrafi ya da bölgesel olarak sürekli şekil değiştirir. Şu an 50 km ötede konulmuş aynı kural yaptırımları kesinlikle çalışmaz. Bu biraz insani bir şeydir. Bu yüzden kurallar ne kadar iyi ya da ne kadar kötü olursa olsun insanlar yine kendi ceza ya da adalet sistemini getirme ihtiyacı duyacaktır. Bu da tam sormak istediğimiz sorulardan birisi, yani gerçek adaletin, ya da gerçek suçlunun kim olduğunu soruyoruz biz de.”
“ÇOK BÜYÜK BİR TECRÜBE AMA AYNI ZAMANDA ÇOK BÜYÜK BİR KAOS”
İlk uzun metrajlı film deneyiminin, filmde başrol oynamanın ve bu kadar zor bir role gelmenin çok büyük bir tecrübe ama aynı zamanda çok büyük bir kaos olduğunu belirten Pekcan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İlk uzun metraj ve başrol oynamanın dışında Damat Koğuşun’da Yusuf Şengül gibi birini oynamak bir oyuncu için çok büyük bir iş çok büyük bir tecrübe ama aynı zamanda çok büyük bir kaos çünkü tecrübesizlik olduğu için sette bir yerden sonra Yusuf’a dönmeye başladım, rolden çıkamadım diye düşünen bir biri değilim. Öyle bir oyunculuk anlayışım yok ama 14 gün boyunca Yusuf’ u oynamak, o şeyleri yaşamak bende bir süre sonra deformasyon yaşatmaya başladı. Bir gün İlker, Yusuf gibi uyuyorsun git başka yerde uyu demişti çünkü biz çok yoğun çalışıyorduk ve koğuşta gördüğünüz o ranzalarda uyuyorduk. Çok zordu ama çok keyifliydi.”
“İTİRAF ETMEK ÇOK ZOR BİR YERE DÖNÜŞEBİLİR”
“Yusuf Şengül rolü için için masum diyemeyiz, itiraf edebilecekken neden susuyor” sorusuna Pekcan, şu yanıtı verdi:
“İtiraf edebilir mi bilmiyorum çünkü içeride onca şey yaşadıktan sonra bir şeyleri itiraf etmek çok zor bir hale gelebilir. Daha koğuşa girer girmez, hatta koğuştan önce karakola girer girmez bir suçlu damgasıyla içeriye giriyorsunuz ve siz suçsuz olduğunuzu söylediğiniz anda kimse suçsuz olduğunuzu düşünmeyecek. Dolayısıyla Yusuf koğuşa gelene kadar belki yirmi, otuz kere suçsuz olduğunu söyledi, işe yaramadığını gördü. Koğuşun içindeki diğer adamlar da suçlu olduğu ve artık koğuşun içinde olduğu için bunu tekrar tekrar söylemesinin bir manası olmadığını düşünüyor. Yusuf bu nedenle sessiz, bu nedenle izliyor ve hayatta kalmaya çalışıyor.”
29 Eylül itibariyle vizyona giren ’Damat Koğuşu’ filmi yönetmen İlker Savaşkurt ‘un ilk uzun metrajlı filmi özelliğini taşıyor.
=========================================
İhlas Haber Ajansı YouTube Kanalına Abone Olmak İçin:
►
İhlas Haber Ajansı Resmi Web Sitesi
►
İhlas Haber Ajansı Sosyal Medya Adresleri
►
►
►
►
İhlas Haber Ajansı hakkında
İhlas Haber Ajansı’na ulaşmak için
►
Category
🗞
Haberler