Irak‘ın devrik lideri Saddam Hüseyin 10 yıl önce, 30 Aralık 2006’da Kurban Bayramı‘nın ilk gününde sabah saatlerinde asılarak idam edildi.
ABD’nin Irak‘ı işgal etmesiyle 24 yıllık iktidarını kaybeden Saddam, diktatör rejimin düşmesinden tam 3 yıl sonra yargılandığı Duceyl davasında ölüm cezasına çarptırıldı.
Saddam Hüseyin, 1991’de Irak‘ın güneyindeki Şii ayaklanmasını kanlı bir şekilde bastırmak, Halepçe’ye kimyasal bomba atmak ve bir çoğu kadın ve çocuk 5 bin kişiyi öldürmek, yolsuzluk, savaş sırasında yasaklı silahlar kullanmak, uluslararası kuralları ihlal etmek ve insanlığa karşı suç işlemekle itham ediliyordu.
Terör uzmanı İtalyan gazeteci Loretta Napoleoni batının konu hakkındaki düşünceleri şu sözlerle anlattı:
“İdam cezasının güvensizlik veya siyasi istikrarsızlıktan kaynaklandığı söylenemez. İdam edilmeseydi bugün yine aynı durumda olurduk.”
Saddam rejimi kurbanlarının aileleri ve rejim tarafından uzun yıllar baskı altında tutulan Şiiler idam sonrası sokaklarda sevinç gösterilerinde bulunurken, ABD ordusu idamla ilgisi olmadığının altını çizdi.
Saddam rejiminin tabanını oluşturan bazı Sünniler ise protesto gösterilerinde bulunarak, çoğunluğu Şiilerden oluşan yeni hükümete tepki gösterdi ve yeni Başbakan Nuri El Maliki’nin istifasını istedi. Siyasi analistler, bu grup ve Saddam Hüseyin’in eski ordusundan oluşan bazı rütbeli askerlerin, IŞİD terör örgütünün ortaya çıkmasına ve gelişmesi sebep olduğunu belirtiyor:
“Sanırım Kürt gruplar, Şii milisler ve hatta Türkiye ordusu tarafından sürekli saldırıya uğrayan Sünni üçgenini oluşturan halkın büyük bir çoğunluğu Irak Şam İslam Devleti örgütüne daha ılımlı bakıyor.
IŞİD’in Sünni halk arasındaki popülaritesi, sorgulamamız gereken en önemli olgulardan biri. Eski istihbarat ajanlarının ve Saddam rejiminin ordudaki yüksek rütbelilerinin IŞİD’e yöneldikleri apaçık ortada.”
Saddam‘ın devrilmesinin ardından eski Irak Başbakanı Nuri El Maliki’nin yolsuzluğu 100 günde bitirme sözü vermesine rağmen “Beyaz Saray tarafından hayal edilen Irak demokrasisine” ulaşılamadı. Ülkede oy karşılığı adam kayırmaca ve toplumlar arası şiddet devam etti.
Uluslararası Şeffaflık Örgütü‘nün verilerine göre, Irak 2015’te en fazla yolsuzluğun yapıldığı ilk 10 ülke arasında yer alıyor.
“ Ülkedeki şu an ki kaosa bakıldığında, bir çok insan Saddam döneminde sağlanan istikrarın hayalini kuruyor. Nostaljik bir hava mevcut. Ama bu Irak‘ın daha iyi bir hükümete kavuşamayacağı veya başarısız bir demokrasi olmaya mahkum anlamına gelmiyor.”
Musul’da siyasi ve mezhepsel gerginlikler kanlı çatışmalarla devam ederken, Saddam Hüseyin rejiminin sonunu getiren toplumsal problemler ise hala çözüme kavuşmuş değil.
Saddam Hüseyin'i sorgulayan CIA ajanından itiraf https://t.co/5aUMrvfauc— A. Mustafa Güvenli (@AMustafaGuvenli) 19 décembre 2016
ABD’nin Irak‘ı işgal etmesiyle 24 yıllık iktidarını kaybeden Saddam, diktatör rejimin düşmesinden tam 3 yıl sonra yargılandığı Duceyl davasında ölüm cezasına çarptırıldı.
Saddam Hüseyin, 1991’de Irak‘ın güneyindeki Şii ayaklanmasını kanlı bir şekilde bastırmak, Halepçe’ye kimyasal bomba atmak ve bir çoğu kadın ve çocuk 5 bin kişiyi öldürmek, yolsuzluk, savaş sırasında yasaklı silahlar kullanmak, uluslararası kuralları ihlal etmek ve insanlığa karşı suç işlemekle itham ediliyordu.
Terör uzmanı İtalyan gazeteci Loretta Napoleoni batının konu hakkındaki düşünceleri şu sözlerle anlattı:
“İdam cezasının güvensizlik veya siyasi istikrarsızlıktan kaynaklandığı söylenemez. İdam edilmeseydi bugün yine aynı durumda olurduk.”
Saddam rejimi kurbanlarının aileleri ve rejim tarafından uzun yıllar baskı altında tutulan Şiiler idam sonrası sokaklarda sevinç gösterilerinde bulunurken, ABD ordusu idamla ilgisi olmadığının altını çizdi.
Saddam rejiminin tabanını oluşturan bazı Sünniler ise protesto gösterilerinde bulunarak, çoğunluğu Şiilerden oluşan yeni hükümete tepki gösterdi ve yeni Başbakan Nuri El Maliki’nin istifasını istedi. Siyasi analistler, bu grup ve Saddam Hüseyin’in eski ordusundan oluşan bazı rütbeli askerlerin, IŞİD terör örgütünün ortaya çıkmasına ve gelişmesi sebep olduğunu belirtiyor:
“Sanırım Kürt gruplar, Şii milisler ve hatta Türkiye ordusu tarafından sürekli saldırıya uğrayan Sünni üçgenini oluşturan halkın büyük bir çoğunluğu Irak Şam İslam Devleti örgütüne daha ılımlı bakıyor.
IŞİD’in Sünni halk arasındaki popülaritesi, sorgulamamız gereken en önemli olgulardan biri. Eski istihbarat ajanlarının ve Saddam rejiminin ordudaki yüksek rütbelilerinin IŞİD’e yöneldikleri apaçık ortada.”
Saddam‘ın devrilmesinin ardından eski Irak Başbakanı Nuri El Maliki’nin yolsuzluğu 100 günde bitirme sözü vermesine rağmen “Beyaz Saray tarafından hayal edilen Irak demokrasisine” ulaşılamadı. Ülkede oy karşılığı adam kayırmaca ve toplumlar arası şiddet devam etti.
Uluslararası Şeffaflık Örgütü‘nün verilerine göre, Irak 2015’te en fazla yolsuzluğun yapıldığı ilk 10 ülke arasında yer alıyor.
“ Ülkedeki şu an ki kaosa bakıldığında, bir çok insan Saddam döneminde sağlanan istikrarın hayalini kuruyor. Nostaljik bir hava mevcut. Ama bu Irak‘ın daha iyi bir hükümete kavuşamayacağı veya başarısız bir demokrasi olmaya mahkum anlamına gelmiyor.”
Musul’da siyasi ve mezhepsel gerginlikler kanlı çatışmalarla devam ederken, Saddam Hüseyin rejiminin sonunu getiren toplumsal problemler ise hala çözüme kavuşmuş değil.
Saddam Hüseyin'i sorgulayan CIA ajanından itiraf https://t.co/5aUMrvfauc— A. Mustafa Güvenli (@AMustafaGuvenli) 19 décembre 2016
Category
🗞
Haberler