Prof. Dr. Abut Kebudi “Memede oluşan lezyonlara yaklaşım nasıldır?” sorusunun yanıtını veriyor.
Memede oluşan lezyonlara nasıl yaklaşıldığı düşünülürse, öncelikle kişi eline gelen bir sertlik, meme ucundan akıntı, meme cildinde bir kızarıklık, koltuk altında sertlik gibi bir şikayetle hekime gittiğinde ya da kendi kendini muayene etmeyip kontrol için bir hekime gittiğinde hekim tarafından bu bulgular belirlendiğinde tanı konabilir. Bunun dışında hastanın şikayeti olmayıp, hekim muayenesinde de herhangi bir şey rastlanmadığı halde, özellikle 40 yaş sonrası kontrol amaçlı çekilen filmlerde meme yapısında bir değişim, bir takım kalsiyum çökeltileri gibi yapılar görüldüğünde bunların araştırılması gereklidir. Bunların bir adım ötesi ise, biyopsi ile tanının konmasıdır.
Bir kitlenin iyi ya da kötü huylu olduğu, risk faktörleri, derecelendirilmesi, radyologlar tarafından bazı rakamlarla karakterize edilir. Günümüzde şüpheli bir oluşumda tanı için ince ya da kalın iğne biyopsisi tercih edilmektedir. İlk etapta açık cerrahi ile tanı konması, daha sonra yapılacak olan ameliyatı zorlaştırmaktadır. Bu nedenle mümkün olduğu kadar ince ya da kalın iğneyle biyopsi yapmakta yarar vardır.
Ancak bazen küçük bir oluşumun yeri tam belli değildir. Bu durumda, çeşitli yöntemlerle (telle işaretleme, vs…) memedeki hastalıklı bölge işaretlenir ve ameliyatta sadece bu bölge çıkarılır.
Özet olarak muayene, görüntü ve biyopsi, memedeki anormalliği tanımlayan yöntemlerdir.
Daha fazla bilgi için: www.abutkebudi.com
Prodüksiyon: www.siimple.net
Memede oluşan lezyonlara nasıl yaklaşıldığı düşünülürse, öncelikle kişi eline gelen bir sertlik, meme ucundan akıntı, meme cildinde bir kızarıklık, koltuk altında sertlik gibi bir şikayetle hekime gittiğinde ya da kendi kendini muayene etmeyip kontrol için bir hekime gittiğinde hekim tarafından bu bulgular belirlendiğinde tanı konabilir. Bunun dışında hastanın şikayeti olmayıp, hekim muayenesinde de herhangi bir şey rastlanmadığı halde, özellikle 40 yaş sonrası kontrol amaçlı çekilen filmlerde meme yapısında bir değişim, bir takım kalsiyum çökeltileri gibi yapılar görüldüğünde bunların araştırılması gereklidir. Bunların bir adım ötesi ise, biyopsi ile tanının konmasıdır.
Bir kitlenin iyi ya da kötü huylu olduğu, risk faktörleri, derecelendirilmesi, radyologlar tarafından bazı rakamlarla karakterize edilir. Günümüzde şüpheli bir oluşumda tanı için ince ya da kalın iğne biyopsisi tercih edilmektedir. İlk etapta açık cerrahi ile tanı konması, daha sonra yapılacak olan ameliyatı zorlaştırmaktadır. Bu nedenle mümkün olduğu kadar ince ya da kalın iğneyle biyopsi yapmakta yarar vardır.
Ancak bazen küçük bir oluşumun yeri tam belli değildir. Bu durumda, çeşitli yöntemlerle (telle işaretleme, vs…) memedeki hastalıklı bölge işaretlenir ve ameliyatta sadece bu bölge çıkarılır.
Özet olarak muayene, görüntü ve biyopsi, memedeki anormalliği tanımlayan yöntemlerdir.
Daha fazla bilgi için: www.abutkebudi.com
Prodüksiyon: www.siimple.net
Category
📚
Öğrenme