Hakimiyet_Rakib Kabul_Etmez

  • 9 yıl önce
DÖRDÜNCÜ HAKİKAT
Hâkimiyettir.
Evet, bu kâinata geniş bir dikkatle bakan,
kâinatı gayet haşmetli
ve gayet faaliyetli bir memleket,
belki idaresi gayet hikmetli
ve hâkimiyeti gayet kuvvetli
bir şehir hükmünde görür,
herşeyi ve her nev'i
birer vazife ile musahharâne meşgul bulur.
وَ لِلّٰهِ جُنُودُ السَّمٰوَاتِ وَاْلاَرْضِ 1 âyetinin
askerlik mânâsını ihsas eden temsiline göre,
zerrât ordusundan
ve nebatat fırkalarından
ve hayvanat taburlarından,
tâ yıldızlar ordusuna kadar olan
cünûd-u Rabbâniyeden,
o küçücük memurlarda
ve bu pek büyük askerlerde,
hâkimâne tekvinî emirlerin,
âmirâne hükümlerin,
şâhâne kanunların cereyanları,
bedahetle
bir hâkimiyet-i mutlakanın
ve bir âmiriyet-i külliyenin vücûduna
delâlet ederler.
Madem bir hâkimiyet-i mutlaka hakikati vardır;
elbette şirkin hakikatı olamaz.
Çünkü
لَوْ كَانَ فِيهِمَا اٰلِهَةٌ إِلاَّ اللهُ لَفَسَدَتَا 2 âyetinin
hakikat-i kàtıasıyla;
müteaddit eller müstebidâne bir işe karışsalar,
karıştırırlar.
Bir memlekette iki padişah,
hattâ bir nahiyede iki müdür bulunsa,
intizam bozulur ve idare hercümerc olur.
Halbuki,
sinek kanadından tâ semâvât kandillerine kadar
ve hüceyrat-ı bedeniyeden
tâ seyyaratın burçlarına kadar
öyle bir intizam var ki,
zerre kadar şirkin müdahalesi olamaz.
Hem hâkimiyet bir makam-ı izzettir;
rakip kabul etmek,
o hâkimiyetin izzetini kırar.
Evet, aczi için çok yardımcılara muhtaç olan insanın,
cüz'î ve zâhirî ve muvakkat bir hakimiyeti için
kardeşini ve evlâdını zâlimâne öldürmesi gösteriyor ki,
hâkimiyet rakip kabul etmez.
Böyle bir âciz, böyle cüz'î bir hâkimiyet için böyle yaparsa
elbette, bütün kâinatın mâliki olan
bir Kadîr-i Mutlakın,
hakikî ve küllî rububiyetine
ve ulûhiyetine medar olan
kendi hâkimiyet-i kudsiyesine
başkasını teşrik etmesi
ve şerike müsaade etmesi
hiçbir cihetle mümkün olamaz.

(Bediüzzaman, Yedinci Şua, Âyetü'l-Kübrâ bahsinden)

Category

📚
Learning