Allah Müslümanlara en güzel nimetler nasip eder.

  • 10 yıl önce
ADNAN OKTAR: Bakıyorum tablo gibi Allah gösteriyor, birbirinden güzel insanlar, çok acayip. Çok güzel bir ev dekoru ve birbirinden güzel insanlar. Mesela eve gidiyorum, muazzam bir manzara. Her seferinde Cenab-ı Allah’a hamd ediyorum. Muazzam bir nimet ve güzellik içinde yaşatıyor. Bu beni ürkütüyor, çok şaşırtıyor. Olumlu yönde ürkütüyor, böyle ürpertiyor çok, çok acayip. Bir şey var bunda. Yani bu kadar işlerimin rast gitmesi, bu kadar her şeyin böyle güzel olması bu çok şaşırtıcı. Mesela bak hep beğendiğim insan yüzleri. Nurlu insanı çok seviyorum, hep nurlular. Hep uysal ve efendiler. Bazen bazı genç kızlarla tanışıyorum dışarda, çok garipler. Yani bağlantı kurmak, konuşmak çok zor. Bakıyorum çok kirli ki, en bariz vasfı bu, çok kirli. Sağlıksız. Sevgisiz. Egoist, bencil. Kavgacı ruh zeminde duruyor. Materyalist bakıyor. Aç kurt gibi, “çıkar ne sağlayabilirim?” sadece onun peşinde. Ne korkunç bir hayat. Mesela benim bu nurlu güzellerime dikkat ediyorum. Dünyadan geçmişler. Bütün günlerini alan ana konu Allah sevgisi, Allah korkusu, Allah’ın rızası. Sevgi, şefkat, merhamet, dostluk, iyilik, güzellik, temizlik. Mis gibi temizler. Ama müthiş bir temizlik. Her yer, evleri temiz, ortamları temiz, bedenen temizler, konuşmaları temiz. Yalan söylemiyorlar, ne güzel. Yalan söyleyen bir insanla konuşmak ne kadar zor. Ne ıstırap verici bir şey. Mutlaka doğru söylüyor. Sevgisi gerçek, gözlerinden bütün candanlığıyla görülüyor. Üslubundan, ses tonundan, hayatından, stilinden candan sevdiği anlaşılıyor, ne güzel. Ama bazı insanlara bakıyorum sahte sevgiyi bile yapamıyor. Usulen, nezaketen bir sevgi gösterisi de yapamıyor. Ruhu nasırlaşmış. Kalbi nasırlaşmış. Onun için Allah’ın bunca nimet vermesine hep şükrediyorum. Hep hayretle karşılıyorum. Her şeyin güzeli. Eşyalar güzel, insanlar güzel, ağaçlar güzel, bitkiler güzel.

Çıkarken her seferinde evin bahçesindeki o yabani çiçeklere bakıyorum dikkatlice. Acayip şekerler. Zaman zaman onları alıyorlar, onlar inatla yeniden çıkıyor. Çeşit çeşit şekli. Onlar çok kalender. Ne sulamaya ihtiyacı var, ne şu. Mesela sokak kedilerini de çok severim o yüzden. Çok kalenderler. Ne bulursa yiyor, nerede buluyorsa yatıyor. Kibar da değiller öyle, aşı maşı sorunları da yok. Ve bayağı güzel oluyorlar. Yabani çiçekler, bitkiler de öyle. Pırıl pırıllar, acayip güzeller. Bakımla yaşayan çiçeklere hep tedirgin oluyorum ölürler diye. Hakikaten de kısa sürede ölüyorlar. İşte cennette ölüm yok. O büyük bir zevk.

Mesela bak ağaçtaki meyveler her geldiğimde biraz daha azalmış oluyor. Elmalar baktım tek tük kalmış. Mecburen topluyorlar çünkü düşüyor. Ama çok iyi meyve veriyor ağaçlar maşaAllah. Ne güzel. Şeftaliler çok güzel. Üzümü çok severim. Ama İstanbul’da üzüm o kadar olmuyor. Sıhhatli olmuyor. İzmir’de herhalde Manisa’da oralarda üzüm güzel olur. Tokat’ta elma çok iyi oluyor. Tokat’ın domatesi çok iyi, biberi güzel. Hayret orda ayrı bir şey var. Biberin ayrı bir kokusu var Tokat’ın şimdi söylerim herkes de oraya gider. Onu da söylemek istemiyorum tam da. Bazen çünkü güzel bir şey söylendi mi o güzeli yok edinceye kadar uğraşıyorlar. Hâlbuki güzeli muhafaza etmek lazım.

Önerilen