Adnan Oktar: Allah’tan nimet olarak çok seveceğim insanlarla birlikteyim.

BÜLENT SEZGİN: Adnan Bey siz biraz önce nereye baksam çok fazla nimet olduğunu söylediniz etrafımda. Eve gittiğimde, dışarıda veya başka bir ortamda. Yüce Yaratan Kutsal Kitap’ımızda “Siz kendinizde olanı değiştirinceye kadar, Yüce Yaratan size nimet olarak bağışladığını değiştirici değildir” diyor.

ADNAN OKTAR: “Şükredin nimetimi artırayım” diyor ve bu ayet, bu hüküm. Ve bunu açıkça müşahede ediyoruz. Hakikaten bir candan sevgi var bir kere. Bir de sevmeyi ve sevilmeyi çocukluğumdan beri çok seven bir insanım. Güzel insanlardan, güzel hanımlardan çok çok zevk alan bir insanım. Hayret verecek şekilde çok seveceğim insanla Allah karşılaştırıyor.

AYLİN KOCAMAN: Adnan Bey, siz daha önceden Allah sevgiyi sever, sevgiyi ister ama insanlar Allah’ın istediğini değil, deccalın istediğini seçiyorlar. Nefreti kolay görüyorlar demiştiniz. Gerçekten olumlu bir söz bile olsa bunu bile nefretle karşılıyorlar. O hale geldi pek çoğu.

ADNAN OKTAR: Dünyanın, kâinatın yaratılış amacı zaten sevgidir. Allah sevgi yani Yaratan’ın en bariz vasfıdır sevgi. Mesela cennete hâkim olan sevgidir. Dünyada bizden istediği sevgi. “Beni sevin, ben de sizi seveyim” diyor. Ve buna müthiş bir haz vermiş, sevgiye, müthiş bir etkilenme gücü vermiş. Nefrete de müthiş bir azap, müthiş bir sıkıntı vermiş. Mesela insanın kalbi ağarır, içi sıkılır, eli yüzü buruşur, beyni donuklaşır, sağlığı bozulur. Mesela kiminin kalbi duruyor öfkeden. Kimi kalp spazmı geçiyor. Kardeşim zoruna ne oldu, niye sevgiyle yaşamıyorsun? Ne güzel bir şey, ne güzel bir hayat Rabbimiz’in bize sunduğu en büyük nimetlerden.