Irkçılık: ABD'nin bitmeyen tartışması

  • 10 yıl önce
Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Missouri Eyaleti’nde geçtiğimiz hafta polisin siyahi bir genci öldürmesinin ardından ırkçılık tartışmaları yeniden gündeme geldi.

Özgürlükler ülkesi ABD son yıllarda birçok ırkçı şiddet olayına sahne oldu. Siyahi vatandaş Oscar Grant 2009’da Oakland’da beyaz bir polisin kurşunuyla vuruldu, trajik olay ülkede büyük tepkilere ve gösterilere neden oldu.

Amerikan yurttaş hakları lideri Martin Luther King 1960’lı yıllarda siyahların oy hakkı, ayrımcılığın sona ermesi, çalışan hakları ve diğer temel haklar için öncü rol oynadı. Bütün bu haklar 1964’te çıkan Yurttaş Hakları Kanunu (Civil Rights Act of 1964) ve 1965 yılında çıkan Oy Hakkı Kanunu (Voting Rights Act of 1965) ile Amerikan hukukunun birer parçası oldu.

Dünya genelinde şiddet karşıtı ve ırksal eşitlik görüşleriyle tanınan King, 4 Nisan 1968’de Memphis’te kaldığı otelin balkonunda uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirdi. Suikast, çok sayıda kentte isyanların çıkmasına neden oldu.

1970’li ve 1980’li yıllar ise daha sakin geçti. Ancak Los Angeles’ta 1992 yılında polisin zenci vatandaş Rodney King’i öldüresiye dövmesi siyahi Amerikalıları yine sokaklara döktü.

Martin Luther King’in 1963 yılında yaptığı “Bir Hayalim Var” ( I have a dream) adlı o ünlü konuşmasından 45 yıl sonra Barack Obama, Amerikan tarihinin ilk siyahi başkanı oldu.

2008’de başkan seçilmesi siyahi toplum için umut ışığı oldu ancak Obama ülkedeki ırkçılık sorununu tamamen ortadan kaldıracak bir uzlaşı ortamı oluşturmayı henüz başaramadı.

Amerika’da 2012 yılında Florida’da Trayvon Martin isimli bir siyahi genç, mahalle bekçisi tarafından öldürülmüştü. Olayla ilgili davada George Zimmerman adlı bekçi cinayetten suçsuz bulundu.

Bu durum ülke çapında büyük infiale yol açtı, ırk ayrımcılığı ve sivil haklara dair tartışmalar yeniden canlandı.

Hatta Amerikan Başkanı Barack Obama, yaşananlara tepkisini “Onun yerinde ben de olabilirdim” sözleriyle dile getirmişti.

Önerilen