Suriye’de Şii ve Sünnilerin kucaklaşması gerekiyor. Cennet gibi bölgede İttihad-ı İslam ile sevgi ve dostlukla yaşamaları gerekir.
- 11 yıl önce
DİDEM ÜRER: Avrupa Birliği Suriye Muhalif ve Devrimci Güçlerin Başkanı Ahmet Muaz El-Hatip, Avrupa Birliği Dışişleri Bakanları toplantısına katıldı ve toplantı sonunda yapılan açıklamada; AB’nin El-Hatip’i Suriye halkının meşru temsilcisi olarak tanıdıkları duyuruldu.
ADNAN OKTAR: Bölgede Şii-Sünni ayırımının ortadan kaldırıp, Şiilerle, Sünnilerin kucaklaşması lazım. Mehdiyet’i gündeme getirip, İttihad-ı İslam’ı oluşturmak gerekiyor. Yoksa bölge cennet gibi, acayip güzel. Irak, Suriye hep tarihi mekanlar, bitki örtüsü çok güzel, arazisi çok güzel, bahçeleri, bağları güzel, insanları güzel. Ama sevgi, dostluk devreye girmediği için cehennem gibi ortalık. Çoluk çocuk kaçışıyor, bombalar patlıyor. İnsanlar birbirlerini öldürüyor, insanlar can kaygısında. Çok ürkütücü bir ortam var. Halbuki sevgi bölgeye hakim olsa, şahane olacak. İnsanların ömrü de uzar sevgide. Neşeleri de artar, sağlıkları, sıhhatleri de artar. Sevgisizlikten kanser oluyorlar, ülser oluyorlar. Oralarında buralarında yumrular çıkıyor, ciltleri bozuluyor. Bin bir türlü hastalık gelişiyor ve ruh hastalıkları gelişiyor. Halkın büyük bir bölümü yüzde 70-80’ni sinir ilaçları kullanıyor. Psikiyatrik ilaçlar kullanıyorlar. Acı ızdırap içinde yaşıyorlar. Halbuki sevgi hakim olsa, hiçbir şeye gerek yok. Bütün o ilaçları alıp çöp kutusuna atarlar. O sinir ilaçlarının hiç birine ihtiyaç kalmaz. Yatıştırıcıların hiçbirine ihtiyaç kalmaz. Sevgisizlik insanın bedeninin kaldırabileceği bir şey değil.
ADNAN OKTAR: Bölgede Şii-Sünni ayırımının ortadan kaldırıp, Şiilerle, Sünnilerin kucaklaşması lazım. Mehdiyet’i gündeme getirip, İttihad-ı İslam’ı oluşturmak gerekiyor. Yoksa bölge cennet gibi, acayip güzel. Irak, Suriye hep tarihi mekanlar, bitki örtüsü çok güzel, arazisi çok güzel, bahçeleri, bağları güzel, insanları güzel. Ama sevgi, dostluk devreye girmediği için cehennem gibi ortalık. Çoluk çocuk kaçışıyor, bombalar patlıyor. İnsanlar birbirlerini öldürüyor, insanlar can kaygısında. Çok ürkütücü bir ortam var. Halbuki sevgi bölgeye hakim olsa, şahane olacak. İnsanların ömrü de uzar sevgide. Neşeleri de artar, sağlıkları, sıhhatleri de artar. Sevgisizlikten kanser oluyorlar, ülser oluyorlar. Oralarında buralarında yumrular çıkıyor, ciltleri bozuluyor. Bin bir türlü hastalık gelişiyor ve ruh hastalıkları gelişiyor. Halkın büyük bir bölümü yüzde 70-80’ni sinir ilaçları kullanıyor. Psikiyatrik ilaçlar kullanıyorlar. Acı ızdırap içinde yaşıyorlar. Halbuki sevgi hakim olsa, hiçbir şeye gerek yok. Bütün o ilaçları alıp çöp kutusuna atarlar. O sinir ilaçlarının hiç birine ihtiyaç kalmaz. Yatıştırıcıların hiçbirine ihtiyaç kalmaz. Sevgisizlik insanın bedeninin kaldırabileceği bir şey değil.