Maide Suresi, 114-120 Ayetlerinin Tefsiri

  • 11 yıl önce
ADNAN OKTAR: Maide Suresi, 114; şeytandan Allah’a sığınırım, “Meryem oğlu İsa:” yani anlamadım demesinler diye Allah, hani var ya insanlar bazen kimi kastediyor acaba? diye böyle şey yaparlar. “Meryem oğlu İsa: "Allah'ım,” diyor Cenab-ı Allah’a bak,”Allah’ım.” “Rabbimiz,” hitap ediyor Cenab-ı Allah’a, “bize gökten bir sofra indir,” gökten sofra iniyor. Evrimle yaratılmıyor sofra. Sofra da meyve de var, yiyecek de var, her türlü şey var. Ekmek var. Gökten sofra iniyor. Mucize olarak. Evrimcilere delil olarak bu ayeti de anlatın. Bak, gökten bir anda sofra iniyor. Ekmek, meyve, kaplar var. Yiyecekler var. Pişmiş yemek. Gökten iniyor, Allah katından. Evrimle olmuyor. Bir anda yaratılıyor. Diyorlar ki, “gökten Hz. İsa (a.s) iner mi?” Sofra iniyor. Hz. İsa (a.s) niye inmesin? Sofranın inmesini gayet makul görüyor. Bak ayet açık gökten sofra indiriyor Allah. Gökten sofra inince Hz. İsa (a.s)’da iner, inşaAllah, “öncemiz ve sonramız için bir bayram” Öncesi ne? Önceki devir. Sonraki ne? İşte şu anki devir, inşaAllah, “ve Sen'den de bir belge olsun.” Bu bayramın da kutlanması gerekir. Hz. İsa Mesih (a.s) söylemiş. Sofranın inişiyle ilgili “bayram olsun” diyor. Müslümanlar bunu bayram olarak kutlamalı. İnşaAllah.  “Sen'den de bir belge olsun.” Delil, inkar edilemeyecek bir delil. Mesela şimdi belge olarak kullanıyoruz. Açıklıyoruz belge olarak, kimse de inkar edemiyor. “Belge olsun.”  “Bizi rızıklandır,” gökten. “Sen rızık vericilerin en hayırlısısın" demişti.” (Maide Suresi / 114) “Allah demişti ki: "Şüphesiz Ben bunu size indireceğim.” Bu sofrayı indireceğim size hemen. Vahiyle bildiriyor Hz. İsa (a.s)’a. “Artık sonra sizden kim inkar ederse, Ben onu gerçekten alemlerden hiç kimseyi azablandırmayacağım bir azabla azablandıracağım." (Maide Suresi / 115) Yani “çok büyük belanızı veririm” diyor. Çünkü bak delil istiyorsunuz. Ölüyü diriltiyor Cenab-ı Allah, onu gösteriyor. Baraz hastalığı olan, o geçiyor. Elini sürüyor, geçiyor. Kör olan, anadan doğma kör, elini sürüyor “bismillah” diyor, görüyor gözü. Şimdi buna rağmen de diyor ki, “gökten de sofra indir” diyorlar, “içimiz bir güven kazanalım, rahatlayalım” diyorlar. Allah artık burada tehdit ediyor. Bu kadar delile rağmen daha hala böyle bir mantıktasınız, “indiririm ama buna rağmen eğer imansızlık yaparsanız, mahvederim” diyor Allah. Bak “artık sonra sizden kim inkâr ederse, ben onu gerçekten Âlemlerden hiç kimseye azaplandırmayacağım bir azapla azaplandıracağım.” Çünkü artık tebliğ gelmiş, delilleri görmüş, vicdani kanaati gelmiş, buna rağmen inkâr ediyor. O zaman ne demek, belayı hak ettin demektir.

“Allah: “Ey Meryem oğlu İsa,” bakın, Allah annesinin ismiyle söylüyor Meryem oğlu İsa, “insanlara, beni ve anneni Allah’ı bırakarak iki İlah edinin diye sen mi söyledin?” Yani “hem Hz. İsa (a.s)’ı kendisi için hem de annen için, ilah olma iddiasını sen mi söyledin?” diyor. Allah sorgulayacak bak ahirette. Bak diyor ki Hz. İsa (a.s) “Ya Rabbi seni tenzih ederim” (haşa) diyor “hakkım olmayan bir sözü söylemek bana yakışmaz. Eğer bunu söyledimse mutlaka sen onu bilmişsindir.” zaten diyor. Ben kaderim yani var ya ayette “nutku veren Allah” diyor. “Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz” diyor. “Mutlaka onu sen bilmişsindir “diyor “böyle bir şey söylemişsem.” “Sen bende olanı bilirsin, ama ben Sende olanı bilmem. Gerçekten, görünmeyenleri (gaybleri) bilen sensin sen.” (Maide Suresi / 116)  Diyor Cenab-ı Allah. “Ben onlara bana emrettiklerinin dışında hiçbir şey söylemedim.” “Allah birdir dedim birde peygamber olduğumu söyledim helalleri haramları söyledim” diyor. (O da şuydu:) benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin. ‘Onların içinde kaldığım sürece,” Ne kadar kalıyor? Çok az kalıyor, “ben onların üzerinde bir şahidim.” Yani onların üstüne şahidim.” “Benim hayatıma son verdiğinde üzerlerindeki gözetleyici sendin. Sen her şeyin üzerinde şahit olansın” (Maide Suresi / 117)  diyor. Bu, Hz. İsa (a.s)’ın ahiretteki açıklaması, en son ölümü.  Gerçek ölümü, göğe alınması değil. İnşaAllah. “Eğer onları azaplandırırsan, şüphesiz onlar Senin kullarındır, eğer onları bağışlarsan, şüphesiz Aziz olan, hakim olan Sensin Sen.” Burada, bağışlamanın hükmünü açıklaması, bağışlanma ümidinin olduğunu gösteriyor. Yani Hristiyanlar da bir düzelme olacağını gösteriyor. Bak şimdi ne diyor burada “Eğer onları azaplandırırsan, şüphesiz onlar Senin kullarındır,” “istersen azaplandırabilirsin Ya R