Sayın Adnan Oktar'ın A9 TV'deki canlı sohbeti (7 Haziran 2013; 24:00)

  • 11 yıl önce
DAMLA PAMİR: İmanına, aklına, derinliğine hayran olduğum aşkımın sohbetine başlıyoruz, inşaAllah.

ADNAN OKTAR: Didem Hocam buyurun.

DİDEM ÜRER: Hocam, şehit olan polis memurumuzun köprüden eylemcilerle polis arasındaki bir kovalamaca esnasında düştüğü zannediliyordu. Ancak eylemcilerin kendi aralarında yaptıkları konuşmalardan, bir eylemcinin polisimizi kafa aşağı köprüden attığına dair bir ses kaydı tespit edildi.

ADNAN OKTAR: Olabilir. Bir çocuğu da attılar geçen gün. Çocuk diyor ‘tuttu kolumdan attı aşağıya’ diyor. Onun için bunlar özellikle öyle yüksek yerlerde bu tip şeyleri yapacaklar gibi görünüyor, cinayet oluşturmak için. Öyle yerlerde çok daha dikkatli olsun kardeşlerimiz. Yüksek binalarda yüksek yerlerde polisimiz özellikle aman aman özellikle o Taksim’de ki gençler onlar çok şekerler onlar baya tatlılar, Boğaziçili gençler. Ne kadar tatlı o kızlar öyle köfte gibiler, bıcır bıcır yan yana dizilmişler, dünya tatlısı hepsi maşalAlah.

GÜLGÜN GÖKTAN: Kültürlü ve baya zekiler, maşaAllah.  

ADNAN OKTAR: Bizim aslında gençliğimiz o işte. Mesela ben o çocuk şimdi düşündüm onların içinde bir tane dinsiz bulmazsınız. Ama modern dindar! Allah’a âşık, güzelliğe âşık, Peygamberimiz (s.a.v)’e müthiş sevgileri var ama çocuklar bağnazlıktan hoşlanmıyor. Biz nasıl hoşlanmıyorsak biz derken hepimiz olmuş oluyoruz işin doğrusu, yani hoşlanmıyoruz bağnazlıktan, sıkılıyoruz. Güzel yaşamak istiyoruz, neşe istiyoruz, sevinç istiyoruz, gülmek istiyoruz. Yani ağırlık bizi bunaltıyor. İstemiyoruz ağırlık. Yani geleneksel İslamcı anlayışın, o bağnazlığı boğucu. Öyle bir sistemde yaşanmaz. Hayvan bile yaşamaz, değil insan hayvan bile yaşamaz. Kadınların aşağılandığı ikinci sınıf olarak görüldüğü, muazzam bir baskı sisteminin olduğu bir yöntem, bu din değil bu. Faşizm de bile böyle azgınlık olmaz. İstemiyoruz. Ama hükümetin de, Tayyip Hocam’ın da görüşü isteği, o yönde. Mesela bu gün ki açıklamasında, bana haberlerden kısa bir bölüm izlettiler, ne diyor demokrasi isteyen bir çocuk demokrasi sana canım feda diyor. Daha ne desin? Biraz sabırlı olursa kardeşlerimiz Tayyip Hocam gittikçe daha tatlılaşacak göreceksiniz. O hoşlanmaz o da hiç hoşlanmaz            

DİDEM ÜRER: ‘Çevreci kardeşlerime sesleniyorum. Çevre konusunda ortaklık yapmak istiyorsanız gelin benimle yapın’ diye onlara da o şekilde çağrıda bulundu.

ADNAN OKTAR: Hakikaten, dünyada kapitalizmin çok acımasız yönleri var. Mesela üç beş tane zengin hem çevreyi berbat ediyor hem ortalığı, hem insanları yakıp yıkıyor maaşını az veriyor süründürüyor ama bu adamlarda ortada görünmüyor. Yığıyor yığıyor yığıyor malı ha bire mal yığıyor. Ayette diyor ki, ‘mal yığma tutkusu’ diyor, vahşi kapitalistler için, habire yığıyor, sonunda da ölüyor. Başka yere intikal ediyor, ondan sonra o da yığmaya başlıyor o da ölüyor, o da yığmaya başlıyor. Ve yığma tutkusu bu kötü bir şey.

DİDEM ÜRER: Hocam, dünya gelirinin yüzde seksenini, dünya nüfusunun yüzde sekizlik kısmı yönetiyormuş. 

ADNAN OKTAR: Ne gerek var? Bütün insanlar mutlu olsun ne gerek var? Afrika’da halk eziliyor, Afganistan’da eziliyor, hakikaten mutlu bir azınlık var. İstemiyorlar onların mutlu olmasını. O zaman mutluluğun bir anlamı kalmıyor onun için. Kendi mutlu olursa, kendi zengin olursa mutlu oluyor. Herkes zengin olsun, ne güzel olur. Çünkü azap çeken insanlar varken, sen nasıl mutlu olacaksın?

Şeytandan Allah’a sığınırım. Sad Suresi 23-’’Bu benim kardeşimdir doksan dokuz koyunu vardı benim ise tek bir koyunum var buna rağmen onu da benim payıma kat dedi ve bana konuşmada üstün geldi” görüyor musun vahşi kapitalizmi? Allah anlatıyor bak, doksan dokuz tane koyunu var, diğerinin bir tane koyunu var onu da bana ver diyor. Sende hiç kalmasın diyor. Vahşi kapitalizmi anlatan mükemmel bir ayettir kuran ayetidir. Şimdi, ‘Vahşi Kapitalizm ve İslam’ diye bir kitabımı hazırlıyorum, orada bu ayetler çok fazla ayet var o ayetlerden bir tanesi de bu ayet. Çok geniş anlatıyorum, hem hadisle, hem ayetle anlatıyorum.

Didem Hocam dinliyorum.         

DİDEM ÜRER: Başbakanımız sizin de söylediğiniz gibi bugün yaptığı açıklamada ‘Taksim’de AKM’nin şu anda depreme dayanıklı bir yapısının olmadığını ve orada barok tarzı çok mükemmel bir opera binası yapmayı düşündüklerini’ açıkladı.

ADNAN OKTAR: Barok tarzı, güzel.

DİDEM ÜRER: ‘Taksim’de vatandaşın rahatça gezinmesi için trafiği aşağı tarafa aldıklarını da’ belirterek, ‘oraya AVM yapılmasının zaten teknik olarak mümkün olmadığını’ belirtti. ‘Zaten metresiyle falan Topçu Kışlasında AVM olması mümkün değil, söylediğimiz bir ifadeydi buranın bir şehir müzesi olabileceği düşüncesi de var’ dedi. ‘Gelin Gezi Parkı’ndan daha büyük bir ağaçlandırmayı or

Önerilen