Sayın Adnan Oktar’ın Demokratikleşme Paketi ile ilgili yorumu-2

  • 11 yıl önce
DİDEM ÜRER: CHP İstanbul Milletvekili Sebahat Akkiraz; “Paketle ilgili “Aleviler ve Cem evleri yok. Demek ki onların demokratikleşmesi gerekmiyor” diyerek tepki gösterdi.

ADNAN OKTAR: Başbakanımız, bir kere bağnaz insanları daha yeni yeni ikna ediyor. Türkiye bağnazlıktan yeni yeni kurtuluyor. Bölge bağnaz kaynıyor. Böyle bir ortamda Alevilere müthiş şefkat ve sevgi gösterdi Tayyip Hocam. Yiğidi gezmeye götür derler ama yemeğini de ihmal etme derler. Çok ayıp, bu da olmamış. Cami, cem evi aynı olsun, bunların hep genelinde Tayyip Hocam’ın bakış açısı var. Bu konuda yüze yakın demeci var, konuşması var. Alevilere muhabbeti açık, öyle bir derdi yok onun. Öyle bir konusu yok. Ama makul akış içerisinde bu güzel düşünceyi bu barışçıl, sevecen yapıyı geliştirmeye çalışıyor, kendi imkanlarıyla. Bu zor ortamda, hiçbir hükümet döneminde Alevi kardeşlerimize muhabbet, sevgi, ilgi ve alaka olmamıştır. Varsa söyleyin. Hangi hükümet döneminde olmuş? Sürekli iyi bir şeyler yapmaya çalışıyor. Şimdi hadi diyelim ki alalım. Yerine kimi koyacaksınız. O canlılıkta, o kararlılıkta biri varsa, söylesinler, tamam. Ben ömür boyu başbakan olacağım demiyor ki. Varsa biri ama yok ortada birisi yok. Bulun getirin. Hep beraber karar verelim, tamam, bir şey dediğimiz yok. Hakikaten mesela, bunlar demokrasiyle ilgili önemli gelişmeler. “Türküm, doğruyum, çalışkanım” onu mu kaldırmışlar?

DİDEM ÜRER: Andımızı, evet. İlkokullarda kaldırıldı.

ADNAN OKTAR: Ne var onda, Türk dendiğinde, Türkiye’de yaşayan Ermeniler, Kürtler, Lazlar hepsinde Türkiye sınırları içerisinde halkın hepsine deniyor. Bu güzel bir şey. Yani biz dışarı gittiğimizde Türkiyeliyiz, Türk’üz. Türkiye’den geliyoruz dediğimizde sevinçle karşılanıyor. Ne diyelim x memleketten mi geliyoruz diyelim? X millette mensubumuz mu diyelim? Yani bu milletin bir adı olması gerekiyor. Türkiye sınırları içerisinde olan. Adam siz kimsiniz dese ne diyelim biz?

DİDEM ÜRER: Hocam, “Varlığım Türk varlığına armağan olsun” kısmına genelde takılıyorlar. And içtikleri için o yönde.

ADNAN OKTAR: “Türk varlığına armağan olsun” ama şimdi Türklük açıklandığına göre, artık orada tedirgin olunacak bir şey yok. Yani bir saflık kastedilmediğine göre, saf Türk kanı zaten bulamazsın. Türkiye’de öyle bir ırk yok, saf bir ırk. Yani genetik saflıkta bir Türk bulamazsın Türkiye’de. Çok çok nadir belki Eskişehir’de birkaç noktada olabilir-ki, onlarda da mutlaka gene genetik saflık yoktur. Biz köprü olan bir ülkeyiz, Hitit kanı var, Sümer kanı da var, Mısır kanı da var, Yunan kanı da var, Ermeni kanı da var, Çerkez, Laz, Kürt hep karışık yani. Bu sınırlar içerisinde olan insanlara biz Türk diyoruz. “Varlığım Türk varlığına armağan olsun” tamam bu millete, bu insanlara Allah rızası için hizmet edeceğim. Bunu faşist bir ruhla, ırkçı bir kafayla yorumlamak ayrı, bir de Atatürkçü sevecen, Müslüman bir tavırla yorumlamak ayrı. Yoruma bakmıyor mu bu? Tamam, mühim olan yorumunun üstünde dursunlar. Yani çekerse bir noktaya, her şeyden o manayı çıkarabilirsin. Türkiye sınırları içerisindeki kişiler kastedildiğine göre, bir hemşerilik ruhu, bir sevgi göstergesi. Yani kendi ailesine, bu sınırlar içerisinde olan bütünlüğe Türk ailesi diyoruz biz. Ermeni’yi de, Laz’ı da, Çerkez’i de hepsini kardeş biliyoruz ve onları övüyoruz, sevgi gösteriyoruz. Bir tescildir bu yani. Bu kadar bir felaketmiş gibi anlatmanın bir alemi yok. Yani bir genetik bir ırk üstünlüğü anlamında alıyorsa adam, o da onun deliliğindendir. Yani öyle yorumlayabilir, başkası bambaşkada yorumlayabilir. Asıl olan samimi, bizim milletimizin yaptığı yorumdur. Bizim anladığımız. Anayasa ile kanunla açıklıyoruz ne anlama geldiğini. Atatürk rahmetli uzun uzun açıklamış ne anlamda olduğunu. Nerede görülmüş, bir millete Almanya’ya gideceğiz “neresi burası x memleketine gideceğiz, buradakilerde x ekibi.” Adımız yok, biz ne olduğumuzu bilmiyoruz. Olur mu böyle bir şey? Öbür türlü diyecek ki adam Lazlar, Çerkezler ayrılsın. İşte faşistlik orada. “Çerkez’i Çerkez yönetsin, Kürt’ü Kürt yönetsin, Kürt ırkını ben bir tek kaile alırım. Kürt’ten başkasını insan yerine koymam” kafası varsa işte faşistlik orada asıl, ırkçılık orada. Kürt’ün başında Laz vali olsun, Laz valinin bulunduğu yerde Kürt vatandaşlar olsun. Karadeniz’de mesela Lazların içerisine Kürt vali gitsin. Çerkez vali İstanbul’da görev yapsın. Yani bunun çözümü budur. Bu gerçek sevgiyi oluşturur, ırka göre insan sevmek, çok korkunç bir şey. Yani Kürt’ten başkasını insan yerine koymamak. Saf Türk’ten başkasını, saf Türk zaten bulamazsın. Saf Kürt’te bulamazlar, saf Kürt diye bir şey yok yani dili öyle. Ya Arap kökenli, ya Asuri kökenli ya başka kökenden, çoğu Pers kökenli. Pakistan kökenli olanlar var. Akışla gelmişler, sürekli insan gelmiş oraya saflık bulamazsın. Dili Kürtçe yani ırk olarak saf K