Marmaray’a işaret eden hadiste yeraltından hazineler çıkacağı da bildirilmiştir.

  • 11 yıl önce
ADNAN OKTAR: Marmaray’la ilgili anlattığım konular çok dikkat çekti. Birçok internet sitesinde yayınlandı. Şimdi ben onları şaşırtmaya devam edeceğim. “Kaim (Mehdi) zuhur ettiğinde” diyor bak, şehrin ismini açıkça söylüyor Peygamberimiz (s.a.v.), “Konstantiniyye, İstanbul” diyor, bak, yanlış yer yok, “talebelerini gönderir. Denizin yanına vardıklarında ayaklarıyla bir şey yaparlar, suyun üzerinde giderler” diyor. “Su üzerinde giderler” diyor. Bak, “Su üzerlerinde giderler.” Su neresinde oluyor? Üzerinde oluyor. O neresinde oluyor? Altında olmuş oluyor suyun. Bak, su üzerinde iken giderler diyor. Suyun nerede olduğunu açıklıyor Peygamberimiz (s.a.v.). “Başlarının üstünde” diyor. “Üzerlerinde, su üstlerinde olur” diyor. “Su üstlerinde olarak giderler” diyor. Bak diyor ki, “Ayaklarıyla bir şey yaparlar.” O kullanılan araçlar ayakla kumanda ediliyor. Değil mi? Bastın mı gaza gidiyor. Bak, iki türlü anlaşılacak gibi oluyor, “Suyun üstünde yürümek” ama bak “su üzerinde yürürler” diyor. Üzerlerinde suyla yürürler. Yani anlamı bu. Okurken ikinci anlamını anlamışlar. Yani bazen olur ya cümlelerde, “üzerinde su olarak, üzerlerinde, başlarının üstünde su olarak yürürler” buradaki açıklama o. “İki tarafta da, bu yolun iki tarafında da bayraklar olacak” diyor Peygamberimiz (s.a.v.). Baktık, her yer bayrak dolu, resimlere baktık bayrak dolu. Mescitlerden bahsediyor. Baktık, kapısında iki tane mescit var çıkışında. Bu da doğru. Bir de diyor ki Peygamberimiz (s.a.v.); “Aynı anda hazineler çıkar” diyor, “Toprağın altından.” Peki buna ne diyeceksiniz?

DİDEM ÜRER: Gerçekten çok olağanüstü, maşaAllah.

ADNAN OKTAR: “Aynı anda” bak, “çeşitli hazineler çıkarıp, mescitlerde inşa eder” diyor, mescitler inşa edilir o devirde. Bakın, mescitler de yapılıyor. Ama aynı anda hazine çıkacağını söylüyor toprağın altından. Eğer hadisleri dikkatlice incelemezse insan, sathi bakarsa çıkaramaz. Bediüzzaman onun içi diyor ki Şualar’da; “Peygamber Efendimiz (s.a.v.) öyle bir anlatır ki, normalde anlaşılmaz” diyor, “ancak tahakkukundan sonra anlaşılır” diyor, “ilimde rasih olanlar, rusuh sahibi olanlar, Allahualem ve bilsevap deyip, bu gizli hakikatleri ishar ederler” diyor. “Yoksa anlaşılmaz” diyor, Bediüzzaman, “herkes anlayamaz” diyor. Mesela bak, insanlar şaşırıyor, “Üzerlerinde suyla yürürler” yani deniz üzerlerinde yürür, yani üzerlerindedir deniz. Onlar da zannediyor ki, denizin üstünde yürüyor zannediyor. Halbuki deniz onların üstünde yürüyorlar. “Hatta” diyor bak, “Yürüdükleri yerde yemek yerler” diyor. Yani “Orada yemek yerler” diyor. “Toplanırlar” diyor. Hakikaten altı tesis şeklinde. Değil mi? İçeri giren adam, içi tesis şeklinde, yemek de yiyen var orada, toplanan da var, her şey var. Anlatanlar şaşkınlık içinde olayı değerlendiriyorlar. Ama şimdi tahakkuk edince son derece makul olduğu anlaşılıyor. Bak, “Orada toplanırlar, orada yemek yerler” diyor. Yani “orada kendilerine mekan oluştururlar” diyor. Aynısı.

GÜLŞAH GÜÇYETMEZ: Söylediğiniz hazine kısmı da çok önemli mucize.

ADNAN OKTAR: Yani aynı devirde hazineden bahsediyor. “Hazineler çıkaracaklar” diyor. Yani yeraltından çıkan her şey.

Önerilen