Fatih Çıtlak GÖNÜL SAHİFESİ

  • 11 yıl önce
Gönenli Hocaefendi anlatıyor: "Bir gün polisler geldi ve 'Haydi, Hocaefendi hakkında şikâyet ve soruşturma var, bizimle nezarethaneye geliyorsun.' dediler. Ben de 'Ne yapmışım hayırdır? Derdiniz ne?' diye sordum. 'Biz de bilemiyoruz, artık komisere derdini anlatırsın.' dediler. 'İyi, haydi bakalım gidelim.' dedim. Aldılar bizi sorguya.

Çatık kaşlı, böyle kabadayı kılıklı bir baş komiser. Başladı ileri geri konuşmaya. 'Hoca, durmadan para dağıtıyormuşsun, peşine adam taktık. Habire elini cebine daldırıp gelene para veriyorsun, bu paranın kaynağı nedir? Nereden geliyor?' Fakir "Oğlum, ben de bilmiyorum, Allah gönderiyor. Oradan geliyor, buradan birisi bırakıyor, ben de geleni dağıtıyorum. Şimdi sana nasıl anlatayım bilmediğim şeyi.' desem de adam dinlemiyordu. Bir kere takmış kafaya. 'Hayır, Hocaefendi sen, bugün bunu açıklamadan hiçbir yere gidemezsin. Hakkında kesin emir var, ben de amirlerime bu işi çözmeden bırakmayacağıma söz verdim.' Allah Allah…

Tam bu sırada kapıyı falan vurmadan içeriye bir adam dalıverdi. Kaptan kıyafeti gibi bir elbise vardı üzerinde. Paldır küldür girer girmez 'Selâmun aleyküm, hoca, neredesiniz yahu, her yerde sizi arıyorum, burada olduğunuzu söylediler. Hemen atlayıp geldim. 'dedi. Kimsin, nesin demeye fırsat bulamadan iki eliyle avucunun arasında tuttuğu bir tomar parayı masanın üzerine atıverdi. Sonra da 'Hocam, bak bunu vermek için seni arıyordum, bu emaneti artık talebeye mi verirsin fukaraya mı dağıtırsın sana ait; ona ben karışmam. Allah senden razı olsun, şimdi acilen çıkıp sefere yetişmem lazım, haydi inşallah görüşürüz, selâmun aleyküm.' dedi; kaşla göz arasında geldiği gibi kapıyı çarptı çıktı gitti.

Baş komiser bir masaya, bir bana, sonra da dönüp kapıya baktı. Üzerindeki şaşkınlığı atınca hemen kapıya yöneldi. Açtı, kapıda bekleyen polis memurunu azarlayarak 'Oğlum, ben burada sorgudayım, nasıl bana sormadan içeri adam alıyorsunuz!' dedi. Polis memuru 'Baş komiserim kimseyi içeri almadık ki!' Baş komiser 'Bak, şimdi çarpacağım ha! Oğlum, içeriye giren adamı kim saldı?' diye gürledi. Polis memur 'Vallahi billahi, kimse geçmedi, kimseyi geçirmedik.' dedi. Memurların hepsi 'Baş komiserim, valla biz kimseyi görmedik.' dediklerinde, bizi sorguya çeken o kabadayı baş komiserin rengi uçuverdi.

Bendeniz "Bak, gördün oğlum işte böyle gönderiyor Hz. Allah.' diye kendisine söyleyiverdim.

Önerilen