kyod basın toplantısı

  • 11 yıl önce
www.kyod.org.tr
KYÖD BASIN TOPLANTISI / BİRİKİM PATLADI- 03.06.2013

KYÖD, Türkiye'nin yaşamakta olduğu hassas süreç ile ilgili basın toplantısı düzenledi.

KYÖD BASIN TOPLANTISINA KATILANLAR :
Başkan Haşmet Belen , Önceki KYÖD Başkanlarından: f.Feyzullah Yavuz Ulugun , Reşat Keçeci, Yalçın Kayalı, Mustafa Küpçü, Hakan Tanta, Cemal Badem
KYÖD Yönetim Kurulu Üyeleri: Fügen Gürdal Avdan , Av. Başer Değer, Fatih Mehmet Caglar , Cumhur H. Küçükbalkan KYÖD Üyesi: Veysel Inaltekin

BASIN AÇIKLAMASI METNİ
www.kyod.org.tr

KYÖD BASIN AÇIKLAMASI
...Taksim Gezi Parkı Direnişi ve sonrasında diğer kentlere yayılan ve günlerdir yaşanan olayların temelinde AKP iktidarının baskıcı, dayatmacı, "yetki bende, ben ne dersem odur" mantığı ile gelinen bir birikimin patlaması yatmaktadır. Katılımcı demokrasilerde yurttaşların sadece seçim zamanı sandığa gidip oy vermek gibi bir görevi olamaz.
...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın insanımızı hiçe sayan, rencide eden, kışkırtan davranışlarından son dönem örneklerine değinecek olursak:

-Milli Bayramlarımızın kutlanmasına çıkarılan engeller ve resmi kurumlardan Türkiye Cumhuriyeti'nin kısaltması olan T.C. ibaresinin kaldırılması girişimleri;
-Terör örgütü mensuplarına ve yöneticilerine gösterilen nezaket (!) ve ihtimamın yurttaşlarımıza gösterilmemesi;
-"Barış süreci" için atanan akil insanların önemli bir kısmının toplumun tepkisini çeken ve hatta "hayvanlar bile anladı ama bazı kişiler anlamadı" hakaretlerini yapanlardan seçilmiş olması; bu "görevlilerin" her gittikleri yerde tepki görmeleri kaçınılmazdı ve bırakın barış sürecine katkı sunmalarını, aksine ortamı giderek geren unsurlar oldular.
-Aydınlarımıza, gazetecilere yönelik giderek artan baskılar; uzun tutukluluk süreleri;
-Reyhanlı saldırısındaki istihbarat ve yönetim zafiyetleri;
-"İki ayyaş" göndermeleri;
-Taksim direnişçilerine "bir avuç çapulcu" hakareti;
-Sosyal medya örgütlenmelerine "twitter denen bela" yakıştırması;
-Taksim Gezi Parkı'nı yok edecek projenin uygulanacağına dair inatlaşma;
-Üstelik yargı kararına rağmen ve yürütmeyi durdurma kararını veren mahkemeye de saldırarak;
-Böylesine gergin bir ortamda AKM'nin de yıkılacağını açıklamak;
-Hiç gereği yokken Taksim'e cami yapılacağını yinelemek;
-"Ben istesem bir milyon insan yığarım" inatlaşmasına girmek.

Bir Başbakanın böylesine kritik günlerde öncelikli görevi yurttaşlarımızı korumak, bir tek yurttaşımızın kılına zarar gelmemesini sağlayacak önlemleri almak olmalıdır.

Orantısız güç kullanımından uzak durulması toplumsal barışın bir an önce sağlanmasında önemli yer tutacaktır. Özellikle biber gazı kullanılmasına son verilmelidir. Taksim örneğinde olduğu gibi polisin alandan çekilmesiyle olayların nasıl son bulduğu asla unutulmasın. Halkımıza da çağrımız olacaktır: Sağduyunuzu korumaya devam ediniz. Demokratik protesto haklarınızı ve tepkilerinizi yasa dışına çıkmadan kullanınız. Provokasyonlara karşı çok dikkatli olunuz.

Önerilen